kopenhag'ta yediğim en büyük kazık.
(bkz: overrated)

(pele - 23 Eylül 2008 00:09)

danimarka asillidir ve bu denizkizi sari$indir.
disney versiyonunda ise ismi ariel olup uzun kizil saclidir, disney prenseslerindendir, guzel seslidir. insan olmak icin can atar, eski hayatini birakip eric adli prensle evlenir.

wt jr'in en fafori prensesi oldugundan haftada en az 3 kere dvd'si donen animasyon filmini tavsiye ederim. cocuk filmi demeyin. digerlerine gore baya esprili. kotu cadi ursula ve "fransiz" yengec sebastien (nemo'daki yengec tiplemesi aynen burdan alinmi$tir) tiplemeleri, muzikleri icin bile izlenir.

(worldtraveler - 31 Mayıs 2009 17:38)

danimarka'ya turist çekmek amacıyla şangay'a götürülmüştür bu heykel. heykelin çin'de sergilenmesi süresince danimarka'daki eski yerine konmuş bir dev ekrandan 24 saat canlı kamera kaydı izlenebilmektedir.

(urgrosh - 14 Temmuz 2010 00:36)

disney versiyonunda prens'in son dakika fikir değiştirmesiyle prens eric'le evlenen, ancak kitabın orjinal sonunda prens'in diğer kızı seçmesi nedeniyle cadı tarafından denizdeki su kabarcıklarına dönüştürülmüş hüzünlü masal kahramanı.

(lizzy - 2 Şubat 2011 17:09)

aslında andersen'in homoseksüelliğini yansıttığı masaldır. masalın içerisinde yer alan bir takım sembolizmlerden bunu çıkarmak oldukça mümkündür. küçük deniz kızının belirli bir adı olmayışı, gayet genel "the little mermaid" olarak belirsiz bir isim kullanılması, mermen king ve babanesi ile birlikte yaşıyor oluşu, pasif kral babadan ziyade babanenin anaerkil bir yönetim oluşturması örnekler arasındadır. k.deniz kızını diğer kızkardeşlerinden ayıran bir özelliği de kendine ait olan alanı güneş şeklinde döşemesidir. güneşin var olan sembolik anlamlarından en baskın olanı erkeği sembolize etmesidir. diğer kız kardeşleri çiçek, böcek olarak dizayn ederken yaşam alanlarını, küçük deniz kızı denizin sonsuzluğunda güneşi(erkeği) hayal ederek ve onu yaşam alanına yansıtarak varlığını sürdürmektedir.

prens ile karşılaşma anından sonra, bacak sahibi olmak istemesi ile cadının bilinen versiyonda sesini alması, aslında esas hikayenin çocuk seviyesine indirgenmesi ile meydana gelmiştir. asıl hikayede ise cadı, k.deniz kızının dilini kesmektedir. bu, psikanalistler tarafından klitoris yaratılması, kadın olma gibi (deniz kızlarının genelde cinsiyetsiz olarak algılanması nedeni ile) anlamlara yorulmuştur, d.kızının bir kadın olarak karaya ilk basışı sonrasında yürümeyi "walking on knives" olarak tanımlaması, ve duyduğu ızdırap ise gene, kadın olmanın acısı yani ilk regl deneyimi ile gelen acı olarak değerlendirilmiştir.

bu hadiseden sonra psikanalitik açıdan incelenebilecek çok fazla malzeme bulunmaktadır. fakat son sahnede deniz kızının hançeri denize atması ile oluşan kan, gene psikanalitik teoride kadınlığın kaybedilmesi olarak yorumlanmıştır. ve en sonunda deniz kızı gerçek anlamda ölüme sürülmekten ziyade, "daughter of air" adında bir varlığa kavuşmuş, ölümsüzlük kazanmıştır. andersen'in sonunu açık bıraktığı bu masal yüzeysel olarak mistik bir son olarak algılansa da, aslında okuyucuya bırakılmış açık bir kapıdır yorumda.

(kedu - 14 Haziran 2011 17:08)

çok dikkatli incelenirse burada da bir penis goze çarpmaktadır,
allahım sen koru yarabbim.

http://lissawrites.files.wordpress.com/…mermaid.jpg
http://www.anomalies-unlimited.com/…ey/mermaid.html

(dirtyoxygen - 16 Kasım 2011 14:15)

alice harikalar diyarında, kırmızı başlıklı kız, bi yerde rapunzel ve önümüzdeki günlerde de pamuk prenses olmak üzere masalları günümüz bakış açısıyla nispeten azıcık daha sert, ama yine de gençlere hitap edecek şekilde yorumlama geleneği bakaraktan, 2013 yazında yeniden filme çekilmiş halde karşımıza çıkacağına emin olduğum hikaye. ama adı değişir kesin. sadece mermaid olur falan, mermaid and dark seas bilmem ne gibi şeyler olur.

zaten aslen kötü sonla biten bi şey olduğundan karanlık bi hikaye olmaya da müsait. ama bakıcaz.

(empty creo - 25 Mart 2012 15:33)

müzikleri güzel olan eski bir atari oyunu.
22 dakikada bitirilebiliyor.
bu da linki:
http://www.youtube.com/watch?v=tarfkp6evum

(cynthia witthoft - 1 Ekim 2013 19:42)

edvard eriksen tarafından 1913 yılında yapılan, danimarkalıların milli sembolü ve ciddi bir turistik değeri haline gelmiş yarı insan-yarı balık heykeli. copenhag'daki kanal turları sırasında görülebilir ama pek bir küçük ( bir metre boylarında) ve ihtişamsızdır. danimarkalıların pek bir gurur duyarak göstermelerine ragmen zerre ilgimi cekmemiştir.
heykel hakkında efsaneler ve çeşitli inanışlar vardır. yok prensini arıyormuşta yok ruhunu bilmem ne yapmışta...
ya dedim icimden biz niye van gölü canavarının heykelini yapıp pazarlamıyoruz?
edit: evet heykeli yapmısız ama gorunene gore pazarlama konusunda sınıfta kalmısız.

(medley - 9 Temmuz 2006 02:08)