Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Mart 2014 Perşembe, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Komedi,Drama
Ülke                : Italy
Yapımcı          :  R&C Produzioni , Faros Film , Rai Cinema

Allacciate le cinture (~ Kemerlerinizi Baglayin) ' Filminin Konusu :
Elena’nın sakin ve düzenli yaşamında, Antonio’ya aniden duyduğu ve karşılık  gördüğü tutkunun sarsıntısıyla büyük bir fırtına kopar. Genç kadın bu yasak tutkuyu yaşarken Giorgio ile iki yıllık ilişkisini sürdürmektedir.  Antonio aslında Elena’nın en yakın arkadaşının sevgilisidir ve onun tam zıt karakterindeki bu genç adama saygı duymamaktadır. En yakın dostu Fabio da Antonio’dan nefret etmektedir. Ama artık hiçbiri hayatlarındaki kuralları alt üst etme pahasına duygularına engel olamazlar...   Aradan 13 yıl geçmiştir. Elena, Antonio ile evli ve iki çocuk annesidir; Fabio ile kurduğu işte başarıyı yakalamıştır. Fakat yine birbirlerine karşı duydukları hisleri ve aralarındaki bağı sınayan ve bu kez çok daha sert bir sarsıntı yaşanır. Hayatlarında bundan sonra önyargılara, pişmanlıklara, söylenmemiş sözlerin ağırlığına yer yoktur. Acının, dostluğun ve aşkın kurallarını yeniden belirleyeceklerdir. Geçmişin türbülansları da o anın ışığında masaya yatırılır ve herşey ağırlıklarından birer birer kurtulur. Tutkunun hafifliği yaşamın içinde tekrar yerini bulur.


  • "aynur doğan'ın bexo adlı türküyü seslendirdiği ilk biraraya geliş sahnesi ile yüzük verme sahnesi için bile izlenesi filmdir."
  • ""her zamanki trajedi: ancak kendisinden nefret ettirebilen adam kendisini sevdirebilir aynı kadına." cesare pavese"
  • "galiba sözlükte bir tek benim beğendiğim film. güzeldi işte, yemişim karakteri, derinliği falan."




Facebook Yorumları
  • comment image

    özellikle la finestra di fronte sonrası ferzan özpetek filmografisi siyahla beyaz arasında bölünmüş gibiydi. cuore sacro ve un giorno perfetto gibi (özpetek için alışılmadık derecede) karanlık filmleri, mine vaganti ve magnifica presenza gibi (yine özpetek için alışılmadık derecede) aydınlık filmler izlemişti. güzel filmlerdi her biri kuşkusuz, ama işte ya siyahlardı, ya beyaz.

    şimdi allaciate le cinture'de ferzan özpetek, tekrar bu iki yönünü harmanlayacak bir iş çıkarmış gibi görünüyor. en azından fragmanın bende bıraktığı intiba bu.


    (protospher - 5 Şubat 2014 04:26)

  • comment image

    izlediğim en kötü film açık ara.

    karşı pencere gibi muhteşem bir filmin yaratıcısı böylesi derinliksiz, anlamsız bir filmi neden yapar düşünemedim. vurucu bir dram olacakken mundar olmuş bir hikaye anlayacağınız.

    ne cahil periler, ne harem suare, ne hamam ...hatta şahane misafir 'in bile yanına yaklaşamıyor bu film, öyle diyeyim.

    belki
    --- spoiler ---

    sanırım -kendi fikrince- yakışıklı bir jön oturtulmuş başrol koltuğuna, film boyunca adamın kaslarını, dövmelerini süzüyor kamera.

    ---
    spoiler ---

    yirmi liram var, işim gücüm de yok sıcacık sinemada oturayım iki saat derseniz ben engel olamam tabi.


    (aydinlikta - 15 Mart 2014 01:24)

  • comment image

    --- spoiler ---

    her ferzan özpetek filmi gibi, insanı hayat üzerine düşündüren bir film. kanser teması olmayaydı, iyiydi diye düşündüm film bittiğinde. çünkü ben ferzan özpetek filmlerinde hayatı kutlamak istiyorum. şapşal şapşal sırıtarak çıkmak istiyorum sinema salonundan. ferzan bey'in çok yakın bir arkadaşının başına gelen meme kanseri vakası, filme ilham vermiş anlaşılan. kel alaka iki insanın aşk hikayesi de ferzan bey'in şahit olduğu bir şeymiş. yani gerçekten yaşanmış bir şeyler ilham vermiş bu filme de. görüntü yönetmenliğine, dekora, cast'a özenilmiş her zamanki gibi. ferzan özpetek filmlerinin renklerine bayılıyorum. sahil, yüzme olayı serseri mayınlar'dan sonra yine yakışmış bu filme de. gay teması arka planda kalmış biraz. best friend'in gay olması falan. son iki filmdir, gayler figüran gibi kalıyor. makarna - pasta olayı da silikti. biz uzun sofralara, güzel yemeklere çok alışkınız. yemek sahneleri vardı ama çok akılda kalmadı bu sefer.

    sezen aksu yoktu bu filmde, o şaşırttı. dolapdere big gang yorumlu its raining man vardı. alaturka sosu iyi gitti. arada bir kürtçe şarkı vardı sanırım. tamirhanede sevişme sahnesinde. o da enteresan bir kombinasyondu.

    yasak aşk, yasak elma temalı bir film olması güzeldi. çok orijinal bir olay örgüsü yoktu. çok sürpriz de yoktu bence. dış görünüşe aldanmayalım; öze odaklanalım temasını da sıradan buldum tabi ki. vücutlar fazla güzeldi, hikaye fazla idealdi. masalsı bir kurgusu vardı. kanser olayı olmasaymış "gerçeklerle çok da ilgisi yok bunun, fazla sürreel" bile denebilirmiş. ama işte izlettiriyor kendini. yine italyanca öğrenmek istedim. yine italya'ya taşınma kararı aldım. ferzan özpetek sevgim yine depreşti. bu sefer yalnız izledim bu filmi. şahane misafir'i çok sevdiğim arkadaşlarımla izlemiştim. sonunda sezen aksu'nun gitmem daha'sına beraber eşlik etmiştik. bu da ayrı bir tat verdi bana. benzin istasyonu'ndan açmak istiyorum ben de. o ne şahane bir çatıdır. bayıldım.

    artık bir ferzan özpetek filminde, bir tarkan şarkısı duymak istiyorum. aynur ve dolapdere big gang şarkıları kesmedi.

    bir de hep garson oluyor ferzan'ın karakterleri. o da enteresan.
    ---
    spoiler ---


    (olur oyle arada - 16 Mart 2014 22:39)

  • comment image

    taze ferzan özpetek filmi. bugün izledim ve gayet beğendim. halbuki sinemaya önyargıyla gitmiştim. çünkü ne ben ferzan'ın son filmlerini (serseri mayınlar, şahane misafir) beğenmiştim ne de çevremdekiler bu filmi beğenmişti. beğenmeyeceğimi düşünüyordum ama öyle olmadı, ferzan'ın son işi bence gayet de olmuş. aslında gayet sıradan, klişe bir hikâye; aileye, aşk ve insan ilişkilerine, sevgiye, arkadaşlığa, hastalıklara dair. e tabii film kendini bir şekilde ferzan özpetek'in elinden çıktığını da -gey aile dostu varlığı ile- hissettiriyor. serra yılmaz ise koca bir eksik.

    filmi beğendim, güzel son iki filme göre ama yine de ferzan özpetek'in o eski filmlerinin tadı yok son işlerinde. hamam, cahil periler, karşı pencere mesela bende çok çok ayrı yerlere sahiptir her biri. o özel filmlerdeki güzel ve derinlikli karakterler son filmlerinde yok. keza bu son filmlerindeki müzik seçimleri de eski filmlerindeki müziklere göre daha az etkileyici, daha az özenli. bilhassa bu filmde müzik biraz abartılıydı. çok sık ve çok yüksek sesle kullanılmış, rahatsız ediciydi.

    bu arada başrol oyuncularına bayıldım. çok güzel seçim olmuş. başroldeki kadının tatlılığı bir yana da esas oğlanın o halleri içimi bir fena yaptı. ateşler bastı beni. asla yakışıklı değil ama çok fena karizmatik, seksi, tahrikkâr.
    francesco arca, adını bir kenara yazdım oğlum senin!


    (feministim ben - 19 Mart 2014 00:49)

  • comment image

    aynur doğan'ın bexo adlı türküyü seslendirdiği ilk biraraya geliş sahnesi ile yüzük verme sahnesi için bile izlenesi filmdir.


    (gliondel - 22 Mart 2014 02:00)

  • comment image

    ferzan özpetek'in önlenemez düşüşüne hizmet eden bir başka film daha.
    kötü denemeyecek kadar saçma sapan, ne ne anlattığı belli olan ne de derli toplu bir öykü sunan bir film.

    neyse ki ferzan'la erkek zevklerimiz aynı da başroldeki sert yüz hatlı esmer yakışıklısı italyanları izlerken filmin kötü oluşuna sövmeyi unutuyorum. <3

    neydi o antonio öyle? gözün çıkmasın ferzan!


    (kirlikedi - 28 Mart 2014 16:02)

  • comment image

    antonio karakteri ile sinemada erkek estetiğinin coşkusunu yaşayabildiğimiz, oldukça güzel ve sıcak bir film.

    --- spoiler ---

    ağzımı açıkta bırakan kas ve dövme kombinasyonu ile antonio tam bir erkek güzeliydi. erkekten anlayan ferzan özpetek'e şükranlarımı bir borç bilirim. o adam homofobik, cahil, ırkçı, zampara olsa ne olur? o güzellikle tabii ki birçok kadının her haliyle kabülü olacaktır. hepimiz elena'yız ve lütfen olmalıyız.

    başka bir güzellik ise aynur doğan'ın tek başına büyük bir orkestra olan o güzelim sesini duymaktı. ben aynur doğan'ı hep ölümle, acıyla bağdaştırmışımdır, erotizme bu kadar yakışabileceği asla aklıma gelmezdi. bu da bir ferzan özpetek başarısı iste. antonio'nun bara gelip bira içtiği sahneden, tamirhane çıkışına kadar olanlar, kesinlikle ve kesinlikle bir filmde gördüğüm -içinde sevişme olmayan en erotik sahne-ydi, seksin kendisinden bile daha erotikti.

    makarna ve şarap dolu, büyük aile sofralarını ben de çok özledim ve eksikliği çok yoğun hissettim. ama sahil kıyısı atmosferi ve hayatın bitmeyen bir devinim içinde tekrar ettiği fikri gibi estetik ve düşünsel ayrıntılar, bu açığı kapattı benim için. oyuncular zaten diğer özpetek filmlerinden tanıdıktı. yan karakterler de hikayeyi destekler ve çoğaltır nitelikteydi. filmin finalinin dramatize edilmeden ucu açık bırakılması ise ayrıca hoşuma gitti.

    ---
    spoiler ---


    (algida kedici - 10 Nisan 2014 00:50)

  • comment image

    ben çok üzüldüm bu filmi izlerken. ferzan özpetek'e üzüldüm daha doğrusu.

    --- spoiler ---

    anlatmaya çalıştığın önemli sayılabilecek bir şey var ve sen bunu cinsel organını zapt edemeyen, insanlara olan sevgi ve ilgisini cinsellikle gösteren bir adama sırtını yaslayıp anlatmaya çalışıyorsun. hele hastanedeki sevişme sahnesi, bahsedildiği gibi bir sevgi gösterisi değil tam olarak bir aşağılanma duygusu uyandırdı bende.

    elena'nın o zamana kadar kocası ve ilişkisine sahip çıkması, kendi sevgisine sahip çıkması, 13 yılda yaşadığı tüm olumsuzluklara göğüs gerip (adamı olduğu gibi kabul edip karşılıksız sevmesi ve bununla hayatına devam etmesi) hayatından zevk almaya çalışmasıyla acaip bir tutarsızlık oluşturdu o sahne. sanki elena'nın tek derdi sevişmek, kocasının ona değer verdiğini çok çok çok sevdiğini kocasından gördüğü cinsel isteğe bağlıymış gibi anlatılması tutarsızdı.

    aynur doğan'ın sesini duyduğumuz sahnede artık üzülmek yerine kızmaya başladım ferzan özpetek'e. içli bir şarkı seçip aman da sevda ateşine tutuldum a dostlar deyip, adamın kaslı göbeğine güzelleme yapmak, aşık olma kavramının da içini boşaltmış sanki.

    bu arada egle'nin antonio ile ilgili olan çıkarımları mükemmeldi. hakikaten gizli eşcinsel dendiğinde aklımda hep böyle adamlar canlanır. sürekli öfkeli, çok partnerli, dar kıyafetler giyerek vücudunu sergilemeyi seven. o kadar aklıma yattı ki, antonio'nun fabio ile yanlız kaldıkları sahnede, fabio'ya yavşayacak diye bekledim hep. ama olmadı.

    ---
    spoiler ---

    ayrıca herkes antonio demiş ama favorim fabio'ydu.


    (le fate ignoranti - 10 Temmuz 2014 14:18)

Yorum Kaynak Link : allacciate le cinture