Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Ekim 2006 Perşembe, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Korku,Heyecanlı
Ülke                : ABD,Japon
Yapımcı          :  Columbia Pictures Corporation , Ghost House Pictures , Mandate Pictures
Yönetmen       : Takashi Shimizu (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Stephen Susco (IMDB),Takashi Shimizu (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sarah Michelle Gellar (IMDB)(ekşi), Amber Tamblyn (IMDB), Arielle Kebbel (IMDB)(ekşi), Takako Fuji (IMDB), Edison Chen (IMDB)(ekşi), Sarah Roemer (IMDB)(ekşi), Matthew Knight (IMDB)(ekşi), Teresa Palmer (IMDB)(ekşi), Yuya Ozeki (IMDB), Jennifer Beals (IMDB), Christopher Cousins (IMDB), Joanna Cassidy (IMDB), Eve Gordon (IMDB), Jenna Dewan-Tatum (IMDB), Ryo Ishibashi (IMDB), Shaun Sipos (IMDB)

The Grudge 2 (~ Garez 2) ' Filminin Konusu :
Aubrey Davis (AMBER TAMBLYN) yatalak annesi Bayan Davis'ten (JOANNA CASSIDY) kız kardeşi Karen'ın (SARAH MICHELLE GELLAR) Japonya'da bir hastanede olduğunu öğrenir. Aubrey, aynı zamanda, Tokyo'da bir evde çıkardığı yangın sonucu erkek arkadaşının ölmesi nedeniyle Karen'ın soruşturma altında olduğunu da öğrenir. Bayan Davis oraya gidemeyecek kadar hasta olduğu için, Tokyo'ya gidip kız kardeşini eve getirme görevi Aubrey'ye düşer. Genç kızın Tokyo'ya varmasından kısa süre sonra, foto muhabir Eason (EDISON CHEN) Aubrey'yi ablası Karen'ın görünmeyen ve tehlikeli bir şeyin esareti altında olduğu konusunda uyarır.


  • "kesinlikle gidilmemesi gereken film. bence oldukça rezil bir film olmuş alakasız sahneler, kopuk olaylar, havada kalan sayısız soru ne arasanız var."
  • "özellikle atmosfer, görüntüler ve kurgu açısından başarılı denebilecek; ancak senaryo açısından zayıf film."
  • "2006 yılında gösterime çıkması beklenen, the grudge'ın devam filmi. henüz ju on 2'nin mi yeniden çevrimi olacak, yoksa orijinal bir senaryoya mı dayanacak belli değil."
  • "(bkz: yeşil sahalarda görmek istemediğimiz hareketler)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kesinlikle gidilmemesi gereken film. bence oldukça rezil bir film olmuş alakasız sahneler, kopuk olaylar, havada kalan sayısız soru ne arasanız var.


    (jester in flames - 20 Ekim 2006 23:12)

  • comment image

    adeta the grudge serisini* japonya'dan amerika'ya taşımak için yapılmış bir film olmuş grudge 2. ilk filmdeki bir kaç soruya cevap verirken ( ki bunların içinde neden geğirdikleri de var * ) yeni soru işaretleri ile 3.filme hazırlanıyor. ancak gerilim olarak ilk filme yaklaşamıyor bile. sadece artan ölüm komboları ile bir nevi final destination havası yakalıyor. ama ara ara anlık ürküten sahneleri de yok değil. nihayetinde fazla bir şey beklemeden bayram akşamı çerez niyetine izlenecek bir korku filmi olmuş.


    (chewy - 23 Ekim 2006 16:54)

  • comment image

    özellikle atmosfer, görüntüler ve kurgu açısından başarılı denebilecek; ancak senaryo açısından zayıf film.


    (dr moriarty - 24 Ekim 2006 02:19)

  • comment image

    bir yerde sıçramama, bir yerde kahkahalara boğulmama (bastıramadım yahu!) sebep olmuş film. biraz korkalım, gece uyumayalım, sıçrayanlarla dalga geçelim aklıyla gittik ama elimiz boş döndük maalesef. devam filminin geleceğini bu kadar belli etmelerine gerek yoktu. fragmanın korkunçluğuna kanıp gittik, sadece fragman izleseymişiz daha çok korkarmışız. neyse canımız sağolsun.

    --- spoiler ---
    beğendiğim tek sahne; fare kafası (tamamen sallıyorum) pişen tavadaki kızgın yağın adamın kafasına boca edilmesi ve tavayla sağlam bir darbe.

    güldüğüm yer ise; okul psikoloğunun bi anda "neden bahsettiğini anlamıyorum, onlar burada" söylemiyle şekil değiştirip o garip haıaıaıa sesini çıkarmaya başlaması.
    ---
    spoiler ---

    üçüncüye gitmemek için kendi kendime sözler verdim ama biliyorum ki gidicem. başlayan şeyler biter çünkü, medyum annenin dediğinin aksine.


    (dilsuhte - 24 Ekim 2006 13:29)

  • comment image

    --- spoiler ---

    japonya'nın başkenti tokyo'nun en merkezi yerindeki hastanenin danışmasında çalışan hemşireler bile ingilizce bilmezken, gözlerden uzak küçücük bir köyde yaşayan yaşlı teyzenin şakır şakır ingilizce konuşabildiği filmdir. ayrıca otobüste eliyle yüzünü kapatıp ce-e yapan amcayla da yarmış geçirmiştir. ben bu ce-e'yi türklere özgü bir hareket sanırdım oysa ki.

    fotoğraf banyosundan kızın kafası çıkma sahnesini izlerken,bir an o sahnenin çekimi, çekim hataları falan gözümün önüne geldi. masanın ortasının delinip kızın kafasının oradan çıkarıldığı sahneler, yapılan hatalarda kafasını masadan çıkaran korkunç kızla japon elemanın gülmekten nasıl kopmuş olacakları falan canlandı gözümde. korkamadım bir türlü.

    ---
    spoiler ---


    (kibritsuyu - 8 Kasım 2006 11:26)

  • comment image

    korsan dvd'yi çalıştırıp, daha başında yazan giriş cümlelerinin çevirilerini görmemle birlikte, o andan itibaren filmin sonuna kadar, kendimi şaşırtacak derecede eşşek gibi zorlayarak, bazı sahneleri tekrar tekrar dinleyerek %100'ü olmasa da 90'ını anlamama neden olarak ingilizcemi geliştirmiş filmdir. sağolsun, sayesinde hiç bir zaman bir filmin tamamını anlayamayacağıma dair endişemi biraz kırmış oldu..

    meraklısına, harika çeviri örneği giriş cümleler;

    when someone dies in the grip of a powerfull rage. a cursa is born
    - garez doğar.

    the curse gathers in that place of death.
    - bu garez ölülerin şehrinde doğar.

    those who encounter it will be consumed by its fury.
    - içine kalanlar öfkelerine tutsak olur.

    repliklerden aklımda kalan bir örnek:
    - kız kardeşimin neden öldüğünü çözmeden buradan ayrılmayacağım.
    - kız kardeşimin yaşadıklarını yaşamak istemiyorum (leave kelimesini live olarak algılamış arkadaşlar sanırım.)

    o kadar salak çevirmeler vardı ki, çevirmeyi yapan bu kadar yaratıcı olan yetenekli arkadaş(lar)ı gerçekten tebrik ediyorum.

    konuşmaları anlamaya çalışmaktan konuyu anlamadım bile... katil uşak mı çıktı?


    (holy diver - 25 Kasım 2006 19:27)

  • comment image

    hakkında bir kaç şey daha söylemezsem garez'imden çatlayacağım filmdir.

    --- spoiler ---
    oyuncu isimleri arasında jennifer beals ismini görmek şaşırtıcı hoş bir sürprizdi. seneler sonraki halini yanlış tahmin etmediysem, ilk sahnede gördüğümüz abla idi..

    tam hatırlamıyorum, başlarken yapımcılar mı yoksa yönetmenler arasında mı ne sam raimi adını görünce heyecanlanmış, "ooo güzel bir film izleyeceğiz desene" diye havalara girmiştim... heyecanım şeyimde patladı.. içimde..

    öncelikle gayet ilgi çekici bir başlangıcı var. film boyunca birbirinden bağımsız kişilerin olayları için ee sonra ne oluyor diye merak edilen noktalar, sonralara doğru birbirine gayet iyi bağlanmış. örneğin, ilk sahnede kocasını öldüren ablanın o sahneye gelişini filmin ilerleyen dakikalarında görüyor ve sonra hikayenin devamı olarak ilk sahneyi tekrar izliyorsunuz. aynı şey eşşek şakası yapılmış kız öğrenci ve yan komşunun gizlediği kişi (!) için de geçerli. ee sonrası ne oldu niye göstermiyor diyorsunuz ama sonra birbirine bağlanıyor.

    köyde yaşayan teyzenin ingilizce bilmesini öyle önemli bir özelliği oluşuna bağlıyorum. kötü ruhları çıkaran özelliği olan ve herkesin aradığı birinin ingilizceyi de bi şekilde öğrenmiş olması olası. beni fazla şaşırtmadı.

    çocuğun gece vakti zerre korkmadan komşu evini keşfe çıkması gerçekten çok iğreti idi.

    lavabodan kızın kafasının çıkmasını ya da kapşonlu eşofmandan kızın çekilip yerine esas kızın gelmesi görüntüleri çocuğun gece vakti sesler duyduktan sonra tırsmadan komşunun evine gitmesi kadar saçma durmuyor...

    çünkü o olayların gerçekleşeceğini ispat edemeyeceğimiz gibi, gerçekleşmeyeceğini de ispat edemeyeceğimiz için, mistik konulara her zaman olabilir gözüyle bakıldığı zaman, her türlü mantık dışı görünen sahne sırf mistik olduğu ne olup olmadığı ispat edilemediği için kabul görür mantığımız tarafından. ama gerçekte hiç bir çoçuğun o şekilde korkunç sesler duyup da gece vakti tek başına kalkıp o seslerin geldiği yan daireye gitmesi, mantığımıza doğru gelmez, çünkü reelde yaşanacak örneklere hiç bir zaman uymayan bir şeydir..

    duyulan dişli sesi gibi olan ses ise, anladığımız üzere kocasının boynunu kırmasından sonra sanırım ölmediği için nefes almaya çalışırken boğazından çıkan sesti.

    ilkini izlediğim halde hatırlamadığım ve ikincisinde tekrar gösterdiği görüntülerden yine de anlamadığım bir nokta, kocasının kadını öldürmeye karar vermeden önce baktığı defterin ne olduğu...

    annesinin söylediğine göre, buffy evi yakınca sorun bitmemiş aksine daha da kötüleşmiş, çünkü kızın istediği şey onların da kız gibi acı çekmesiymiş. eee?? nedir yani?? garezinin sebebi neymiş ki tam olarak? annesinin kötü ruhları ona yedirmesi mi, kocasının onu öldürmesi mi?

    gazetecinin ölümü çok çabuk oldu, filme ne kattığını anlamadım. annenin kızına ruhları yedirmesinin garezine etkisi olup olmadığını ben de anlamadım...

    anladığım bir şey varsa, o da; japon sinemasının kesinlikle sudan çıkan uzun saçlı kızlara karşı bir zaafı olduğu...

    nedir bu garez kızım ya.... annene mi kızdın kocana mı anlayamadım gitti...

    bir de... "kızım hadi bırak bu garezi uzatma artık" desek de, devamı gelecek tabi ki...
    ---
    spoiler ---


    (holy diver - 25 Kasım 2006 20:08)

  • comment image

    efendim öncelikle bu filmle ilgili yorumlarımı aktarmadan önce hem mazoşistim, hem de korkagın tekiyim bunu belirtmekte fayda görürüm.
    ben işin sanat yönünden zaten anlamam, daha çok verdigim paranın karşılıgını aldım mı? beklentilerimi karşıladı mı? ekseninden bakmak istiyorum bu filme.
    the grudge, yani birinci filmi izledigimde o kadar korkmuştum ki, sevgili kayaaa-ko (böyle uzatarak söylüyorlar filmde, kayako demiyolar dümdüz) rüyalarıma kaymış, gece dana gibi bögürerek uyanmama sebep olmuş idi.
    a be manyak, madem korkuyorsun neden gidiyorsun, derdi annem mesela bana, "yatarken lambayı kapatma açık kalsın" sloganıma, sevgili eşimse "bidaha korku filmi izlemek yok sana" diye tembihlenirdi kendi kendine, gecenin bi yarısı dürtüklenince "şurda bişey mi kıpırdadı" diye.
    işte kayako bana böyle deneyimler yaşatan bir garip hortlaktır, çok korkarım kendisinden.(böyle de korkagın tekiyimdir)
    eh insan korkunca da aa beyaz makyajlı aa çok komik lan bu diyemiyor.. sadece inandıgınız şeyi, yani öfke içinde ölen bir insanın dönüştügü hortlagın gazabını görüyorsunuz.
    bu açıdan korkma beklentisiyle giden beni, kabaca donuma sıçmamı saglayacak derecede korkutmuş bir filmdir grudge 2. çok korkunçtu evet, birinciye güldüyseniz, ahaha komik lan bu uzun saçlı kızı getirmişler gene derseniz buna da gülersiniz.
    ama sağlam ve gerim gerim geren gerilim sahneleri cidden korkutuyordu.

    benim özellikle hoşuma giden 2 şey oldu:

    --- spoiler ---

    1- korku filmlerinde normalde karakterler, hayaletleri-zortlakları ya yalnız kalınca, ya da böyle gece karanlıklarda falan görür, ama sınıfta dersin ortasında kızın sırasının altından kedinin geçivermesi, çocugun çıkıvermesi gerçekten hoş olmuştu, güpegündüz, bütün milletin ortasında meydan okurcasına.

    2- yine korku ve macera filmlerinde ibiş ana karakterler neye dayandıgı belirsiz bir kendine güvenle her türlü lanetli materyalle "ben de yapmak istiyorum" diye tebelleş olur, en sonunda da o laneti yener, mutlaka hayatta kalır. ama bunda öyle olmadı, herkes öldü anasını satıyım. çok hoşuma gitti. bulaşmasınlar belaya, bok mu var girmek zorundalar mı allahın dangoloz japonunun evine.. zaten adında hayır yok ki kayako, kaymaya meyilli işte besbelli benzetti herkesi. neyse ben simdi odada yalnızım bu enrtyi kısa kesiyorum, tırstım hafiften. zaten artık biliyoruz ki kayako nun kayması için eve gitmek gerekmiyor. (bkz: ne dedim ben)

    ---
    spoiler ---


    (merope - 26 Kasım 2006 23:52)

  • comment image

    sürekli geğiren bir kadın ve miyavlayan oğlundan neden korktuğumu ikinci kez anlamadığım filmdir.

    esas olarak geğiren bir kadın gördüğümde ona sıcak sıcak ıhlamur ikram eder gazının geçmesini bekler; oğluna da "pıssstt!! la yörü!!" deyip ölmekten yırtacağımı düşünürken sinemada durum değişiyor sanırım. korkudan gazlı içecek içemeyebiliyorum sonrasında.
    halbuse özünde onlar da insan işte. panda gözlü şirin şeyler biraz rahatsızlar o kadar.


    (agent orange - 5 Aralık 2006 00:43)

  • comment image

    ay çok sıktı bu korku filmleri beni mallıklarıyla..ben izlemekten sıkıldım bunlar sıkılmadı uzun siyah saçlı kız çocuklarla korkutmaya çalışmaktan..biraz ringu yu andırmamış da değil.. jennifer beals da çok yaşlanmamış işte..


    (ellen ripley - 19 Aralık 2006 12:00)

  • comment image

    asya sineması severi olarak, özellikle de korku filmlerinin açtığı yeni çığırı saygıyla karşılayan biri olarak, ve bir, missed call, özellikle ring sonradan dark waters filmlerini beğenen biri olarak(ama illağa ki ring), diyebilirim bu film de ilki gibi inanılmaz boktan. hiper-süper-mega manasız (artık ne dediysem), saçma. birinci filmden sonra, ikincisi belki telafi filmi olur diye izledim, gördüm ki tam bir hd ve bw israfıymış. spoiler vermeyeceğim, gerek yok. sadece izlemeyin diyorum.


    (atay - 31 Aralık 2006 19:20)

  • comment image

    korku filmi sevenleri aptal yerine koymuş film.

    e kardeşim, tamam biz birinci filmi sevdik. videocuda (dvd'ci aslında) görünce ulan bu ikinci film de kesin iyidir dedik de, kredi bu kadar da mirasyedi gibi harcanmaz ki. ulan tamam kayako öldü, de kadını azrail yapmanın, allah yapmanın lüzumu nedir? kadını kocası öldürmüş, bıdı bıdı; ulan bu kadar ilahtın, öldürtmeseydin kendini. yok, öyle filme zırt pırt "korkunç kadın suratı" koyunca korku filmi yapmış sayılmıyorsun.

    film boyunca bir yerlerden kayako çıksa da kocasının yarım bıraktığı işi ben bitirsem diye düşündüm.

    izlemeyin bu filmi, üçüncü bir filmi yapacak cesaret vermeyin bu yeteneksizlere.


    (tsan chan - 5 Mayıs 2007 08:29)

Yorum Kaynak Link : the grudge 2