zizek'e gore kickboxer ismiyle tersyuz eden kurgusu ve yapisinin sinyallerini vermektedir, insanlar tekmeleriyle boks yapamazlar, filmin de muradi tam olarak budur, ayagin bas, basin ayak olmasi. kurt sloane'in tong po ile karsilasmasinda da gerilimin odagi bu sebepten bu ikisi arasinda degil kurt ile abisi eric'in arasindadir. kurt tong po'yu yenerek agabeyi eric'in intikamini almis olmayacaktir, eric'i yenmis olani yenmis olacak, kosede ve golgede kalan olmayi, ikinci kardesligi ve en onemlisi caglar boyu ardil denkler arasi suregelen anxiety of influencei yenmis olacaktir. zizek burada kurt'un eric ile olan anatomik benzelrigine ragmen iktidardan uzakligina dikkat cekerek, tong po'nun aslinda ozgurlestiren, serbest kilan olduguna dikkat cekerek, kurt'un tong po ya yonelik ofkesini bu ozgurlesme hissine olan irrasyonel ofkeyle mumkun oldugunun altini cizer. yani tong po kurt'u ozgurlestirerek onu ozgur olmaya, yani kendisine bir merkez veren birinciyi yok ederek, konumsuzluga, yonelimsizlige, aporia'ya mahkum etmistir, bu yuzden yok edilmelidir. yok edilmelidir cunku ancak tong po'nun yok olusuyla kurt surec icinde anlamli bir konuma oturaracaktir. dahasi kurt'un eric'e olan donusumunu "eric"ten etkilenmeden saglayacak olan gerekli otekidir, bu sebepten iradenin ben'i yikmak icin ihtiyac duydugu butunleyici sonsuz signified olan tong po'nun bu tekamul geregi yenilmesi lazimdir.

tong po'nun trajedisine de dikkat ceken zizek, "you bleed like mylee, mylee...good fuck" derken tong po'nun rakibini kiskirtmaktan cok dengi olarak gordugu kurt sloane'a acilmasini ama bunu ancak o medyum'un olusturdugu diskurla dile getirebildigine deginir. sonsuz uzakliktaki yalnizliginda tong po ortak bir gecmisi olan kurt'e acilmak, onunla butunlesmek istemektedir, ve fakat bunu habermas'in da belirttigi iletisim'in imkansizligi prensibinde kaybetmekte, geist'inin sonunda, doguyu temsil ederken yikilisinda "vatsukau (beyaz savasci)" diye alkis tutan oksidentalist paradigmanin baslangici icin milat olmaktadir. yani tong po sadece savascinin degil, dogu'ya ait olan gelenegin de yok olusu, ilk kusak batiyi yok eden dogu'nun en nihayetinde kendi topraklarinda kendi icinden cikan savasciyi yenen bati'ya olan guce tapinmaci ahlakina vurgu yapmaktadir.

(otisabi - 5 Ocak 2008 04:11)

filmde bol bol köpek kilitlenmesi yaşanmaktadır.

http://img260.imageshack.us/…/2741/kickboxertt9.jpg

edit: sicak su getirin!

(haggard - 15 Ocak 2008 02:44)

nedenini anlayamadığım şekilde 2 yaşındaki kızımında çok sevdiği video döneminin fenomenlerinden olan film.

(karafilmci - 28 Haziran 2008 11:52)

sensei eşliğinde disipline olan savaşçı figürlü filmlerin ilk örneği değildir bu, hayır. ama hak yolda ödenmesi gereken bedelin varabileceği raddeyi göstermesi bakımından van damme'ın ağacı tekmeleye tekmeleye bacağın amına koyduğu sahneyi gelin bir kez daha hatırlayalım. bu sahne sinema tarihine geçmiştir, ağaç hala malezya bambu milli parkında gezilip görülebilmektedir.

(grapes of butcher - 21 Ekim 2009 01:57)

van damme'ın nice ocaklar söndüren efsanevi dans figürlerini sergilediği filmdir.buyurun buradan :

http://www.youtube.com/watch?v=ce8xken0zk4

(orlandu tg cid - 29 Mayıs 2011 16:52)

"kurt" yiğitten bi oğlandır ama kimseye sataşası yoktur, temiz bi çocuktur, okuyası, dingil olası wardır ama abisi "eric" sebat etmiş, kick boksçu çıkmıştır.

eric önüne gelenir devirirken, birden sert bi kayaya çarpakalır, herif koca eric'i erik gibi yemiştir, hatta belden aşşağısını da işlemez hale getirmiştir, buna çok içerleyen kurt, abisinin "artislik, idealistlik yapıp da sen de taşşakları eline alma benim gibi" demesine rağmen, karateci, kunfucu takımından biri olup o herife "gününü göstermek" ister...

gidip bir hocuya sap olan kurt, önce film gereği çok zorlanır ve sonra film gereği çok kolaylanır, ağaca kata çizmekten tut, dişiyle gemi çekmeye, göbek deliğinden hindistan cevizi yedirmeye kadar bi sürü numara öğrenir, sarhoş karateci bile olmayı öğrenir...

en sonunda intikamını almak için beklediği fırsat eline geçmiştir ve fakat rağkipler şikeci olur...

(cyrano - 15 Kasım 2000 20:02)

zilyonuncu kere bıkmadan izlenen jean-claude van damme'lı dövüş^*filmlerinden biridir benim için [bir diğeri için (bkz: no retreat no surrender)]. şu anda atv'de yayınlanmakta kendileri, vandaym ağbinin tescilli şerrefsiz tong po'yla yaptığı efsanevî karşılaşmayı kaçırmak istemeyen varsa tivi cihazının başına geçsin heman.

ayrıca barda sarhoş vaziyette yaptığı figürlerle (el çırp, elleri birbirinden fazla ayırmadan vücudun belden yukarısı hafifçe yana-aşağı doğru salınsın, ters yönde tekrar) van damme dansı'nın temellerini de bu filmde atmıştır jönümüz.

(uninvited - 19 Ocak 2004 00:20)

unutulmaz replikler iceren fantastik filmdir. seyircilerin natsu kau diye cosarak elemani motive etmesi cocuklugumuzda mahalle kavgalarinda dayak yiyen arkadaslarimizi gaza getirmemize esin kaynagi olmus iken, filmin basinda minibuscu gibi dolanan siyahi tiplemenin filmin sonunda elinde roketatar ve ciks gunes gozlugu ile bitivermesi hicbir zaman cozemedigimiz bir muamma olmustur.

hele tong po'nun yarim yamalak ingilizcesi ile van damme'in yavuklusuna sebeplenerek attigi "mylee, good fuck" repligi, bugun bile kullandigimiz imgesel bir terim olmustur. filmin cikis noktasi olan van damme'in ve abisinin tayland'a gidip tong po ile dovusme sebeplerini ise hala da cozebilmis degilim.

(vpr - 28 Şubat 2004 01:29)

bize ilkokuldaki ingilizce dersinde her hafta izlettikleri filmdi bu. maksatları neydi? hala cozebilmis degilim. bol miktarda da rocky izledigimi hatırlıyorum hatta. hocamız da munis nazenin bir hanımdı. yani o seciyor olamazdı bu filmleri. aceba diyorum anadolu lisesi sınavlarından once suurumuz acılsın, hırslanalım diye mi bizi el kadar bebeyken^* büyük dövüş filozofu van damme ile tanıştırdılar, "acı yok rocky" bilincini asıladılar

(mayapan - 23 Ocak 2006 16:34)

"kickboxer" isimli ilk film 1989 'da çekilmiş, arkasından da 4 tane devam filmi gelmiştir.şimdi filmlerin konularını kısaca özetleyelim:

"kickboxer" (1989)

ilk filmde; dünya şampiyonu amerikalı kickboxer eric sloane, kardeşi kurt sloane ile beraber özel bir dövüş için tayland 'a gider. yine "önüme geleni döverim" edasıyla ringe çıkan eric, tayland 'lı rakibi tong po 'nun omurgasını kırmasıyla biraz olsun kendine gelir. eric 'in küçük kardeşi kurt (van damme) ringde abisinin belini kırıp, eline veren tong po'dan intikam almak için kısa boylu, gizemli bir uzakdoğu dövüş usta bulur.usta'nın bazen yaratıcı, bazen ise angutça teknikleriyle eğitilen kurt, filmin sonunda tong po 'yu kendi halkının önünde feci şekilde döver.

"kickboxer 2: the road back" (1991)

ikinci filmde; yenilmeyi gururuna yediremeyen tong po, dövüş çıkışı kurt 'ü tek kurşunla kafasından vurur.(evet, yapımcılar van damme ile anlaşamamışlardır) bu sırada ailenin en küçük çocuğu olan david sloane amerika'da dövüş salonu işletmekte, öğrenciler yetiştirmektedir. eklemek isterim ki; david, abileri kurt ve eric gibi ebleh suratlı değil, gayet karizma bir gençtir.(bkz: sasha mitchell) her neyse... dövüş salonunda işler kesattır. david zengin piçler yerine fakir çocukları eğitmeyi seçtiği için hiç para kazanamaz. menajerler david' e maç ayarlamak için baskı yaparlar ama david kabul etmez, onlara: "abilerim gibi değilim, benim olayım farklı hacı" der. bunun üzerine dövüş salonu kötü adamlar tarafından kundaklanır. david içeride kalan küçük bir kızı kurtarırken feci şekilde sakatlanıp, dövüşemez hale gelir. ağabeyi kurt gibi o da kendine gizemli bir usta bulup, yine angutça tekniklerle kısa sürede iyileşir. tam bu sırada tong po onurunu kurtarmak için mutlaka sloane ailesinden birinin ağzını burnunu kırması gerektiğine inanmaktadır. bu yüzden mutlaka david 'le dövüşmeyi istemektedir. filmin sonunda amacına ulaşır fakat david "allah yarattı" demez, öğrencilerinden birini öldüren tong po'yu evire çevire döver.

"kickboxer 3: the art of war" (1992)

üçüncü filmde; david ve yeni antrenörü, bir gösteri maçı için rio de janeiro'ya giderler. david dövüşeceği kişi olan martin ve şerefsiz menajeri frank ile tanışır. frank, david'e dövüş için şike teklif eder. "doğrucu david" şike teklifi reddeder. frank, maçı kazanmak için türlü pislikler yapınca olaylar gelişir...

"kickboxer 4: the aggressor" (1994)

dördüncü filmde; david hapislere düşer. bu arada tong po kirli işler çevirmekte, paraya para dememektedir. kendisi, aynı zamanda dünya kickbox şampiyonu da olmuştur. her istediğini elde eden tong po için geriye sadece david'den intikam almak kalmıştır. david'in hint fakiri kılıklı karısını kaçıran tong po, özel bir dövüş turnuvası düzenleyip, dünyanın en iyi dövüşçülerini evine çağırır. tong po yu yakalamak isteyen polisler, david ile anlaşır ve david turnuvaya katılmak üzere yola çıkar. turnuvada fazla kasmadan önüne geleni deviren david, eşini de kurtardıktan sonra tong po 'yu bir kere daha yener.

"kickboxer 5: the redemption" (1995)

beşinci filmde; sasha mitchell yerine "matt reeves" karakteriyle marc dacascos başrole geçer. bu filmin öncekilerle pek alakası yoktur. negaal isimli eski dövüşçü fedarasyon tarafından kickbox dan men edilince bütün dünya şampiyonlarını kendi düzenleyeceği turnuva için çağırır, katılmak istemeyenleri dövüşçüleri ise öldürtür. ölen dövüşçüler arasında matt in arkadaşlarından zavallı johnny de olunca, matt "portakal orda kal" demek üzere neegal dan intikam almak için yola çıkar, olaylar gelişir.

sonuç olarak güzel bir seridir kickboxer...

(forrestgump - 21 Ağustos 2006 22:30)