serinin sarışın kızımızın vefatı nediyle son filmi(1988) olup "ne mirrors efektler gördüm gözlerim kapalı" dizelerine kafa tutacak sahnelere sahip şukela bir filmdir.

(yahoumba - 19 Temmuz 2011 19:18)

kötü bir filmdi.. aslında serinin bu filmini çekmeselermiş daha iyi olurmuş çünkü tamamiyle gereksiz olmuş. görsel efektlerden başka bir getirisi yok. bu defa olaylar bir apartmanda geçmeye başlıyor ve olaylar olması gerekenden çok daha hızlı gelişmeye başlıyor; ilk iki filmdeki dramatik yapısı tamamiyle kaybolmuş; bunun yerine görsel detaylara önem vermeye çalışmışlar; yılının da 1988 olması itibariyle filmin görsel kalitesi daha gelişmiş düzeyde. lâkin bir sorun var ki, o görselliğin yanında beklediğim korkutuculuk ve gericilik yoktu. daha çok absürt sahnelere tanık oldum ve gülmekten kendimi alamadım.. ayrıca film, o duygusal müziğinden de tamamiyle yoksun. özünü kaybetmiş bir film diyebiliriz; exorcist filmine çok benzemiş ve genel olarak aynalarla ilgili.. film heather o'rourke'a adanmıştır çünkü bu küçük kız, filmin çekimlerinin bitiminde septik şok geçirip hayatını kaybetmiştir. üçlemenin lanetli üçleme olarak bilinmesi de bu kızın yanında, dominique dunne, julian beck ve will sampson gibi oyuncuların da çeşitli nedenlerle ölmesinden geliyor.. filme sequel deniliyor ama sequel niteliklerinin hiçbirini taşımıyor; önceki filmlerle herhangi bir alakası yok. gişe için çekildiği çok belli. film için herhangi bir konu kalmayınca çok zorlama olmuş, tıokı friday the 13th ve halloween serileri gibi konu kalmayınca tekrarlamalara başvurulmuş. bu yüzden filmin gidişatı az çok tahmin edilebiliyor; gidişatın tahmin edilmesi de haliyle fazlasıyla sıkılmama sebebiyet verdi. poltergeist'in 3. filminde herhangi bir önemli detay göremedim; seriyi yalnızca ilk iki filmle sonlandırmanız gayet ideal olur sizin için... 3/10

(komunist vaiz - 26 Ocak 2016 23:12)