• "türkçesi ne zaman, kim tarafından çevirilip, basılacak çok merak ettiğim kitap.edit: yaklaşık 1.5 sene sonra an itibariyle agora yayınları tarafından türkçesi basılmıştır."
  • "film pek guzel olmus insan o kadar ulke arasinda turkiye de olsun, 12 eylul olsun, 24 ocak kararlari olsun istiyor... yoksa film sahane..."
  • "belgeselini izleyince "ah bi türkiye eksik" diyor insan. belki de gerek bile yok. hep aynı hikaye. üç aşağı beş yukarı aynı senaryo."




Facebook Yorumları
  • comment image

    türkçesi ne zaman, kim tarafından çevirilip, basılacak çok merak ettiğim kitap.

    edit: yaklaşık 1.5 sene sonra an itibariyle agora yayınları tarafından türkçesi basılmıştır.


    (dennisjohn - 11 Ocak 2009 01:31)

  • comment image

    evirdiğim çevirdiğim ve fakat bir türlü hakkında tutarlı bir karara veremediğim bir kitaptir. sağdan da soldan da çok rahat eleştirilebilir bu kitap. bir takim liberaller çıkıp mesela ‘liberalizm özünde tekelleşmeye karşıdır, klein’in anlattığı bir global tekel kurma hikayesi’ diyebilir, başkaları ‘friedman ırak savaşına karşı çıkmıştı ama!’ diyebilir. soldan biri çıkıp, gramscian bir bakış açısıyla‘bu analiz iktidara riza gösterme ihtimalini içermiyor, bu yüzden yetersiz’ diyebilir. ve daha pek çok şey denebilir, klein’in bahsettiği şili, arjantin, ırak, çin, polonya ve daha bir çok ülkede yaşananlar bambaşka bir perspektifle değerlendirilebilir.

    bütün bunları bir kenara bırakalım ve şu soruyu soralim: bu kitabi kimler okuyacak? kuvvetle muhtemel akademik bir kitle olmayacak bu. dünyadan bihaber batı (özellikle amerikan) nufusu okuyacak bu kitabi. klein’in analizi doğru mu yanlış mı eksik mi tam mi akademide ayrintili tartışılır ama bu kitabi okuyan ve özel olarak siyasetle ilgilenmeyen biri neoliberalizmden nefret edecektir. friedman’dan, thatcher’dan, bush’dan nefret edecektir. eh bunun neresi kötü arkadaş? bizim akademik analizcilerimiz bin dereden su getirip aynı sonuca varıyorsa klein’i alnından öpmek gerekir. herkes gramsci, foucualt, lacan, zizek, negri okuyup neoliberalizme dair sofistike analizler üretmek zorunda değil. kene gibi yapışmış liberal tayfadan kurtuluş belki de ancak shock doctrine gibi popüler kitaplardan geçiyor.


    (myrkul - 3 Nisan 2010 04:00)

  • comment image

    film pek guzel olmus insan o kadar ulke arasinda turkiye de olsun, 12 eylul olsun, 24 ocak kararlari olsun istiyor... yoksa film sahane...


    (kediaman - 7 Nisan 2010 12:18)

  • comment image

    beyoğlu sinaması'nda bugün izlediğim ve yarın 13.30'da tekrarı olan belgeseldir. belgeselde genel olarak, neyi ne için yaptığını bilen insanların, bilinçsiz insanlara yaptığı eziyetler ve nasıl oyuncak gibi toplumla oynandıkları örneklerle anlatılıyor. belgeselin akıcı bir ilerleyişi var ama maalesef 6 parça olarak izledik. 1 saat içinde 5 defa elektrik mi gitti, film mi koptu, bir şeyler oldu. ben de hemen komplo teorisini kuruverdim ve gösterimin belgeselde anlatılan kötü güçler tarafından kesilmeye çalışıldığını düşünüverdim. etkili bir film olmuş, dakikasında kesintilere komplo yazdım.

    zeitgeist kategorisinde, birbirini tamamlayan, farklı bir bakış açısı sunan, piyasada gösterimine ulaşılamayacağını tahmin ettiğim bir çalışma olmuş.

    salon doluydu ve ben de elden düşme bir biletle salona girebildim. gelip de kapıdan dönen çok oldu. tavsiye eder, iyi seyirler dilerim.


    (hakansari - 7 Nisan 2010 22:49)

  • comment image

    belgeselini izleyince "ah bi türkiye eksik" diyor insan. belki de gerek bile yok. hep aynı hikaye. üç aşağı beş yukarı aynı senaryo.


    (mr know it all - 6 Nisan 2011 13:53)

  • comment image

    hükümetimizin sağlık endüstrisini (eczane - hastane - sigorta) toptan kendi destekledikleri özel sermaye sahiplerine aktarmak için günümüzde uyguladıkları ve sistemi krize yönlendirmekten başka amacı olmayan tam gün yasası, sgk ilaç fiyatlandırmaları, sosyal sigorta'yı çökertme, eczaneleri zorla zarar ettirme gibi eylemlerinin daha rahat anlaşılmasını sağlayan kitap. bir sonraki genel seçimle beraber "sağlık endüstrisi krizdedir ve bunu çözmenin tek yolu toptan özelleştirmedir" derlerse şaşırmayacağım. hem ölümü görüp sıtmaya razı geleceğiz, hem de değişim seçimle beraber geleceği için "demokratik bir değişim" ilüzyonu yaratılarak bu değişimi desteklemeyenler demokrasi düşmanı olarak yaftalanacaklar.

    yakın türkiye tarihinde mikro ölçekli buna benzer pek çok uygulama yapılmıştır. en bariz örnek doğal kriz olan deprem sonrası inşaat sektörünün alıp yürümesidir. kitapta bulunan örnekler bundan çok daha kapsamlı bir ülkeyi toptan değiştirmeye yönelik eylemleridir.


    (flying gunslinger - 9 Aralık 2011 15:45)

  • comment image

    neoliberal politikaların uygulanabilmesi için öncül bir şok uygulanması gerektiğini, insanların ancak bu şekilde bu acı reçeteyi kabul edebileceğini savunan ve çeşitli örneklerle gösteren güzel bir belgesel. belgeselde değinilmese de ortalama bir türk'ün aklına hemen 12 eylül 24 ocak ve 2001 krizi kemal derviş ilişkilerini getirmesi muhtemeldir.


    (herostratus - 18 Haziran 2013 15:03)

Yorum Kaynak Link : the shock doctrine