balın içine ceviz parçaları atınca amacından sapabilir.

(goned - 19 Şubat 2008 23:26)

(bkz: şeytan icadı)

(hayt huyt - 2 Aralık 2008 20:21)

insana çok acaip şeyler yaptırabilen bir kombonun etken maddelerinden birisidir.

--- entariye anı serpiştirecem spoileri ---
üniversite beyazıt mevkiindedir. soğuk mu soğuk bir aralık sonu sabahında sabah erkenden kampüs kapısında buluşan dört adet türk erkeği dersi kırıp kahvaltı yapmaya karar verir. önce yürüyerek vefa bozacısına gidilir ve adam başı iki bardak boza govdeye indirilir. akabinde yine tabanvay vasıtası ile laleli koska ya ulaşan dört silahşöhler burada bal kaymak yemeye başlarlar. yanında ballı sütle birlikte tüketilen adam başı üç porsiyon bal kaymağın son lokmaları yutulup hesaplar ödendikten sonra yaklaşan derse girmek için dışarı çıkılır. hava hayvanlar gibi soğuktur. bu arkadaşlardan bir tanesi aniden üniversiteye doğru depara kalkar. diğer üçü de mal gibi peşine takılmıştır. bir zaman sonra bu satırların yazarı öndeki ilk depara kalkan arkadaşa "tamam ulan yeter niye koşuyoruz ki derse daha çok var" dediğinde ise aldığı cevap bir harikadır. "gün durulacak gün değildir. koşun arkadaşlar" bu cevaptan sonra amfinin kapısına kadar kahkalar eşliğinde koşan dört arkadaşta ne bir üşüme ne de bir yorulma belirtisi gözlemlenmemiştir.
--- entariye anı serpiştirecem spoileri sonu ---

(cimbombomsun sen bizim canimiz - 4 Aralık 2008 13:54)

dağcılık federasyonunun resmi sponsoru olmalı.

(tabanca - 11 Aralık 2010 14:44)

yemeğin aşka bürünmüş halidir.

(kelebek ordusu - 6 Kasım 2011 12:25)

ne kadar yenilirse yenilsin doyma hissini yasattirmayan ikilidir.
bu nedenle sofraya arada bir (!) ve ve kucuk porsiyonlar halinde konulmalidir.

(promise12 - 2 Ocak 2013 21:42)

(bkz: direk mala gider)

.

(frankiegoestohollywood - 7 Mart 2014 05:23)

mukemmel ikili.hafta sonu kahvaltida yenildiginde insana ekstra mutluluk verir.
soyle zeytinyagıyla,peynirle,sıcacık pogacalar ve ekmekle yapılan bir kahvaltının sonunu bununla taclandırmak gerekir.ha,nutella falan da iyi gidebilir ama bal kaymak olunca dogal koy kahvaltisi gibi oluyor.sanki"abi ben cok saglikliyim su an yeaa" etkisi olusuyor biraz hehehe.

(bugun hava gunluk gureslik - 9 Mart 2014 01:32)

sabah işyeri kahvaltılarının muhteşem ikilisidir. yarım ekmek arasına süt kaymağı ve bal sürülerek yapılır. bu muhteşem uyum, bu muhteşem lezzet (bkz: açken entry girmek) , sabahları yol kenarlarında konuşlanan üç tekerlekli camekanlı seyyar arabalarda vücut bulur. bu seyyar arabaların camekanlarının içinde kaymak, bal, zeytin ezmesi, çukulata vs gibi bilumum kahvaltılık çeşidi bulunur.
diyarbakır'da da kahvaltı salonlarında aynı durum sözkonusudur. burada da sabahları oturursunuz, tıpkı yemek söyler gibi kahvaltılık söylersiniz. bal getir, peynir getir (türlü türlü peynirlerden) , kaymak vs getir gibi..çay da getirirler, evinizdeymiş gibi kahvaltı edersiniz, evinizde olmadığınız için de para verirsiniz. diyarbakır'ın kahvaltı salonlarındaki en büyük fark, kaymak istediğinizde bildiğimiz süt kaymağı yerine yoğurt kaymağı getirmeleridir. bu entrynin yazarı, orada bulunduğu bir günde böyle bir yere girip bal kaymak söylemiş ve önüne balla birlikte yoğurt kaymağı koyulmuştur. adamlara "kardeşim bu kaymak değil" şeklinde itiraz etmiş, adamlar da gayet normal olarak bunun kaymak olduğunu, başka kaymak olmadığını iddia etmişlerdir. sonradan araya bir abi girmiş, benim istediğim şeyin süt kaymağı olduğunu, o bölge insanlarının bunu bilmediğini, çünkü süt kaymağının diyarbakır sıcağında bozulduğu için hiç üretilmediğini söylemiştir. olay tatlıya bağlanmıştır.

(elinherifi - 27 Aralık 2004 15:35)

az önce galasından çıktığım film.

film makedonyanın bir köyünde geçiyor. iki ailenin birbiriyle çok kez kesişen hikayesini anlatıyor.

görüntüler güzel. film izleyiciyi etkiliyor. son zamanlardaki türk gişe filmlerine kıyasla fena değil.

çocuk oyuncu ömer tan (ömer) son derece doğal ve başarılı. diğer çocuk oyuncu beren gökyıldız (bade) biraz doğallıktan uzak, büyümüş de küçülmüş bir hali var. sabina ajrula (havva) gayet başarılı. filiz ahmet (filiz), melissa yıldırımer (sezen), yunus emre yıldırımer (yasin) ve kenan çoban (asker) yeterli. tarık ünlüoğlu’nun (adem) oyunculuğu ise aşırı teatral, yapmacık olmuş.

askerin hikayesinin göze sokulmaması güzel. travması muhtemelen eski yugoslavya iç savaşından kalmış, ancak tahmin seyirciye bırakılmış.

filmin temposu yavaş, mesajlar aşırı göze sokulmuş, diyaloglar zaman zaman yapmacık. ancak bunlara son dönem türk gile filmlerinden çok alışığız.

bir de, şu bakanlıklar filmleri desteklemek için illa turistik tarihi yerleri tanıtıcı görüntüler istemeseler böyle filmler daha doğal olacak.

(mavrastic - 15 Mayıs 2018 00:25)