Dragons' Den (~ Leijonan luola UK) ' Dizisinin Konusu : Dragons' Den is a TV series starring Evan Davis, Peter Jones, and Duncan Bannatyne. Budding entrepreneurs, inventors and small businessmen (and women) pitch their ideas to the five "dragons" - real-life business leaders and...
The Apprentice(2005)(7,3-2353)
The Chase(2009)(7,0-1245)
Come Dine with Me(2005)(6,6-1403)
Masterchef Goes Large(2005)(6,5-563)
The Jonathan Ross Show(2011)(6,2-838)
Who Wants to Be a Millionaire(1998)(6,1-1574)
şu sıralar, tv'me nerden dahil olduğunu çözmeye çalıştığım bloomberg isimli kanalda gösterilen yarışma. acayip bi havası var. izledikçe izliyorsunuz. acun falan olsam direk türkiye'ye getiririm. pop star falan anında unutulur.çok sonra gelen edit: şom ağzıma...
(pluton bir gezegendir - 2 Şubat 2010 00:33)
bugüne kadar izlediğim en ilgi çekici programlardan biri,herkese şiddetle tavsiye ederim.
(scener - 6 Şubat 2010 18:29)
türk versiyonu yapılırsa muhtemel dört dragon şöyle sıralanır. 1. abdullah unakıtan 2. burak erdoğan 3. erkan yıldırım 4. mehmet akif özak
(wraptheglobe - 15 Mart 2010 15:23)
dragonların(ejderlerin) sıfırdan milyonlarca sterlinlik servet yaratmış kişilerden oluştuğu program. bana göre programı en ilgi çekici kılan yönü bu. bloomberg ht'de yayınlanan son bölümlerde dragonların özel hayatlarına, iş hayatlarına ve servetlerini nasıl yarattıklarına değiniliyor. örneğin peter jones 17-18 yaşlarında atılmış iş hayatına 28 yaşında her şeyini kaybedip özel bir firmada çalışmak zorunda kalmış, sonra bir kez daha sıfırdan servet sahibi olmuş. duncan 30 yaşında aldığı dondurma arabasıyla başlamış işe. ilk bakım evinin masraflarını karşılamak için evini ve arabasını satmak zorunda kalmış. hatta kredi almak istediği bankanın müdür bakım evine geldiğinde kalan bir iki boş odaya annesini ve komşularını yerleştirmiş. servetinin büyük bir kısmını bağışlayacağını, çocuklarına çok fazla para bırakmanın iyi bir şey olmadığını söyledi.sıfırdan kazandıkları servetleri dışında bir diğer ortak özellikleri de işlerine olan sevgileri. günde 14-16 saat çalışıyorlar, her şeyi bırakıp kendilerine ve sülalerine yetecek parayla keyif çatmak varken. açıkcası takdir etmekten başka yapacak bir şey yok.programa gelecek olursak, hayatımda izlediğim en başarılı yarışma programı diyebilirim. formatıyla, dragonlarıyla hatta yarışmacılarıyla bile çok farklı. tuvaletten bir fikirle çıkıp gelmiş adamlar değil, hepsinin kendi şirketi var ve ürettikleri ürünü iyi kötü satmış insanlar. genel olarak da ilgi çekici fikirlerle geliyor yarışmacılar.elimden geldiğince kaçırmamaya çalışıyorum bölümlerini, gerçekten harika.
(crossbourne - 2 Mayıs 2010 01:09)
benim gibi kaldırım mühendislerinin ''vışş ne iyi fikir'' dedikleri fikirleri iki dakikada sorularıyla maymun eden dragonların domine ettiği yarışma. dragonların tripleri, arada birbirlerine sataşmaları ve bütün biritişlikleriyle 'eym aut' deyişleri süper. bir de üstüne zırıl zırıl titreyerek sunum yapan girişimcilerin acı çeken görüntüleri binince tadından yenmez bir realty show'a dönüyor.
(ruprect - 17 Mayıs 2010 16:38)
ingiliz versiyonunu takip ediyor çoğu kişi sanırım. ben de öyleyim. bayadır izliyorum, ekrana kitleyen çok güzel bir program. bunda en önemli pay da orada bulunan yatırımcılardan kaynaklanıyor. renkli, medyatik, karizmatik ve daşşaklı işadamları, oraya giden girişimciler üzerinden işletme, pazarlama dersi veriyorlar resmen. hepsi daha lise yıllarında iş hayatlarına atılmış, işlerini büyütmüş, zamanında batıp çıkmış tekrar büyümüş, sektörlerinde önemli adamlar. ego, kendini beğenmişlik, ukalalıklar falan da işe renk katıyor tabi.program beş yıldır devam ediyor. kadroda, peter jones ve duncan bannatyne başından beri var. diğerleri sonradan gelmiş ama üç yıldır sabit bir beşlisi var. arada bir programda bu yatırımcıların hayatlarını da sıkıştırıyorlar araya. peter jones'la theo paphitis'inkini izledim. diğerleri yayınlandıysa da kaçırmışım, ama oturdum biraz inceledim hepsi nedir ne değildir diye. enteresan geldi, kısaca yazayım merak edeniniz olursa okusun diye.peter jones - http://en.wikipedia.org/…peter_jones_(entrepreneur)programın en renkli ismi. çok zeki bir adam. karşısındakilere sorduğu cin sorularla anında ters köşeye topu göndermesiyle biliniyor. bi de meşhur renkli çorapları falan var. değişik bi tip yani. iş hayatında, daha çok küçükken tenise merak salmış, kendisini çok geliştirip daha 16 yaşındayken özel dersler verip kendi tenis akademisini kurmuş. orda kazandığı paralarla bilgisayar işlerine de girmiş. birkaç yüzbin dolarını, cocktail filminden etkilenip açtığı kokteyl barda batırmış. geri kalan parasını da bilgisayar işinde kaybetip beş parasız kalmış. sonra siemens'te profesyonel olarak çalışmaya başlayıp 1-2 sene içinde çok önemli yerlere gelmiş. 28 yaşında, yeterli parayı kazanınca da telekomünikasyon, medya ardından emlak, eğlence işlerine kendini atmış. şu anda 220 milyon pound gibi bir serveti var.theo paphitis - http://en.wikipedia.org/wiki/theo_paphitissatış, pazarlama, perakende deyince iş bu adamda bitiyor. çok net bir tarzı var, o yüzden benim favorim sayılır. kıbrıs rum asıllı bir işadamı. 6 yaşında ingiltere'ye göçmüşler. küçük yaşta babasını kaybetmiş. iş hayatına, 15 yaşında olarak liseye giderken şekercide çalışarak başlamış. oradan sonra bir saatçide çalışmaya başlamış, çok başarılı bir satıcıymış ve patronunun inanılmaz güvenini kazanmış. birkaç sene orada devam ettikten sonra iki sene finans sektöründe takılmış ama perakendede çalışmayı kafasına koyduğu için kendi şirketini kurup bu sektöre girmeye karar vermiş. şu anda ingiltere'nin en büyük kırtasiye zincirlerinden ryman'ın sahibi. 210 milyon doları var.deborah meaden - http://en.wikipedia.org/wiki/deborah_meaden programın başarılı kadın girişimci kontenjanını dolduruyor. zeki bir kadın ve çok iyi sorgulama yeteneği var. ama biraz fazla sorguluyor ve illa ki bir kusur yararıyor. cimri sayılır yani. hikayesine gelirsek; anladığım kadarıyla britanya'da iş camiası içinde çok sağlam bir çevreye sahip. deborah daha küçücükken anası babası boşanmış ve annesiyle yaşamaya başlamış. lisede bi modaevinde modellik yapmış ve mezun olduktan sonra italya'ya taşınıp orada ihracat işlerine girmiş ve bir buçuk senede batmış. sonra ingiltere'ye dönüp stefanel'in bir franchiseını almış ve iki sene sonra onu ortağına satıp turizm eğlence sektörüne girmiş. bu sektörde önüne gelen her fırsatı değerlendirip al/sat yaparak servetini büyütmüş. 40 milyon sterlini falan varmış şu anda.duncan bannatyne - http://en.wikipedia.org/wiki/duncan_bannatyneprogramın yaşı en büyük ve bence en daşşaklı adamı. iskoç. bu da gençken orduya girmiş, atılmış ve hapse girmiş. çıkınca ablasını kaybetmiş, depresyona girip kendini alkole falan vermiş ve yine hapse düşmüş. çıkınca kendine dondurma arabası almış ve iş hayatına böyle girmiş. burdan kazandığı parayla yeni bir huzurevi konsepti oluşturarak bu alanda çok büyük işlere girmiş. çok zengin olmuş ve turizm, medya, eğitim, nakliye, emlak derken girmediği sektör kalmamış. hayırsever kişiliğiyle tanınan bir kişi olmasının yanında best-seller bir yazarmış kendisi. 320 milyon pound civarında bir serveti varmış.james caan - http://en.wikipedia.org/…/james_caan_(entrepreneur)programdaki en yumuşak huylu ve en kibar adam. onun misyonu da bu sanırım. onun hikayesi de şöyle: minik nazım khan daha ufacıkken pakistan'dan göçmüşler. babası deri atölyesi açmış ve onun yanında çalışmaya başlamış. 16 yaşında babasıyla kavga etmiş ve resti çekip evden ayrılmış. adını da james caan olarak değiştirmiş. 18 yaşında insan kaynakları işine girmiş ve bu alanda uzmanlaşarak sürekli kendini geliştirmiş. kelle avcılığında piyasada çok önemli yerlere gelmiş. finans, emlak gibi sektörlerde de işleri varmış. bu da hayırsever bir kişilikmiş ayrıca. 70 milyon poundu var diyolla.
(dmxx - 19 Eylül 2010 02:40)
su anda (orijinal versiyonunda) yemeksepeti'nin aynı iş planıyla yatırımcıların karşısına gelen bir ikili var. turkiye'de 10 yıl once yapılmış bu işi, ingiltere'de şu anda yapmaya calisiyor olmaları bir yana, 5 yatiririmcidan 4'u "bu iş tutmaz" deyip, bir de yerin dibine soktular adamları. james kaan ise "fikirden etkilendim, bu yeni bir iş" dedi. şaka gibi
(bloody - 10 Ekim 2010 01:03)
ingiliz versiyonunu yatırım dünyası vs. hakkında bir şeyler öğrenmek, vay be insanların aklına neler geliyor diye şaşırmak; kanada versiyonunu gülmek, eğlenmek, insanların saçma sapan fikirleri için ejderlerin karşısına çıkana kadar ne ölçüde para batırdıklarını öğrenip üzülmek; türkiye versiyonunu da "...... (buraya her türlü saçma sapan/anlamsız cümle gelebilir) dan dolayı, ben yokum." oyunumuza katkı sağladığı için izliyorum. her ülkenin aynı formatı kullanan programları olsun bence, değişik kültürlerde insanları tanımak için çok süper bir fırsat.
(irbat - 25 Ekim 2010 14:26)
sahra altı bölgede yaşayan insanlara içilebilir su sağlayabilecek ürün için her bir ejderin %2'lik pay karşılığı totalde 50k'lık ortaklığıyla, hayırlara da vesile olmuştur. bu arada deborah meaden'in "ensenizdeyiz, bu işin takipçisiyiz, yapmazsanız var ya..." demesi de ayrı bir şukela. türkiye'de ise "yokum diyor" formatı ile devam ediyor. içilebilir su sağlama yöntemi için (bkz: ters osmos)
(upsskirt - 3 Ocak 2011 10:39)
az önce ingiliz versiyonunda çin'li bir hatunun 5 ejdere posta koyduğu leziz bloomberg ht programı.şöyle ki: hatun 5 ejderden %5 hisse karşılığında 50.000 sterlin istemektedir. ejderlerden ikisi 25.000'er sterlin koyacaklarını ancak %20'şer hisse istediklerini söyler. çin'li kız kabul etmez. ortaklık önermeyen diğer ejderlerden biri hayretler içinde kalarak,-ne yani!??? ejderleri red mi ediyorsun? der ve kahkahayı basar. chinese hatun anında yapıştırır:-biz çin'liler kahvaltıda ejder yeriz.
(daha ne diyim ben sana - 3 Nisan 2011 19:22)
Yorum Kaynak Link : dragons' den