içerdekiler ' Filminin Konusu : içerdekiler is a movie starring Caner Cindoruk, Görkem Mertsöz, and Gizem Erman Soysaldi. The commissioner tells the teacher, who had been imprisoned for the past 6 months for no apparent reason, that they will allow him to meet...
Ödüller :
Boran(1999)(7,8-49)
Çogunluk(2010)(7,4-4236)
Sibel(2018)(7,0-1234)
F Tipi Film(2012)(6,9-543)
Anons(2018)(6,9-423)
Yozgat Blues(2013)(6,8-2986)
Gitmek: Benim Marlon ve Brandom(2008)(6,6-773)
Kor(2016)(6,5-1118)
Nuremberg Film Festival "Turkey-Germany : "Best Actress"
melih cevdet anday dilinden içerdekiler üzerine:"ilk oyunum yılanlar'ı 1946 yılında yazmıştım. devlet tiyatrosu'na yolladım. o yıllar ankara'da oturuyordum. devlet tiyatrosu'ndan oyunumun repertuara alındığına ilişkin bir yanıt geldi, ama oynanamayacağı da bana özel olarak söylendi. o yıl cumhuriyet halk partisi ile demokrat parti arasında geçiyordu seçim savaşımı, benim konum da seçim üzerineydi. tiyatro, iki partinin de alınacağından çekinmişti. partilerimiz çoğalınca bu çekingenlik ortadan kalktı. "yılanlar" çok sonra, merzifon'da amatör tiyatro severlerce sahnelendi. benim oynanan ilk oyunum "içerdekiler"dir. istanbul sehir tiyatroları'nca sahneye kondu. konu gerçek bir olaydan alınmıştır. yıllarca hapisanede kalmış bir gazeteci arkadaşımdan dinlemiştim.bir siyasal polis, elindeki tutukluyu konuşturmak için, onu eşiyle bulusturucağını söyler, ama plan başarılı olmaz. işte bu! ne yapacaktım bu konu ile ya da ne yapabilirdim? başlangıçta bilmiyordum bu sorunun yanıtını; her şey yazarken ortaya çıktı.komiserin tutukluyu sorgulamasını içeren ilk perdeyi bir haftada bitirdim. sonra bir hafta elime almadım oyunu, ikinci perdede olayın nasıl gelişeceğine bir tasarım da yoktu. eşi yerine baldızının ziyarete gelmesiyle tutuklu içinden çıkılmaz bir durumda kalmıştı. gelişmeyi kişilerim aldı yürüttü, ben neredeyse seyirci kalmıştım. bir de baktım ki, birinci perdede tutukluyu konuşturmak için komiserin uyguladığı zalimce yöntemi, ikinci perdede tutuklu baldızına karşı kullanıyor.elde etmek isteyen zalim oluyordu.sanırım, oyunum bu tümce ile anlatılabilir."not: yazı, 1995 -1996 sezonunda istanbul devlet tiyatrosu tarafından sahnelenmiş oyunun kitapçığından alınmıştır.
(euphrates - 28 Nisan 2007 16:37)
sarıyer belediye tiyatrosu tarafından her cumartesi saat 19:00 da, ücretsiz oynanan etkileyici melih cevdet anday oyunu.--- spoiler ---eğer ”omurgalı yaşamak” istiyorsak dilimiz döndüğünce, enerjimiz yettiğince sorgulamaya devam etmeliyiz. bu sorgulamaların öznesi olduğumuzu da fark ederek.--- spoiler ---
(skyangel - 4 Mart 2010 11:21)
irade, düşünce, mekan, rol, elde etme, dönüşme ve id üzerine güzel bir melih cevdet anday oyunu.''içerde insanın kafası başka türlü işliyor. sen bunu bugün iyice anladın.''**
(gabircik - 22 Ağustos 2010 06:19)
1995-1996 sezonunda istanbul devlet tiyatrolarında oynanan uğur polat' ın tutukluyu, kaya akarsu'nun ise polisi canlandırdığı oyun. bu oyunu seyrettiğim günle ilgili küçük bir hatıram da var , o gün muazzez kurtoğlu vefat etmişti ve uğur polat oyundan önce bu haberi verip bizi ayağa kalkmaya davet etmişti. bu da oyunu seyrettiğim tarihi net bir şekilde bilmemi sağlıyor tamam çok işlevsel bir bilgi değil ama olsun kişisel tarih diye bir şey var.
(sade - 5 Mart 2012 18:36)
melih cevdet anday'ın ne büyük bir çınar olduğunu göstermiş eserdir. dilimizde böylesi bir eser veren usta olması herkes için bir şanstır. o şansı değerlendiriniz.
(m sartorius - 17 Nisan 2012 08:59)
politik tiyatro oyunu...oyunda balbay tarafından anlatılan hitler hikayesi beni benden almıştır; yahudi'nin birine sana hitleri versek ne yaparsın diye sormuşlar. yahudi de 'elime bir demir alır bir ucunu ısıta ısıta nar gibi yaparım sonrada soğuk kısmını k..... sokarım.' demiş. karşısındaki adam şaşırmış ve merakla 'senin eline hitleri veriyoruz ve sen eline aldığın demirin bir ucunu nar gibi olana kadar ısıtıyorsun ama neden demirin soğuk tarafını sokuyorsun?' diye sormuş. yahudi'de 'soğuk tarafını k..... sokuyorum ki eliyle demirin sıcak tarafını tutup çıkartamasın.' diye cevap veriyor...edit: imla
(co adorn - 26 Temmuz 2013 01:23)
benim için sadece türk tiyatro tarihinin değil türk yazınının da en önemli eserlerinden olan melih cevdet anday oyunu. güçlü bir psikolojik gerilimin yanı sıra, iktidar, hükmeden, köle, işkence, işkenceci, kurban, irade gibi kavramları enfes bir şekilde yedirmiştir metne anday. diyaloglar oldukça işlevsel ve etkileyicidir. anday ucuz romantizm, pragmatizm içine düşmeden, karakterlerin içinde olduğu durumları ajite etmeden, karakterleri sahici kılar oyun boyunca. karakterlerin söyledikleri her sözle yaşadıkları değişimi ve çözülüşlerini enfes bir ustalıkla aktarır.okumayı, tiyatroyu kısaca sanatı seviyorum diyen herkesin mutlaka ama mutlaka okuması gereken bir başyapıttır. şiddetle tavsiye ederim. not: sahnelenen hiçbir oyununu izlemedim metnin. tiyatroda reji, oyunculuk çok önemlidir haliyle. eğer oyunu okumayıp kötü bir rejiyle izlediyseniz, metinden de soğuyabilirsiniz. ama ben yine de kesinlikle oyunu okumanızı tavsiye ederim. aslında oyun hakkında uzun uzun yazmak dramaturjik incelemesini yapmak istiyorum ama en son 3 ya da 4 yıl öce okumuştum ve metin şu an elimde yok*. tez zamanda kitabı alıp bu leziz oyunu bir daha okuyup uzun bir incelemesini yazmaya çalışacağım.
(kulotsuzcorap - 24 Ekim 2014 15:35)
tutuklu'nun tiradı adamın amına koyar.tutuklu: on üç yaşındaydım. ortaokula gidiyordum. babam öleli iki yıl olmuştu. yoksul düşmüştük. annem terzilik yapıyordu, zar zor geçiniyorduk. büyük bir evin iki odasında oturuyorduk. kitaplarımın çoğu noksandı, okul çantam bile yoktu. bayram geldi. annem ne yaptı etti, bana bir ayakkabı aldı. bir pantolonla bir gömlek dikti. sabah erkenden kalkıp giyindim. bir gün önceden sözleşmiştik, iki arkadaşım beni evden alacaklar, birlikte bayram yerine gidecektik. atlı karıncaya, kiralık bisikletlere binecektik, tatlıcıda tatlı yiyecektik. belki sinemaya da gidecektik. annemden para istedim. “paramız yok oğlum,” dedi. çılgına dönmüştüm, arkadaşlarım neredeyse geleceklerdi. onlara ne diyebilirdim? parasız olduğumuzu, bu yüzden bayram yerine gidemeyeceğimi söyleyemezdim ya... hırçınlaşmıştım, üstümdekileri çıkarıp duvarlara atmaya başladım. beni üzgün üzgün seyreden annem, o zaman dolaptan çantasını çıkardı, para aradı. bula bula bir lira buldu. kadıncağızın bir lirası kalmıştı yalnız, bütün parası oydu. o bir lirayı bana uzattı: “haydi giyin,” dedi, “bir lira yetmez mi?”... bir lira o zaman büyük paraydı. oraya buraya attığım elbiselerimi ayakkabılarımı topladım. yeniden giyindim, paramı cebime koyup arkadaşlarımı beklemeye başladım. geldiler. biraz oturdular. annem onlara şeker ikram etti, ikisini de okşadı, öptü. sonra: “haydi artık gidin!” dedi. “güzel güzel eğlenin!”sokağa çıktık. çok neşeliydim, kabıma sığamıyordum. fakat köşeyi dönerken evimize baktım, annem pencereden uzanmış, gülümseyerek bana el sallıyordu. o zaman içimden bir ağlamadır geldi, gözlerim dolu dolu oldu. tıkanıyordum. ağladığımı belli etmemeye çalışarak arkadaşlarıma: “ben gelmeyeceğim” dedim. neden olduğunu anlamadılar. biri: “paran yok ondan gelmiyorsun.” dedi, alay ederek. elimi cebime attım ve bir lirayı çıkarıp gösterdim: “işte para!” dedim. beni orada bırakıp gittiler. sokaklara gelişi güzel dalarak bir süre sersem sersem dolaştım. kimseye göstermeden doya doya ağladım, sonra gözlerimi sildim,elimden geldiği kadar neşeli olmaya çalışarak eve döndüm. annem beni görünce: “neden döndün?” diye sordu. “canım istemedi” dedim ve cebimden bir lirayı çıkarıp anneme uzattım. zavallı kadıncağız, çok şaşırdı, parayı elimden alıp masanın üstüne koydu. sonra beni kucakladı, göğsüne bastırdı. hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ben ağlamıyordum artık. sokakta doya doya ağlamıştım. annemin yüzünü öptüm, ağlamamasını söyledim. (susar, dalar, düşünür) artık üzüntülü değildim. bayram yerine gidemediği için üzülmek benim gibi koca bir çocuğa, bir ortaokul öğrencisine yakışmazdı. olgun bir adam olmuştum birdenbire.
(viento - 21 Şubat 2016 21:30)
semaver kumpanya`nın dün promiyerini yaptığı oyun. açıkçası omru hayatım boyunca ilk defa bi oyunun promiyerini izledim o yuzden ne derece doğru bilmiyorum ama söyleyeceklerim bir promiyere göre baya baya iyilerdi. bunda tabii oyuncuların yıllardır aynı sahnede birbirlerini tanıyor olması sebep olabilir bilmiyorum.oyunun konusu ağır. ama acayip beğendim, sadece biraz süresi kısaltilabilirse izleyicinin sonlara doğru kopması sağlanabilir ki bence gene oyuncuların dinamiğinden*boyle birseye pek olanak olmadi.tiyatro iyidir, güzeldir erkan can'ın tabiriyle, izleyin izlettirin.
(eclskn - 9 Nisan 2016 09:50)
serkan keskin döktürmüş. psikolojik hikayelere meraklıysanız on numara oyun.
(stratejisizsiniz - 15 Nisan 2016 12:54)
Yorum Kaynak Link : içerdekiler