• "bi halt anlamadigim bir diger kim ki duk filmidir. karakterler dev eylemler yapiyorlar, ve ben asla neden yaptiklarini anlayamiyorum."
  • "kadının kocasının araba plakası 5795 iken, mahkumun numarası 5796'dir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kim ki dukun basarili bir sekilde mevsimlerle bozdugu bir baska filmidir. ufak kiz da dahil olmak uzere butun herkesin bi cins manyaktir. icinde gecen uc ask hikayesinin zaman zaman birbirinin aynisi oldugu filmdir ayrica. son olarak da apartmanlar kopruler filam birer dizayn harikasidir.


    (arundati - 21 Ekim 2007 21:48)

  • comment image

    bi halt anlamadigim bir diger kim ki duk filmidir. karakterler dev eylemler yapiyorlar, ve ben asla neden yaptiklarini anlayamiyorum.


    (tramell - 21 Ekim 2007 21:57)

  • comment image

    "nefesi kesilmek mi, nefessiz bırakmak mı, nefes nefese kalmak mıdır yoksa aşk ya da nefesini tutmak mı? bu kadar kolay mı, bu kadar zor mu aşk? " sorularına perde açan, nefesle nefs arasında salınan döngüsel film. .
    bir insanın hayatına girmek çok kolay, çıkmaksa zormuş.
    vodka lemon ile ortak his yaratan bir sesi var bir de: tombe la neige


    (koyumavi - 22 Ekim 2007 10:47)

  • comment image

    bugün antalya altın portakal film festivalinde izlediğim kim ki duk'un 14. filmi.kim ki duk'un kendine has sinema dilini filmin her karesine yoğun bir şekilde aktardığı bir film olmuş.ölüm cezasına çarptırılmış bir mahkum ile mutsuz bir evliliği olan bir kadının aşk öyküsünü anlatmaktadır.film beklenmedik bir sahne ile açılışını yapıyor ve ilk dakikadan seyirciyi kendisine bağlıyor, etkileyici bir şekilde de bitiyor.


    (cephiro - 23 Ekim 2007 22:37)

  • comment image

    kim-ki duk'un hapishanelere ve mevsimlere ne kadar takık olduğunu bir kez daha gözler önüne seren filmi. daima az lafla çok şey anlatan yönetmenin bu filminde iki ana karakterin tek bir diyaloğu yoktur. filmde karakterler tek tek incelendiğinde herkesin bir manyak olması, parlatılan kişiliklerinden kaynaklanıyor. kim-ki duk karakterlerin ön plandaki özelliklerini abartarak onları "birey" olarak değil de yaptıkları "eylem"den ibaret görmemizi sağlıyor. hal böyle olunca nefes; hapishanedeki mahkumla yalnız kadının aşkını değil de, kıskançlık, ihtiras, yalnızlık ve şiddet gibi en insani duyguların temellerini sorgulamaya kalkışıyor.

    --- spoiler ---

    karakterlerin ruh hallerini anlatırken kullanılan semboller, filmde kelimelere gereksinimi iyice azaltıyor. küçük kızın elindeki oyuncak ayıyla yalnızlığını, kadının balkonundaki kanatlarla özgürlüğe özlemini, müdürün kamerayla, mahkumların duvara çizdikleri resimlerle giderdikleri ihtiyaçları, aldatılan kadının sadece tokat atan elinin gösterilişi vb...

    ---
    spoiler ---


    (quantum tarantula - 5 Kasım 2007 20:00)

  • comment image

    kim ki duk'ın, eski filmlerinden bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom'a gönderme yaptığı, yine metaforları kullandığı, cidden hoş müziklere sahip keyifle izlenebilen film. lakin karakterlerin yapısı ve diyaloglar bana hayli zayıf geldi.

    dikkat ettiğim şey rahatsız edici sahnelerin artık yüzümüze gözümüze bulaştırılıp kullanılmaması. "ben daha oturaklı oldum artık" der gibi sanki ama biz onu hwal'da da oturaklı sanmıştık, ne oldu, son sahnede kodu..

    bu filmde bazılarına öyle gelebilir ama bana göre çok vurucu bir son sahne yok.. ne olacağını zaten filmi takip edince anlıyorsunuz. o yüzden genel itibariyle film beni tam tatmin etmedi diyebilirim.

    --- spoiler ---

    esas kadının suda nefesini tutarken boğulmak üzereyken yaşadıklarını anlattığı sahne filmin en etkileyici sahnelerinden biriydi benim için. ürperdim, gerildim. özellikle bir arkadaşınızı suda boğularak kaybettiyseniz aklınıza o geliyor daha kötü oluyorsunuz.

    "evli bir kadının idam mahkumu bir gence aşık olması.." elbette hollywood elinden çıksaydı çok daha farklı bir senaryoyla karşılaşabilirdik. benim ilgimi çekmiyor zaten böyle senaryolar, bir de yönetmenin absürd üslubu bulaşınca gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

    tamam ilkbahar,yaz,sonbahar,kış olayı mükemmeldi gerçekten. o temadan böyle bir film daha çıkarabilirmiş evet ama ne görüntülerde ne çarpıcılıkta ve ne gerçekçilikte eski kim ki duk havasını yakalayamıyorsunuz bir türlü..

    ---
    spoiler ---


    (nihilanth - 27 Aralık 2007 22:30)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ardarda gelen adamın intihar girişimi ve kadının beyaz gömleği balkondan düşürmesi sahneleri, sıraları hiç değişmeksizin filmin ortasında tekrarlanıyor. bu da izleyenin "bir tanesi hayata geçmiş iki farklı olasılık mı resmediliyor acaba?", diye sormasına neden oluyor. her iki intiharın da, haberlerde idam mahkumunun ikinci intiharı olarak sunulması da bu kanıyı güçlendiriyor.

    filmin başında kadın karakter, idam mahkumunun intihar girişimini televizyondan bildiren haber programına, yanında birlikte resim yaptığı kızı olduğu halde şöyle bir bakıyor, ama uzun süre seyretmeyip televizyonun sesini kısıyor. akşam haberlerinde sunucu, mahkumun hastaneye yatırıldığını ve sağlık durumunun iyi olduğunu bildirirken kadını, bu sefer daha ilgili bir biçimde tv seyrederken buluyoruz. kocası bu esnada içeri giriyor ve ona bu tip şeyler seyretmek yerine pembe dizi izlemesini salık veriyor. bu sahne, kocası ile ilişkilerinin hiç de yolunda gitmediğini anlamamızı sağlayan ilk sahne. daha sonra bu kanıyı pekiştirecek başka sahnelerle de karşılaşıyoruz. ama filmin bir başka yerinde adamı piyano başında beste yaparken görüyoruz. bu da bize bu karakterin çok da boktan bir herif olmayabileceğini düşündürtüyor; önümüze serilen evlilik tutkulu bir aşk ilişkisi olarak başlamış, sonra zamanın aşındırıcı etkisine maruz kaldığı için mi bu hale gelmiş acaba? bunu bilemiyoruz.

    ilişkileri bu aşamadan sonra iyice sarpa sarıyor, zira kadın idam mahkumunu ziyaret etmeye ve kocasını onunla aldatmaya başlıyor. kadının kurduğu ilişkide bir intikam tınısı var, çünkü daha sonra kocanın da bir başka kadın ile evlilik dışı bir ilişki yaşamakta olduğunu idrak etmemizi sağlayan doneler geliyor. buna karşın adam, karısının hapishanede sözkonusu mahkumla iyiden iyiye işi pişirdiğini kendi gözleri ile görüp metresine kapıyı gösteriyor.

    kocanın olup bitenin farkına varması ile metresine yol vermesi arasında filmin ikinci yarısı başlıyor: yani, mahkumun idam girişimi/kadının gömleği balkondan düşürüşü ile işaretlenen kısım. burada kadının habere verdiği tepki artık çok net ve dehşet dolu.

    kadın, filmin ilk yarısında dikkatsiz bir tavırla seyrettiği haberi, evliliğinin ona yaşatmakta olduğu hayal kırıklığının da etkisiyle ilerleyen süreçte vuku bulacak sahneleri kafasında canlandırmak, bir öykü haline getirmek için kullanıyor. bu okuma uyarınca mahkum, kocanın eşine tutkuyla bağlı olduğu ilk zamanlarını sembolize etmek için kullanılıyor. burada mahkum figürünün seçilme nedeni belli, zira koca kendisine karşı suçludur (onu bir başka kadınla aldatmaktadır). diğer bir deyişle, iki farklı olasılık/iki farklı hikaye yok. intihar/gömlek temasının tekrarına kadarki kısım kadının hayal gücüne, tekrardan sonraki ikinci kısım ise yaşananlara denk geliyor. artık semboller ve gerçekler içiçe geçecektir.

    mahkumla ziyaret saatlerinin ve hapishane müdürünün izin verdiği kısıtlı bir vakitte görüşmek, kocanın kendisine vakit ayırmıyor olduğunu; dört mevsim ise kocası ile yaşadıkları evliliğin aşamalarını sembolize ediyor olabilir (başlangıcı ilkbahar, sonu kış olan, yani kötüye giden bir süreç). kadının mahkuma dört mevsim içinden sesleniyor olması, bu anlamda kocasının önüne ilişkilerini bir bütün olarak koymaya çalıştığı, onun bu evliliğe değer vermediğinden yakındığı anlamına geliyor (mahkumun kocayı sembolize ettiği akılda tutulmak koşuluyla). haberin seyredilmesini takiben kocayla edilen kavga ve bunun ardısıra gelen ve sonu gösterilmeyen olası sevişme sahnesini hapishanede mahkumla sevişme sahnesinin takip etmesi bir tesadüf değil. kadının barışmak üzere oldukları anda kocasının, sevişme sonunda ise mahkumun dudağını ısırması, sembol-gerçek çakışmasının bir kanıtı gibi duruyor. ısırılan da, sevişilen de aynı kişi: mahkumla sembolize edilen koca.

    ---
    spoiler ---

    (bkz: yorum)

    (bkz: aşırı yorum)


    (yogusmali kombi - 24 Nisan 2009 03:45)

  • comment image

    dört mevsimin iyi betimlenip harmanlandığı, diyaloğun az olduğu, mutsuz insanların mutluluğu nerede aradığına dair bir kim ki duk filmi. enteresan bir o kadar da değişken ruh tasvirlerinin süslendiği kore filmi.


    (zamane yazari - 10 Nisan 2014 15:52)

Yorum Kaynak Link : soom