Süre                : 2 Saat 12 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Mart 1995 Cuma, Yapım Yılı : 1995
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : Beğenilenler,TV izleme,woman wears eyeglasses,başlık olarak karakter adı,taciz
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Castle Rock Entertainment , Columbia Pictures Corporation
Yönetmen       : Taylor Hackford (IMDB)
Senarist          : Stephen King (IMDB)(ekşi),Tony Gilroy (IMDB)
Oyuncular      : Kathy Bates (IMDB)(ekşi), Jennifer Jason Leigh (IMDB)(ekşi), Judy Parfitt (IMDB)(ekşi), Christopher Plummer (IMDB)(ekşi), David Strathairn (IMDB)(ekşi), Eric Bogosian (IMDB)(ekşi), John C. Reilly (IMDB)(ekşi), Ellen Muth (IMDB)(ekşi), Bob Gunton (IMDB), Wayne Robson (IMDB), Ruth Marshall (IMDB), Dean Eilertson (IMDB)

Dolores Claiborne (~ Dolores) ' Filminin Konusu :
ABD’nin Maine eyaletindeyiz. Taşrada yaşayan Dolores, 18 yıl önce kocasının esrarengiz bir şekilde ölümünden sorumlu tutulmuş ve gerçek açığa çıkmadan aklanmıştır. Bakıcılığını yaptığı bir kadının da ölümüyle Dolores şimdi bir kez daha, yıllar önce onu mahkum etmeyi başaramamış bir dedektifin pençesinde bulur kendisini. Gerçekleri ortaya çıkarma gücü ise, yıllar önce gittiği büyük şehirden iyi bir muhabir olarak dönen kızı Selena’da vardır. Genç kadın, kendisini de ilgilendiren aile sırlarına dek uzanan bir esrar perdesini kaldırabilecek midir?Yetenekli sinemacıları birleştiren bu Stephen King uyarlamasını, iki yıl sonraki Şeytanın Avukatı ile şöhretle tanışacak olan Taylor Hackford yönetmiş. Dolores rolünde ise başka bir King uyarlamasında, Ölüm Kitabı’nda Oscar’a uzanmış Kathy Bates var. Jennifer Jason Leigh içinse fazla söze gerek yok.


  • "yazmış olmak istediğim romandan çekmiş olmak istediğim filme uyarlanmış şaheser. dikakana bey from new york times"
  • "bittiğinde filminin de çekilmiş olması umuduyla kendimi imdb'ye attığım roman. ne mutlu ki çekmişler."
  • "bir kadının kızı (ya da çocuğu) için neler yapabileceğini ve günbegün sona yaklaştığını bilen ama ona ulaşamayan bir hastanın psikolojisini çok iyi yansıtmış olan film."
  • "üç yüz altmış derece dönen bir platforma sahip sahneyle ve dolores claiborne'u sorgulama sırasında kaydeden kameranın görüntülerini perdeye yansıtmasıyla daha da interaktifleşen oyun."
  • "bir stephen king romanı"
  • "sanki misery ve yesil yol karisimi kitap ve film. gunes tutulmasi bu kadar guzel ve etkili bir sekilde verilebilirdi. doga olaylarinin kadinlar uzerindeki etkisine dair cok hos bir anlatima sahip."
  • "stephen king'in bir günde bitirilebilecek kadar iyi bir romanıdır...*"




Facebook Yorumları
  • comment image

    yazmış olmak istediğim romandan çekmiş olmak istediğim filme uyarlanmış şaheser. dikakana bey from new york times


    (dikakana bey - 26 Mayıs 2002 03:12)

  • comment image

    kadınlık durumlarını anlatır. yazarımız şaşırtır bizi.
    çünkü o bir erkektir.
    film bitince, yüzüne fener tutulmuş bir tavşan gibi dona kalırız.
    erkeklerin ne kadar bencil ve ne kadar kötücül olduğunu farkederiz.
    ve galiba kadınların da bu dünyada,
    cadı olmaktan başka çarelerinin kalmadığını anlarız.

    aklımda kalan; çıkışı olmayan bir ada, kathy bates ve geçmişin labirenti.
    aslında film çok daha ötesidir.

    bir kadın, bu kadar mı mutasavvıf olur?


    (bir aslan miyav dedi - 6 Mayıs 2010 02:45)

  • comment image

    bir kadının kızı (ya da çocuğu) için neler yapabileceğini ve günbegün sona yaklaştığını bilen ama ona ulaşamayan bir hastanın psikolojisini çok iyi yansıtmış olan film.


    (martin jacques mystere - 1 Kasım 2011 22:55)

  • comment image

    --- spoiler ---

    "bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi en öldürücü sevgidir. "

    ---
    spoiler ---

    fulya koçak, serap sağlar ve deniz gökçe kayhan'ın döktürdüğü ankara devlet tiyatrosu oyunu.. gerek sahne tasarımıyla (dönen platform, projeksiyon görüntüleri vb.), gerek müzikleriyle, gerek de oyuncu performansıyla tatmin edici. fırsat bulursanız gidin, pişman olmazsınız derim.

    o değil de; vera'nın da dediği gibi, sonunda bu dünyaya dayanabilenler en esaslı cadılar, başkaları değil. sadece kendimizi düşünmek lazım, hayat acımasız.


    (ocean86 - 29 Aralık 2012 09:48)

  • comment image

    yazılanlara ikinci baskı gibi olucak ama beğenimi ifade etmem gerek. serap sağlar ve deniz gökçe kayhan'ın oyunculukta doruğa çıktığı, sürekli ''acaba ne çalıyor'' diye düşündüren güzel müzikleri, karanlık ve de çok gerçekçi hikayesiyle mükemmel bir ankara dt oyunu. stephen king eseri olduğunu öğrenince, iyi olucağını tahmin etmiştim, yanılmadım. o dönen sahne tasarımına da ayrıca hayranlık uyandırıcı derecede. gidin görün, pişman olmazsınız.


    (jandi - 1 Ocak 2013 18:49)

  • comment image

    bittikten sonra gözyaşlarıma hakim olamadığım bir oyun daha. ankara'nın havasından mıdır suyundan mıdır ben ankara'da izlediğim her oyundan sonra, hayli etkilenmiş olarak ayrılıyorum salondan.

    oyunun başlarında ısınamayıp, sonunda alkışlamaktan elimin acıdığı fulya koçak mı dersin sesine hayran kaldığım deniz gökçe kayhan mı, etkilemek için sadece ayakta duruyor olması yeterli olan tolga tuncer mi yoksa oyuncu nasıl olur dersi veren serap sağlar mı bilmiyorum ama oyunu sevmek için çokça neden vardı.

    yastık adam gibi, sezon bitmeden görülmesi gereken oyunlardan.


    (odetojoy - 5 Ocak 2013 00:20)

  • comment image

    ankara şinasi sahnesinde oynayan su gibi akan oyun. su gibi derken eğlenceli bir vakit anlaşılmasın, konu itibarıyla oldukça rahatsız edici. bazen sinirleniyorsunuz, üzülüyorsunuz, burnunuz sızlıyor bazen. hele de gözlerinizin önünde anlı kanlı olarak daha önce cereyan etmemiş birşey oynanıyorsa çok garip hissediyorsunuz; her ne kadar oyun olsa da.

    oyunculuklar için her hangi birşey söylemeye zaten lüzum yok; hepsi tek tek çok iyiydi.

    neyse, fırsat bulabilen, imkan bulabilen ve tabi bilet bulabilen varsın gitsin.


    (dilsiz icimdeki ses - 18 Şubat 2013 18:10)

  • comment image

    tavsiye üzerine okuduğum -whatdreamsmaycome'a sonsuz teşekkürler- ve bunca zaman okumamış olmamı esefle kınadığım kitap. ilk sayfalarında ağzı bozuk, şirret, "bundan bir yol olmaz, kızı kötü yola düşmüş, oğlu torbacı olmuştur" dediğiniz, tipik alt sınıf amerikan kadını dolores'in nasıl bir insan devi olduğunu kitap ilerledikçe anlıyor, betimlemelerin hepsine, her karaktere ayrı ayrı hayran kalarak, bazen kahkahalar atarak okuyup bitiriyorsunuz. çok iyi malzemeyle çok usta bir aşçı tarafından pişirilip, çok kararında tüketilmiş, üzerine de bir bardak çay içilmiş bir ziyafet gibi süper bir etki bırakıyor okurda.

    --- spoiler ---

    kitap asla acındırma yöntemine başvurmuyor, çünkü dolores bir kereliğine bile çaresiz bir kadın değil. okuyamadığı, küçücük bir adada yaşadığı için yapabildiği tek şey tuvalet temizlemek, çamaşır ütülemek, yatalak hasta bakmak olan ve bunlardan bir an bile gocunmayan dolores, şimdiye kadar okuduğum en hayata bağlı roman karakterlerinden biridir.
    ülkemizde de çokça bulunduğu üzere, sırf kendisi erkek olduğu için ve kadın çaresiz olduğu için, düşük zekalı, boş kafalı, sinsi, sapık vb. olduğu halde zeka ve meziyet olarak kendinden çok üstün bir kadınla evlenmiş (ülkemizde genelde aileleri tarafından evlendiriliyorlar) leş erkeğin bir ailenin hayatını tam da karartmak üzereyken, aciz sanılan kadının aileyi tekrar ışığa yükseltmesi ve uğruna (yemin ediyorum adamı parçalayıp kedi maması yapsa daha mutlu olurdum) katil olduğu çocuklarının çok başarılı olduğunu görmek mükemmel bir şey.

    beni en fazla etkileyen kısımları;
    - selena ile dolores'in feribot seansı ve kızından tokat yemesi,
    - çamaşır asma ritüelinin betimlenmesi,
    - dolores'in vera ile olan inanılmaz derin ve ürkütücü bağı, ikisinin arasındaki bok savaşı, bunlara rağmen sırlarını asla ifşa etmeyen derin dostlukları,
    - joe'nun geberdiği güneş tutulması günü ve joe pisliğinin saatler boyunca aslında geberememesi ve dolores'in hezeyanları,
    - joe'nun gebermesinden sonra, dolores'e suçunu itiraf ettirmek için elinden geleni yapan iskoç doktorun, vera'nın imgeleri sayesinde, küçümsenen ev kadını dolores'e yenilmesi,
    - vera'nın çocuklarının aslında ölmüş olmaları ve kadının bununla mücadele biçimi,
    - ve tüm kitabın bir monologdan ibaret oluşuydu.

    "sanki kahyasının kendi yatağında oturup mehtaba karşı bir dana gibi böğürmesi onun için dünyanın en doğal şeyiymiş gibiydi." ahahahahhaha.

    ---
    spoiler ---

    filmi de muhakkak çok güzeldir fakat kitabı tatmanızı öneririm. bir erkek tarafından bir kadının dünyasına ve erkeklere dair yazılabilecek en iyi kitaplardan biri -hatta şu ana kadar okuduklarım arasında en iyisi-, saygılar king'e.


    (isolde - 28 Mart 2013 20:46)

  • comment image

    diğer romanlarından çok çok ayrıksı bir çizgiye sahip bir öyküdür dolores claiborne. stephen king'in 18-20 kitabını okumuş biri olarak, bu eşsiz kitabın anlattığı öyküye ve anlatış tarzına yakın bir başka kitabı olmadığını rahatlıkla iddia edebilirim. genelde stephen amcanın tarzı olan olağanüstü olaylar yerine bu kitapta müthiş bir güzellikle anlatılmış, sade, yalın ama çok ince kurgulanmış bir hikaye karşımıza çıkar. dolores karakteri, zor bir hayatın eleğinden geçmiş, güngörmüş bir tip olarak dobra dobra konuşur kitapta, yaptıklarını bir bir anlatır çoktan ununu eleyip ipe sermiş birinin olgunluğuyla. gerçi yaşadıkları da elbette olağanüstü şeylerdir ama doğaüstü değildir, stephen king'in baştacı edilesi nefis bir romanıdır. filminde ise kathy bates dolores karakterini tüm görkemiyle enfes bir şekilde canlandırır, romanın hakkını fazlasıyla verir. kitabı okunmalı sonra da filmi izlenip hem öyküye hem de bu müthiş oyuncunun performansına hayran kalınmalıdır. stephen king seven sevmeyen herkesin okuyabileceği güzellikte, nadide bir eserdir. kitaplığın baş ucunda durması vaciptir, tekrar tekrar okunup, bu zor yaşamdan başka başka dersler çıkarılabilir. farklı tarzda olan the talisman ile beraber stephen king'in bence en iyi romanıdır.


    (iwillshowyouwhatitmeans - 4 Temmuz 2004 23:24)

  • comment image

    sanki misery ve yesil yol karisimi kitap ve film. gunes tutulmasi bu kadar guzel ve etkili bir sekilde verilebilirdi. doga olaylarinin kadinlar uzerindeki etkisine dair cok hos bir anlatima sahip.


    (anahita - 12 Ekim 2004 23:42)

  • comment image

    stephen king'in bir romanı, aslına tam olarak sadık kalmamakla birlikte filme de alınmıştır. dolores claiborne'un kızı olan ve babası tarafından tacize uğrayan selena, king'in oyun adlı romanında yine babası tarafından tacize uğrayan jessie'nin rüyalarına girer.

    filmde dolores rolünde katy bates tam anlamıyla muhteşemdir.


    (usak - 31 Ağustos 2001 21:55)

  • comment image

    --- spoiler ---
    hem dolores hem de kızı selena'nın geçmişe dair bastırdıkları anların su üstüne çıktığı geri dönüş sahneleri iki ölümün arkasındaki gizemi yavaş yavaş aydınlatıyor. başta dolores'in büyük olasılıkla katil olduğunu düşünen ancak film ilerledikçe, aslında hiçbir şey bilmediğini farkeden izleyici* kendini tamamen karanlıkta buluyor - total eclipse. dolores'in kocasının dibini boyladığı kuyunun kuşbakışı görüntüsünü takip eden güneş tutulması görüntüsü de unutulur gibi değil.
    ---
    spoiler ---


    (beatific - 18 Aralık 2004 10:14)

  • comment image

    filmde dolores, dolores'in hanımı ve selena arasında; "bazen bir kadının kaltak olmaktan başka silahı kalmaz" gibisinden ince bir muhabbet döner. tebrik ededururken, bir yandan da "lan yoksa..." endi$esiyle irkiliriz muntazaman. (evet toplum olarak)


    (cyrano - 17 Ocak 2002 05:00)

Yorum Kaynak Link : dolores claiborne