Facebook Yorumları
  • comment image

    "aghet-ein völkermord" (aghet-bir soykırım) adıyla 1915 felaketi hakkında alman birinci kanalı ard'de yayınlanmış belgesel. öncelikle belirtmeliyim, büyük emekle hazırlanmış. zira belgeselde siyasetçiler, büyükelçiler, misyonerler gibi döneme tanıklık etmiş önemli isimler almanya'nın önde gelen tiyatro oyuncuları tarafından canlandırılmış, bu da tarihi olduğu kadar siyasi bakımdan da büyük ağırlığı olan bir konunun, anadolu topraklarının varlığından bihaber avrupalı-alman seyirciye daha etkili bir dille anlatılmasını sağlamış. bence almanya da bu belgeselle ermeni soykırımındaki sorumluluğunu kabul ediyor. 95 sene sonra olsa da, geç gelen itiraf hiç gelmeyeninden daha iyidir diye düşünüyorum. belgeselde alman arşivlerindeki belgelerden faydalanılmış. doğu anadolu'da yaşayan ermeni halkının birinci dünya savaşı sırasında çektiği çileler bir bir anlatılmış, ittihat ve terakki'nin talat paşa -ki belgeselde hitler'le karşılaştırılabilecek bir diktatör olduğuna dikkat çekiliyor-başta olmak üzere önde gelen üç isminin "tehcir" adı altındaki anadolu'yu türkleştirme kararıyla yol açtıkları insani felaketin boyutları tüm ayrıntılarıyla dile getirilmiş. hemen her yönden başarılı bulduğum belgeselin bence eksik kalan tek yönü ermeni-türk dostluğunu göz ardı etmiş olması. bütün bu acı olaylar yaşanırken bazı türklerin de komşularını, dostlarını bu felaketten korumak için riskler aldığı, hatta ermenileri kendi evlerinde sakladığı bilinen bir gerçek. biz birbirimize düşman değildik, tıpkı bir ermeni teyzenin dediği gibi: "türkler bizim komşumuz", tıpkı annemin dediği gibi "yakındaki tuğut bir ermeni köyü", "bizim değirmenimizi yapan da ermeni ustalardı"... bu belgeseli izleyen ve anadolu coğrafyasındaki girift ilişkileri bilmeyen bir avrupalının o dönemde tüm türklerin ermenilerin ölümünü istediğini düşünmesi çok olası.

    gelgelelim, almanya'da yaşayan türk göçmenler pek de benimle aynı fikirde değil. belgesel yayınlanır yayınlanmaz almanya'da yaygara kopardı, tek taraflı olduğu, türk resmi tezlerine hiç bir şekilde yer vermediği sivil toplumcuların ağzından düşmüyor. phoenix kanalında belgesel bir kez daha yayınlandı ve ardından bir açık oturum da düzenlendi konuyla ilgili. oturuma türk resmi tezlerinin savunucusu olarak almanya türk toplumu genel başkan yardımcısı bahattin kaya ile hürriyet gazatesi avrupa temsilcisi ahmet külahçı katıldı. bir kere bu arkadaşlara bir sözüm olacak buradan, tartışma adabını bir nebze öğrenememişsiniz, özellikle durmadan söz kesen sayın külahçı'ya bu lafım. kendisi "ama sadece erkekler öldürüldüğüne göre bu bir soykırım değildir" teziyle de literatüre girecek açıklamalarda bulundu. mesela bir yerde 1 milyon türk erkeği öldürülürse de bu bir soykırım olarak adlandırılmayacak, öyle mi? türk tarafı, "taner akçam baskılar yüzünden akademik çalışmalarını türkiye dışında sürdürüyor, hrant dink öldürüldü, orhan pamuk ölüm tehditleri aldı, söyler misiniz, türkiye'de bu konu hakkında açık bir tartışma yürütülebiliyor mu?" sorusuna da "ama, ama, bunu tarihçilere bırakalım" dışında bir yanıt veremediler. bir de şunu anlamıyorum, türk gazeteci olmak illa ki türk resmi tarih anlayışını benimsemeyi gerektirir mi? biraz eleştirel olun, biraz.

    şunu da ekleyeyim, 95 yıl sonra ard ekranına gelen ermeni soykırımı bir süre sonra federal meclisin de gündemine gelecektir.

    http://www.zeit.de/…4/zdf-film-armenier-voelkermord
    http://www.welt.de/…t-voelkermord-an-armeniern.html
    http://www.cnnturk.com/…lgeseli/571599.0/index.html


    (basakkoz - 14 Nisan 2010 02:15)

Yorum Kaynak Link : aghet