Çıkış Tarihi     : 02 Ocak 2013 Çarşamba, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Döküman
Taglar             : Afrika,nature documentary,doğa,Tv mini serisi
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  BBC Bristol , Discovery Channel , CCTV-9
Yönetmen       : Katrina Bartlam (IMDB), Ben Aviss (IMDB), Nick Easton (IMDB), Felicity Egerton (IMDB), Javotte Flatman (IMDB), Felicity Lanchester (IMDB)
Senarist          : David Attenborough (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : David Attenborough (IMDB)(ekşi), Simon Blakeney (IMDB), James Aldred (IMDB), Katrina Bartlam (IMDB), Tim Berrow (IMDB), Andres Bifani (IMDB), Paul Brehem (IMDB), Kate Broome (IMDB), Kahindi Changawa (IMDB), Martyn Colbeck (IMDB), Mark Deeble (IMDB), Stephanie Dolrenry (IMDB), Justine Evans (IMDB), Kevin Flay (IMDB), Mike Fox (IMDB), Mohammed Hawash (IMDB), Olubi Lairumbe (IMDB), Mark MacEwen (IMDB), Justin Maguire (IMDB), Hugh Miller (IMDB), Matthew Mutinda (IMDB), Norah Njiraini (IMDB), Hugh Pearson (IMDB), Bill Rudolph (IMDB), Soila Sayialel (IMDB), Warwick Sloss (IMDB), E.O. Wilson (IMDB), Matthew Wright (IMDB), Forest Whitaker (IMDB)

Africa (~ África) ' Dizisinin Konusu :
Africa is a TV mini-series starring David Attenborough, Simon Blakeney, and James Aldred. Africa, the world's wildest continent. David Attenborough takes us on an awe-inspiring journey through one of the most diverse places in the...


  • "gta vice city soundtrack'inde de bulunan süper ötesi parça.. emotion98.3 adlı radyo da çalar.."
  • "her dinlediğimde, bavula bütün wilbur smith romanlarını koyup, uçağa atlayıp afrika'ya gitme isteği uyandırır bu şarkı. "hurry boy, it's waiting there for you"..."
  • "bir toto sarkisi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    nedense uzun, hüzünlü otobüs yolculuklarının şarkısı gibi gelmektedir bana.. okmeydanı'ndan insanları alıp götüren şöförlerimizin şarkısıymış gibi.. hoş sozlerinin bu konuyla bir alakasi yoktur.. afikada 100 gencin yapamayacagi hic bir seyin olmamasindan, klimanjero'nun eteklerinde şey etmekten falan bahseder.. bu baglamda, sanki bir sınır tanımayan doktorlar hadisesi katar olaya.. hani hikayede, tüberkülozu tedavi etmek için, şarkıyı söyleyen abimizin manitasi afrikaya gitmiş, o da onun özlemi ile sarilmis kaleme, vermiş notayi..


    (azuth - 13 Haziran 2008 04:37)

  • comment image

    sabah yataktan kalkar kalkmaz dinlediginizde garip bir umut asilayan, mutluluk hissi yuksek, gaz veren, "evet askimin pesinde kosacagim" demenize yol acan sarki... ta afrika'ya kadar olsa bile *... bir de bu sarkilari patladigi donemde toto, japonya konserine gidiyorlar ve sokaklarda hep toto afisleri gorup seviniyorlar, "yasasin bu halk bizi bekliyor" diye, ta ki toto'nun japonya'nin en unlu klozet firmasi oldugunu ve her yeri reklamla donattigini ogrene kadar.


    (sleepwalker - 19 Temmuz 2002 12:27)

  • comment image

    harika bir belgesel serisi. derhal arşivlenmeli.

    --- spoiler ---

    sahra bölümünden bir kesit; sahra'da bulunan, zamanının dünyadaki en büyük gölü, kuruduktan sonra, oranın tabanındaki mineraller her yıl rüzgarlarla birlikte güney amerika'daki amazonlara taşınırmış ve bu mineraller amazon ormanlarını gübrelermiş.
    ---
    spoiler ---


    (spitzer - 21 Ağustos 2013 23:38)

  • comment image

    hayatimin en huzurlu anlarinda arka fonda calan sarkidir. new york city'den izlandaya birkac gunlugune deniz yoluyla vardigimiz gun, 3 kisiyle etrafta ne var ne yok diye dolanirken kucuk bir bara girmistik. iceri girdigimizde iceride en az 250 kisi vardi. barin arka tarafindaki kucuk acik hava bolumunde millet hayvanlar gibi tutturuyordu, muhtesem bir ortamdi. yaklasik 4 saat kafalari cektik. 250 kisi 500 kisi olmus herkes sadece dans ediyor ve guluyordu. barmenler bara cikmis ellerindeki bagetlerle kucuk spot isiklarina vuruyor, ambiansi daha da bir neselendiriyorlardi. sonrasinda africa calmaya basladi, tam sozler baslayacakken butun bar iki saniyeligine durdu ve sarkiyi tek bir agizdan soylemeye basladi. o anda neden bilmiyorum hayatim boyunca kendini hic bir yere ait olmamis gibi hisseden ben, kendimi herseyimle bu bara aitmis gibi hissettim. iceride disaridaki yagmurdan dolayi islanan bir kopek bile vardi, sikisiklik icerisinde barin alt katinin iki kat kucugu olan ust katina cikmanizi saglayan merdivenlerine cikip o seste uyudugunu hatirliyorum. iceride saf mutluluk vardi huzur vardi, ailenizde, arkadaslarinizda bulamadiginiz turden. neyse daha sonra bu kopek africa ile beraber cilginlar gibi kafa sallamaya basladi ama islak vucudunu kurulamak icin degil sadece muzikle beraber eglenmek icin. bunu anladigim zaman, agzimdaki birayi icmeyi unuttum ve o anlarda kendimi bambaska birisi gibi hissettim, hayatim boyunca olmak istedigim gibi biri ama nitelikleri belirsiz sadece ben gibi. inanir misiniz bir kutu ecstasy bile insani boyle mutlu hissettiremez. herseyin yavasladigini ve kumsaldan dondukten sonra alinan dusun verdigi huzuru dusunun, zamanin durdugunu ve bu huzuru sonsuza kadar yasayacaginizi bilmenin mutluluguyla es degerdeydi be. muhtesemdi. neyse dogal olarak gozlerim doldu ve sarki bittigi an pasaportumu ve butun kimliklerimi denize atip burada yeniden bir hayat kurmak istedim, olene kadar bu barda kalmak istedim. hala daha istiyorum.


    (yok be kengatu aga - 27 Kasım 2013 03:12)

  • comment image

    her dinlediğimde, bavula bütün wilbur smith romanlarını koyup, uçağa atlayıp afrika'ya gitme isteği uyandırır bu şarkı. "hurry boy, it's waiting there for you"...


    (gregor - 1 Mayıs 2004 21:32)

  • comment image

    i hear the drums echoing tonight
    but she hears only whispers of some quiet conversation
    she's coming in twelve-thirty flight
    her moonlit wings reflect the stars that guide me towards salvation
    i stopped an old man along the way
    hoping to find some old forgotten words or ancient melodies
    he turned to me as if to say: "hurry boy, it's waiting there for you"

    [chorus:]
    it's gonna take a lot to drag me away from you
    there's nothing that a hundred men or more could ever do
    i bless the rains down in africa
    gonna take some time to do the things we never had

    the wild dogs cry out in the night
    as they grow restless longing for some solitary company
    i know that i must do what's right
    sure as kilimanjaro rises like olympus above the serengeti
    i seek to cure what's deep inside, frightened of this thing that i've become


    (armonipolisi - 11 Eylül 2001 15:12)

Yorum Kaynak Link : africa