grafiklerini görünce götümü düşürdüğüm oyun ( hala götümü aramaktayım )

(cihandark - 4 Aralık 2006 01:59)

ilkokula bile gitmiyordum henuz o ilk kara kutu diye tabir edilen, pac man'in yandan yemisinde eglenip, fuel' de` :river raid` enerji tanklarini alip ucaklari patlattigimiz efsaneyi, o en cok sevdigim amcamdan hediye olarak aldigimda. sonra piyasaya, 8 bit'lik, super mario ile cosacagimiz, mario'nun biyigini bile secebilecegimiz ayrintiya sahip grafikleri olan nes suruldu. aslinda daha once surulmustu tabi piyasaya ama o'nu satin almak hayalden de ote bir seydi benim icin fiyati ve halihazirda sahip oldugum kara kutum dusunuldugunde. agzima sicardi babam alsaydim o zaman. bir sure daha gecti aradan, ayni oyunlara sahip cin mali kopyalari suruldu piyasaya. evet ayni oyunlar ve cok daha ucuza. boyle bir firsati kaciramazdim tabii ki.

bir yaz boyu biriktirdigim harcliklarimla nihayet kavusabilmistim o ikinci askima. ne mariolar bitirildi, ne hasta ayagina yatip okullar ekildi oynayabilmek icin...derken bir gun sega marka` :sega master system` bir konsol aldi ilkokul arkadasim. benim gozumde pek bir degeri yoktu zira bendeki oyunlarla kiyaslandiginda pek bir artisi yok gibi duruyordu. ama bir kere tanismis olduk sega ismiyle artik. arkadaslar arasinda efsaneler cok cabuk yayiliyordu. sega mega drive'in 16 bit olusunu duydugum andaki heyecani ne siz sorun, ne de ben soyleyeyim. tabi ki o anda ukte oldu bende, satin almaz ve oynayamazsam cok kotu olurdu benim icin. bu sefer yaklasik 2 sene beklemek zorunda kaldim. hatta bilenler bilir, oyuncakcilarda dis gorunusu mega drive'in bire bir kopyasi olan 8 bit'lik makinalar bulunuyordu. tabi o zaman pazarlama denen seyden habersiz olan ben yuttum bunu bir guzel. fiyati da neredeyse yarisindan bile daha azdi. cok mutlu olmustum. kutuyu alip eve nasil gittigimi inanin hatirlamiyorum. ama o kutuyu acip da yan tarafina ilistirilmis benim de zaten sahip oldugum 8 bitlik kartusu gordugumde inanin ense bolgesindeki saclarimdan bir tutami hizlica cekilmis gibi hissettim, o derece (ne pis biseydir hakkaten, picligin doruk noktasindadir bunu yapan arkadaslar. topsunuz olm). got topukta kosarak dondum dukkana, agladim, zirladim ve ikna ettim amcayi, aldim parami geri. hemen berideki dukkana girip baydim parayi. satin aldim! 3 sene zombi gibiydik arkadaslarla evde ken'ler ryu'lar ucustu, coluito'lar galfano'lar golleri birbir siralarken spiker "he sshotss!,..(burada biraz bekliyor) goooooooooooooaooooaooolll!! diye bagirdi hep. bu sirada bendeki vahim durumu farkeden babam, "ulan madem bu kadar ilgisi var bari bilgisayar kursuna gonderelim" diye dusunup yazdirdi kursa.

bilgisayarla ilk tanismam boyle olmustu. tabi ortaokuldaki siyah beyaz ` :monochrome` monitorlu (tek yesil renkli monitoru, renkli monitordenden sayarsaniz o ayri tabi. tabi tabi.) o 3 ay boyunca acmasini, geriye kalan 5 ayda da kapatmasini ogrendigimiz acer marka bilgisayarlari saymazsak (yahu haksizlik yapmayalim simdi, dos komutlarini, dir cekmeyi ^* falan fesmekan hep o bilgisayar dersinde ogrenmistim kursa basladigimda. zaten az sonra anlatacagim uzere cok faydasi olmustu bana bu bilgilerin).

kurs basladi, ben bir yildir zaten biliyor oldugum bilgileri tekrar gormekten sikilip dersler devam ederken, aa su neymis, bu neymis filan deyip dir cekerek bilgisayarin o sisli yollarinda ilerlerken princeofp~1 (gibi biseydi) isimli folder (bkz: dizin) gozume carpti. ilk anda giremedim tabi o dizine. ~ isaretini nasil yapacagimi hocamdan daha sonra ogrenip girdim. hemen calistirdim exe dosyasini bir ders oncesi. karsimda butun ihtisami ile duruyordu: prince of persia!!! sonrasini tahmin edebiliyorsunuzdur tabi. kesfedilen bilgisayarcilar, disketten kopyalama yoluyla satin alinan oyunlar (hic unutmam, mk3 30 kusur disketti, peheeyy). bu sefer de scorpion'lar, raiden'ler kurs salonunda ucusuyorlardi...

derken zaman gecti bilgisyarim oldu` :80286, degisti, :p4`` :rdramgelisti :core 2 duo` v.s...

her turlu oyunu oynadim bugune kadar, 3. boyuta gecise sahit oldum (bkz: wolfenstein 3d).
bircok dilde oynadim oyunlari, ingilizce, fransizca, ispanyolca, yeri geldi japonca (captain tsubasa'nin efsane oyunlari, we serisi v.s.) bile oynadim...

az once turkce demosunu seyrettim. gozlerim dolar gibi oldu... ` :erkek adam aglamaz`

ulan olm bu kadar kastim duygusal olacak, etkileyecem sizi diye. ciktiginda orijinalini almazsaniz ensenizdeki sactan cekilirsiniz ilk firsatta umarim.

(crime of heart - 13 Kasım 2007 19:49)

--- spoiler ---

wikipedia'daki maddesine bakan herkesin kabak gibi görebileceği üzere, başlangıçta kuzey korelilerle karşı karşıya kalınsa da asıl düşmanın dünyadışı varlıklar olduğu, hatta onlara karşı kuzey korelilerle beraber savaştığınız oyundur.
pis emperyalistler türcülük yapıyor bu sefer de, evet.

--- spoiler ---

(robin - 14 Kasım 2007 12:01)

on board geforce 6100 ekran kartımın nette gezinen screenshotlarını bile açamadığı oyun. nasıl lan güzel mi hakkatten? güzel mi? söyleyin n'olur..

(lindemann - 14 Kasım 2007 13:23)

oncelikle not du$mek lazim ilk turkce seslendirmeye sahip yabanci oyun degildir. (bkz: age of empires ii)

genelde buyuk problemlerin tek bir buyuk cozumu olmaz. parca parca cozulurler. bu acidan turkce seslendirme iceriyor diye crysis'in orijinalini satin alanlarin, maruz kaldiklari tum negatif unsurlara ragmen "yazilimin parasal degeri olmasi" kavrami konusunda bilincleniyor olmalari, bu milliyetcilik gaziyla olsa bile, olumlu bir geli$me.

oyunun amerikan milliyetciligi pompaliyor olmasi orijinali ya da korsan kopyasindan bagimsiz bir unsur haliyle orijinalini satin almanin turk yazilim sektorunun geli$mesine yonelik faydalarini golgelemiyor.

oyuna odenen paranin yabanci sermayeye akiyor olmasi da ozel ya da tekil bir durum degil. burger king yerken de yabanci sermayeye akiyor, levi's giyerken de. haliyle bu oyun bu konuda yeni bir problem boyutu yaratmiyor, hali hazirda varolan bir problem boyutunda yer i$gal ediyor. dolayisiyla faydalarinin yaninda yeni sorunlar yarattigi intibasi hatali bir baki$ acisi olarak kaliyor.

(ssg - 14 Kasım 2007 22:58)

o degil de crysis nezdinde su oyun piyasasina deginmek istiyorum.. nedir bu gelecek kaygisi ne bileyim efendim ucubik uzaylilarin istilasi hadisesi post apocaliptik dünya zerzevati durumu anlamis degilim.. bilgisayar oyunu yapanlar zehir gibi cocuklar ama hayallerinde yasiyorlar en fazla..

yani allah icin bugun oblivion un sikko dünyasi yerine ben milattan sonra 80-90 yillari arasinda anadoluda dolanmayi isterdim.. yuzüklerin efendisinde orklarla falan takilmak yerine, bir romali asker olaraktan ona buna dalmak isterdim.. ne bileyim efendim half life da bilmemneden sorumlu bilim adami olup graviti gun i beyne beyne verip fezaya gondermek yerine insanlari, 6 patlarim ile vahsi batida dolanmak isterdim..

paso fantastik dünyalar, paso uzaylilar, fantastik canavarlar..

yahu sen bana yasatsana first person shooter olarak viyana kusatmasini.. waterloo ya gotursene icabinda.. ne bileyim efendim hadi kendi tarihin olsun, 50 bin tane ikinci dünya savasi oyunu cekinceye kadar bir tane fps olarak amerikan iç savasi, alamo kusatmasi hikayesi yasatsana.. ama yok illa alien, bocek, alman falan.. yeter be..

buradan bu crysis i yapan arkadaslara sesleniyorum.. delikanliysaniz bir yeniceriyi canlandircagimiz bir oyun yaparsiniz.. hem de oyle oblivion tarzi. donemin istanbulunda fink atariz mina koyiim.. ulan nasil tav oluyorum hadiseye anlatamam yahu.. var mi allaskina fps olarak 1940 dan beriye gittiginiz oyun var mi?

anasini satiim ata biniyorsun. nerede biniyorsun oblivion evreninde ne bileyim forgotten realms zamazingosunda.. bana bindirsene ata da bir ispanyol olarak gerekse ispanyada muslumanlara karsi savasayim gerekse gideyim aztekleri keseyim.. yazik yahu. yapin soyle dünyanin 7 harikasini iceren bir oyun.. gideyim rodosa fps olarak kafami kaldirip rodos heykeli nin tasaklarina bakayim, iskenderiyeye, babil bahcelerine gideyim. zeus un tapinagina gideyim, artemisin tapinaginda kari kiza laf atiim.. ama yok anca ejderha, uzayli, mustafa sandal... vizyonsuz ibineler. tarih düsmani nerdler sürüsü!

hayir bir de konun arak arkadas.. yani arak konu yapacaksan binlerce kez islenmis "uzaylilar dünyayi isgal eder, sen sanarsin ki koreliler işgal etmis ama bi bakarsin uzaylilarmis sonra korelilerle beraber birlik olup uzaylilari doversin sonrasinda steven seagal in uzayli oldugunu anlarsin" mevzusunu bulana kadar dünya tarihinde on bin milyon tane mevzu cikartirsin arkadas..

kimse de sana cikip "markus antonyusun hayatindan arak yapmissin benceeeeaaa" diyemez. "yaptimsa tarihten yaptim beybaba" dersin daha cok boyle "ilber ortayli amcamiz ile" birlikte oynayacagimiz bir fps olur..

ama sen hala uzaylisindaysan sen hala cloak giysisindeysen bişi diyemem gari ben sana.. hayir hadisen tropik adada gecen oyun yapmaksa ben soyleyeyim sana tropik adada gecen oyunu..

misal aborjinlerin papua yeni gineleri dovmesi ve akabinde yemesi konulu bir tarih bölümümüz var. misal karayiplerde devaaaasa bir korsan külliyatimiz var.. yetmedi mi ey dost? bas atlantisi.. daha ne diyeyim ben sana artik. uzayli mi olsun ile al eline bir eric von daniken kitabi piramitlerin kralini yaptir efendime soyleyeyim kayip kita munun pesinde indiana jones avla..

ama nereye kadar cry!

(azuth - 22 Kasım 2007 20:29)

fps özürlü bir insan olarak benim bile heves edip kurduğum oyun. belli bir süre sonra ekibi kaybettim. tek başıma allah'ın unuttuğu adada yürümeye başladım. zamanla sinirlerim bozuldu. yerden aldığım odunla önüme çıkan yengeci evire çevire dövdüm. kuşları vurdum. bir tane carettayı tokatladım. adamların yıllardır uğraştığı ve bütün dünyanın hastası olduğu bir oyunda ada'nın delisi gibi hayvanlara eziyet ettim. beceremediğim için kendimi daha da kötü hissettim. hissettikçe agresifleştim. en son da bir koreli askerin beni mermi manyağı yapmasıyla keskinliğim gitti. abi adamlar yapmış deyip kapattım.

(mies - 4 Aralık 2007 10:03)

full turkce versiyonunu oynamanin inanilmaz eglenceli oldugu oyundur. zira kendi adima soyleyeyim; oylesine argo ve komik seslendirmeler var ki, esc tusuna basip gulmeniz gectikten sonra devam edebiliyorsunuz oyuna. mesela:

--- spoiler ---

ben bir kruvazorun jetler tarafindan bombalanacagi bolumde yarilmisimdir. soyle ki; kruvazordeki isleri hallettikten sonra durbununuzle isaret koyup jetlerin gelmesini ve nokta atisi yaparak bombalamasini saglama gorevindeydim. bunu zaten telsizden komutan striker'da israrla soyluyor. "oglum!^* simdi kruvazore durbununle iz birak ki gelip vuralim!"
ben sirf geyik olsun diye geminin guvertesindeyken yaptim bu islemi "acaba ne olacak" diyerekten. yapmamla birlikte komutan bu defa telsizden:"once kruvazorden emniyetli bir uzakliga git, sen ordayken nasil bombalayalim gerizekali!!" seklinde bagirmasiyla kendimden gectim.

--- spoiler ---

vel hasili; kessinlikle verilen 49 ytl'nin uzerini de hak eden bir oyundur. multiplayer olayini deli gibi merak etmekte ve oyunu bitirince online olarak oynamayi dort gozle beklemekteyimdir.

(trawmatolog - 6 Aralık 2007 10:44)

tek el silah sikmadan da oynanabilecek oyun. ben odamda kendi halimde takilirken ev arkadasim bu oyunu yaklasik 2 saat araliksiz oynadi. oyun boyunca sadece kus, bocek, agac hisirtilari vs. gibi sesler gelmesi uzerine merak edip baktim. evet arkadas oyunda ilerleme kaydetmisti. en son kendisini full detayda tepelik bir alanda gun batimini seyrederken gordum. raki balik yapsak mi diye dusunmemistik degil. full detayda sadece manzara seyredebiliyordu cunku sistem o haliyle oyunu kaldirmiyordu...

(kirpii - 7 Eylül 2009 01:11)

farcry oyunuyla tanıdığımız, 3 türk kardeşin kurduğu crytek firmasının son bombası. oyun cryengine 2'yi kullanıyor ve oyunun bakılıp bakılıp ağlanacak ilk görüntüleri burada: http://www.gamershell.com/…/crysis/screenshots.html
(biz şimdi bakıp bakıp ağlıyoruz, belki çocuklarımız bu oyunu oynadıklarında "lan bu oyunda da ne az shader kullanmışlar, olm bu karakterler niye bu kadar pikselli gözüküyo ki poligonlardan çalmışlar -ve hatta- la bu s.tiğimin oyununda doğru dürüst bi area shadows bile yok" diyebilecekler ki ben buna da ağlıyorum)

(fixxer - 22 Ocak 2006 20:58)