trt'de reklamları dönen yeni gençlik dizisi. ayrıca tiplere bakınca insanın aklına sultanbeyli'nin hızlıları geliyor.

(cangester - 28 Haziran 2015 16:19)

zavallı zeynep'in butiğine kenan ve cesur dışında uğrayan yok. annesi de zaten sır kapısı terk...

(tharwat - 9 Ağustos 2015 15:47)

şarkısını kesinlikle heijan'ın yapması gereken dizi.

(lord of the mezuns - 12 Ağustos 2015 00:20)

devlet eliyle barzoluğa teşvik amaçlı yapılıyor sanırım. kupa töreni için verilen arada klibine denk geldim. atarlı sözler eşliğinde anırıyordu biri. "ayık ol" falan diyor.

(william axl rose - 12 Ağustos 2015 00:23)

dizideki planet cafe için şanzelize kafe örnek alınmış. dizideki apaçi tipler normale göre çok daha naif canlandırılmış. bir adam-kız hem apaçi hem arabesk rapçi ise bir de uyuşturucu kullanıyorsa o adamdan uzak duracaksın. bunlar bildiğin mahallenin iyi çocukları.

(whitesinek - 12 Ağustos 2015 13:16)

güzel diziye benziyor ama trt tarafından yayınlandığı günden beri ilk bölümü abartısız 20 kez yayınlanmıştır. yeter amk ya.

(mionel lessi - 14 Ağustos 2015 12:01)

güzel dizi gibi. en azından 'gibi' gidene ya da kalana kadar izlenir.

(white fang - 20 Ağustos 2015 22:38)

liseli tayfasının gayet gerçekçi oynadığı dizi. bir kere, hayat bilgisi, arka sıradakiler dizilerinde olduğu gibi otuzundan gün almış, biraz zorlasa "gün doldu da yaşı bekliyom hacı," diyecek adamlara gömlek kravat takıp, "aha size liseli," diye sunmuyorlar. yaş ve tip itibariyle liseli rolünde sırıtmayan oyuncular var. ayrıca o kenar mahalle yaşantısı, yine örnek verdiğim dizilerdeki gibi "tatlı su kenar mahallelisi" olarak ele alınmamış. sağlam bir dil-tavır ilişkisi, karakter-tip çalışması yapıldığı belli. sokaklarda göreceğimiz, yaşayan tipler bunlar. burada senaristin ya da senaristlerin başarısı da etkili. özellikle büyük şehirlerin kenar mahallelerindeki ergenler nasılsa, dizide de öyleler, tabii rtük çerçevesinde. dizinin sadece ilk bölümünü ve son bölümünün tekrarını izleyebildiğim için eyyorlamam şimdilik bu kadar.

(cinayetsebebi - 14 Eylül 2015 00:27)

oyunculukları gayet yerinde olan bir dizi. zaten dikkatimi de ilk bu çekmişti. gazap üzümleri'nin 83 baskısını okurken elimdeki tuğlayı bir kenara koyup gözlerimi dinlendirmek için mola vermiştim. tv yi açıp müzik kanallarına giderken esmer, uçan kaçan halli, pırpır bakan gözleriyle arabesk tavırlı o eleman dikkatimi çekmiş ve oturup izlemiştim.

sonra başa sarıp tüm bölümleri izledim. içimdeki lise dönemine özlemin de etkisi var bunda. bu yüzden şu lise sahnelerini arttırın.

rojin karakteri favorim. rojin'in ve zeynep'in kilo vermeleri, yanaklarının biraz gitmesi gerek. rojin'in sahneleri artmalı. pek delikanlı bi tavrı var. plaza bebeği kızların kaynadığı dizilerimizde bence en gerçeklerden biri.

kenan karakteri ilk 7-8 bölüm fena gitmiyodu. kısmen kendine has bi tavrı oluşuyor gibiydi ancak 9-10 bölümlerde rolünü fazlasıyla kuzey karakteriyle harmanlayarak oynuyor hatta çoğu hali resmen kuzey; dudaklarını ıslatarak konuşması, konuşurken gözlerini karşısındakinin sağına soluna kaydırması ve bu anlarda hafiften boynunu titretmesi, konuşurken dudak hareketleri, omuz hareketleri ve 9.10. bölümlerdeki o geneli gülen, sırıtan ifadesi, eyvallah derkenki ağzını açış şekli, tonlamasındaki bazı harfler, e yi ezişi, zeynep e atar tutar yaparken ki hali resmen kuzey.. sıyırın bunlardan kenan'ı. fazlasıyla rahatsız edici bi kuzey kopyası. çünkü kenan rolü ilk başta gayet iyi oturmaya başlamıştı.

cesur rolünü ayak işi yapan değil de iş yöneten bi pozisyonda görebileceğiz umarım.

lostra'nın rolü ve oynanışı çok iyi ancak lostra'nın sinirli anlarındaki bıyıklarını titreten mimikleri bazen fazla kaçabiliyor. o tepkinin verilebileceği bi eşik olmalı.

araba takiplerinde 3. kişiye bilgi verin. mesela kenan ve balyoz ayrı ayrı iken bir arabanın önü kesilecekse bu araba hakkında bilgiyi takip edenlerden biri diğerine belirtsin.

öğretmenler ders anlatsın, sınıfta da sahneler artsın.

öğrenci grubu bence çok dar. bir avuç genç ve bunların başından geçmiş olanlarla, başlarına gelenlerle sınırlamayın olayları.

öğretmen sayısı da artabilir.

çünkü dizi madem ki iyi olan şeyleri ifade etmeye çalışıyor, kötü olanı gömmeliyiz diyor o zaman mafya ve yancılarından oluşmamalı cast ın, sahnelerin ağırlığı.

sekonun yaptığı şarkılara özenin biraz. hiç olmuyo. jenerik şarkılarına bak sekonunkilere bak. burada bile uçurum var, çok sırıtıyo bu durum. bi de sekoya playback yaptırın, diziyi izlerken seko nun ağzı ile senkronlu değil kayıttan çaldığınız şarkı.

siz siz diye yazdım. lisanı bilemedim. anladınız ama.

dizi fena değil gibi. daha iyi olabilir. kafkas ın tayfadan kimse ölmesin lan. sevmiştim sohbetlerini. çünkü biraz da olsa bu dörtlüde behzat ç deki hayalet-akbaba-harun tadı almıştım. kafkas'ta da biraz daha derinlik lazım. sopa yerken hulk gibi göstermeyin adamı.

siz çekin, izliyoruz.

(ben80lerden - 24 Ekim 2015 00:41)

ramin matin’den başarılı bir kaçış denemesi olan trajikomik hikaye.
hangimiz tahsin değiliz ki.
tahsin yıllardır istanbul’dan kaçıcam her şeyi ardımda bırakıp güneye yerleşicem diyen ve kayınpeder torpiliyle işinde yükselmiş bir beyaz yakalıdır.
bir gün yıllardır görmediği arkadaşı siren ezgi aktaş le karşılaşır. siren çok güzelleşmiş, hayatını değiştirmiş, çekmiş muğla ya yerleşmiştir. üstelik organik tarım yapmaya başlamış ve kâr etmeye başlamıştır. tahsin in yıllardır gevelediklerini yapmıştır. siren’in neyi bekliyorsun kaç gel demesiyle gemileri yakmaya karar veren tahsin evde eşiyle kavga ederek ertesi gün de kayınpedere rest çekerek bir adım atar.
işte asıl film bundan sonra başlar. başına bin türlü aksilik gelir. sözüm ona burjuva adamın sıkıntılarına hem güler hem cidden sıkılırsınız hafakan basar içinize, tahsin olursunuz.
filmde istanbul’un o leş kalabalığı, inşaat gürültüsü sizi bayıltacak kadar iyi verilmiş.

--- spoiler ---

filmde asıl soruları tahsin muğla ya gittikten sonra soruyorsunuz. tahsin istediğini bulamıyor. eğlence deniz kum güneş beklerken her yerde olduğu gibi it gibi çalışıyor. üstelik rezidanslarda yaşamaya alışkın bir kentli küçük burjuva olarak çadırlarda yatıyor. ben ne istiyorum aslında diye sorduran, tahsin'in bir an önce istanbul'a dönmesini isteyen yanınızla vazgeçme eşiğiniz ortaya çıkıyor.
--- spoiler ---

istanbul’un sıkış tepiş binalarında kıç kadar evde oturabilmek için it gibi çalışan, ayda birkaç kez nerdeyse sırt sırta oturulan kafelerde kahve içen, her gün trafikte anası ağlayan, leş gibi havayı soluyup deprem korkusu yaşayan ve utanmadan ben istanbul’suz olamam yeaaa diyen biz fakir ama aptalca gururlulara tokat formatında film.
istanbul artık bitmeyen göçmeniyle, inşaatlarıyla, trafiği, pahalılığı ve kirliliği ile biz orta sınıf için yaşanmaz. istanbul’un lüks semtlerinde yeşillikler içinde villada oturanlar ben istanbul’dan kopamam desin. hakkıdır. biz ne bokumuza diyoruz onu düşündüm.
özetle güzel film tam güldürürken düşündüren dediğimiz şey.
bi de siren cidden çok seksi hatun olmuş.
tahsin deniz celiloğluiyi oynamış.

(patsiga - 9 Aralık 2018 20:22)