• "azam ali ve niyaz'ın dinleyen bünyeye trans etkisi yaşatan şarkısı. sözlerini geçtik, müziği yetiyor kulakları mest etmeye ve yüreği ürpertmeye."
  • "(bkz: jagten)"
  • "agzini burnunu kirmak istedigim karakterlerin oldugu film."
  • "planet earth, life, human planet, africa neyse bu da odur. şaheser. boş zamanlarınızda değil en kıymetli zamanlarınızda izleyin."




Facebook Yorumları
  • comment image

    özellikle başroldeki lucas karakterini ve küçük kız klara'yı oynayan oyuncuların performanslarının etkileyici, çekimlerin ve senaryonun da bir o kadar başarılı olduğu, dünyanın neresine giderseniz gidin, bu 'en medeni' diye bilinen ülkelerden danimarka olsun, önyargı ve ikiyüzlülüğün kollarını açmış sizi beklediğini çok yalın bir şekilde anlatan bir filmekimi2012 filmi.


    (vittirvizik - 1 Ekim 2012 15:12)

  • comment image

    sinirden kudurarak izlediğim film. gerçekten etkileyici. burdan sonra komple spoylir.

    klara denen kıza o kadar sinir oldum ki küçücük kıza beddua ettim bütün film boyunca. burnunu oynattikca söylendim. hele o pislik anası yapmadı dediği halde çocuk duymazdan geldi ya.
    zavallı fanny'nin ne suçu vardı lan adiler ? marketteki serefsizler hepinizin minaki. ayrıca bundan sonra hiç bi çocuğu sevmem mincirmam tövbe. ne manyaklik bu yaa. çocuklar yalan soylemezmis. bok söylemez.

    filmi izledikten sonra woody allen için yazdıklarımı sorguladim. üvey kızıyla evlendiği için zaten sapkin olduğunu düşünüyorum ama yargısız infaz da fenaymış be.


    (ayikiz - 4 Şubat 2014 23:36)

  • comment image

    akşam akşam kardeşimden bir ton küfür yememe sebep olmuş 2012 yapımı danimarka filmi.
    ama ben pür dikkat izledim ve gerçekten keyif aldım.
    mads mikkelsen'e bu film akabinde boşu boşuna cannes'da en iyi erkek oyuncu ödülü vermemişler arkadaşlar, adam resmen döktürmüş. oyunculuklar birinci sınıf. senaryo hiç de çıldırtıcı derecede gerçekdışı veya filmin kurgusu saçma değil. konunun kendisi çok hassas ve çoğumuzun çoğu zaman konuşmaktan bile çekineceği bir konu seçilmiş olduğundan duyulan rahatsızlıklar. pedofili! en modern toplumlarda bile ( ki bu konunun işlenmesi için bir iskandinav ülkesinin seçilmesi çok manidar olmuş ) ağızda mırıldanılsa bile kafalarda kuşkunun kolay kolay gidemeyeceği bir mevzu. hayatını rayına oturtmaya çalışan, çocuklarla çok iyi anlaşan bir adamın hayatının nası ölene dek berbat edilebileceğini ( üstelik pisi pisine ) gösteren bir film bu. hiç bir abartı yok senaryoda, son derece olası.

    --- spoiler ---

    * adam gerçekten pedofili olsaydı gene de o yapılanları yapmamız mı gerekecekti? toplumsal linçin tekme tokat dövmek, en sevdiklerini öldürmek, evini taşlamak, yiyecek ekmek dahi vermemek dışında bir metodu olabilir mi ? ( sadece sorguluyorum )

    *izleyenler filmin başında klara'nın abisinin şaka olsun diye tabletinden gösterdiği pornografik görüntülerin zaten inanılmaz hayal dünyasına sahip küçük bir kızın erkek cinselliğinin en hardcore haline şahit oluşunu farkettiler mi? bu farkediş akabinde lucas'la ilgili söylediği "minik ve masum" yalanın detayının nerden geldiğini anlayabiliyoruz.

    *çocukluktan erkekliğe geçişin sünnetten ziyade av lisansı almak ve aileden yadigar av tüfeğine sahip olmak şeklindeki yorumu nedense çok hoşuma gitti. bunu da avcılıktan nefret eden biri olarak söylüyorum. gerçek bir erkek oluş hijyeni korumak için pipisinin ucundaki derinin kesilmesinden ziyade evde bekleyen aç ailesine yemek götürme zorunluluğu (veya sorumluluğu) şeklinde betimlenmiş iskandinav adetlerinde. bu fikir tamamen içgüdüsel ve doğal gereklilikler sonucundan çıkmış olsa gerek.

    *klara'nın lucas'ın başına gelen tüm felaketlerin yegane sorumlusu olan bir kız çocuğu olduğunu bilmemize rağmen yer yer küçücük kıza nefret dolu gözlerle bakarken biz, lucas aynı sevecenliği ile bakış açısını değiştirmemesi insanlık dersi verdi. herşeye rağmen o daha küçücük bir kız çocuğu.

    ---
    spoiler ---


    (tarhanana - 3 Nisan 2014 00:36)

  • comment image

    çoğunlukla yırtıcılara yem olan hayvanlarla empati kurup içimizin (özellikle yavrular söz konusu olduğunda) cız etmesine yol açan ve dolayısıyla yırtıcıların hep zafer anlarına tanık olduğumuz belgesel görüntülerinin aksine, bu bbc belgesel serisinde yırtıcıları bütün o zavallı halleriyle de görüyoruz. insanı yaşam savaşındaki dengeler ve ön yargılarla ilgili bir kez daha düşündürürken görüntü, müzik ve kurgusuyla da hafızada kendine önemli bir yer ediniyor.

    "avlar koşarken avantaj (vahşi) köpeklerde. ama antiloplar kaçmayı bıraktığında, işin rengi değişiyor. boynuz duvarıyla yüzleştiğinde sürü aciz kalıyor. fakat tüm antiloplar duracak kadar cesarete sahip değil." (1. sezon 1. bölümden)


    (nacizane bir nasize - 11 Haziran 2016 18:55)

  • comment image

    çok güzel çekimlere sahip, david attenborough'un eşsiz anlatımına sahne olan belgesel. herkesin empati kurup çoğunlukla içimizin sızladığı avlara karşı hoşumuza gidecekler şeyler var.

    ortalama avlar 20'de 1 oranında yakalanıyorlar. yani büyük kısımda kaçmaya çalışan avlar başarılı oluyor. bu olay deniz canlılarında daha da uzun. herhangi bir mevcut av için timsahlar 1 yıl beklerken, balinalar kilometreler aşmak zorunda. bu yönden anlatım sunması insanın nedense mutlu ediyor. senelerce bize gösterilen şey genelde avı yakalama sahnesi olduğundan dolayı hiç ıska olmuyor sanıyoruz.

    bunun yanında avcıların kendilerine has stratejileri parmak ısırtıyor. termitler kanatlanıp uçtukları sırada onların yaptığı sığınaklara giren fenerli böcekler afrika'da enfes manzarayı ortaya çıkarıp termitleri çekiyorlar. o yüzden sadece avlanma değil, doğanın kendini yansıtma biçimi hayranlık uyandırıcı. başka sıradışı gördüğüm bilgi ise portia örümceği. bu canlı sürekli geziyor, harika sıçrama özelliğine sahip. ve örümcekle beslenen bir örümcek. genelde ağ ören örümceklere karşı farklı stratejiler geliştiriyor. ağ ören türlerin kör olmasından dolayı kolay gibi gözükebilir ancak değil. şaşırtıcı özellik bundan sonra geliyor. tespit ettipi herhangi bir örümceği yakalamak isteğinde bulunduğu yerden gözlerinin 3d özelliğinden yararlanıp yolunu buluyor. tıpkı sherlock holmes gibi yani bu hayvan.

    7 bölümlük değerli bir bbc belgeseli. avın ne kadar zor olduğuna dair bilgiler edinmek isterseniz sakın kaçırmayın. görselliğine değinmiyorum bile.


    (edwood10 - 7 Temmuz 2016 21:45)

Yorum Kaynak Link : the hunt