• "oyunun yapımcıları, son yaptıkları açıklamada "aslında bu oyunu fifa 11 ile karşılaştırmalıydınız, be a pro modu daha çok rol yapma öğesi taşıyor içinde" demişler. haksız da değil keratalar."




Facebook Yorumları
  • comment image

    demosunu oynadıkça, efkar basıp eski oyunu dönüp dönüp oynadıkca daha da sinirlendiriyor insanı:

    -origins e adını veren kökenler mantığını da bir çırpıda silecek oyundur.
    nede güzel yeniden oynanabilirlik katıyordu farklı kökenlerden gelmek.
    tüm kökenleri oynayıp öğrenince, diğer bir karakterle onların hikayelerine teğet geçmek, bunun farkına varmak, "ulan bizmiymişiz o cüce kralının oğlu" demek oyuna tat katıyordu.

    -hem demezler mi adama madem bu kadar piç edecektin, ne diye ilk oyna o kadar codex koydun da bize fereleden tarihi okuttun? andraste müridi oldum ulan sizin yüzünüzden.

    ama yoook, yap flemeth e şekilli makyaj, yap cafcaflı kıyafet, ver aksiyonu kolonlara.
    bide utanmadan dialog seçeneklerine resim koymuşlar, melek kanadıymışda, kırmızı kaslı kolmuşta.
    afedersin götünüze girsin o kırmızı kaslı kol bioware!

    yatacak yeriniz yok ulan!

    edit:imla


    (sozluktekullanmakistedigimiznick - 26 Şubat 2011 00:00)

  • comment image

    dragon age evreninde şehirlerde kahvehane olduğunu düşündürten oyun oldu kendileri. bir savaşa giriyorsunuz 5 kişiler, öldürüyorsunuz 10 kişi daha çıkıyor onları da indiriyorsunuz bir 10 kişi daha çıkıyor. kesin kahveye gidip adam topluyorlar başka türlü olmaz yani. dağın başında 5 kişiye saldırıyorsun hooooop bir bakıyorsun 25 kişi olmuşlar. nasıl lan?

    konu monu hak getire. bu oyundaki konuyu ortalama bir porno filmde bulursunuz. o derece yani. o görev senin bu görev benim daldan dala atla babam atla. kurtarmadığım adam kalmadı be. yemin ediyorum zaten sokaklarda dolaşan toplasan 50-60 kişi var onları da kesin bir görevde ben kurtarmışımdır.

    arkadaşlarınızın sadece silahlarını değiştiriyorsunuz. üst baş yok arkadaşlarınıza. cubıldak cıbıldak geziyorlar. yüzük, kolya bulmaktan imanım gevredi. artık bakmıyorum bile ne bulmuşum.

    hold ne demektir arkadaş? hareket etme dur burda demek. bunlar durmuyor. hold diyorsun belli bir mesafeden sonra köpek gibi peşinden gelip sonra mal mal ortada duruyorlar. strateji falan hak getire yani. şimdi sen şu ara sokakta dur önünden geçenleri avla gibi bir şey söz konusu değil. savaş başladığı anda al gülüm ver gülüm herkes kendi kafasında.

    43 dakikalık incelemesi de burada.

    http://www.konsolussu.com/2011/03/1521/


    (dragon reborn - 15 Mart 2011 20:18)

  • comment image

    mass effect mükemmel bir crpg'ydi. gerek konusu gerek sunumuyla lakabı olan "mass errect"i sonuna kadar hakediyordu...
    sonra üçlemenin 2. oyunu geldi; adına hürmeten beklentilerimizi yüksek tuttuk haliyle ama rpg beklerken bebe action'u buluverdik. olmayan inventory sistemi, 3-4 ana görevlik senaryo... o kadar belliydi ki bir geçiş oyunu olduğu. mecburen sineye çekip "3.'de kesin düzeltip efsaneyi öyle bitirirler" diyerekten teselli ettik kendimizi.

    şimdi bir başka efsane serinin 2. oyunu var elimizde. ve bioware galiba aynı stratejiyi kullanıyor... yine...

    origins'de yaratılan o mükemmel ferelden yerini tek bir şehire bırakmış yeni oyunda. ki emin olun denerim kadar ya var ya yok bu kirkwall denilen yer. oyunun %90'lık kısmı bu şehir etrafında dönüp duruyor.
    görevlerimizdeyse çeşit bulmak imkansıza yakın, her chapter'da birileri kayboluyor ve biz aynı warehouse'a aynı cavern'a aynı alley'e gidip gidip aynı düşmanları öldürüp duruyoruz. bu arada girip çıktığımız dungeon'lar da kesinlikle değişmişyor. oyun boyunca aynı köşeleri dönmekten, aynı çukurlara girmekten başka çaremiz yok.

    herkesin sevgilisi mage class'ı bir garip olmuş bu sefer, eskiden korka korka attığımız fireball, inferno artık ahalinin ortasına gönül rahatlığıyla gönderilebiliyor. animasyonlar biraz daha göz alıcı olmuş gerçi, cone of cold mesela cidden hoş geliyor göze ama bu kozmetik güzelliği sağlamak adına bütün stratejik elementler sökülüp atılmış.

    yoldaşlarımız ilk oyuna göre biraz daha donuk sanki. irlandalı (not: galler aksanıymış), çıplak ayaklı bir elf kızıyla takılabiliyorsunuz mesela, etrafta bol bol fransız aksanlı orlesian bulmanız da mümkün. kendi evreninin ırklarını biraz daha net vermiş yapımcılar da2 ile birlikte. "varric" gibi ciddi ciddi uğraşılmış bir cüceyle birlikte ek paketle gelen soylu "sebastian" ayrı gezegenlerin canlıları sanki; birinin her mimiği, her sözü eğlenceli olup gelecek vaadederken diğerini yanınızda bile taşımak istemiyorsunuz. alistair'i özlemedim değil hani...

    konuya gelince; başlangıcı çok çok zayıf, dünyanızı blight'tan kurtarmak için kalan son 2 grey warden'dan biri olmanın verdiği heyecan nerde, 4-5 çapulcu qunari'yi şehirden göndermenin verdiği tatmin nerde? son chapter'a kadar gayet tırt giden mesele "aslı bombayı 3'te göreceksiniz" der misali güzelleşiyor. güzelleşiyor ama yine pek birşey olmadan bitiveriyor. başta da söylediğim gibi tam bir geçiş oyunu olmuş da2, asıl hikayeye giriş tadında...

    düşman konusunda da oyunun tamamına yansıyan çeşit eksikliği göze çarpıyor hemen; "templar hunter nedir yahu?" diye sorgularken zırhlı elemanları, oyun akıp gidiyor. zaten zorlanacağınız toplam 2-3 savaş var. açıkçası damla damla ter akıtan tek düşman "high dragon" oldu. healer olmadan aman bulaşmayın zaten etrafı dragonling kaynıyor kum gibi...

    sonuçta zaman geçirmek için bir tercih olabilir da2 ama ilk oyunla kıyaslanacak kadar bile kaliteli değil...

    ek:
    dragon age serisinin belki de en saçma meselesi şu blood magic ikilemi;
    tempların biri gelip "aman eline düştüm yardım et şu ayaklanmayı bi bastıralım be şampiyon" diyor e biz de haliyle "hayhay güzelim, göster yolu" şeklinde cevap veriyoruz. chantry'nin kapısına bir varıyoruz ki etraf kan revan. işte tam o anda koca staff'ımızı böğrümüze sokaraktan orta yere bir hemorage atıp ne kadar düşman varsa halay çektiriyoruz. neyse 1-2 dakikada işi hallediyoruz ve templar gelip "alarazolsn abey, al sana 3 gold" deyip bitiriyor görevimizi...

    insan düşünüyor; yahu templar dediğin elemanların tek görevi var, mage'lerin kontrol altında tutulup blood magic'den uzak tutulması. sen koca knight-commander'ın önünde kan yağdırıyorsun, kimse de çıkıp "anam apostate buldum, tutun lan!" demiyor? blood magic talent'larını kullanmanın bir sorumluluğu olması lazım di mi? ayrıca oyundaki her blood mage demon vs summon ederken biz neden cin bile çağıramıyoruz?

    zaten bi de "force mage" diye yeni bir talent sınıfı eklemişler, mage değil jedi'ız sanki, bildiğin force push var yahu?


    (the angevil - 20 Mart 2011 01:32)

  • comment image

    rpg sever bünyem için özeti şu şekilde olan oyundur:
    - haritayı aç, kafasında ünlem olan adamları bul
    - konsolcular için yapılmış "görsel" konuşma ağaçlarında hep dal gibi olanı seç
    - hızlıca esc'ye bas, çok birşey kaybetmeyeceksin çünkü
    - haritayı aç, quest işaretini bul
    - doğruca oraya git
    - aynı dungeon'a 479354786. defa gittiğinden dolayı nerde ne var ezbere bil, adamları kes, varsa crafting material topla, loot'u al
    - adama geri dön quest'i tamamla, ve 1. adımdan tekrar başla.

    böyle böyle 24. levelda bitirdim oyunu, son 3-4 diyalog hariç (o da 3. oyunda neler olacak fransız kalmayalım diye) diyaloglara falan takılmadım pek. ne de olsa rpg bile denmez şu haliyle, fantastik bir dünyada geçen atari oyunu yapmışlar...high dragon'u geçemeyen varsa jeton atıp geçebilirim hatta...geçiyim mi abi?


    (the threshold of pain - 21 Mart 2011 09:52)

  • comment image

    oncelikle rpg'ye baldur's gate'le baslayip baldur's gate 2'den sonra taaa dragon age'e kadar "bohuu, bi tane adam gibi oyun yapilmaz mi yaa" demis bir insan olarak origins'e tapmistim. kac defa bitirdigimin hesabini bile tutmadim. hatta ilk oynayisimda alistair "cocugumuz olmaz lan bizim senle" dedi diye oyuna yeniden bile basladim.

    origins ve awakening bittikten sonra aylarca bu oyun icin sayikladim yani ozetle. cok buyuk bir beklenti ve heyecanla basladim oyuna da.

    --- spoiler ---

    oyunun daha ilk dakikasinda bi sinirim bozuldu zaten, kisa sacli erkek gibi kadinin birini koymuslar oraya benim karakterim diye, yanimda tanimadigim kizin biri (bethany tabii, sonradan ogreniyoruz da, ilk dakika iste, afalladim bir an). yok artik dedim icimden, karakterin tipini de secemeyeceksem oynamam ben bu oyunu. her ne kadar mage/wizard manyagi bi insan olsam da, her oyuna warrior/fighter filan neyse, onunla baslarim bir de ben. kisa sacli cirkin halimle ilk dovus sahnemde resmen gozumden yas geldi o dovus animasyonlarini gorunce. origins'ten sonra cok yadirgadim. neyse bir sonraki sahnede karakteri az bucuk da olsa duzeltmeyi basardim, biraz mutlu oldum.

    ama tabii soyle de bir sorun vardi, ben oyunlarda boyle olabildigince hero olmayi severim. benden bi tane olsun, cok super olayim, muhtesem olayim filan. ego tatmini iste. origins'in guzel yani da oydu. koskoca ferelden'da iki tanecik warden kalmis, biri de benim. nasil ozel hissediyodum kendimi, anlatamam. simdi dragon age 2'ye gelmisiz, insan bekliyor ki daha muhtesem bi hero olurum bu sefer. yok. multeciyiz resmen lan! milletin ayak islerini filan yapiyoruz, kimsenin saygisi yok bize. cok bozuldum, soylemeden gecemiyorum.

    bir sure sonra dovus animasyonlarina gozum alisti, rahat rahat oynamaya basladim. gerci skill tree'ler her ne kadar hosuma gitmis olsa da, bana sorsalar daha duzenli yapardim. cunku hepsine bir iki tane verince karakter cok dagiliyor, yeterince adam gibi damage filan veremiyosunuz ama bir yandan da mutlaka elinizin altinda olmasi gereken skill'ler baska baska skill tree'lerde.

    ben mi bulamadim bilmiyorum ama party'de olmayan oyuncunun gear'inda degisiklik yapamadim, level atlatamadim oyun boyunca. nasil yapilir bilen varsa bi ses etse ne hos olur di mi mesela?

    herkes ayni seyi soylemis ama soylemeden gecemiyorum yine, oyunu mu aceleye getirdiler de instance tasarlamaya vakitleri kalmadi bilmiyorum ama neydi o oyle yahu? hep ayni, hep ayni. oysa origins'te, awakening'de ne guzeldi bu tip seyler. buradan yetkilileri cok feci kiniyorum. eger vakit filan degil de, usengecliklerinden bilincli bir sekilde yaptilarsa bunu daha cok kizarim kendilerine.

    oncelikle bi yeni karakterlere bakacak olursak, varric bence muhtesemdi, herkese isim takmasina da bayildim, diyaloglari da gayet guzel yazilmisti. bi de nasil sadik bi insandi ya, canim benim. guard-captain kadin eh iste, olsa da olurdu olmasa da olurdu ama kocasi wesley olmeseymis keske (yalniz algida secicilige gel, kadinin adini hatirlamiyorum, kocasinin adi aklimda). gerci bu guard'la aralarini yapma bolumlerinde inanilmaz eglendim. merill'e cok sinir oldum, yani yardim ettim yine "ayna ayna" diye tutturdugunda filan ama, iki tokat cakasim da gelmedi degil. (gerci kendisi yeni karakter sayilmayabilir, emin olmamakla beraber origins'te dalish rogue olarak basladigimizda tamlen'i bulmaya sanki yanimizda mi geliyordu, oyle biseyler vardi sanki) isabella hakkinda yorum yapmak istemiyorum bile. karsima cikmasin, sehri birbirine katti kari ya! olumu elimden olacak, soyluyorum. sebastian'la tanisma serefine erisemedim, o yuzden bilemiyorum. carver mage'le baslamadigim icin basinda oldu, kendisiyle bi oturup sohbet edemedik. bethany'de yazik yavrum, templar'lar aldi goturdu, yillarca yuzunu gormedim, ama iyi kiza benziyodu.

    flemeth konusuna gelince, ben gotumden anlamis olabilirim ama flemeth olayi bir yere baglanacak gibi geldi bana. origins'te morrigan istedigi icin gittik oldurduk kadini, ve bana kalirsa o da onceden bunu tahmin etti ve o madalyona mi ya da bize verdigi sey neyse iste, ona kendinden bi parca hapsetti, biz de onu saklayip kadini yeniden diriltmis olduk. boylece flemeth'in niye olmediginin aciklamasini getirdiler. sanirim ya expension'da ya dlclerde ya da bi sonraki oyunda flemeth yine cikacak, biz nasil kurtuldu diye merak etmeyelim diye de boyle bir gorev verdiler diye dusunuyorum.

    zevran ve nathaniel'i gormek guzeldi, her ne kadar pek kisa sureli olsa da. leliana bir en sonda gorundu (gerci bir yerlerde yanlis okumadiysam chantry'de de karsimiza cikabiliyormus), ama biraz da olsa merakimi uyandirmayi basardilar, fena olmadi sanki. alistair, ilk oyundaki biricik askim da kisa bir sure tek quest'lik de olsa karsimiza cikti, cok duygulandim.

    sonra anders'i gorunce nasil mutlu oldum anlatamam. bir de benim hep zaafim vardir oyunlarda/filmlerde boyle karanlik tarafi olan erkeklere (angel zamanlarindan kalmis olsa gerek), anders boyle biraz acilarin cocugu moduna gelmis, tutamadim kendimi, biliyorum bi yandan da anders'in bir gotluk yapacagini, varric uyarmasina ragmen anders'i ikna ettim bi sekilde, benim malikaneye tasindi filan kendisi.

    genel olarak karakterlerle iletisime bakacak olursak, awakening'den iyi, origins'ten kotu buldum. karakterlerle origins'teki gibi daha cok konusabilseydik keske. ve bir de hepimizin toplanabildigi bir base olmamasi ve surekli milletle konusmaya oraya buraya gitme zorunlulugu, bir de gidince karsindaki karakterin "simdi isim var sonra gel" tarzi tepkileri pek bir sinir bozucuydu. gidip halini hatrini sorup background ogrenmek yerine, vahiy gelmis gibi journal'da "git bilmemkimle konus bakalim, sanki sana diyecekleri var" yazmasiyla npc'lerle iletisime gecmek pek hos degildi. konusmalar sirasinda cikan ikonlar herkes gibi benim de hic hosuma gitmedi. ama bir yandan da oyundaki her diyalogun seslendirilmis olmasi bir artiydi tabii. origins'ten daha basarili buldugum nadir ozelliklerinden biriydi bu.

    hikayeye gelecek olursak, genel kaninin aksine ben hikayeyi begendim gayet. cunku ilk oyunda da ozellikle mage oynarken bu templar ve circle arasindaki surtusme cok ilgimi cekmisti. apostate olarak origins'te morrigan, awakening'de anders vardi ve onlarin circle'la ve templar'larla catismasindan baya keyif almistim. ama, soyle de bir durum var ki, bence bu hikayenin tamami, oyunun ucte birinde halledilebilirdi ve boylece daha ciddi bir problemle ugrasabilirdik. yine de, her ikincinin kaderi olan gecis bolumu olma zorunlulugunu da dusunursek, hikayeye 10 ustunden 8 veriyorum. (origins 10 almisti, evet)

    henuz oyunu sadece mage'lerin yaninda yer alarak bitirdim, diger sonu bilemiyorum (gerci o serefsiz templar'larla is yapmam ben ama olsun). ama keske oyunda daha cok secenek olabilseydi diyorum. origins'te kral seciminden tut, en sonda kimin olecegine kadar her turlu karari verebilirken, bunda mage ya da templar, kimi secersen sec ayni bitmesi sinirimi bozmadi degil.

    ---
    spoiler ---

    ozetle her ne kadar elestirip dursam da bir solukta bitirdim oyunu, daha birkac kez daha da oynamayi dusunuyorum. cok bok atmamak lazim sanki, sonucta origins gibi muhtesem bir oyunun devam oyunu, istemesek de karsilastirma yapmak durumunda kaliyoruz ve origins'ten sonra bana kalirsa ne yapsalar sonuk kalacakti.


    (chaosangel - 5 Nisan 2011 15:00)

  • comment image

    oyunla ilgili detayli bir entry yakin zamanda yazacagim ama sunu soylemeden edemedim; en az ilki kadar harika party banterlara sahip bu oyun. beni altima iseten bir diyalog oldu ozellikle, kahramanlari: isabella, fenris, anders.

    ***

    anders - i can't imagine what hawke sees in you.

    fenris - it is done. leave it be.

    anders - well, good. i always knew she had some sense.

    fenris - do not make light of this. leaving was the hardest thing i've ever done.

    isabella - oh will you two get over yourselves? you're like two dogs around a bitch in heat.

    fenris - we were talking about hawke, not you.

    ***

    owned.


    (kurtkadin - 18 Nisan 2011 03:11)

  • comment image

    oyunu az evvel bitirmiş bulunmaktayım, hard seviyede bir vanguard & two-handed warrior ile. alan etkili dps konusunda mage'le kapışacak kadar yetkin (alan etkili diye özellikle belirttim zira tek hedefte isabela beni ikiye falan katlıyordu, insan değil karı) olan bu arkadaşı zevkle oynadım, adam marizleme hissini sonuna kadar verdi. hemen hiç zorlanmadım, bi tek high dragon ibnesi, bi de arishok ölmek bilmedi.

    isabela demiş olsam da, 2 handed warrior'un en kral üç arkadaşı varric, merrill ve anders'tır. düzgün taktik verilirse oyunu hard'da pausesuz bitirtiyorlar sağ olsunlar. varric'te ve anders'ta ne yapılacağı çok bariz olduğundan, merrill için full primal, çokça entropy ve bir miktar arcane iyidir diyor, fazla detaya girmiyorum.

    bazı karakterler hakkındaki spoiler içerikli izlenimlerim ise şöyle:

    --- karakter bazlı spoiler ---

    öncelikle anders. bence sen haksızsın ibne, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım. chantry'yi patlatacak kadar mal müdürü olman bir yana, sürekli "mageleri eziyollaaa, onlara kötü davranıyollaa, buna seyirci mi kalacün!" diye sızlanmandan ve o bıyıksız kirli sakallı, minik at kuyruklu ve tüylü elbiseli tipinden de ölesiye tiksindim. wynne ablamızı çok andım healer rolünde. ah kafa, deep roads'a giderken al bethany'i de, ondan sonra ne ölüme ne ölüne. mecburiyetten tuttum seni, yoksa şeytan görsün yüzünü.

    varric. hatta varric baba! yakışıklısın, karizmatiksin, isabela tostunu yesin senin. aynı alistair gibi, kankalık hissini çok iyi veren bi eleman bu varric. her şeyiyle güzel tasarlanmış. neşeli hali oyuncuya da sirayet ediyor. ah bi de bianca'nın olayını açıklayaydı.

    merrill, sen de nerdeyse anders kadar kılsın. zaten bu oyunda elfleri ensiz, iki boyutlu ve yunan vazo çizimlerindeki gibi alından burunlu (yani şöyle) yapmışlar uyuz oldum, aynayı zebanilerin yardımıyla tamir edebileceğine gerçekten inanacak kadar saftiriklik sınırlarında dolaşman beni çileden çıkardı. zaten şehirde kaybolan bir malsın. ulan oyun mekaniklerini bileydim şutlamaz mıydım ilk angajmandan sonra seni. hemen de geldi kuruldu eve, şerefsiz!

    isabela... "ah isabela" diye filmini çekerim senin. nasıl da belli ediyo yapımcıların en çok poligonu bu karaktere koyduğu, o kadar net ki en çok bunun görünüşüyle uğraşıldığı! olsun olsun, çogeyi olmuş. zaten oyun hakkındaki en büyük üzüntülerimden biri, merrill'i eve almanın bu kızımızla bütün romance olayını bitirdiğini bilememek oldu, ben ilk oyundaki gibi önce bir üçgen kurup bir tarafı isyan ettirir, ardından tercihimi isabela'dan yana kullanırım sanıyodum. beynimi sikeyim. oyun da maalesef sırf bu yüzden tekrar oynanacak oyun değil. ama romance olayının yattığını her zamanki kaşarlığınla eski dost zevran'ın üzerine atladığında öğrenmek de çok çirkin oldu. neyse. dual wield rogue hevesimizi aldık sayende. seslendirmeni yapan ablamızı da saygıyla selamlıyorum.

    aveline. gerçek bir erkek fatmasın, hükümet gibi kadınsın. biraz da ruhsuz ve odunsun ama, keşke tipsiz donnic yerine hawke'a varaydın. kaçık merrill ve taş da olsa kaşar isabela'ya bin kere yeğsin ama "duty de duty" diye kafa da sikmiyor değilsin zaman zaman.

    fenris. tipine uyuz oldum. git öl lan.

    sebastian. varric'i de, isabela'yı da cebinden çıkaracak kadar efektif olabiliyorsun ama yobazsın ve sıkıcısın.

    bethany, senle çok fazla muhabbet edemedik ama iyi bi kızdın genel olarak, keşke getireydim seni de deep roads'a... özür diliyorum.

    hawke'un annesini kaçıran puşt, benim annemi kaçırmışsın gibi delirdim, ekrana "geber pezevenk!" diye bağırdım senin yüzünden. bu nasıl plot twist allah kahretsin!

    knight-commander meredith: oyunun ta başında belliydi götün teki olacağın ama bu kadar çığrından çıkacağını bilemezdim. neyse kolay öldün arıza çıkarmadın, sağol.

    ve son olarak arishok... öl de öleyim reyiz. allahım o nasıl seslendirmedir, o nasıl bir serinkanlılıktır, o nasıl bir düstur sahibi olmaktır, qunari olasım geldi. "irrelevant", "leave" ve "no" deyişi bir süre kafamda yankılanacak arishok abimizin. bizim mıymıy vikontu kestiğin de iyi oldu, eline sağlık. bi şekilde anlaşabileydik de ölmeyeydin iyiydi. saygılar abimiz.

    --- karakter bazlı spoiler ---

    böyleyken böyle. oyunu "eh işte, on üzerinden altı buçuktan yedi" diyerek bitirdim ama karakterler aklımda epey yer etti görüldüğü üzere.
    bi dahakine daha çok çalış bioware, bunu saymıyorum.


    (ulan bator ne isin var mogolistanda - 30 Nisan 2011 23:46)

  • comment image

    3 farkli origins save imi import ederek 3 kere bitirmenin ardindan sunu soyleyebilirim; bu oyun tamamen bir onceki oyunun ikincisi olmasinin dezavantajini yasiyor. origins hic olmasaydi "oha lan manyak oyun bu" nidalari atiyor olacaktim buyuk ihtimalle, ama originsle kiyaslandiginda feci sekilde ezik kaliyor.

    savas animasyonlari iyi guzel de kardesim, daha level 4 olan kici kirik carver nasil oyle aristik hareketler yapiyordu lan lotheringden kacarken?? adam ezio nun altairin eline verir sekilde hareketler yapiyordu. bari bu hareketler levela gore gelisseydi, bu ne sacmalik ya.

    diyalog tekeri guzel olmus, butun oyun boyunca ikinci secenegi, yani tassak mode on ekseni etrafinda gelisen diyalog secenegini secerek konustum ve cook cook guldum. guzel hazirlanmis, afferim bioware. otur sifir.

    bir baggyan olarak bu oyunu oynayan erkeklere uzuldum. igrenc antik yunan heykeli burunlu flat chested bir elf ve butun thedasin uzerinden bir degil ikinci turunu gectigi zenci bir kasar arasindan secim yapmaktalar. benim en azindan sephiroth cakmasi fenrisim ve sayko andersim vardi arasindan secim yapabilecegim.

    anders demisken:

    --- spoiler ---

    anders var ya sen de en az alistair kadar orospu cocugusun. ayni yastiga bas koyduk senle o kadar sene, insan bi anlatir bi paylasir. ben de mage im, anti templarin onde gideniyim. insan sevdiceginden habersiz ucurur mu lan koskoca chantry i? allahtan hawke da senin gibi kafadan rahatsizdi da yaptiklarini destekledi, sonunda da senle firar etti kirkwalldan. yoksa askin icin asla bu davadan vazgecmezdin.

    alistair ibnesi de senin gibiydi, askim bebegim balim cicegim diye geberirken kral yaptik herifi, patates cuvali gibi salladi atti. neymis elf buyucuden kralice olmazmis, cocuk yapmasi lazimmis beyimin. sizinki gibi sevgi olmaz olsun lan. sizin yuzunuzden zevran, fenris gibi denyolarin eline kaldik.

    ---
    spoiler ---

    oyun feci sekilde bug liydi. finding nathaniel questini yapicam diye oyuna indirmedigim mod kalmadi, editlemedigim save dosyasi kalmadi. saveler import alinirken bazi seyler dogru gecmemisti, architecti oldurmustum ben awakeningde, nathaniel yasiyor falan diye dolasiyordu. ferelden magi circle ini ozgurlestirmistim oyunun sonunda, burda bahsi bile gecmedi. zevran wardenla buyuk ask yasiyordu, burda tinmadi bile catir catir kaydi isabela'ya. bunlar beta testing 101 be guzel kardesim, ilk duzeltilmesi gereken seyler bunlar. 2. patch cikicak nerdeyse hala hic biri duzeltilmiyor ayip yani.

    hadi bu adam 10 sene boyunca sehirden disari adim atmiyor da, bari dungeonlari degistirseydiniz. butun mekanlar ayniydi, kafam karismadi degil ara sira, "ulan yanlis bi save i mi load ettim, ben gelmemis miydim buraya?" diye.

    kisaca, olmamis bioware daha iyi olabilirdi diyor ve electronic arts a ortak parmagimi hediye ediyorum. rahat birakin adamlari, 3 senede oyun yapsinlar. 1 senede cikicak diye bu kadar zorlarsan anca bu kadari cikar iste.

    oyunun dragon age 2 oldugu gercegini esgecip bagimsiz bir oyun olarak ele alirsam puanim 10 uzerinden 7-8 olur.

    son olarak: http://www.youtube.com/watch?v=j4b9h9bauja


    (kurtkadin - 14 Mayıs 2011 19:30)

  • comment image

    pc nize bakarken, bir program çalıştırıp, gozlerinizi kapatın. gözlerınizi açtığınızda bambaşka bir kişi, belki bir kahraman, bir köylü, ya da kaderin üstüne devasa yükler yığmaya hazırlandığı kişiniz. bu dünyaya belki daha önce gelmişsinizdir, belki daha önce de can bulduğunuz bir bedendesiniz ya da tamamen farklı bir bedende... ama artık "o" sunuz. umulmadık yerlerde karşılaştıgınız, ancak sizinle aynı yolda yürüyebilecek kişilerle ilerliyorsunuz, görevlerin sürgününde; gururun zirvesine ya da hüznün derinliklerine... büyülü, mistik zırh ve kaftanların size kattıklarını hissederek! kelimelerinizle dünya ve olaylar değişiyor. her adımınızda öğreniyor, deneyim kazanıyor, kaynaklar buluyor, yeteneklerinizi keşfediyorsunuz. binlerce seçenek ve degişken... işte sizi siz yapan kararlarla, "o" kişi oluyorsunuz. ama gozlerinizi açma vaktiniz geliyor... ve bekliyorsunuz, bir daha, sizi o dunyaya gotürecek programı.

    bu rpg ruhu ise,

    işte aslen dragon age 2 o beklenen programdır, o oyundur, devam edilmek istenen hayat, geri donulmek istenen yerdir.

    *************************

    peki, şimdi nasıl o yer? aynı kontrol gücüne sahipmiyiz dünya üzerinde? şekiller ve dünyanın renkleri aynı mı?

    eger da2 yi oynamadıysanız ve üstüne üstlük da:o hayranı iseniz, kendinizi her duruma hazırlasanız iyi edersiniz. cünkü da2, bir çok değişiklikle ve belki de yabancı hissettirecek garipliklerle geliyor.

    bir de benden dinlemeniz tavsiye edilir, buyrun.

    -----ui-----

    öncelikle bir yaşam destek ünitesi gibi bizi o diyara bağlayan ui ile başlayalım.

    - karakterinizin ve partininin hp, mana/stamina değerlerini takip ettiğimiz, ilk oyundaki daire şeklindeki portrait ve etrafındaki seviye göstergelerinin yerini klasik barlar almış ki, kanımca bunun kompakt ve kullanışlı olan origins tarzından daha iyi oldugunuz soylemek mümkün degil. ilk oyuna yapılabilecek tek yerinde ekleme, bu dairelerin yerlerini degiştirme (aşagıda daha iyi olurdu) ve dairenin etrafını saran barların genişletilebilmesi seçenekleri olabilirdi kanımca. tabii mouse ile üstüne gelince daha ayrıntılı bir mini tooltip çıkıp, ressitance hp, mana/stamina gibi basic sayısal değerleri yazsa ve bunu açıp kapatmak da seçenek dahilinde olsa ayrı güzel olurdu.

    - action bar ilk oyundaki gibi, ancak ikonlar daha az ayrıntılı olmuş. bu daha az karmaşık, sade ve daha kolay kullanımlı olsa da, ilk oyundaki ayrıntılı ikonlar son derece hoştu. burada güzel olan ekleme, upkeep ve active spellerin şekillerinin farklı yapılması. upkeepler altıgen, active speller kare. bu, ilk oyunun ikon resimlerine uygunlansa çok daha hoş bir görüntü olurdu. bir de tüm spellerde basic damage-heal-mitigation değerlerinin yazması hoş olmuş.

    - buffbar ilk oyunda harika bir yerdeydi, aynı almalıydı. ancak burada bir değişiklik şarttı: upkeeplerin sağladıgı sayısal değerlerin görülmesi. bu yapılmış, ancak barın yerinin ve görünümünün değiştirilmesi yerinde bir karar değil.

    - ilk oyundaki minimap ve main maplar çok daha iyi idi. ayrıntılar azaltılmış ve anlaşılırlıgı artmış, bu birçok kişiye olumlu gelebilir, ancak, haritanin rengi, dokusu, çizimlerin kattıkları gibi gorsel ögeler yok olmuş. bu ise kesinlikle bir rpg den beklenen değişiklik değil.

    - inventory, statistics, equipment, ablities, skills gostergelerini ilk oyunda kitap şeklinde, tüm ekranı kaplamayacak şekilde gorüyorduk. bu tamamen degişmiş. degişiklikler bu kısımda tam anlamı ile "epic fail".origins in gosterge windowları kesinlikle daha iyi idi. oyunda istatistik diye birşey zaten kalmamış. gürünüm parşomen renginde bir kitaptan siyah bir ekran üzerindeki bilgilere dönüşmüş.

    - diyalog pencereleri direkt olarak mass effect 2 den import edilmiş. bu kısım sadece fail değil, resmen acıklı. ilk oyunda sadece aşağıda yazılar ve diyalog seçenekleri çıkardı. yazılar ayrıntılı, bazen satırlarcaydı. seçenekler daha boldu. karakterimiz ne yazılı ise onu soylerdi. ikinci oyunda ortada bir ikon dairesi ve etrafında yazılar var. bir "soru" nun soru olduğunu anlamak için cümlenin sonunda soru işareti olması yeterlidir. ortada kocaman bir soru işareti ikonu gormem saçmadır. soylediğim cümlenin, sert, barışcıl, araştırıcı, zekice, duygusal ya da mantıklı olduğunu gosteren ikonlar da konulmuş yani denmiş ki bunu dersen boyle olur bunu dersen şöyle olur. sanane! öhm. kısaca yeni diyalog şekli baldurs gate den, planescape tormentten ve kaliteli ve gerçek rpglerden bildigimiz ve doğru olan diyalog şeklini öldürmüş. karakterimiz, yazılı olan cümleyi soylemiyor. biz demek istenin i seçiyoruz, karakter bunu başka kelimelerle ifade ediyor. yani kelimelerini aslen seçemiyorum ben sadece konuşmanın türünü işaretlemiş oluyorum. ve onceden sonucu biliyorum... bunu asla dragon age 3 de istemez bir rpg sever. artık party memberlerımızla sohpet edemiyoruz. diyaloglar ve kullanılan kelimeler ilk oyunun yarısı kadar bile değil...

    - achievement, discover gostergeleri ve level up grafiği de hoş olmamış. ilk oyunda bir achievement ekranın ortsında kocaman yanıp sonerdi, şimdi sol üst köşede gösterişsiz bie biçimde duruyor. bu o kadar onemli değil tabii ama tamamen gereksiz bir değişiklik.

    - da:o launcher i, da:2 launcher inden daha güzel. da:o cinematic i daha güzel. ana menü ve backround da:o da daha güzel.

    - karakter yaratım ekanının da:2 de daha fazla begenilmesi ihtimali var mı? siyah ekran ve sadece kafanızı gürüyorsunuz. seçenekler zaten kısıtlı belli bir karakteri oynadıgımızdan dolayı, bari bir güzel backroundda karakterimizi görseydik... ayrıca yüzün şekillendirme optionları azaltılmış. karakterine sıkı sıkıya bağlanan bir rpg ci yani, karakter yaratımı için bazen onlarca dakika harcayan biri için su götürmez bir eksiklik. burada da:o yaratımını koruyup, sadece vucut üzerinde biraz değişiklik yapma; minimal düzeyde de olsa, boy, kas kütlesi, zayıflık ya da kiloluluk gibi değerlerin ayarlarnması seçenekleri eklense tadından yenmezdi. uğraşmak istemeyenler için hazır profiller zaten var ya da create secenegi... oyun firmaları! bırakın insanlar hayal ettikleri kahramanı özgürce varetsinler, onlara daha çok seçenek verin.

    -----graphics-----

    - dao renk profili ve grafikleri, map ve arayüz gürüntüleri, parlama ve ışık efektleri, loading ekranı kesin olarak da:o da daha iyi idi. ilk oyunun tek eksigi, loading ekranlarının bazen çok uzaması idi, ram şişmesinden dolayı. bu son derece küçük bir sorun, aşırıya kaçmadığı sürece. kesinlikle de aşırıya kaçmıyordu ilk oyunda. bunu biraz düzeltseniz yeterli idi.

    - işte nadiren görülen, da:2 nin olumlu yanlarından biri: spell effectler da:2 de daha güzel! bir cone of cold un yeni halini gordüm, o bile yetti!

    - oyunun başlamasına kadar ki tüm grafikler birinci oyunda daha iyi idi, hatta sanat eseri idi. (oyunun açılışı, arkasından gelen yazı ve cinematic, karakter yaratım arayüzü ve bilgilendirme pencelerleri, yazı karakteri, karakterin oyuna girişi vs)

    -----story-----

    - bu oyun için çok güzel bir yorum okumuştum:
    da:2 belki çok orijinal ya da şimdiye kadarki en iyi hikayelerden birine sahip olmayabilir, ancak kesinlikle; şimdiye kadar ki en iyi hikaye anlatımlarından birine sahip. buna aynen katılıyorum.

    - da:o origins in hikayesine, özellikle codexlerinin ayrıntılarına, grey warden fenomenine, blight ve tainted bloodun neden gerekli oldugunun ve archdemonun neden sadece bir tainted blood soul tarafından öldürülebileceginin açıklamasına tam anlamı ile hayranım. da:2 de ise hayatını feda eden ve kanını dünyasına hizmet etmek uğruna zehirleyen bir "hero" yu ya da ilk oyunun devamını degil, hayatın acımasızlıgı karşısında kendini savunmak ve iyi bir yere gelmek adına savaşmak zorunda kalan ve sonunda "champion" title i alan birini oynuyoruz. ilk hikaye ferelden denen kocaman bir ülkeyi etkiliyordu, ikinci oyunda ise biz sadece kirkwall denen ilk oyuna göre ziyadesi ile küçük bir alanda kendimizi güsteriyoruz. bu konuda tek tesellim, biowarenin, üçüncü oyunda bu iki karakteri ortak bir payda da birleştireceğini düşünmem... zira ilk oyun da ikinci oyun da yarım kaldı. ne eluvian dan, ne morrigandan ve cocugundan, ne architectten haber var. ikinci oyun da karaktere ne olacagını bilmeden bitti. herkesi öldürdükten sonra evimize kapandık kaldık, dışarı çıkamıyoruz, ne kutlama ne de taç giyme var... bakalım inşallah üçüncü oyuna. bir de ben eluvian ın arkasındaki dünyayı ziyadesi ile merak ediyorum.

    - hikaye de ilk oyundan import ozelliği gayet iyi düşünülmüş, aksi taktirde seçimlerin hiç ama hiçbir anlamı kalmayacaktı hikayenin devamı adına. şimdi minor de olsa değişiklikleri gormek iyi oluyor bunu yalanlayamayız. tabii, ilk oyundan tanıdığımız karakterleri gormek -- hele hele leliana yı -- de ayrı bir dikenlerimizi tüy tüy ediyor, öyle ekrana bakıp gevşiyorsunuz... hero of ferelden in adı geçtikçe ürperiyorsunuz, işte o benim ben!! diyesiniz geliyor. ban teagan hikayenin bir yerinde "hero of ferelden denerim e donmüş acele edelim" diyor, buradan belki 3. oyunda karakterimiz denerimde ortaya çıkar diyerek iç geçiriyoruz. düşünsenize ! multi import olsa! hem hero of ferelden hem champion of kirkwall aynı partide! aman yarabbi!

    - oyundaki karakterler genel olarak güçlü ve kişilikli. özellikle, varric, isabella, aveline üclüsüne diyecek yok. zaten bunların diyaloglarını gördükten sonra bunlarla oynadım. ancak, fenris, anders, isabella da üzellikle female warden sanız son derece güzel diyaloglara sahip. ancaaaaak, bir leliana, bir morrigan, bir wynne, bir sten, bir alistair değiller ne yazikki... bunu da oyunun diyalog sisteminin ve romance optionunun değiştirilmesinin getirdiği zayıflamaya bağlıyorum.

    -----gameplay and itemization-----

    - ilk karşımıza çıkan customize noktası olan karakter yaratımında sadece önemli 3 nokta belirleniyor. male ya da female oluşunuz, classınız ve önceki oyundan import yapıp yapmayacagınız. bunun dışında önemli hiçbir belirleme yok. zira black emporium official dlc ine sahipseniz appearance ve stat/ability dağılımlarını istediğiniz zaman değiştirebiliyorsunuz. yani yanlış yaptım yok charım istediğim gibi görünmüyor sıkıntısı yok. bu bir artı mı eksi mi tam olarak çözemedim. zira, gameplay esnekliği verse de, karakterin stabilizationunu ve talent/skill/ability dağılımının önemini tamamen yok ediyor. da:o da karakterinizin gürüntüsüne her şekilde alışıyordunuz, taaaa oyunun sonuna kadar aynı yüz. da:2 de herhalde 10 kere yüzümde saçımda başımda değişiklikler yaptım, mükemmel gürünümü bulucağım diye... bu da ne yazıkki kafamde bir resim oluşmasını zorlaştırdı hero'mla ilgili. deiyeceksiniz ki "e dokunma sende", talentlerini ze değiştirme. olmuyor işte imkan olunca... gerçi bu çok onemli değil deriz ki bu dünyadaki gibi orada da estetik cerrahlar güzellik salonları ya da olmadı büyülü aynalar var. kabul etmesi kolay. kısaca ben da:o nun karakter yaratımı ekranını çok daha fazla beğenmiştim, cok daha fazla seçenek ve daha iyi bir arayüz vardı.

    - combat dinamics hakkında oyunu oynamadan once izlediğim videolar ve yorumlar beni oynamaktan uzun süre alıkoydu da:2 yi. sonra dedim ki; "ya ben sonuçta hikayeyi sevdim, bi kere oynayalım gorelim bakalım neler olup bitiyor, gameplay a pek bakmayız. ama combat dinamics de öyle çogu yerde söylenen kadar büyük problemler yok. hatta bu oyun origins den once çıksaydı puanı kesinlikle çok daha yüksek olurdu. ama tactic ve positioning in önemini tam anlamı ile gürmek spellerin özelliklerini tam olarak kullanmak istiyorsanız, oyunu "nightmare" zorluğunda oynamak zorundasınız. artık tactic gerekmiyor, oyun click/hit olmuş diyenlere höööööh daha neler diyesiniz gelir, özellikle boss combatlardan sonra. kısaca, casual ve normal difficultylerde hiçbirşey çok önemli değil, classınız, partyniz, gearınız, sadece stat dağılımları önemli denebilir. ancaaak, hard a geçince dikkatsizce gidemiyorsunuz, her an partideki low hp memberlar ölebilir, bu benim için combato yeniden yapmak demektir. birilerinin combatı ölü olarak bitirdiği combatlar benim için başarısızdır, birçok kişi de buna katılacaktır sanırım. nightmare de ise herşeyin; taktiğinizin, yerleşimin, statların, gearın, main char classına güre party memberlerinin herşeyin büyük önemi var. bu yüzden combatı çok eleştirmeyeceğim, iki oyunda da combat aynı derecede güzeldi. nightmare de oynuyorsanız tavsiyem, bütün charlarınızın tactic slotlarını kapatın hatta silin. çünkü her emri siz vermelisiniz, gereksiz bir spell ya da ability kullanan char, diger charlarınızı friendlyfire yüzünden öldürebilir.

    - itemization kötü. tam anlamı ile. ilk oyunda size verilen en büyük değişkenlerden biri tüm partynizin gearlarını customize edebilmenizdi. gear tooltipleri çok daha iyi düzenlenmiş ve anlaşılır idi, itemin level alması olayı da yoktu, bu da size devamlı bir değişiklik ve sürkülasyon yaptırıyordu, büyük zevkti bu. umarım dragon age 3, origins itemizationu ile aynı yapılır, parti de giydirilebilir. ha bu oyunu kötü bir oyun yapıyor mu hayır.

    - oyunda mantıklı birkac düzeltme ve yenilik var. artık öyle yüzlerce crafting materyali bulmak yerine bunların nerede yetiştiğini ya da hangi madendne çıkarıldığını keşfediyorsunuz ve resourceların yerini bildiğiniz sürece, alchemistlere, runecrafterlere ya da craft kitabına gidip parası ile craftınızı yapıyorsunuz. bu inventory şişmesini önlüyor. ancak bunun ilk oyundaki sistemle birleştirilmesi süper olurdu. yani charlarımızın yine skill pointleri, skill penceleri olsun, bunların olmaması büyük kayıptır. ancak resource lar da:2 deki gibi bulunsun. craftları yine gerekli skilleri taşıyan memberlar craft etsin, biz sadece ödemeyi, şişeler, katalizörler gibi ara materyallere yapalım, bunları da vendorlardan alalım, böylece hem cost u olur, hem skill imiz hem de inventory efektifliği. potionlara ise güzel olmuş, yani hp nizi belli bir yüzdeye güre dolduruyor. bu mantıklı ve kullanışlı, ancak öte yandan, genç, zayıf ya da low levelken de aynı, deli gibi dayanıklılık güç ve sağlık kazanınca da aynı potion u içmek bana çok mantıklı gelmedi, bunu da kendime, "potion büyülü, senin gücüne göre iyileştirmek üzere formüle edilmiş" diye açıkladım. kısaca evet bu değişiklikler güzel.

    - oyunda çok fazla bug var ve bazı questler sorunlu, gerçi birçoğu 1.02 de düzeltilmiş ancak yine de büylesine ayrıntılı oyunların çok daha iyi test eilmeye ihtiyacı var.

    - romance seçenekleri ve cinematicleri yetersiz. seçimleriniz originsteki gibi party memberlarınızın kişiliklerinde ve kararlarında etkili olmuyor. yani hardened ya da softened etme durumları yok. da:2 de güzel olan bir eklenti var bu konuda: friend ya da rival olmak size de artılar sağlıyor. mesela isabella ile friendseniz partyde olmasa bile abilitylerinizden isabella nın friend olmasının size sağladığı artıyı gürüyorsunuz. sizinle arası çok bozulan memberin partyden gitme durumu da yok nedense. da:o origins sistemine, sadece party memberların friend olduklarında size artılar katması eklense güzel olurdu. mesela bar 0 neutralden başlasın, +70 ila +100 arasında size bir özellik versinve kendisi de bir üzellik alsın , -70 -30 arasında ken yüne başka bir özellik versin ya da alsın, -100 - 70 arasında ise partyden ayrılma tehlikesi olsun! ne güzle işte birleştirdik!

    - achievement lerin main menüde güsteriliğini ve gruplandırılmalarını beğenmedim, eski oyundaki gibi liste halinde ikonlar daha iyi idi ve özellikle dlc lerden alınan achievelerin bize extra itemler kazandırması da güzeldi, mesela golems of amgarrak son bossunu nightmare de kesince alınan achievement in verdiği item gibi. bu item sonraki playthrought larda charınızı yarattığında inventory de oluşuyordu! ne güzel! böylece tekrar tekrar oynamak da birşeyler kazandırıyordu. umarım dragon age 3, achievementlerin işe yaradıgı ve kazanmanın güzel bir graficle ilan edildiği bir oyun olur.

    - da:o originsteki spell combination ları gerçekten "harika" idi. burada bu sistem 3 class arasında dağıtılmış, güzel de olmuş, ama birini yaparken otekini yok etmek güzel olmamışi keşke hem spell hem de class comboları olsaydı. umarız dragon age 3 de öyle olur. bir de mageler başta olmak üzere classların da:o da hem daha çok özellikleri vardı, hemde talent sistemi/ability sistemi daha başarılı idi. skill sisteminin olmaması ise tekrar söylüyorum büyük eksiklik, çok büyük.

    - da:2 de çok güzel birşey var, main charımız konuşuyor. da:o origins sisteminde konuşsaydı daha iyi olurdu.

    - <sozluktekullanmakistedigimiznick>'in hatırlatması ile: ilk oyunda kendimiz dahil tum characterimizin (sten 1) 2 specialization puanı oluyordu. da:2 de sadece main characterim,z,n 2 specialization puanı var ve bu treeler diger treelerle aynı yerde, ozelliksiz normal treelermiş gibi beliriyor. ilk oyundaki gibi main tabdan secmiyoısunuz. bu cok buyuk bir eksiklik.

    -----recommendations-----

    - oyunu mutlaka bir kere nightmare de bitirin
    - partinize isabella yı ve aveline i alarak bir kere mutlaka oynayın.
    - da:o dan import ederek oynayın, hem olay değişikliklerini ve değişen diyalogları görmek iyi oluyor hem de "epic" achievement ini alıyorsunuz.
    - main olarak mage, ikinci oynayışınızda ise rogue tavsiye edilir.
    - savelerinizi mutlaka sakların, dragon age 3 yolda.
    - mutlaka tüm official addonları yükleyerek oynayın.
    - yarattığınız karakteri benimseyin ve sevin, o zaman gerçekten rpg oynamanın zevkine varabilirsiniz.
    - yahu herşeyi türkçe yazdında nedne başlıkları üngilizce yazdın demeyin, yazı şeyler terimleşmiş artık, yakıştıramadım, ui yerine kullanıcı arayüzü demeye. e ona ui deyip diğerlerini türkçe yazmak da olmuyor.
    - imla hatalarını ve noktaları bu seferlik affediniz, zira hepsini editlersem yaşlanırım oturduğum yerde.
    - sonuna kadar okudunuz ha, helal walla, teşekkürler, selamlar,saygılar, bir başka oyunda buluşuncaya kadar esen kalın.
    - aç kalın rpg siz kalmayın.

    enurale, leena ar nelinpera


    (enurale - 3 Haziran 2011 16:34)

Yorum Kaynak Link : dragon age 2