Janghwa, Hongryeon (~ Karanlik sirlar) ' Filminin Konusu : Sumi ve Suyon (Su-jeong Lim ve Geon-yeong Mun) zorunlu bir ayrılığın ardından, aylar sonra evlerine geri dönerler. Annelerinin ölümünün ardından, üveyanneleri (Jung-ah Yum) çoktan evlerine yerleşmiştir. Babaları (Kap-su Kim) üvey anneleri ile kızların arasındaki sorunları görmezden gelmekten yanadır. Oysa iki kızkardeşle, üvey annelerinin arasındaki düşmanlık tahmin edilebileceğinden çok daha köklüdür. Anne, baba ve kızların yaşadığı ev, bu düşmanlıktan kaynaklanan tuhaf olaylara sahne olur. Herkesin hafızasından silmek için uğraştığı bir olay, dördünün de hayatını cehenneme çevirecektir.
Chugyeogja(2008)(7,9-48358)
Madeo(2009)(7,8-36886)
Ang-ma-reul bo-at-da(2010)(7,8-93396)
Ajeossi(2010)(7,8-53936)
Boksuneun naui geot(2002)(7,6-57871)
Dalkomhan insaeng(2005)(7,6-30935)
Chinjeolhan geumjassi(2005)(7,6-72442)
Gok-seong(2016)(7,4-39075)
Ôdishon(2000)(7,2-64055)
Shutter(2004)(7,1-36811)
Bakjwi(2009)(7,1-40702)
Ju-on(2003)(6,7-37136)
seyrettiğim en güzel filmlerden biri...her hatırladığımda aynı etkiyi yaşıyorum:acı,hüzün,gerçek,soğuk
(kathy - 25 Mart 2008 14:48)
baş ağrısı yapan bir film. güzelliğine-kötülüğüne hala karar veremedim(hayır kötü değil) ama etkileyici olduğu kesin. ağır spoilera geçmeden önce, izlemeyi düşünenlere kesinlikle ingilizce altyazıyla izlemelerini* ve ortamın, müziğin tadını çıkarmalarını, başlamadan önce asprin almalarını öneririm.--- spoiler ---ilk yarım saatte hiçbir şey olmuyor gibi görünse de çok şey oluyor, "bu filmin olayı nedir hemen çözmeliyim" insanı değilim kesinlikle, ama ingilizce değil türkçe altyazıyla izleseydim ilk 10 dakikada ortada bir the sixth sense veya fight club olayı döndüğünü kesin anlardım, anladım ama babanın biraz açık eden oyunculuğundan..olanlar sadece bir çoklu kişilik sorunu mu yoksa paranormal aktivitiler de oluyor mu sorusunun cevabı: bence ikisi de.bu basit gibi görünen karmaşık filmden benim anladığım şudur ki üvey anne adayı eve geldikten sonra olan korkunç olay yüzünden o evde kalmadı, film boyunca babanın karısı filan yoktu, kadın evdeki yaşamına soo-mi'nin alter egosu olarak devam ederken soo-yeon(küçük kardeş) ya bir dead people'dı ya da ölümünden sonra ablası tarafından alter ego olarak muhafaza edilmiş diğer bir hayali kişilik.muhtemelen hasta eşinin üzerine yanında çalışan genç ve güzel hemşireyi kuma getirmeye kalkışan basiretsizlik timsali doktor babanın sebep olduğu felaket yüzünden ev hem wicked bir mekan olarak kaldı, soo-mi ise delirdi, kaybettiklerini kendi kişiliğini bölerek yaşatmaya çalışırken bir yandan da üvey anneyle car car kavga edip tripli tripli evden çıkacağına yetişip soo-yeon'u kurtaramamasıyla her an çatışabilmek için üvey anneyi yarattı, kendini onun üzerinden cezalandırdı.filmin süresi çok uzun, yer yer aşırı durağan, ama ev ve çevre gerçekten güzel, özellikle ev inanılmaz bir kapana kısılmışlık-labirent duygusu yaratıyor. filmde 12-15 yaşlarında gibi duran iki kızın birinin 23 diğerinin 17 olduğunu öğrenince koreliler'in gerçekten minti olduğuna kanaat getirdim, aklımdaki iki soruyla filmi tamamladım:- kana kana içilen su nasıl 2 yudum bile alınmamış gibi durabilir?- bir insan nasıl kendini gardroba asmak suretiyle intihar edebilir, üstelik çocuk gardrobuna?--- spoiler ---
(isolde - 2 Kasım 2010 20:48)
hiçbir bok anlamadığım film. herkes bu kadar begendine göre gerizekalı oldugumu göstermiş olan film.
(endoplazmikretikulum - 11 Ocak 2011 23:17)
gece gece uykuları kaçıran, gerilim/korku öğeleri ve dengesiz gerici müziklerle çok koordineli filmdir. hani "açma gitme oraya ananı sikiyim gitme ya" dedirten filmler vardır ya. işte bu tarz filmlere en güzel örnektir.--- spoiler ---ilk izlendiğinde "hımmm fight club lan bu diyorsun. ikinci izlediğinde "ne lan bu" diyorsun. üçüncü izlediğinde de ananı sikiyim falan gibi terbiyesizce şeyler söylüyorsun. izlediğim en garip filmlerden biriydi. sanırsam kore filmlerine aşkımı pekiştirdi söz konusu film. git gellerle inanılmaz bir final yapmış ve bitmiştir.herkesin merak ettiği yengesinin lavabonun latında gördüğü ceset sanırsam bizim su-mi nin oyuncak bebeğidir. arada çuvala koyup sopaladığı bebek. --- spoiler ---
(markasiz - 14 Ağustos 2011 04:27)
uvey anne rolundeki kadini bi turlu taniyamadigimiz icin bi bok anlamadigimiz film.dun biz bunu arkadaslarla izledik, hicbirimiz kadini taniyamadi; yani olay safi benim kifayetsizligim degil. uzakdogulu insanlar hep birbirine benzer klisesine yeni bi soluk getirip uvey anne rolundeki kadini her farkli kiyafette/sahnede baska biri sandik. --- spoiler ---dolayisiyla uvey annenin flashbacklerde gorunen uzun sacli kadinla ayni kisi oldugunu, ki bunun da fotograflardaki hemsire oldugunu anlamayinca filmden de bi bok anlasilmiyo haliyle. bi de megersem kadin film boyunca evde degilmis, sonradan gelmis. biz kadinin evde olmadigini anladik da; filmin sonunda eve gelenin o oldugunu anlamadigimizdan bi posta daha dusuncelere daldik bu kadin kim simdi diye.--- spoiler ---ve ben tum bunlari entryleri okuyunca anladim; yoksa gayet de filmi anlamadigimizi sanmistik biz; ben, arkadaslarim ve gotuyle goren gozlerimiz.
(twodimensionprism - 6 Ekim 2011 18:37)
the ring kadar ürkütmese de, zaman zaman sağlam geren, zaman zaman "açsana lan kodumunun dolabini" diye bağirmak istediğiniz, emek sinemasinda nefes alma sesleri duyulmasina yol açan güzel film... konu bize bu kadar yabanci olmasa (evine dönen iki kizkardeş, üvey anne falan, ring gibi herkesin başına gelebilecek bişey değil demek istiyorum yani) çok daha ürkütücü gece ışık kapattırmayıcı bişiy çikabilirdi... hoş daha uyumadim da...
(portakal - 14 Ekim 2004 00:53)
mutlaka görülmesi gereken, baştan sona usta işi olduğu belli olan, harika senaryoya sahip psikolojik-korku başyapıtı. uzun süredir böyle etkileyici bir korku filmi izlememiştim. filmi tam olarak korku olarak adlandırmak sanırım yanlış olur. filmin psikolojik yanı çok daha ağır basıyor. zaten seyirci üzerinde etkisi olan tarafı da bu. ilk izlenildiğinde kimi ayrıntılar gözden kaçabilir. mutlaka birden fazla defa izlenmeli. böylece yönetmenin anlatmak istedikleri, -ve bunu nasıl bir ustalıkla başardığı- çok daha iyi anlaşılıyor.--- spoiler ---filmi izleyip de kafasında soru işaretleri olanlar için yararlı bir iki bilgi:film soo-mi ve soo-yeon'un eve gelmesiyle başlıyor. burada üvey anneleri eun-joo ve babalarıyla kalmaya başlıyorlar(biz öyle düşünüyoruz). ki film ilerledikçe aslında soo-yeon'un ölü olduğunu(baba zaten bunu ifade ediyor), üvey annenin ise o sırada evde olmadığını anlıyoruz. (babanın arada bir telefonla konuştuğu kişi üvey annedir, heykelin düştüğü sahneden sonra içeri elinde çantayla giriyor). filmin büyük çoğunluğu soo-mi'nin kafasında yarattıklarını anlatıyor. olayların başına dönersek, ölen anne zamanında hastadır. ve eve bakıcı olarak eun-joo gelir. ki bunu beyaz önlükle ve aileyle beraber çekilmiş resimlerden anlıyoruz. sonradan adamın zenginliği eun-joo'nun aklını başından alır ve onu elde etmenin planlarını yapar. bu durum annede depresyon yaratır -ve belki de eun-joo'nun verdiği ilaçlar yüzünden- intihar eder. intihar ettikten sonra bi kaza sonucu küçük kardeş soo-yeun da ölür. günümüze gelirsek; soo-mi ise öz annesinin ölümünden üvey annesini sorumlu tuttuğu için, film boyunca aslında evde bulunmayan üvey annesiyle sürekli olarak didişir. ayrıca kardeşi soo-yeon'un ölümünden dolayı kendini suçlu hissetmektedir. kardeşini sürekli olarak kollamaya çalışması ise bir nevi günah çıkarma. böylece arada hem kardeşini kollayarak ruhunu hafifletmekte, hem de üvey annesine suçlar yükleyerek babasından uzaklaştırdığını düşünmekte. --- spoiler ---
(crowley - 18 Ekim 2004 03:16)
pek iilginç bir film demek gerekiyor başta. ilk seyredişim sonucu söyle diyebilirim ki, filmin 4/5 ine kadar her şeyi kavramışken o son 1/5 inde her şeyi allak bullak eden bir sekans var. bana takeshi miike'nin odishon'unu hatırlattı sonlara doğru oluşan sekanslar. tekrar izlemem gerekecek sanırım.
(dyvim - 27 Ekim 2004 22:01)
öyle the ring (ya da ringu, keyfinize göre) ayarında bir gerilim beklemeden giderseniz hayal kırıklığı yaşamadan paşa paşa gerilebileceğiniz orta karar bir film. zira ben o beklentiyle gittim, ilk 1 saatinde bi şeyler ha oldu ha olacak diye beklerken içim geçmiş. yine de hakkını yemek istemem, bir sahnesinde elimdeki kahveyi pantalonuma döktürtmek suretiyle beyoğlu cinemajestic'in 3 no'lu salonunu "yandım allah" diye inletmeme vesile olmadı da değil.yönetmen belli ki bir kubrick hayranı. kendisinin bu filmi çekmeden evvel the shining'i en az bi 50 defa izlediğini tahmin ediyorum ki şahsi fikrimce bunun etkisi çekim teknikleri ve benzer planlar dışında "medeniyete uzak izole bir mekanda başlarına kötü bir şey gelmiş iki kızkardeş" gibi ortak bir temanın varlığıyla öykünün ortaya çıkışında da etkili olmuş.bir de ringu ve the eye'dan sonra bu filmle birlikte iyice inandım iman ettim ki bu çekikler gerilim yaratma işini çözmüşler. formül basit: bir tane uzun düz saçlı genç kız bul, saçlar kızın yüzünü kapatacak şekilde öne doğru taranmış olsun. bu kıza bir de diz hizasında tek parça mintan giydir. oldu sana süper gerilim objesi. sonra al o kızı ister hayalet yap ister katil yap ister maktül yap yüzünü şekilden şekile sok ne istersen yap nasılsa gerilecek seyirci. bakalım daha kaç film ekmeğini yiyecekler bu düz fönlü kızcağızların...
(days - 8 Kasım 2004 11:14)
sonlarına doğru sarsıcı bir sahneyle olayı açıklığa kavuşturmuş, yeterli oranda da germiş* bir filmdir.. --- spoiler ---gerçi bu aydınlanmadan sonra da hala havada kalmış bazı noktalar olmuştur.. misal eve yemeğe gelen amca ve yanındaki hatunun gördüğünü iddia ettiği şey bu durumda anlamsız bir öğe halini almıştır.. ya da herkesin şizofren olduğunu kabul ederek hiçbirşeyin aslında gerçek ya da göründüğü gibi olmadığını varsayarak bu kısmı değerlendirmek gerekecektir.. bu arada mevzu bahis misafir hatunun kriz esnasındaki oyunculuğu da takdire şayandır..--- spoiler ---
(fireball - 8 Kasım 2004 14:46)
ilk izleyişimde bir miktar etkilendim, bir miktar gerildim, bir miktar beğendim. ikinci izlyişimde sadece ve korkunç miktarda üzüldüm.--- spoiler ---bir insanin bu derece sucluluk duymasi, bu derece kendini cezalandirmasi insanin yuregini dagliyor. su-mi'nin kardesi ile girdiği diyaloglar finali bilince insani on kat yıkıyor.--- spoiler ---
(insidious - 8 Kasım 2004 19:41)
japon korku sinemasına az çok alışmış ringu 0 nun etkisini üstümden yeni yeni atmışken, hangi akla hizmet bilmeden gittiğim neredeyse boş sinema salonunda tek başıma izleyip korkudan rahat 10 dakikasını gözlerim kulaklarım kapalı geçirdiğim manyak film.
(tsubasakamisamamirai - 8 Kasım 2004 22:07)
çekik gözlü gerilim, uzak korku.bir sonraki sahnenin ne olacağını bile bile kanepeden sıçramanıza yol açabilenfilm.
(thefragile - 17 Kasım 2004 10:57)
kurgunun tam oturması için en az 2 defa izlenilmesi gereken, yer yer fena geren, bazen de fena sıkan bir yapım. bugüne kadar izlediğim en iyi güney kore filmi.--- spoiler ---zaten yeterince gerici bir sahne olan, kabus görüp uyanan kızımızın odada birisi olduğunu fark ettiği sahneyi izlediğim esnada, 21 kasım 2004 istanbul daki gök gürültüsünün cereyan etmesi bendeniz üzerinde " ananskym laaan noluyoz!" şeklinde bir etki yaratmıştır. kısa bir aradan sonra filme devam edilmiştir.--- spoiler ---
(kunculu akit - 22 Kasım 2004 01:25)
insanda 'acaba yönetmen ayak fetişisti mi?' düşüncesi uyandıran, gerecek sahneyi önceden müzikle haber veren ve ii de geren bi film..
(nell - 22 Kasım 2004 17:53)
görsel açıdan ne kadar mükemmel olursa olsun senaryo olarak çok da ilgi çekici olmayan güney kore filmi
(tragicbutterfly - 24 Kasım 2004 21:44)
cift izlemelik bir film. ilk izleyisinizde sadece gerilir, ikinci izleyisinizde sadece uzulursunuz..
(rdmsqt - 28 Kasım 2004 23:50)
en carpici repligi "biz bu hale nasil geldik" olan film. bunu duydugum an "evet nasil bu hale geldiniz ne oluyor amua koyim" dedirtmistir. tam olarak kavrayamadiysam da guzel bir film gorsel olarak olsun muzikler filan olsun. silent hill'i filan animsatti bana ayrica. --- spoiler ---bir de uzun siyah duz sacin arkasindan beliren beyaz tenli hatun surati da artik her ne kadar klise olmussa da etkisinden pek bir sey kaybetmiyor.--- spoiler ---
(nuitari - 4 Aralık 2004 20:22)
böylesi bir gerilim filminde bir an bile olsa kahkaha atmama sebep olan süper filmdir... sumi nin gece yarısı mutfaga gidip dolaptan aldığı bir şişe dolusu suyu lıkır lıkır içtiği sahnedir bu. o kadar kana kana içmesine ragmen ağzından cektiği anda görülüyor ki en fazla 2 yudum içmiştir... şişe hala su doludur. o gerilimle o anda koptum itiraf ediyorum.
(leyli - 27 Ocak 2005 17:08)
--- spoiler ---alt yazıya ekleştirilmiş bir mesajmıydı bilmem ama babanın tekil çağrımları duruma ufaktan uyanmama sebep olmuştur. samara' nın belirmesi ise tamamen kafayı allak bullak etmiştir bu geneli, güzel duvar kağıtlarıyla bezenmiş evde geçen film.--- spoiler ---
(gildor - 9 Mart 2005 19:12)
Yorum Kaynak Link : janghwa hongryeon