Medal of Honor: Pacific Assault ' Oyununun Konusu : Medal of Honor: Pacific Assault is a video game starring Dave Wittenberg, Will Friedle, and Bart Tangredi. You play through the eyes of soldiers in various engagements of the Pacific Theatre of World War II.
Call of Duty(2003)(8,7-5450)
Call of Duty 2(2005)(8,6-5251)
Medal of Honor: Allied Assault(2002)(8,5-1677)
Medal of Honor: Rising Sun(2003)(7,4-856)
Medal of Honor: Airborne(2007)(7,4-1043)
Medal of Honor(2010)(7,4-1936)
Medal of Honor: Warfighter(2012)(7,1-1181)
bence bu rezil rüsva oyunun en ama en komik ve kesinlikle en güzel yanı, vurulmaktan kevgire dönmüş ve göbeğini tuta tuta yürümek zorunda kalan medic'in* kendine bi sargı, bandaj yapamaması ve onu çatışmanın en kanlı anlarında "h" tuşuna basıp yanınınıza çağırdığınızda nerde olursa olsun koştura koştura gelip sizi tedavi etmek için kamuflajınızı açtığı andaki öğürerek kusma sahnesidir. hatırladıkça halen gülerim.
(sturmgewehr - 3 Eylül 2010 22:02)
japoncadan nefret etmeme sebep olan oyun.
(bunlarolmaz - 1 Şubat 2012 17:34)
origin platformunda ücretsiz olarak veriliyor şu anda.https://www.origin.com/…ore/free-games/on-the-house(bkz: on the house)
(fuck google ask me - 19 Mart 2016 12:54)
grafik detayı maksimuma çıkarınca oyuncuya görsel bir şölen sunan oyun. lakin oyunun geçtiği mekanlar itibarıı ile büyük bir kısmı bir savaş oyunundan çok koridor fareliği yaptığımız bir fps'ye benziyor. ormanda savaştığınız yolların aslında etrafı texture bulamacıyla kaplı duvarlardan oluşmuş koridorlar olduğunu farketmek kırıyor atmosferi. iron storm ismli gudik oyunda da vardı bu durum. benim gibi cephe savaşlarını sevenleri ise özellikle son bölümler tatmin edecek. oyunda gereksiz yere konulmuş uçaklı bölümler de var. dog fight olayı güzel olsa da, havadan yere saldırı yaptığımız kısımlar biraz uyduruklanmış. ve 4 cd ile gelen bir oyun için fazlasıyla kısa, hatta bence ilk oyundan bile kısa pacific assault. zort diye bitiyor.
(arnold schwarzeneger - 25 Aralık 2004 11:09)
orihin platformunda tekrardan ücretsiz olarak verilen oyun.https://www.origin.com/…ore/free-games/on-the-house
(hehe - 16 Haziran 2017 17:16)
japon askerlerinin çatışma sırasında attıkları naralar arasında (bkz: davul zurna), (bkz: yarraaa) gibi örneklerin bulunduğu oyun.yaralanıp atlamak zorunda kalan pilota vekaleten savaş uçağı kullandığınız flyboys bölümü ise gerçekten harikadır. (2004 çıkışlı bir yapıt için "ziyan edici" uyarısı koymaya gerek görmüyorum) mevzubahis bölümde radyo istasyonu, küçük bir havaalanı ve iskelenin bulunduğu bir japon adası bombardımanla darmaduman edilir, japon uçaklarıyla bolca itdalaşına girilir ve kazara temas sağlanan bir japon filosu torpidolarla imha edilir. ardından azalan yakıtın ve tecrübesizliğin de verdiği panikle amerikan uçak gemisinin üzerine dengesiz fakat şanslı bir iniş yapılır. zaten, bilmeyenler için, gerçekte de karakterimizin mensubu olduğu deniz piyadeleri aynı zamanda havada-karada savaş becerisini haiz olacak şekilde eğitilirler.
(marlon brandonun 50lerdeki hali - 17 Aralık 2017 01:02)
mouse da bir lag mevcut. patch ile gideriliyor. ancak patch yukledikten sonra dakika başı oyunu kapamaya başladı. oynanmaz oldu. tüh oldu kaka oldu.
(babam ve ben - 28 Ekim 2005 02:34)
medal of honor allied assault ile avrupayı kurtardıktan sonra, bu sefer yine amerikan ordusunda ancak bu defa sadece bir er olarak pasifik cephesinde çarpıştığımız oyun.grafiksel olarak çok başarılı bir seviyede. sonunda this game uses technology licenced from id software gibi bişeyler dediğine göre yine quake3 motoru kullanılmış ancak motor kesinlikle yüksek modifikasyondan geçmiş çünkü grafikler ilk oyunun denizler altında nerden baksan 20 bin fersah ötesinde.oyuna tarawa adasına (ki oyundan öğrendiğimiz üzere japonyaya giden yolda önemli bir ada kendisi) yapılan çıkartmayla yani pasifik cephesinin d-dayi ile başlıyor. bu çıkatma sırasında kıyıya zar zor ulaşıyoruz ancak devam edemeyip ölüyoruz ve hayatımız (daha doğrusu askeri hayatımız) film şeridi modunda gözlerimizin önünden geçercesine boot camp’a dönüyoruz. boot camp’te temel eğitimimizi aldıktan sora dağıtımda pearl harbor’ı çekiyoruz. tam limana vardığımızda, ciple gezerken ünlü baskın gerçekleşiyor ve sahildeki botlara ulaşmaya çalışıyoruz (bot dediysek zırhlı falan hayvan gibi bişey, tepesinde dana gibi makinalısı var ancak limana demirli destroyerlerin yanında anca bot denir ona) bota atlayıp makinalıyla biraz japon uçağı indirerek saldırı sırasında liman sularında dolaşıp gemilerin bombalanışını batışlarını izliyoruz. sonra bir geminin yanında durup gövdesindeki yarıktan içeri atlayıp biraz içerideki yaralı askerlerle uğraşıp, güverteye çıkıyor, uçaksavarın başına geçip japon indirmeye devam ediyoruz. sonra baskın bitiyor, ilk görev sona ermiş oluyor. ancak ilk oyundaki yaşadığımız normandiya çıkartmasının dehşeti ve heyecanı bu çok ünlü çarpışmada yeterince verilememiş.sonra artık pasifik adalarına açılıyoruz, sik kafalı japon askeriyle ilk gerçek temas burada oluyor ve normal asker görevleri başlıyor, şuraya git, düşmanı temizle, depoyu uçur, uçak düştü pilotu kurtar, havaalanını ele geçir, havaalanını savun, nehir boyunda devriye gez gibi şeyler.bu pasifik adalarının atmosferi çok başarılı. ormanlar güzel yüksek ağaçlardan oluşuyor, bataklıklardan geçiyoruz, patikalarda rüzgarda dalgalanan diz / bel boyu otlar ve çalılar var, ulan the thin red line oldum ulan dedirttirecek kadar güzeller.oyunda devamlı bir grubun üyesi olarak savaşıyoruz, silah arkadaşlarımız arasında bir adet sıhhiye (onlar corpsman diyor) de mevcut. ne yapıyor bu sıhhiye? vurulduk mu gelip yaramızı sarıp morfini basıyor ve bizi tekrar ayağa dikiyor. her görevde 4 kez bu şekilde iyileştirilme hakkımız var (edit: zorluk seviyesine göre değişiyor bu, misal realisticte 2 kere bu şekilde heal olma hakkımız var). silah arkadaşlarımızda ise böyle bir sınırlama yok, hey maaşallah kendileri yatıp yatıp kalkıyorlar. yalnız bu sıhhiye arkadaşımıza pek güvenmemek lazım, ağır ateş altında düşersek pek yanaşma yanlısı olmuyor ve ölüyoruz. ha keza kendisi çok uzaktaysa yada başka bir yaralıyla ilgileniyorsa, yine bize ulaşana kadar ölüyoruz. bunun yanı sıra vurulup düşünce sıhhiye yetiş sıhhiye diye debelenirken tepemizde zaman zaman sıhhiyeden ziyade bir japon askeri bitiveriyor ve bizi kafamızdan vurmak, süngülemek yada depiklemek suretiyle sikertebiliyor. ama bazen hiç ummadığınız anlarda da yardıma yetişebiliyor sıhhiye, yani biraz tutarsız bir insan kendisi.oyunun bir sorunu, çok ama çok az health pack bulunması. bir çatışmadan zar zor hayatta kalıp 10un altında bir can ile kurtulursak, bir sonraki köy baskınına bu can ile başlayıp saniyesinde devriliyoruz, sonra çırpınıp duruyoruz sıhhıye sıhhiye diye. böyle durumlarda en iyisi sakin bir anda kendimizi dikenli tele falan atıp kanamadan ölmek ve sıhhiyenin iyileştirmesiyle full health olarak oyuna devam etmek. gerçi şimdi aklıma geldi, düşmeye yakınken sıhhiye çağırılabiliyor mu denemedim, belki böyle durumlarda adamı çağırıp da yatmadan full healthe ulaşılabiliyordur (edit: denedim oluyomuş, kafamı skeyim, büssürü debelendim ben de). kanama olayı da şu şekil: eğer dikenli tele veya ağaç kazıklara takılırsak yada süngülenirsek yavaş yavaş kan ve dolayısıyla can kaybediyoruz, böyle durumlarda hemen kendimize bandage uygulamalıyız ancak bu işlem çatışmanın ortasında yaklaşık 10 saniye süreyle silahsız ve yavaş hareket eder durumda kalmamıza yol açıyor.çatışmalarda geride kalmak ve siperlenip japon indirmek suretiyle ilerleyen arkadaşlara destek vermek daha mantıklı, önde biz gidersek bütün japonlar bize odaklanıp, anında yatırıveriyorlar. yalnız geride de çok pasif kalmamak lazım, arkadaşlarımızın hepsi inerse tekrar iyileştirilip kalkana kadar tek başımıza kalmamız pek hoş olmuyor, böyle durumlarda pek kurtulma şansımız bulunmuyor. elde tüfekle ramboculuk hiç sökmüyor burada çünkü makinalılar hem az mermi alıyor, hem de aşırı teptikleri için nişan alma diye bir şansımız olmuyor, neredeyse bu silahlarla en iyisi bir seferde tek mermi sıkmak. piyade tüfekleriyse çok yavaşlar, iki ateş arasında neredeyse 3 saniye geçiyor, dandik versiyon tüfekle vücuttan vurduğumuz adamlar ancak 2 mermide ölüyor ve şarjörler 5 mermi alıyor, karşımızda ise bir tabur adam var. en iyisi güzelce siperlenerek yavaş yavaş düşmanı tek tek temizleyerek ilerlemek. siper arkasından ateş ederken japonlar bizi vuramazlarsa kafamıza el bombası atıyorlar, dikkatli olmak lazım. yanımızda berimizde bomba patlarsa belli bir süre için felaket sersemliyoruz, görüşümüz bulanıyor, çok yavaş hareket edebiliyoruz. hele bir de patlamanın etkisiyle açığa bir yere savrulduysak ölüm kaçınılmaz oluyor.2 çeşit piyade tüfeği var, biri 2 mermide diğeri tek mermide yatırıyor. bunların japon versiyonlarında süngü de mevcut. makinalılardan thompson orta seviye bir silah ancak biraz güçsüz. en iyi silahlar ağır makinalılar (misal johnson). tek tek ateş etmek suretiyle uzaktan bile çok iyi bir keskinliğe sahip ve vücuttan vurma ile 2 mermide adam indirebiliyorlar. bunları piyade tüfeklerinin 20 mermi alanı ve hızlı ateş edebileni olarak düşünün, kesinlikle favori bunlar. sniper tüfeğimiz tek mermiyle indiren piyade tüfeğinin dürbünlüsü, shotgunın yanından bile geçmeyin işe yaramıyor. oyunda bazen mermi sıkıntısı oldukça belli oluyor, mermisizlikten thompsonı atıp yerden aldığım japon piyade tüfeğiyle devam etmek zorunda kaldığım yerler oldu. aynı şey karşı taraf için de geçerli, uzun süren bir çatışmada mermileri bitiyor ve göz yaşartıcı bir kahramanlıkla süngü hücumuna kalkıyorlar, subayları da kılıç çekiyor samurai misali. üzerimize koşan 5 - 6 japonu piyade tüfeğiyle indirmek oldukça zor, dibime kadar gelip arkadaşlarım tarafından indirilen bir çok japon oldu, ha keza dibime kadar gelip süngülemeyi başarabilen de.oyunda aksiyon temposu oldukça yüksek, havaalanı almak, korumak ve tarawa gibi bölümlerde devamlı çatışmak, bir hattı temizleyip diğerine koşarken diğer hattı desteklemeye giden düşmanlarla çatışmak, makinalı tüfeklerden sakınmak, tepemizde uçan uçaklardan kaçmak, uçaksavara yetişip uçakları indirmeye çalışmak gibi bir an bile dur durak bilmeden koşturmak gerekiyor. bir yeri temizleyip belli bir süre rahat olmak gibi bir olay yok, devamlı aksiyon, devamlı savaş, yeterin lan yoruldum amına koyim dedirtiyor.tek eksi yan uçak kullandığımız bölüm olmuş, amına koyim sözde ben kıçı kırık erim, uçakla japon avcılarını indiriyom, yetmiyo adadaki telsiz kulesini yıkıyom, yetmiyo havaalanındaki ağır bombardıman uçaklarını patlatıyom, yetmiyo adanın iç körfezindeki deniz uçaklarıyla çıkatma gemilerini temizliyom daha da yetmiyo bir japon uçak gemisiyle (oha) bir destroyeri batırıyom. bu arada bizim yanımızda uçan sözde harbi 3 pilot arkadaş biz yer ve deniz hedefleriyle ilgilenirken havadaki diğer japon avcı uçaklarını indirecekler ama hiç bişey yapmadan ööle pır pır uçuyolar, bi de üstüne ben gideyim de vurayım şu avcıları derseniz gelip size çarpıyolar ki tam evlere şenlik.oha lan çok yazdım, sonuç olarak süper bir oyun, yapanların eline sağlık (ki medal of honor is created by steven spielberg diyor sonda), ilk oyunu katlayıp da geçiyor, oynamayan kendi kaybeder. hadi ben kaçtım.
(jupiterianvibe - 7 Şubat 2006 23:16)
director's edition'ini az evvel bitirdigim oyun. cok eglenerek (ve gerilerek) oynadigimi belirttikten sonra kil oldugum noktalara geciyorum:--- spoiler ---oyunun en kil edici yani bug'lari. en deli eden bug da bir anda ortaya cikan japon askerleri. nasil oluyor efendim bunlar, elimizde sniper rifle (ki oyunun ikinci yarisinda kavusuyoruz kendisine) agir agir agaclari suzerek ilerliyoruz, hic bir japon askeri yok ortalikta, sonra bir noktayi gectigimiz anda cart diye ekranda cikiveriyorlar ve catir catir saydirmaya basliyorlar. yerinden kalkip vuranlari demiyorum, birkac tane oyle kamufle olmus ve aniden diye kalkan eleman gordum. bu dediklerim kattiyen ekranda yok, ama siz belirli bir noktayi gectiginiz anda cotank diye ayakta beliriveriyorlar. ozellikle "oglum surda durbunlu tufek var, kap agactaki keskin nisancilari vur" diye talimat verdigi bolumde bu bug beni delirtti. yavas yavas her noktaya bakarak geciyorum hic birsey yok, sonra birden adam cikiveriyor. en sonunda adamlarin durdugu bos platformlari bulup yurumeye basladim, biraz sonra platformun uzerinde cart diye beliriyordu.bir diger deli eden bug da henderson field'i dusman isgalinden kurtardiktan sonra** ucaksavar'in basina gectigimiz bolumdeydi. burda hangar'lari bombalayan ucaklari durdurmamiz soyleniyordu ama ben sahsen basaramadim. dert de etmedim zaten kumandanim saolsun "bosver genc cok fazlalardi" falan dedi. fakat takildigim nokta o degil, tam sonuncu hangar patladiktan sonra bu ipneler bizim kafaya bomba salliyor ve biz de agir yaralaniyoruz. teorik olarak corpseman'in gelip sifa vermesi lazim ama ben o noktaya kadar iki tedavi hakkimi kullandigim icin oyle birsey mumkun olmadi tabi. esegin yaninda kivraniyorum o baskalarina yardim ediyor, ben de oluyorum. load uzerine load yaptim, "tommy dikkat" diyolar ebesinin amina kaciyorum vuruluyorum, bombayi birakan ucagi buldum, onu vuruyorum bu sefer vurdugum anda ben de oluyorum*. en sonunda daha hangarlar patlamadan silahi falan birakip haritanin obur ucuna kactim ama yine patlayip yine oldum. bu bug'la basa cikamayacagimi anlayinca taaa baslardan load edip corpseman hakkimdan birini sakladim. allahtan henderson field'de adam vurmaca oyunun belki de en zevkli bolumlerinden biriydi de cildirip yarida birakmadim.oyuna en basta baslamamin sebebi corpseman kavrami. #8577298 nolu entry'deki isyanimdan sonra saolsun boyakasha mesaj atip pacific assault'u tavsiye etmisti (burdan kendisine de tesekkurlerimi iletirim). hakkaten corpseman super renk katmis olaya ama onun da cok can sikici yanlari var. bir kere takimdaki esas elemanlar kesinlikle ölmüyor. kafasina sikin iki kursun ah uh diyor, sonra bizim sifaci gelip tedavi ediyor. kimse de gelip "lan manyadin mi duduk" diye sizin kafaniza da vurmuyor. "realistic" modda oynayinca insan boyle bir sacmalik olmasini hayli yadirgiyor tabi. diger elemanlar ölmedigi icin siz kimi durumlarda rahatlikla onlari bir kenarda birakip ortaligin durulmasini bekleyebiliyorsunuz. tabi cok abartirsak hepsi telef olmus yerde "corpseman!" diye bagirirken caponlar bir bonzai saldirisina geciyor, olan size oluyor. corpseman kavrami ile ilgili bir baska sikayetim de yerde yatan coni'nin kafasina vurmakla sorumlu japon timleri. bunlar bu is icin ozel yetistirilmis olsa gerek cunku oyle zevkle, cigliklar atarak yapiyorlar ki bu isi monitoru kirmaya yaklastigim anlar oldu. neyse bunlarin sorunu islerini sevmeleri degil, hic yoktan bitmeleri. yani ortaligi temizlemisiz, tek bir japon askeri bile yok diyelim, uzaktan bi sniper koyuyo yere dusuyoruz, yerde kivranirken bu hiyar geliyor tufegin kabzasiyla koyuveriyor. veya her taraf bizim elemanlardan kaynarken yanlarindan geciyor kafamiza dikilip bagiriyor, sonra da kursunu sikiveriyor ve kimse bu adama mudahalede bulunmuyor. corpseman tedavi ederken yaptigi bile oldu ki ayip be adam, once corpseman'e sikilir ordan sonra yerde yatan adama.orman'in bazi yerlerinin texture bulamaci oldugunu farketmek beni de hayli uzdu. ama kimi bolumlerde hakkaten orman icinde kaybolma duygusunu yasiyordunuz (orman icinde japon cephaneligi gibi birsey aradigimiz bolumdeydi sanirim ozellikle). kimi yerlerde goruntu olarak hicbir engel olmamasina ragmen ilerleyememek cok rahatsiz ediciydi. yine benzer olarak bir tas yuksekligindeki yerlerden sirf oyun istemiyor diye ziplayamamak da cok osuruktan ve demode hatalardan biri. kimi yerlerde dikenli tel cekmislerdi, keske gecilmesini istemedikleri her yerde en azindan bunu yapsalardi.cok sik sik ettim ama oyunun guzel yanlari zaten anlatilmis epey, ben de bunlari dokeyim ki icimde kalmasin. yanlis anlasilmasin, cok guzel oyun hakkaten, ama bunlar cok sey alip goturmus, mukemmel olabilecekken olmamis. bir baska nokta japonlarin ayrimciligi. bonzai charge yaparlar, herkesi birakip hepsi sizin ustunuze yururler. allahin cezasi makinali tufeklerin atesinden herkes kosarak kacarken siz kafanizi kaldirdiginiz anda duvara civilenirsiniz. bunlar benim icin "realistic" kavramindan cok sey alip goturuyor. en onemlisi de d-day bolumunde kiyidan ciktiktan sonra icerdeki ucaksavarlari patlatma bolumunde ortaya cikti. oyunu oynayanlar hatirlayacaklar, orda tepesinde patlattigimiz bir anten olan garnizon tadinda birsey vardi. tepesinde iki makinali tufek, yaninda bir panzer, icinde de milyon tane adam. orayi gecene kadar gecirdigim sinir krizinin haddi hesabi yok. hayir o kadar milimetrik zamanlama yapmak lazim ki bin kere load ettim, her loaddan sonra da biraz daha sogudum oyundan. gercekci yapiyoruz diye bu kadar abartmak nedir? eger oyun gercekciysa bir avuc amerikan askerinin orayi gecmesinin imkani yoktu. hadi butun oyunu gectim, dikkatli olunursa bir cok yer tek seferde gecilebilirdi hakkaten. ama orayi en az 10 kere denemeden gecebilen varmidir supheliyim. allahin cezasi makinalilar zaten taaa nerelerden beni vurmaya basladi, yanlarina gelene kadar canim cikti. geldikten sonra bir turlu iceriye bomba atamadim (ki bunun benim hiyarligim oldugunu kabul ediyorum), fakat atsam da icerde bi dolu adam vardi zaten, muhtemelen baskasi gecerdi basina. neyse efendim oyun orda benim gozumdeki gercekciligini buyuk oranda yitirdi. madem zor yapacaksiniz o zaman hakkaten takimin diger elemanlari da ölsün ve onlar ölürse oyun bitsin. kicimizi yirtalim kimseye birsey olmayacak diye ama kale gibi korunan garnizona da 5-6 kisi dalmayalim. bak oyunun sonunda ne guzel cagirdi bombardimani, bir anda beliren japon askerleri bug'i disinda cok da mantikliydi orasi.zorluktan bu kadar sikayet ettikten sonra ters olarak kafamiza dikilip bir turlu vuramayan aptal ai da canimizi sikti. gercekci oyun istiyoruz biz dayilar, kiyak degil. hakkini yemeyim oynadigim en gercekci ikinci dunya savasi oyunlarindan biriydi yine de. oyunda guzel demo eksikligini de belirtmek isterim. oyun ici grafikler nefis olsa da demolar cok tirtti. sanirim warcraft'dan sonra bu konuda hic bir oyun kolay kolay tatmin edemez beni. shotgun'in da hakki yenmesin, yakindan super etkili bir silah. diger tufekler halt etmis kanimca. ben shotgun+sniper kombosuyla ilerledim mumkun oldukca. tavsiye de ederim. ozellikle tek mermi reload edebilmesi super bir olay.--- spoiler ---neyse sanirim oyun hakkindaki dirdirim bu kadar. unuttugum seyler vardir, hatirladikca eklerim. cok zevkle oynadigimi belirtmek ister, sahtesini aldigim icin ea games'den de ozur dilerim. ozellikle muzikler harikaydi, sanirim gece bolumlerinden birinde oyle bir muzik koymuslardi ki altima sicacaktim. japonca da korkunc bir dilmis, en azindan ormanda duymak istemem artik hayatim boyu. yemin ederim almanlar artik cok sempatik geliyor bu heriflerden sonra, alman askerlerinden kolay kolay korkmam artik. oyun delisi bir insan degilim o yuzden yorumlarimi ne kadar ciddiye alirsiniz bilemiyorum ama ben keyifle oynadim bu oyunu. bir oyunmuzu daha boyle bitirdikten sonra bir sonraki medal of honor oyununu da hasretle bekliyoruz efendim. esen kalin.
(pissed - 4 Nisan 2006 17:28)
daha dün başlamama rağmen, mükemmel hareketler yapmama heroic moment ler yaratmama rağmen madalya alamamanın içime oturduğu oyun. aynı zamanda heroic moment ler da herioc moments bölümünde gözükmüyo...garip bisey..
(thewarlord - 5 Ağustos 2006 18:58)
Yorum Kaynak Link : medal of honor pacific assault