john carpenter ve tobe hooper'ın beraber yönettiği televizyon için yapılmış 3 kısa öyküden oluşan korku filmi. bölümlerin adları the morgue, the gas station ve hair. filmin oyuncuları arasında ise wes craven ve sam raimi gibi sürpriz isimler var.

(no one - 3 Şubat 2009 22:40)

kimilerine göre carpenter'ın 90larda çektiği en iyi filmidir (ben in the mouth of madness'i daha çok sevmiştim). filmdeki üç öykü için de oldukça kaliteli denebilir. ki bana kalırsa arada john carpenter'ın sunumları da en az filmler kadar güzeldi. ve hatta ikinci sunuşta bayağı güldüğümü hatırlıyorum.

benzin istasyonu hikayesi benim aklımda yer eden en güzel parçaydı. ki bu bölümde 'bir korku filmi için gerilim atmosferi (efekt kullanmadan) nasıl yaratılır'ın gayet net cevabı verilmiş. ayrıca 90larda türkiye televizyonlarında korku serileri izlemiş olanlar için de hoş bir nostalji olacaktır.

(francesco dellamorte - 8 Nisan 2011 17:19)

jason pearson'ın yazıp çizdiği bir çizgi roman.

(maidis - 5 Mayıs 2012 02:46)

türk televizyonlarında star ekranlarında oynamış şahane film. korku, bilim-kurgu ve gizemseverlerin koleksiyonlarından nadide bir parça.

hair bölümünde mike hammer dizisinden tanıdığımız stacy keach kellikten muzdarip olarak uyguladığı bir tedavi ile ertesi gün yarım metre saçla uyanıyordu. ağzınız sulandı bile değil mi? ama saçlar durmuyor, hızla uzamaya devam ediyordu. böyle şahane bir öykü işte.

ben aynı türde olup bu şekilde birden fazla öyküden/bölümden oluşup zevkle izlemediğim bir film görmedim zaten. creepshow serisi vardır aynı şekilde, nightmares vardır. candır onlar. elimde hala vhs videoları bulunur. tozlarını alırım arada.

elinizdeki, yörenizdeki ergenlerin algılarını açmak, hayalgüçlerini, yaratıcılıklarını geliştirmek, hayattan zevk almalarını sağlamak mı istiyorsunuz. seyrettirin bunları mutlaka. george a. romero, stephen king, john carpenter, tobe hooper, lucio fulci, dario argento, don coscarelli, stuart gordon ve diğerleri... hepiniz çok yaşayın emi. ölürseniz de zombi olun yürüsün şanınız.

gogol'un paltosundan, oğuz atay'ın beyaz mantosundan çıkıldığı gibi bu adamların mintanından da çıkılmalı biraz.

(sitki siyril - 8 Mayıs 2013 21:41)

john carpenter, mark hamill, wes craven, tobe hooper ve sam raimi gibi ustaların bir arada olduğu, deneme niteliğinde bir anthology filmi. film 3 segmentten oluşmakta ve ilk bölüm olan gas station ile ikinci bölüm olan hair'i john carpenter yönetmekte. gas station bölümünde, benzin istasyonuna çalışmaya giden ve benzin istasyonunda işe başlayan genç bir üniversiteli kıza dadanan bir katil anlatılıyor. açıkçası john carpenter'ın yönettiği bu giriş segmenti oldukça vasattı. üstelik morg bölümü olan sunum bölümünü de komik ve muzip sunumuyla john carpenter yapmakta. 2. bölümde ise film biraz daha değişmeye ve klişelerden kurtulmaya başlıyor. bu ölümde carpenter'ın biraz daha toparladığını gördüm. saçlarından şikayetçi olan bir adamın televizyonda gördüğü saç doktoruna danışması, bunun sonucunda da adamın upuzun saçlara kavuşması anlatılıyor. tabiki de bu saçlar normal saçlar değildir. bu bölümde kendimiz gibi olmamızın öğütünü veriyor carpenter. filmin son segmenti olan "eye" segmentini de the texas chain saw massacre ve poltergeist gibi filmlerle tanınan tobe hooper yönetmekte. bu segmentte ise mark hamill'i görüyoruz. ünlü bir beyzbol oyuncusunun bir trafik kazası sonucunda gözünü kaybetmesi, bunun sonucunda da yeni bir göz takılması anlatılıyor. bu gözde anormallikler sezen beyzbol oyuncusu için işler artık çok geçtir.. bu kadar ustanın birleşiminden insan haliyle daha iyi ve daha kaliteli bir yapım bekliyor. lâkin film, boş ve gereksiz olmuş diyebilirim. hikayeler ürkütücü değil; daha çok komik. bu yönetmenleri sevseniz dahi filmi izlemenizde bir sebep görmüyorum çünkü yönetmenlerin filme kattığı herhangi bir şey yok. zaten bir televizyon filmiymiş sanırım. tavsiye edemeyeceğim bir yapım.. 5/10

(komunist vaiz - 27 Ocak 2016 00:29)