The China Syndrome (~ Dünyanin kaderi) ' Filminin Konusu : Jack Lemmon, Jane Fonda ve Michael Douglas, nükleer enerji kullanımının tehlikelerine ve televizyon haberlerinin gücüne dikkat çeken bu gerilim filminin başrollerinde.Alternatif enerji kaynakları hakkında raporlar hazırlayan gazeteci Kimberly Wells (Jane Fonda), nükleer santralde bir kazaya tanık oluyor. Kazayı halka bildirmek isteyen Wells, kendini komploların içinde bulunca, kazayı istemeyerek de olsa gizli tutmak zorunda kalıyor.1979 yılının en çok tartışılan filmlerinden biri olan The China Syndrome, ününü bir ölçüde filmin gösterime girmesinden tam on iki gün sonra gerçekleşen Three Mile Island nükleer felaketine borçlu.
Ödüller :
They Shoot Horses, Don't They?(1970)(7,9-14338)
Missing(1982)(7,8-16552)
On Golden Pond(1982)(7,7-24961)
Coming Home(1978)(7,3-12084)
Julia(1978)(7,3-7948)
Klute(1971)(7,1-23282)
Coma(1978)(6,9-15443)
Cannes Film Festivali : "Best Actor"
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Actor"
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Actress"
nükleer santrallere ve kapitalist sisteme eleştiri getiren çarpıcı bir film. açıkçası hakkında hiç bir fikrim olmadan başına oturduğumda filmin çin'le amerika arasında yaşanan rekabet veya soğuk savaş hakkında olduğunu düşünmüştüm. filmimiz 3 habercinin bir nükleer santraldeyken atlatılan bir kazayı gizlice çekmeleri ile başlar. daha sonra bu kaza olayı örtbas edilir. çünkü aynı şirket o sıralarda bir santral daha kurmak üzeredir. neyse işte o atlatılan kaza, santral merkezinin susuz kalma tehlikesi geçirmesiyle ilgilidir. ve böyle bir kaza olması halinde nükleer santralde aşırı ısı oluşabilir ve yeraltına doğru erimeye başlayabilir. amerikanın tam karşısında bulunan çin'e kadar bu erime devam edebilir. filmin adı da burdan gelmektedir. tabii ki aklı başında bir mühendis bu tehlikeye dikkat çekmeye çalışır ama kapitalist sistemin engeline takılır: santrali kapatmanın doğuracağı maddi zarar. olaylar gelişir.--- spoiler ---film her ne kadar sistem eleştirisi getirse de, diğer benzeri filmlerdeki gibi hiç bir sonuç alınamıyor. mesaj açık: sisteme karşı gelirsen, yokolursun, yaptıkların hiçbir fayda getirmez.--- spoiler ---unutmadan başrollarde; jane fonda, jack lemmon ve michael douglas var. yönetmen de james bridges. *
(crowley - 25 Eylül 2006 10:53)
--- spoiler ---filmin sonunda tv kanalı nükleer istasyondan canlı yayını bitirdikten sonra reklama girer. ne reklamı? mikrodalga fırın :)--- spoiler ---
(yoldaki isaretler - 31 Mayıs 2009 12:22)
baş rollerini jane fonda, jack lemmon ve michael douglas’ın oynadığı 1979 yapımı film.nükleer eriyiklerin dünyayı delip geçeceği ve ta çin’e ineceği korkusuyla başlayıp biten bir film.
(tabularasa - 28 Kasım 2002 14:21)
2011 yılında izlendiğin de bile akla iki soru işareti getiren film.bir: bu müteahhitlerden hala yer yüzünde var mı? (türkiye'de çok miktarda oldukları kesin.)iki: elin amerikanyasında böyle bir olayı duyuracak basın baskı altında ceylan gibi sekerken, güzel ve yanlız ülkemde ne olacak? (biliyorum da söylemiyorum)amerikan sineması 1979'da olayı incelemiş. türk sinemasının en az bir 25 sene daha böyle konulara yaklaşacak götünün olduğunu sanmıyorum.
(thebug - 14 Mart 2011 12:00)
jack lemmon'in siir gibi oynadigi filmdir.
(my jekyll doesnt hide - 27 Ocak 2013 23:36)
yolsuzluklara dair iyi bir gerilim filmi. jack lemmon elbette şahane oynuyor. jane fonda ve michael douglas da çok iyiler. the insider, quiz show gibi filmleri beğenenler bunu da beğenebilirler.
(m e l t e m - 5 Eylül 2013 14:53)
çokça anlatılan bir hikaye anlatır bize the china syndrome. çok büyük bir şirkete ait olan nükleer santralde bir sarsıntı/kaza gerçekleşir. bu kazanın sonucunda çin'e kadar bir erime gerçekleşebilirdi. herkes ucuz kurtulur. erimenin gerçekleşmesi ise çoğu bölgede binlerce insanın ölmesi demek. işte bundan sonra klasik bir şekilde gelişir. şirketin içinden birisi bu olayı diğer insanlara duyurmak, santral tekrar aktif olduktan sonra "çin sendromu" denen bu erimenin önüne geçmek ve gerekirse şirketi mahkemeye vermek ister. ama şirketin sahipleri her büyük şirketin yöneticileri gibi kirlidir, paraya tapmaktadırlar, insanların canına, sağlığına hiçbir şekilde önem vermemektedirler ve dolayısıyla bu adamı durdurmaya çalışırlar. bu tür gerilimler çokça karşımıza çıktı. michael mann'in the insider'ı böyle bir gerilimdi mesela. gene şirketin içinden birisi şirkete savaş açmıştı. the china syndrome da the insider gibi kaza gerçekleştikten sonra germeyi ve heyecanlandırmayı başarıyor. her ne kadar benzer filmleri izlemiş olsak da gerilmeden edemiyoruz. izleyiciyi müziksiz germesi de ayrı bir başarı. kanımca her yönetmenin yapabileceği bir şey değil bu (müziksiz germek). bunun dışında nükleer tesislerin neden olabilecekleri felaketlere, basının gücüne ve kapitalist şirketlere değinmesi filmi önemli kılıyor ama finalde göze sokmadan verilen mesaj ("boş ver anam, bırak bu şirketlerle uğraşmayı, sana denilenleri yap. hayır, uğraşsan ne olacak ki? seni öldürecekler. hiçbir işe de yaramayacak çabaların. o yüzden bizce sus") hoş değildi. faye dunaway başrolde. michael douglas ise yardımcı rolde. douglas aynı zamanda filmin yapımcısı. bu kadro içerisinde en iyi performans jack lemmon'dan çıkıyor. komedi türündeki filmleri ve komik karakterleri sıkça canlandıran lemmon burada kazayı inceleyen ve önlem almaya çalışan jack rolünde karşımıza çıkıyor ve çok sağlam bir performans ortaya koyuyor. her zamanki gibi rahmetliyi izlemek büyük keyifti.
(sherlock holmes 90 - 24 Kasım 2013 21:58)
nükleer enerjiyle ilgili pek üstünde durulmayan, ancak hayati önem arz eden en önemli sorunlardan biri şeffaflık eksikliği. hükümetlerin, medyanın, ilgili kuruluşların ve şirketlerin sektördeki karanlık noktaları (hatta kimi zaman kamu sağlığına birincil tehdit oluşturabilecek durumları) rahatlıkla örtbas edebilmesi. filmi izlerken aklıma türkiye'de yakın zamanda meydana gelmiş birtakım skandalların nasıl apar topar örtbas edildiği ve anaakım medyada geçiştirildiği geldi.(bkz: manisa'da normalin 140 katı radyasyon)(bkz: izmir gaziemir'de bulunan nükleer çöplük)aynı şekilde, örneğin 1945'ten beri yapılan nükleer bomba testi sayısının ne kadar dehşet verici olduğunu kaç kişi biliyor? (bkz: http://youtu.be/llcf7vpanry)bazen türkiye'de olası bir nükleer kazanın akabinde neler olabileceğini konuşup espriyle karışık yorumlar yapıyoruz. ancak korkarım bu tür bir senaryo gerçekleşirse bundan haberimiz bile olmayabilir! türk medyasının haziran 2014 itibariyle geldiği nokta ortadayken hem de.uzun lafın kısası, tüm bunları düşündürmesi açısıdan oldukça önemli bulduğum ve mutlaka izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir filmdir the china syndrome.
(charlotte light and dark - 15 Haziran 2014 08:15)
1979 yılının en çok konuşulan filmlerinden biri. zamanında filmi bu kadar popüler yapan gösterime girmesinden 12 gün sonra abd'de yaşanan three mile island nükleer kazası.http://en.wikipedia.org/…three_mile_island_accident
(fuzzy logic - 29 Ekim 2014 12:06)
nükleer santralde gerçekleşen bir kaza. sonrasında şirket sahibinin para kaybetmektense insan kaybederim düşüncesiyle olayı farklı yöne çekmesini ve olanları saptırmasını anlatan 36 yıl önce çekilmiş bir film. ne kadar tanıdık değil mi? kaza anında olay yerinde olan ve gizlice çeken haber ekibi. sonrasında işin peşini bırakmamaları..
(yy - 5 Nisan 2015 23:13)
çin'e uygulanan kotaların kalkması durumunda meydana gelebilecek olası ekonomik hastalık
(sedir - 23 Şubat 2005 11:23)
jack lemon, jane fonda ve michael douglas'ın bashrollerini paylashtıkları 1978 yapımı amerikan filmi.film bir nukleer santralde meydana gelen kazayı ve buna baglı olarak ortaya chıkan yolsuzlukları konu etmektedir
(synthetic - 20 Ekim 2001 23:33)
sinema tarihinde hiç müzik kullanılmamış nadir filmlerdendir. yarattığı gerilim, müziğin olmadığını fark ettirmez bile. ta ki film biter, kapanış jeneriği geçmeye baslar, ancak o sessizlikte jeton düşer.
(ventolin - 16 Kasım 2005 15:19)
Yorum Kaynak Link : the china syndrome