Süre                : 1 Saat 54 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Ekim 2012 Perşembe, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Drama,Tarih,Heyecanlı
Taglar             : Az giyinmiş kadın,Bölünme,Afet filmi,Felâket,Gelgit dalgası
Ülke                : İspanya
Yapımcı          :  Mediaset España , Summit Entertainment , Apaches Entertainment
Yönetmen       : J.A. Bayona (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Sergio G. Sanchez (IMDB)(ekşi),Marıa Belon (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Naomi Watts (IMDB)(ekşi), Ewan McGregor (IMDB), Tom Holland (IMDB)(ekşi), Samuel Joslin (IMDB)(ekşi), Oaklee Pendergast (IMDB)(ekşi), Marta Etura (IMDB)(ekşi), Sönke Möhring (IMDB)(ekşi), Geraldine Chaplin (IMDB)(ekşi), Ploy Jindachote (IMDB), Jomjaoi Sae-Limh (IMDB), Johan Sundberg (IMDB), Jan Roland Sundberg (IMDB), La-Orng Thongruang (IMDB), Tor Klathaley (IMDB), Douglas Johansson (IMDB), Emilio Riccardi (IMDB), Vorarat Jutakeo (IMDB), Karun Konsaman (IMDB), Nicola Harrison (IMDB), John Albasiny (IMDB), Gitte Witt (IMDB), Bruce Blain (IMDB), Celicia Arnold (IMDB), Peter Tuinstra (IMDB), Esther Davis (IMDB), Dominic Power (IMDB), Sarinrat Thomas (IMDB), Oak Keerati (IMDB), Wipawee Charoenpura (IMDB), Laura Power (IMDB), Kowit Wattanakul (IMDB), Zoe Popham (IMDB), Danai Thiengdham (IMDB), Ronnie Eide (IMDB), Bonnie Zellerbach (IMDB), Ulf Pilblad (IMDB), Frank Gun (IMDB), Giovani Agresti (IMDB), Georgina L. Baert (IMDB), David Bruce (IMDB) >>devamı>>

Lo imposible (~ Kiyamet Günü) ' Filminin Konusu :
Gerçek bir hikayeden esinlenilen filmde; 2004 deki büyük Tsunami felaketinin ortasından kalan bir ailenin korku içerisinde yaşama tutunma mücadelesi anlatılıyor..


  • "3 kardeşin kavuşma sahnesiyle gözyaşına boğmuş film. naomi watts'ın oyunculuğu ise her zamanki gibi 10 numara."
  • "hayatımda izlediğim en çok ağlatan filmler listesinde ilk 10'a girer. özellikle 3 erkek kardeşin oyunculukları takdire şayan... lucas ile thomas ve simon'ın karşılaşma sahnesi yürekleri dağlar."
  • "kimse yazmamış ben yazayım bari:(bkz: 26 aralık 2004 güney asya depremi)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    beğenmeyenlerin filmi çamaşır makinasında izlemiş olduklarına inandığım film. dün istinye parkta cinemaximumda izledim. üstelik sadece vakit geçirmek amacıyla izledim. ama film şahane. tsunami felaketini sıcak evlerimizde rahat rahat "aa ne kadar acaip" diye takip ettik. bu film bize olayın içerisinde yaşayanların duygularını anlatmış. çok etkileyici. tavsiye ederim.


    (iqm - 30 Aralık 2012 19:44)

  • comment image

    hayatımın aşkıyla yanlışlıkla gittiğimiz filmdir. sinema afişinde kıyamet günü, hayatta kalma falan görünce hiç araştırmadan; "oha postapokaliptik film gelmiş diye çocuk gibi ısrar ederek bu filme sokturdum efendim kendimizi.

    başta gerçek hikaye dediler, tsunami dediler. eyvah dedim sıçtık. durağan aile filmi. sinemada değil evde seyredilebilir cinsten bir şey heralde.

    (bundan sonrası çok ağır olmasa da spoiler içerebilir, sevmiyosanız terk edin.)

    o ilk dalga bana vurdu sanki. öyle sahneler var ki; ben dağıldım gittim resmen. uzun zamandır bu kadar gerilmemiş, bu kadar hüzünlenmiştim. umutsuzluk bazen boğazımı düğümledi. bazen umudun verdiği sevinçle ağlayasım geldi.

    duygulara hükmeden, insana vermek istediğini çok iyi yaşatan bir film olmuş.

    yönetmenin takipçisiyim bundan sonra.


    (spiritus sanctus - 31 Aralık 2012 15:11)

  • comment image

    yılın en dokunaklı filmlerinden. sırtını gerçek bir hikaye vermesinden kelli çok güçlü çarpıyor suratınıza. naomi watts'ın çok çok iyi oynadığı filmde çocuk tom holland da oscar'lık performans sergiliyor, o kadar ki filmin asıl lokomotifi çocuk rolü, babadan daha çok. hayatın sırrını vermese de sevinsem mi üzülsem mi kafa karışıklığında, boğazda 2 kilo düğüm eşliğinde salondan ayrılırsınız.


    (radau - 7 Ocak 2013 02:56)

  • comment image

    oyunculuklar gayet iyi, ozellikle cocuklar son yillarda izledigim en iyi cocuk oyunculardi. ewan mcgregor telefon sahnesinde zirvesini goruyorken bogazimda bir sey dugumlendi. naomi watts fazla cosamayacagi bir rolde kendi standardinda, oscar adayligi bana biraz abarti geldi.


    (nicomedian - 12 Ocak 2013 01:07)

  • comment image

    arkadaş, 5 yaşındaki çocuk nasıl böyle rol yapar, nasıl sarılıp ciddi ciddi üzülür, ne yediriyorsunuz bunlara dedirtir. çocuk oyuncuların performansı dikkat çekici. gerçek hayat hikayesine dayanma meselesinde olayın hangi kısmı, ne kadarı gerçeğe dayanıyor insan şüpheleniyor artık holywoodta. çünkü gerçek hikaye diye bir ton film seyrettik "yok artık" dedirtti.


    (alebahad - 13 Ocak 2013 01:03)

  • comment image

    hayatımda izlediğim en çok ağlatan filmler listesinde ilk 10'a girer. özellikle 3 erkek kardeşin oyunculukları takdire şayan...

    --- spoiler ---
    lucas ile thomas ve simon'ın karşılaşma sahnesi yürekleri dağlar.
    ---
    spoiler ---


    (post tenebras lux - 14 Ocak 2013 04:28)

  • comment image

    büyük bir trajediyi, ağlaklığa kaçmadan, duygu sömürüsü yapmadan, gıy gıy müziklerle süslemeden sunabilmeyi başarmış, çok güzel bir film olmuş.

    ayrıca, çocuk oyuncuları gerçekten patmak ısırtan bir iş çıkartmışlar. birkaç gün önce, küçük oyuncusu en iyi kadın oyuncu oscar'ına aday olan beasts of the southern wild'ı da seyretmiştim ve itiraf etmeliyim ki, oscar komitesi the impossible'daki lucas'a* haksızlık yapmışlar.


    (agluna - 16 Ocak 2013 00:04)

  • comment image

    fragmanı bile insanın için kötü yapan bir film bu. ben filmin gerçek hayat hikayesi olduğunu biliyodum fakat olayın ispanyol bir ailenin başına geldiğini bilmiyodum o yüzden film başladığında ispanyolca açıklamalar çıkınca "hay amk" dvdrip indirdik ama kesin ispanya'da bir sinemada çekilen telesync versiyonunu yutturdular" die küfür ettimdi.

    tabi hal böyle olunca "vay efendim bu resmen ırkçılık, ispanyol ailesi fikri yeterince sevimli gelmemiş, shakespeare ingilizcesi konuşan sarı kafa ingiliz ailesi yapmışlar." yorumları yapılmaya başlamış tabi ama işin gerçeği o değil.

    filmin en büyük finansörü olan telecinco cinema (ispanyol bunlar) "filme yatırım yaparız ama bazı şartlarımız olacak" demiş. hemen küçük bir bilgi vereyim. bu telecinco cinema zamanında agora'ya da finansör olmuş. yaklaşık 70 milyon dolar bütçesi vardı bu filmin. (en yüksek bütçeli ispanyol filmiymiş kendisi) neyse film ispanyol sinemasında baya başarılı olsa da, yurtdışında varlık gösterememiş. haliyle de telecinco cinema, büyük zarar etmiş bu filmden.

    e tabi adamların ağzı yanmış bi kere. o yüzden "bu filme yatırım yaparız ama yurtdışında hasılat getirmesini istiyoruz, film ingilizce olacak ve tanınmış büyük artistler oynayacak" şartını koymuşlar. zaten senaryo ilk yazıldığında bile (ispanyolca yazılmış) senaryonun %80'i ingilizceymiş zira film tayland'da geçtiği için konuşulan ortak dil de haliyle ingilizce oluyo.

    neyse lafı uzatmayalım finansörler böyle bir şart koyunca, filmin senaristerinden birisi olan maría belón (kendisi aynı zamanda olayı yaşayan belón ailesinin annesi oluyo) "madem ünlü artistler istiyolar o zaman benim sevdiğim artistler olsun bari" demiş ve naomi watts ve ewan mcgregor'ı seçmiş. bu arada film 115 milyon dolar hasılat yapmış şimdiye kadar. adamların dediği tuttu valla :p

    bu olayın film yapılma hikayesi de çok ilginç. ünlü şarkıcı luz casal yeni albümünü tanıtmak için bir radyo programına konuk olmuştur. maria belon da bu programı dinlemektedir. iyileşme aşamasında, luz casal'ın yeni başlangıçlardan bahseden un nuevo día brillará adlı şarkısını sık sık dinleyen maria, luz casal'ı tebrik etmek için radyoyu arar ve kısaca hikayesini anlatır. bu olaydan bi süre sonra radyo maria'yı programa çağırarak, onun için özel bir program yapar. bu sırada arabsıyla trafikte olan film yapımcısı belén atienza, hikayeyi duyar. hatta o kadar etkilenir ki arabasını kenara çekip programı dinlemeye başlar ve kısa zaman sonra maria'yla buluşup film fikrini ortaya ayar.

    ben kendi adıma filmi beğendim, izlerken de hiç sıkılmadım. tabi yaşanan felaketin büyüklüğü karşısında insan kendini çok kötü hissediyor. sonuçta bizim de ülke olarak doğal felaketlerden ağzımız çok yandı. o yüzden insan kendini olaylarla daha kolay bağdaştırabiliyo. oyunculuklar zaten çok başarılıydı. özellikle de çocuklar!! en büyük çocuk lucas'ı canlandıran tom holland oscara aday olsa yeriydi yani. işin tuhafı çocuğun daha ilk filmi. bu kadar başarılı olması gerçekten şaşırtıcı!

    --- spoiler ---

    bu arada filmin senaryosu gerçeğe %99 uygun çekilmiş. hani hepsi aynı hastanede karşılaşıyolar ya. o biraz hollywood klişesi gibi dursa da olay aynen öyle olmuş. tek fark çocuklarla babanın hemen aynı anda değil de 2 saat sonra karşılaşmasıymış. bi de çocukların oynadığı topun rengi kırmızı değil sarıymış.

    maria belon'a gerçekte, naomi watts'ın filmde gözüktüğü kadar kötü olup olmadığını sormuşlar, cevabı "eğer naomi'yi tam anlamıyla benim gözüktüğüm gibi gösterseler, sinema salonunda hiç kimse kalmazdı" olmuş. gerçekten de kadıncağızın hali betermiş. burnu kırılmış, bacağı boydan boya yırtmış, ağır iç kanaması varmış, kaburgası akciğerini delmiş. (cidden kurtulması büyük mucize bence.) çünkü aynı filmdeki gibi tam dalgalar yaklaşırken maria plastik camın yanında duruyormuş ve dalgalar vurunca o camın içinden geçmiş. hatta taylandlı yaşlı bir adamın maria'yı çamurda yerde sürüklemesi bile gerçekmiş. herkesin genelde merak ettiği başka birşey, maria'nın bacağının kesilip kesilmediğiymiş. maria bacağından yaklaşık 18 tane operasyon geçirmiş ve sonunda bacağının yarısını kaybetmiş ama diz altından mı kaybetmiş yoksa bacagının arka kısmından bir bölümü mü orası belli değil :/

    bu arada filmin bir kısmı gerçek orchid beach resort'ta çekilmiş. (tsunami'den sonra tekrar inşaa etmişler) ve filmde oynayan figuranların çoğu gerçek hayatta tsunamiden kurtulan insanlarmış. burda önemli bir bilgi daha ileteyim, büyük dalganın kıyıya vurma sahnesi çekilirken cgi kullanılmamış. yönetmenin filmle ilgili aldığı ilk kararlardan birisi cgi kullanmamakmış. o yüzden 10 dakikalık sahne tam 1 yılda çekilmiş ve hazırlanmış. (takdir ettim)

    http://www.nytimes.com/…in-the-impossible.html?_r=0

    filmde, henry'le beraber karısını ve kızlarını arayan bir italyan görmüştük. maria ve ailesi daha sonra bu adamla ileştime devam etmişler. maalesef kendisi karısı ve kızını bir daha görememiş :/

    tabi bu tsunami olayıyla ilgili cidden çok boktan ayrıntılar da mevcut. mesela olaydan sonra etrafta pedofili tipler ve çocuk tacirleri türemiş. öksüz, yetim kalan çocukları toplayıp malezya ve singapur'a seks kölesi olarak satıyolarmış. dikkat ettiyseniz filmde, küçük çocukları toplayıp kamyonla bir yerlere götürdüklerini görüyoruz. hatta bir kadın henry'e "çocukları başka kamyona bindirdiler, bizim binmemize de izin vermediler" diyo. yönetmen büyük olasılık bu olaya dikkat çekmek istedi diye düşünüyorum.

    şimdi bu gerçek hayat hikayesi ya, insan gerçek ailenin akibetini merak ediyo haliyle. ben de google'dan baktım ne yapıyolar ne ediyolar diye. tabi olayın üstünden 9 sene geçti, oğlanlar büyümüş.

    lucas 19 yaşında pek yakışıklı bir delikanlı olmuş, tsunami olayı belli ki onu çok etkilemiş. şu an ingiltere'de tıp okuyomuş. (vatana millete hayırlı bi evlat valla)

    http://media.monstersandcritics.com/…8221440085.jpg (lucas)

    17 yaşında olan thomas, ingiltere'de liseye gidiyormuş ve ilerde cankurtaran olmak istiyormuş. (al bi tsunami etkisi daha), 14 yaşındaki simon ise ailesiyle madrid'de yaşıyomuş.

    http://images.starpulse.com/…on and -spx-057452.jpg (ortadaki thomas, sağdaki simon)

    babaları enrique de johnson & johnson'da genel müdürlük yapıyomuş.

    http://i4.dailyrecord.co.uk/…ternates/s615b/tsunami (maria ve noami birlikte)

    http://2.bp.blogspot.com/…600/mariabelonfamilia.jpg (naomi watts ve ewan mcgregor belon ailesiyle)

    ---
    spoiler ---

    özet geç derseniz: "aman da afet film çıkmış izleyelim" diye izlenicek bi film değil.aksiyon filmi hiç değil. bildiğin psikolojik olarak rahatsız ediyo insanı. ona göre izleyin derim. 7.5/10


    (venus - 4 Mart 2013 14:39)

Yorum Kaynak Link : the impossible