Parmanu: The Story of Pokhran (~ Parmanu) ' Filminin Konusu : Parmanu: The Story of Pokhran is a movie starring John Abraham, Boman Irani, and Diana Penty. A look at India's second confidential nuclear test series at Pokhran led by Dr. APJ Abdul Kalam, during the time of PM Atal Bihari...
Andhadhun(2018)(8,4-50929)
Badhaai Ho(2018)(8,1-13857)
Airlift(2016)(8,1-47114)
Padman(2018)(8,0-15460)
Sanju(2018)(7,9-39967)
Stree(2018)(7,9-16124)
Raazi(2018)(7,8-17922)
Gold(2018)(7,5-8431)
Bareilly Ki Barfi(2017)(7,5-11800)
Raid(2018)(7,4-11708)
Sonu Ke Titu Ki Sweety(2018)(7,1-14790)
Padmaavat(2018)(7,0-21719)
mahcup oldum.(bkz: #5612563)inceden spoilerbence eksiler: filmin ingilizce olusu,ben whishaw un hayalimdeki j.b. grenouille olmayisi,anlatim-narration surelerinin bayiciligi,surekli kulaga sokulan koklama efekti..bence artilar: yonetmenin cekime estetik yaklasimi..muzik..lafi uzatmayalim,filmin kalani...ayrica: alan rickmanin ,rada dan ogrencisi olan ben whishaw la uyumlu oyunu master-apprentice tadini yakalatti . tad verdi..birde: dustin hoffman baldini yi baldiniden iyi kotarmis..kuskusuz filmin en basarili oyuncusu..son olarak: baslarda yerini fazla belli eden siddet faktorunun hic dusmeyip kivaminda dengelenmesi tom tykwer e bir daha saygi duydurttu.tuzaga dusup kanda bogulmamis.ps: kitabi okuyanlar herhalde en cok final kisminin filmde nasil olacagini merak edip durdular.iste o devasa orgy i hicbir erkek cinsel organi gostermeden,opusup koklasan ciftler resmederek kotaran film ekibine ayri bir saygi duydum.ama filmin diger bolumlerinde extreme likten kirpilip son demde siradisi olmak adina daha cok taviz verilebilirdi diye dusunuyorum.final daha goze batabilir,daha patlayabilirdi..ben whishaw(sevemedim adami) in kazma kazma el kol sallamasi da biraz keyif kacirdi.
(mascara - 5 Ekim 2006 02:08)
caravaggio'nun, goya'nın, rembrandt'ın tabloları gibi karanlık sahneler, karikatürize karakterler içeren kontrastların pek yerinde kullanıldığı bir filmdir. bazı yerlerde sahneler öyle düzenlenmiştir ki sanki bir resim galerisinde bir tablodan diğerine geçiyormuş gibi hissediyorsunuz.
(dj linux - 20 Kasım 2006 16:32)
izlendikten sonra koklama duyusunun açıldığı sanrısı yaratan film. fransızca çekilseymiş kusursuz olurmuş dedirtmiştir.
(elinethuil - 23 Aralık 2006 02:24)
önyargılarımın hepsini keyifle yedirmiş bir film.--- spoiler ---sahneler çok ama çok başarılı olmuş. hele köprüde baldininin evinin yıkılması sahnesi enfesti. grenoille karakterinin tek eksikliği kokusu olmamasından faydalanarak yaptıklarını yaptığının yeterince vurgulanmaması olmuş. başından beri yokmuş gibi yaşaması kitapta daha çok vurgulanmıştı. "kokusu olmayan şey-kişi yoktur" fikri kitapta daha açıktı. filmde biraz herhangi bir şanslı seri katil havası vardı. oysa her yere rahatlıkla gidip gelebilmesini sağlayan kokusuzluğu yani yokluğudur. vurgulanabilirdi. inzivada kaldığı süre kısa tutulmuştu haliyle oysa kitapta nedense sanki çok vurgulanmış gibi gelmişti -belki de bana öyle gelmiştir-bir diğer nokta parfüm için kullanılan kadınların hepsinin çok güzel olmasıydı. güzel seçilmişlerdi evet.grenoille'in şehrin kokularıyla ilk karşılaştığı sahne ve parfümeri enfes betimlenmişti. kitaptan geri kalır yanı yoktu.gerçi 10 sene önce okunmuş bir kitabın kafamızda efsaneleşmiş olması da bir olasılıktı ama hiç hayal kırıklığı yaşatmadı.özellikle de orgy sahnesi ve son sahnenin hakkının verilip verilemeyeceğini çok merak etmiştim. verildiğini gördüm. ancak orgy fazla romantize göründü. son sahne ise biraz daha kanlı olabilirdi. yine de herşeyiyle kitabın hakkını vermiş bir film olmuş, ki kitabı da zaten hele ki best seller için enfes idi.izlenesi.--- spoiler ---ha bir de fransızca olmalıymış evet.
(pati - 6 Ocak 2007 16:30)
öncelikle gayet beğendiğim, güzel bir uyarlama olduğunu düşündüğüm bir film diyeyim bu filme. çok büyük çoğunluğunda, özellikle de 2. yarısında gayet süper olmuş diyerek izledim. hele hele rachel hurd-wood'u görünce iyice hasta oldum filme (rachel'a da olabilir tabi.) amaaaaaa:--- spoiler ---bir kitaptan uyarlanan filmlerde en nefret ettiğim nokta filmin kitaptan eksiklerinden ziyade yönetmen veya senaristin kendi kattıkları yerler oluyor. misal bu filmi ele alalım; ne gerek vardı o grenouille'in idama gelişi sahnesinde çıkıp mendili oraya buraya sallayıp reverans yapmasına. ne gerek vardı ilk öldürdüğü kızla hayalinde sevişmesine. ne kattı bunlar filme. onun orada sadece pis pis sırıtarak durması gerekiyordu. grenouille'in hayalimdeki tipsiz herifle alakası olmaması bile rahatsız etmedi beni, ama bu anlattıklarım yüzünden o ana kadar gayet beğendiğim filmi beğenmeme noktasına kadar geldim. mesela yüzüklerin efendisi'nde de tom bombadil'in olmamasından ziyade, kitabında hiçbir şekilde olmadığı halde the two towers'da argorn'un nehire düştüğü (hatta çekimlerinde viggo mortensen'in ölümden döndüğü) sahne beni rahatsız etmişti.--- spoiler ---demem o ki; sevgili senarist ve yönetmen arkadaşlar, eğer bir kitaptan uyarlama bir film yapıyorsanız kitabın yarısını da atın önemli değil. ama gözünüzü seveyim, götünüzden element uydurmayın, gözüme gözüme batıyor.
(codename47 - 5 Mart 2007 00:03)
sonunu anlamadım... bu kadar açık ve net söylüyorum. ayrıca da, --- spoiler ---o güzelim kıza kıydı ya, sonunu anlasam noolur anlamasam noolur...--- spoiler ---ciğerim yanıyor!
(miralay ferit - 24 Mayıs 2009 01:09)
filmin çekimleri 12 temmuz 2005'te başlayıp, 16 ekim 2005'te bitmiştir. çekimleri münih (bavaria stüdyoları), barcelona, girona ve figueres'te gerçekleştirilmiştir. çekimlerde 350 kişilik çekim ekibi ve 5200 figürasyon yer almıştır. kitabın senaryoya dönüştürülmesi iki yıl almıştır. filmin haklarının roman sahibinden alınması ise kolay olmamıştır. yapımcı kitabı okuduktan sonra patrick süskind romanının haklarını ısrarla vermemiştir; hatta bu durumun filmi (rossini-1997)yapılmıştır. storyboard için çizilen 150 resim iki ressamın 5 ayını almıştır. filmde kokulara çağrışım yapmak için keskin renklere başvurulmuştur. sıradışı ve çok etkileyici bir filmdir. filmin 3.kişi olarak anlatımı ve ana karakterin konuşmada vücut dilini kullanımı başarılıdır. filmdeki özellikle kadın kostümleri 1700'lü yılları ,dönemin paris modasını çok iyi yansıtmıştır. filmde dış ses olayını çok iyi kullanıp, çocuğun farklılığını ve takıntılarını seyirciye çok iyi hissettirmişlerdir. bu farklılık baş kahramana, yani katile hayranlık ve sempati duymamıza neden olur. özellikle filmin final sahnesindeki toplu seks görülmeye değerdir.
(atlangoc - 17 Nisan 2011 15:36)
(bkz: ekmeği darıdan, parfümü karıdan yapacaksın)
(cayintasicayinkusu - 24 Ocak 2013 01:42)
en sonuncusu az önce olmak üzere defalarca kez izlediğim muhteşem film.--- spoiler ---iyi film hoş film de şu güzelliğe nasıl kıyarsınız orospu çocukları. jean-baptiste grenouille kıza* uyurken arkasından yaklaşır, tam tokmağı vuracakken kız elemana yüzünü döner ve eleman bir an duraksar. işte bu sahneyi her izlediğimde ''sonunda vicdana geldi kahpenin artığı'' diye içimden geçiririm, umut ederim. ama sonuç hep hüsran. toplu pompa olayından sonra da en başta öldürdüğü çilli karıyı hayal edip ağlar kabilesini siktiğimin şekilsizi. ben ise güzeller güzeli laura'mın yasını tutarım.--- spoiler ---
(sanatbenimulan - 1 Kasım 2013 07:32)
--- spoiler ---filmin sonunda tüm memleket grup yapıyor.--- spoiler ---(bkz: o neydi gız)
(kendiniressamsananfirca - 18 Mart 2014 20:35)
Yorum Kaynak Link : perfume the story of a murderer