Oyuncular



Facebook Yorumları
  • comment image

    dün gördüğüm belgesel film. neil postman'ın ünlü kitabı amusing ourselves to death'in bir bölümü vardı, şimdi kitap yanımda değil yanlış olmasın ama görselliğin, yazılı kültüre tecavüzünün en güzel örnekleri olarak ele alırdı belgeselleri. bu yapım da işte bunun nadide bir parçası. eğlenceli felsefe, gülünçlü hikayeler, fikre değil mimiklere vurgu.
    belgeselciliğin doğasında bulunan handikaplar akılda tutularak izlenirse hoş bir seyirlik olabilir: judith butler ve engelli arkadaşının diyalogları iyiydi, karizmatik hardt efendinin (bkz: #4011321) (bkz: #5306129) latin amerikalı devrimcilerden aldığı ayar güldürdü ("sizin orda dağ yok mu?" "gidin kendi ülkenizde devrim yapın bize daha çok yardımınız olmuş olur" gibi). ve tabii new york new york.
    son olarak zizek'in toefl'a sokulup speaking puanının ilan edilmesini talep ediyorum.


    (tanidik - 12 Nisan 2009 13:03)

  • comment image

    güncel düşüncelere ilişkin, bolca konu dışlansa da basit bir giriş sunan belgesel. bu basit anlatımların oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. çünkü, tarihin her anında olduğu gibi bu anında da teori; hayaller peşinde koşmakla, boş işlerle uğraşmakla ve kelime cambazlıklarıyla suçlanıyor. suçlayanlar ise, dokunduğu(yani okuduğu, tartıştığı, düşündüğü, yarattığı) her şeyi dışkılaştıran, kara delik misali çıkış noktalarını yutan bir kitleden ibaret. anlamadığından ötürü naiflikle suçladığı şeyler, bu kitlenin torunlarının hayatlarını değiştirecek olmasına ve tarih bu mücadele/değişim ikilisinin bütün izini taşımasına rağmen, kitlenin teori karşısındaki ahkam kesmeleri bir türlü tükenmedi.

    bu kitle türkiye'de oldukça kalabalık. kapitalizm, şovenizm ve fundamentalizm örtüsü altında saklanarak, zehrini bütün düşünme eylemlerine bulaştırır. sorarsan, türkiye'nin politik ve sosyal halinin suçlusu laiklerin radikalliği, romantik cihangir solcularının ütopikliği, postmodern(anlamını da bilmezler ya) akademisyenlerin zırvalıkları ve halktan kopuk türk aydınının özentilikleridir. halbuki günah keçisi ilan edilen bu kesimler ya iktidarı hiç ele geçirememiş ya da çok kısa aralıklarla, emanet olarak elinde tutmuştur. söz konusu sosyal ve politik kriz halinin sebebinin, yüzyıllardan beri bu coğrafyanın tartışmasız egemeni olan anti-teorik zihniyetleri olduğunu göremezler ya da görmezlikten gelirler. bazen de, görmezlikten gelme hali içerisindeyken, 'türkiye batı'dan farklıdır', 'burada teori işe yaramaz' gibi söylemlerle kendilerini meşrulaştırma çabasına girerler. halbuki iktidar mantığı, türkiye'nin söz konusu biricikliğine kapılmadan, dünyadaki her yeni tertibatı özümser. direnişte olduğunu sanan bu kitle ise, türkiye'nin biricikliğine saplanıp değişen direniş paradigmalarını takip etmez. sonucunda da nazi tanklarına saldıran polonyalı süvarilere dönerler. ama suçlu yine hazırdır: teori. çözüm olarak bulunan daha az teori ve daha az düşünme ile, fark etmeden, osmanlı'dan miras aldıkları gerileme fetişini pratiğe dökmeye başlarlar. sürecin sonunda, neden türkiye'den düşünür, sanatçı vb. yetişmiyor sorusuna oryantalizm cevabını vermekte bir beis duymazlar. halbuki kendileri, teori batı'nın tekelindeymiş gibi davranıp, bir oryantalist kimliğini gönüllü biçimde kabullenmektedirler.

    sonuç olarak güncel teoriye giriş, pratik değişimlerin nasıl teoriyle beraber doğduğunu görebilmeyi sağlar. naiflikle suçlanan bu teorik hareketlerin, dünya çapındaki her sistem karşıtı harekette en ileride olduğunu artık görmek gerekiyor. türkiye tarihinin en önemli direniş anlarından olan gezi parkı'na da tekrar bakmak gerekiyor; teoriyle birlikte oluşan pratik ve türkiye'de günah keçisi ilan edilen kısmın direniş mahiyeti o noktada gözüküyor.

    dipnot: avital ronell ciddi anlamda ve hala karizmatik.


    (protector - 12 Ağustos 2015 22:50)

  • comment image

    10’ar dakikalık seanslarla 9 ayrı filozofun kısa pas fikirlerini paylaştığı belgesel.
    michael hardt’ın 80’ler latin amerika ülkelerini gezip devrimlerine destek olmaya çalıştığı yıllarda kibarca “abi sen gidip kendi ülkende (amerika) devrim yapsan bizde bunlara gerek kalmayacak” diye *iktir çekilme hikayesi var ki dillere destan.
    zizek ve kaşınan burnu eksik olur mu? ikisi de var...


    (pain - 4 Nisan 2017 23:26)

Yorum Kaynak Link : examined life