fragmandan yola çıkarak filmin hikayesi bence şöyle ; esas kızımız ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenerek esas oğlanı üzmemek adına ayrılmak ister. 5 yıl sonunda hastalığın son evresine gelmiş olarak tesadüfen yeniden karşısına çıkar ve olaylar gelişir.

(merony - 25 Kasım 2017 23:34)

şu an film arasından yazıyorum; gelmeyin, ucu bombok bi yere çıkıyor.

(michel angel - 22 Aralık 2017 23:14)

nasıl desem, romantik desem romantik değil komedi desem pek de güldürmedi, dram desem pek de hüzünlendirmedi. olmamış eksik kalmış. bir kere hikaye klişe, fragmanda izlediğinizin fazlası yok. tabi özge ve buğra’nın enerjisi güzel ona sözüm yok.

(penbe - 23 Aralık 2017 00:32)

bu filmin yönetmenini çok sıkı takip etmek lazım. kazayla bir filmine daha gidersem çok üzülürüm.

(yogi - 23 Aralık 2017 22:43)

gittiğimiz sinema salonunda aile arasında’ya bilet bulamadığımızdan, buğra gürsoy ve özge özpirinççi’nin uyumunu sevdiğimizden gidelim dedik.

ilk defa bi filmin yarısında çıkıp ekşi yazarı olmanın tadına varacaktım ki dayanayım biraz dedim. ben dayanayım dedikçe film bitmek bilmedi.

bence gitmeyin, cidden değmez.

(godmother theme - 24 Aralık 2017 19:56)

geçen sinemada fragmanını izlemiştim. buğra özge'ye "nasıl söylemezsin ha nasıl saklarsın benden!!!" falan diye höykürüyordu. öyle bir bağırıyordu ki dedim herhalde kız transseksüel, erkekken cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın olmuş, adam da bunu öğreniyor falan çıldırıyor.

sonra buraya geldim konuyu öğrendim. bence senaryoyu yukarıdaki gibi yazsaydınız film altı ay vizyondan düşmezdi, özge'nin tipolojisi de müsait zaten. böyle sinema salonlarına para yedirerek tutunmanız zor.

(neptun savascisi - 26 Aralık 2017 15:12)

bunu çekenlerin kendisine hiç mi saygısı yok dediğim film. senaryo o kadar havada ki, kurgu o kadar boş ki. işin ilginci oyunculuk açısından da çok kötüydü film.

en son izlediğim türk filmi cingöz recai'ydi, çıktıktan sonra sövmüştüm ama bunu izledikten sonra aklımdan geçenler için pişman oldum valla. onda en azından anlatılan, aktarılan birşey vardı, kurgu vardı, işte en azından görsellik iyi falan diyordun, bu film ne anlatmaya çalıştı, derdi neydi hiçbir şey yok. doğal ilişkiler yansıtılmaya çalışılmış birkaç replikte alıyorsunuz onu ama onlar bile eğreti geliyor, onları bile yedirememişler filme çünkü arka planda hiçbir şey yok.

millet ayana kadar yaptığımız gişeyi cebe koyarız diye düşünmüşler herhalde.

neyse efendim, verdiğiniz paraya, geçirdiğiniz zamana yazık.

(sorprendido - 28 Aralık 2017 13:04)

zaman-mekan algısı bile olmayan bir film. çok kötü. hakikaten gereksiz olmuş.
tek merak ettiğim şey, böyle bir senaryo geldiğinde bu oyuncular nasıl oluyor da “evet güzel proje, bunu yapalım çok iyi film olur” diyebiliyor. ya da senarist bunu yazıp götürdüğünde yapımcı “evet bunu yapalım çok özgün senaryo. hiçbir filmden arak değil” diyor.
neticede kendi müziği bile olmayan, şarkı bile bestelenmeye ihtiyaç duyulmamış bir film. bence yapanlar da iş olsun diye yapmış bu filmi.
ben fragmanını bile görmeden, biraz da zorunluluktan izledim. bu entryi okuyorsanız siz izlemeyin

(eflin - 28 Aralık 2017 19:47)

intihar girişimi. ölümdü adeta, o iki saat geçmek bilmedi. söyleyecek kelime bile bulamıyorum filmin kötülüğüne. çok çok kötü. kendisine saygısı olan bir insan bu projede yer almazdı.
tabi siz klişelerle dolu ve her anını tahmin edebildiğiniz ucuz bir romantizm peşindeyseniz alın size tam istediğiniz gibi bir film. bazı filmler vardır sadece evde izlemeliktir ya hani bu işte o filmlerden de değil. gerçekten emek verilmiş bir film olsaydı bu kadar gömmezdim ama ben ortada ne bir emek görebiliyorum ne de bir parıltı.

(scrobayn - 28 Aralık 2017 23:21)

tam bir kız filmi. tekniği 10 numara ama senaryoda çok mantıksız yerler var.

filmle ilgili takıldığım bir nokta da şu: film nasıl hem kore filminden uyarlama, hem de buğra gülsoy'un yazdığı bir film oluyor. buğra gülsoy koreli mi?

(malumolankus - 4 Ocak 2018 15:05)