Kutsal Damacana ' Filminin Konusu : Eskiden gemilerde tayfalık yapmış Fikret, İstanbul'da yaşadığı semtteki kilisenin papazının Vatikan'a gitmesini fırsat bilip saf arkadaşı Asım ile kilisenin nimetlerini kendi çıkarlarına uydurup geçinmeye başlar. Bir gün karşılarına hiç beklenmedik bir iş gelir. Başlarına gelen olayın çözümü için papaz bildikleri Fikret'e gelen aileyi ve Fikret ile Asım'ı daha büyük sürprizler beklemektedir.
Sag Salim(2012)(6,6-4430)
Kolpaçino(2009)(6,0-7173)
Çakallarla Dans(2010)(5,6-5489)
Kolpaçino: Bomba(2011)(5,5-4265)
G.D.O. Kara Kedi(2013)(5,4-4114)
Maskeli Besler: Intikam Pesinde(2005)(4,2-3991)
Kolpaçino 3. Devre(2016)(4,0-2293)
Maskeli Besler: Irak(2007)(3,6-3545)
Hababam Sinifi Askerde(2005)(3,0-5636)
Maskeli Besler: Kibris(2008)(2,9-3827)
Kutsal Damacana 2: Itmen(2010)(2,8-3785)
Hababam Sinifi Üç Buçuk(2006)(2,8-6601)
--- spoiler ----kanaat getirdim ki bu papaz büyüsü kızım, ha biz papaz büyüsünü bozamazmıyız? bozarız. ama papaz arkada$lar varken bunu pek etik bulmuyoruz biz.--- spoiler ---
(ziverbey - 30 Ekim 2007 01:36)
kimin neye gulecegini belirlemek kimsenin haddine degildir. "begenmedim" ile "buna mi guluyorsunuz lan" arasinda cok fark var.80'ler ve 90'lar sokak kulturunu ya$ami$; kahve ko$elerinde garibanligina inat artislik yapan tiplere, muhabbet yaparken ne$eli kelimeler kullanan halk adamlarina ali$mi$ ve onlari seven insanlara komik gelecek bir ton detay barindiran bir filmdir. "merhaba mehmet abi bugun de guzelligin ustunde" lafi size komik gelmiyorsa bu sizin sorununuzdur, filmi begenenlerin degil. guldugumuzun adinin mizah olmadigi iddiasina gelince de, mizahin ne oldugunu cok cok iyi bilen arkada$lari mizah dergilerinde, kendi $ovlarinda gormek isteriz. harcanip gitmesinler.
(kusmuk - 30 Aralık 2007 22:27)
ahmet yılmaz karikatürlerindeki tüm miçoların sevgilisi olan motor maria’yı gördük, yabancılar girmiş anasını skecekler tesislerin karikatürünü gördük, kıyı kıyı yüzen astronotu hatırladık, bir eşek söylesene diyen ganyancıya senden alası var mı bu alemde diyen adamı gördük, mistır füçır tensteki livırpul muhabbetlerini hatırladık, saniye hanım'ın kurtadam olan oğlunu gördük. ahmet yılmaz nostaljisi yaptık. “bu ne lan”, “ne biçim espri bunlar”, “ıyy”, diyenlere tebessüm ettik.
(sitki siyril - 12 Mart 2008 22:39)
--- spoiler ---- deniz hanım, bu arada atları çok severim- bende- öyle mi, isterseniz yarın geniş ortak bi ikili yapalım--- spoiler ---tek bir replikle dahi ben ahmet yılmaz'ım diye bağırıyor bu film.
(hallelujah - 24 Nisan 2008 00:42)
şanlıurfa diyarında askerlik yapıyorsanız,tugayda denetleme zamanıysa,tugayınıza şu an genelkurmay başkanı olan zamanın kara kuvvetleri komutanı ilker başbuğ geliyorsa,size "kaybolun" diyen bölükçüye "emredersiniz" dedikten sonra size zimmetlenen sinema salonunda 319 kd devrelerinizle kendinizi kilitliyorsanız;ve tüm bu stres sizi bitirirken kutsal damacana açıp anıra anıra gülüyorsanız işini yapmış demektir bu film.sokmuşum tekniğine, taktiğine. beni o stresten 2 saatliğine uzaklaştırdı ya o yeter bana. sağolasın ahmet yılmaz.
(s7evin - 3 Mart 2009 18:43)
bu kadar başarılı bir kurtadamı başka herhangi bir filmde görmediğim çok komik bir film. kıyasla herkes recep ivedik'e bakmış ama fikret samimiyetiyle cebinden 5 recep çıkarır diyebilirim. harika.--------- ziyan --------------fikret kurtadamı bahçeden içeri alırken:-o elindekiler ne lan-açım abi marketlerden çaldım.(mağdur)-hadi yaaa.(sessizce)ekmek arası bir şeyler hazırlanır. kıl tabi ki kurtadamı bozmaz. kolası da açılınca rahatlar. çıkarken elindeki poşeti unutur(marketlerden çaldığı):-bunları almıyor musun?-o da ikramım olsun abi, mesir macunu. afiyetçe yiyin.-e iyi, de hadi..(kurt adam çıkar)aynı mesir macunu filmin sonunu getiricek sebeptir. abzüüüüüüürd.-------- ziyan ------------
(lanet olsun jack - 8 Nisan 2009 16:20)
gemide'yi ağzı açık izleyen gençliğin beğenmediği bir film. neden ben de bilmiyorum.komik lan işte, 2 kere bile izledim ben, komik. ergen triplerinizden sıyrılamadınız gittiniz arkadaş, ille de eleştirmensin di mi? te allam...
(lylaa - 1 Ekim 2009 02:41)
filmi daha yeni vizyona çıktığı zaman izlemiştim. bir de sevgilim vardı yanımda.first of all, ankamall'e gittik. bizim ki başladı alışverişe, vay efendim şuna bakayım, vay efendim şuraya da girelim. geze geze yöre yöre anadolu, benim ayaklar pert oldu tabi. hele otur bi soğuklan yiğenim dedim. kahrolsun kapitalizm yaşasın yedinci sanat dedim. tabi ben böyle konuşunca, bizim ki ikna oldu. off dedi, peki dedi, gidelim bi filme dedi. gittik sinemanın kapısına, işte üç beş film var. dedim, komik olana gidelim ya. dedi, olur. dedim, iki öğrenci, arka taraflardan (göz kırp). film başlamadan, ben gergin gergin oturuyorum. yorgunluktan ebem bilmem ne olmuş. öylesine film izleyip, eve kaçacam. sinema salonu da pek dolmadı zaten. sonra film başladı, gemi sahnesi filan, ben gülüyorum. benim sevgili, gülmüyor. hatta niye gülüyorsun buna gibisinden bakış atıyor. bende haklısın bitanem dercesine karşılık veriyorum. oturuşumu düzeltiyorum filan. sonra bir iki sahne daha oluyor ben yine yamuluyorum. sevgilim tepki vermiyor, cep telefonuyla uğraşıyor filan. sonra ara veriliyor, sigara içmek için dışarı çıkıyoruz. off film çok sıkıcı diyor, çocuklar için komedi diyor. bende evet bitanem ya diyorum, altmetni yok diyorum, konusu oradan buradan çalıntı diyorum. o zaman niye gülüyorsun diyor. biraz canım sıkılmıştı, gülünce rahatlıyorum, o yüzden gülüyorum dedim. hakem ikinci yarının düdüğünü çaldı, ben yine kaldığım yerden oyuna devam ettim. hep güldüm ama sanki filme gülmüyormuşum havası yarattım. filmden çıktım eve geldim. filmle ilgili ilk entarilerden birini yazdım, işte şafak sezer'ın bir kaç komik sahnesi var gibisinden birşey yazdım. zort diye zamanın ötesine gitti. sonra sildim entariyi. bir kaç gün içinde ilişkiyi de bitirdik zaten.az önce bu başlığı baştan sona okudum. baktım ne güzel lan, benim gibi gülenlerde varmış. sonra gittim tekele bi tane ufak rakı, iki de bira aldım. sonuç; ben bu filme gülüyorum mınakoyim. acaip gülüyorum, hatta sürekli muhabbete replik katıyorum. ohh be. ohhh anasını satiyim. hatta var ya o kızı da hiç sevmiyordum. soğuk nevaleydin kızım sen. ulan ne tırto herifmişim arkadaş. artık kendimle barışık yaşayacağım mınakoyim. dağılın lan!
(alexdelarge - 1 Kasım 2009 01:02)
arada bir bir kaç sahnesini - orrospu çocuğu, citroen, get out of my ship, i like to move it - tekrardan açıp kahkahalarla güldüğüm film. ha bunu beğenmeyen tayfa şimdi geniş aile'ye hasta. o da enteresan. aynı yollardan geçmiş adamların iki işi bunlar aslına bakıldığında. son kertede söylenmesi gereken bir şey varsa o da;başıma bir şey gelmeyecekse ben bu filme çok gülüyorum.
(s7evin - 24 Aralık 2009 17:42)
heyecanlı gençler ve ahmet yılmaz’ı tanımayanların yorumları azaldığına ve başlık rahatladığına göre, üstelik hazır kutsal damacana dracoola filmi de gösterime girmek üzereyken, kutsal damacana’yı daha rahat irdeleyebilir, ne kadar önemli ve ne kadar kült film olduğunu daha rahat anlatabiliriz. kutsal damacana, efsane karikatürist ahmet yılmaz’ın tüm karakteristiğini yansıttığı senaryosu ve diliyle, kötü sinematografisi ve ses düzeniyle, başarılı, başarısız oyunculuklarıyla tam bir kült filmdir. cem yılmaz, umut sarıkaya gibi kişilerin ilerlediği damarı ilk açan ahmet yılmaz’ın dili elbette ki filmin önüne geçen en önemli unsurdur. şafak sezer, inişli çıkışlı sinema hayatı performansında , aslında ahmet yılmaz’ın çoğu karikatüründe gözüken delikanlı, bıçkın, kurnaz esas oğlan tipini şahane canlandırmıştır. hatta o kadar iyi canlandırmıştır ki gerçek hayatta da o tipe çok yakın olduğu düşünülebilir. günden gece vakti dönüp “ay bütün gün gül gül öldük, nazmiye hanım’ın kocası ali bey gelmeseydi kalkacağımız yoktu valla” diyen karısına “e kalkmayaydınız da ali bey skiverseydi bir sizi” diyen hafif kel göbekli adamın tepkisidir bütün film. yeni bir gezegene indiğinde, bir mahalle pazarı görüp heyecanlanarak “burada hayat var” deyip merkeze rapor veren türk astronota, “yavrum mekik düştü, mahmutpaşa’dasın şu an, atla taksiye gel çabuk” diyen adamın gerçekçiliğidir. ahmet yılmaz karikatürleri gibidir film. belgeselci dalgıçın üstüne ışık tuttuğu acayip bir mahlukatın “hah, zaten üç kuruşluk kamuflaj yeteneğimizi var, iyice tut o ışığı da dosta düşmana belli et yerimizi” demesi gibi mantıkla işi yoktur filmin. bir şeytan çıkarma hikayesi ekseninde ahmet yılmaz karikatürleri canlandırılır filmde. süreklilikle işi yoktur filmin ama ahmet yılmaz’ın dili hikayenin ne olduğuna bakılmaksızın sürekliliği sağlar. filmde fikret’in (şafak sezer)’in yancısı asım (ersin korkut) kızın öldüğünü zannedip, kalbi dinleyip “kalbi atıyor” diyince: “aman asım özellikle kalbe çok dikkat ediyoruz. kalp çok mühim. kalp atıcak aga. bunun başka yolu yok. ne yapıp ne edip kalbi attıracaz asım.” der fikret.fikret, içine şeytan girmiş kızı kurtarmak için şeytanı ayartmaya çalışır? nasıl ayartır? delikanlı gibi, efendi gibi, tatlı sert. şeytana “arslan yattığı yerden belli olur” der.“valla güzelim benim için hava hoş. istediğini yapabilirsin. ister ısıtırsın, ister soğutursun. bak cihazı aldım yanımda, burada (ayağıyla ısıtıcıya vurur) artık işer misin, sıçar mısın, iner misin, çıkar mısın? istediğini yapabilirsin ya. dünya umrumda değil, çok da tın yani. aslan yattığı yerden belli olur derler ya. bi sana bak, bi de bana bak.” der.şeytan hiddetlenip bağırınca: “ulan anırma anırma, ne konu biliyosun ne komşu biliyosun be edepsiz.” der.şeytan fikret’in elindeki haçı eritince:“ya arkadaş ben şu an anladım ki sen büyük bir akıl hastasıymışsın ya” der.fikret asım’la birlikte tekrar haç bulur gelip, şeytan tekrar haçı eritince:“ya bırak ya bırak ya. (n’oldu abi) ya asımcım ben bu abi ile bi kere daha böyle yalnız başıma kaldım, bi kere daha böyle haçı eritti, bu ikidir ya. ya bunun adı karaktersizliktir, şerefsizliktir yani. ben 38 yaşında adamım ya. ya ben bunun parasında pulunda değilim, ben bu ibnenin peşindeyim ya. ibne bizi maymun yaptı ya. (böüüoogh) bağır eşşek gibi bağır. muhatap olma tanrıını seversen, bak kendini düşürüyosun ha. yüz alıyo pezevenk.” der.“kamerası lazım” diyerek asım’ın cep telefonuna el koyar fikret çakal gibi. asım istedikçe de, “olum kamerası lazım diyorum diye” daha da sinirlenip kendince haklı argümanlar sunar hacılama operasyonu için.deniz hanım fikret’i uyanırken koltukta gizlice seyredip gittikten sonra : “ulan sabah sabah temel içgüdü gibi karşıladı bizi ya. aklım gitti ya.” der fikret. elinde kuş kafesi ile, naif bir adam, yıkama yağlamacıya girer ve anahtarları bırakır: “kuşum kalp krizi geçirdi. bi anjiyo yaptırıp gelicem. o vakte kadar bir iç-dış yapar mısın? (yaparız abi) araba kapıda. evimiz gibi içini pırıl pırıl yapalım olur mu? (olur abi) çok titizim. geldiğimde kontrol edicem. gebertirim.” der.içine şeytan giren selen korkup yatağın altına girer. fikret , çalışan elektrik süpürgesinin sapıyla “ la çıhk, çıkşşarı” şeklinde vura vura, selen’i korkutup dışarı çıkarmaya çalışır. geminin kaptanı fikret’i gemiden kovunca fikret:“arkadaşlar ben gidiyorum hakkınızı helal edin. (helal olsun) amına koyduklarım o kadar mesaimiz var nereye gidiyorsun der bi insan” der ve gemiden atlayıp kıyı kıyı yüzerek gelir memlekete.havuzlu partiden alelacele şort ile hastaneye selen’i getiren doktor’a, hastabakıcı yaklaşıp, “başegim kızdı, söyle ona götüne don giysin dedi” der.film bu tür müthiş repliklerle su gibi akıp gider. araya sıkışan birkaç kötü espri gözükmez bile. kameraya, sese, kötü oyunculara dikkat kesilmeye zaman kalmaz. yönetmeni bilinmez, ışıkçısı tanınmaz, yapımcısı sallanmaz. sonuçta ahmet yılmaz damgalı her zaman zevkle seyredilen, biraz da natuk baytan&kemal sunal filmlerine benzeyen* kült bir film ortaya çıkar. dilek: ahmet yılmaz’ın film çekmesi ile dileklerimden biri kabul olmuştu. bir dileğim de behiç pek’in film çekmesi. işte o zaman tam olacak memleket.
(sitki siyril - 15 Ocak 2011 17:56)
Yorum Kaynak Link : kutsal damacana