Süre                : 1 Saat 11 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Aralık 1949 Perşembe, Yapım Yılı : 1949
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Taglar             : cinayet,Eski mahkum
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal International Pictures (UI)
Yönetmen       : William Castle (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Arthur T. Horman (IMDB)(ekşi),Lee Loeb (IMDB),Arthur T. Horman (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Scott Brady (IMDB)(ekşi), John Russell (IMDB)(ekşi), Dorothy Hart (IMDB)(ekşi), Peggy Dow (IMDB), Bruce Bennett (IMDB)(ekşi), Gregg Martell (IMDB), Robert Anderson (IMDB), Dan Ferniel (IMDB), Rock Hudson (IMDB), Charles Sherlock (IMDB), Bobby Barber (IMDB), Marjorie Bennett (IMDB), Edward Clark (IMDB), James Conaty (IMDB), Sayre Dearing (IMDB), Robert Easton (IMDB), George Eldredge (IMDB), Franklyn Farnum (IMDB), Jack Gordon (IMDB), Thomas Browne Henry (IMDB), Lewis Howard (IMDB), Donald Kerr (IMDB), Anne P. Kramer (IMDB), Perc Launders (IMDB), Forbes Murray (IMDB), William H. O'Brien (IMDB), Francis Pierlot (IMDB), Hugh Sanders (IMDB), Almira Sessions (IMDB), Earl Smith (IMDB), Billy Wayne (IMDB), Smoki Whitfield (IMDB), Stuart Wilson (IMDB), Isabel Withers (IMDB)

Undertow (~ Acusado Inocente) ' Filminin Konusu :
Undertow is a movie starring Scott Brady, John Russell, and Dorothy Hart. After being released from prison, an ex-convict is framed for a murder. The man sets out to find the real killers before the police blame the crime on him.


  • "muhteşem pain of salvation şarkısı"




Facebook Yorumları
  • comment image

    pain of salvation'ın undertow'u için çeviri;

    birak, gideyim...
    birak, gideyim...
    birak, bulmam gereken yanitlari arayayim...
    birak, bir yol bulayim,
    birak, uzaklasayim
    anaforun icinden...
    birak, gideyim lutfen...

    birak, ucayim...
    birak, ucayim...
    birak, yukseleyim bu kan kirmizisi kadifeden gogun karsisinda...
    birak, duseyim pesine,
    kirayim kanatlarimi ve duseyim...
    bir ihtimal, sag kalirim...
    o yuzden birak, ucayim...
    birak, ucayim...

    birak, kosayim...
    birak, kosayim...
    birak, sureyim gunese bu sansin dorugunu
    sen hep oradaydin,
    ama burada, yitirebilirsin beni...
    curetin varsa, simdi sev beni
    ve birak; kosayim...

    hayattayim ve artik yuregime sadigim - benim,
    ama neden her zaman gercek oldurmeli beni?

    birak, kirayim!
    birak, kanayayim!
    birak, kendimi ayirayim; nefes almam lazim!
    birak, yolumu sasirayim!
    birak, yoldan cikayim!
    belki yalnizca ilerlemek icin...
    sadece birak; kanayayim...

    birak, tukeneyim!
    birak, oleyim!
    birak, kirayim sevdigim her seyi; aglamam lazim!
    birak, yakayim hepsini!
    birak, yapayim dususumu
    beni arindiracak atesin icine!
    simdi birak; oleyim!
    birak, oleyim...

    birak cikayim...
    birak, simsiyah kadifeden geceye karisayim...

    çeviri için eliada'ya teşekkürler.


    (giotine - 10 Mayıs 2008 18:18)

  • comment image

    pain of salvation'ın remedy lane albümünden çok başarılı bir parça...

    dinlenilesi, tapılası albümün kalanına göre nispeten slowşarkı...

    aha sözleri:

    let me go
    let me go
    let me seek the answer that i need to know
    let me find a way
    let me walk away
    through the undertow
    please let me go

    let me fly
    let me fly
    let me rise against that blood-red velvet sky
    let me chase it all
    break my wings and fall
    probably survive
    so let me fly
    let me fly...

    let me run
    let me run
    let me ride the crest of chance into the sun
    you were always there
    but you may lose me here
    now love me if you dare
    and let me run

    i'm alive and i am true to my heart now - i am i,
    but why must truth alwas make me die?

    let me break!
    let me bleed!
    let me tear myself apart i need to breathe!
    let me lose my way!
    let me walk astray!
    maybe to proceed...
    just let me bleed!

    let me drain!
    let me die!
    let me break the things i love i need to cry!
    let me burn it all!
    let me take my fall!
    through the cleansing fire!
    now let me die!
    let me die...

    let me out
    let me fade into that pitch-black velvet night


    (tasslehoff - 4 Kasım 2002 08:26)

  • comment image

    bir araba yolculuğu sırasında;
    ben: cocukluk arkadaşlarımın hepsi evlenip, coluk cocuga karışmış bee.
    undertow: bana mı diyorsun? benimkiler öldü bile.

    tamam yaşlısın da göstermiyorsun serkan (gülüşmeler)


    (susayaci - 10 Şubat 2010 13:09)

  • comment image

    sözlerini de yazayım tam olsun be! yıllar süren bekleyişin ardından ilk ve -belki- tek lirik entry'm olsun, oh olsun...

    she said she couldn't do it if she tried
    but she never tried, she'll never try
    it's running through her veins like cyanide
    it gets her by, but just for a while

    how long, can she keep on chasing something wrong?
    memories, of how she could've made it

    the waves are crashing down, she's caught in the undertow
    drowning in the sea, yeah
    she's looking for a light but there's nowhere to go
    undertow

    she sees the world through hazy blood-shod eyes
    just looking for another high
    she lives by golden rules that don't apply
    life passed her by, and i tell you why

    how long, can she keep on chasing something wrong?
    memories, of how she could've made it

    the waves are crashing down, she's caught in the undertow
    drowning in the sea, oh-oh
    she's looking for a light but there's nowhere to go
    undertow

    how long, can she keep on chasing something wrong?
    memories, of how she could've made it

    the waves are crashing down, she's caught in the undertow
    drowning in the sea, yeah yeah
    she's looking for a light but there's nowhere to go

    the waves are crashing down, she's caught in the undertow
    drowning in the sea, oh yeah
    she's looking for a light but there's nowhere to go
    undertow


    (nevarki - 23 Aralık 2010 00:06)

  • comment image

    pain of salvationın aşmış albümü remedy lanein adamı dibe sürükleyen parçası.
    sözleri de bünyede balyoz etkisi yapar:
    let me die!
    let me break the things i love i need to cry!
    let me burn it all!
    let me take my fall!
    through the cleansing fire!
    now let me die!


    (euhemuhu - 6 Ekim 2003 09:44)

  • comment image

    anafor anlamina gelen ingilizce kelime. ilginc bir sekilde bu isim verilen tum eserler olaganustu guzel olmaktadir. surecin "undertow diye birsey yapalim guzel olsun" seklinde mi yoksa "guzel birsey yaptik adi undertow olsun" seklinde mi gelistigini henuz ogrenemedim.


    (eliada - 5 Haziran 2004 18:41)

  • comment image

    pain of salvation'ın dikkatli dinlenirse 2:23 de başlayan solosunun

    i'm alive and i am true to my heart now - i am i,
    but why must truth alwas make me die?

    kısmını söylediği duyulacak şarkısı.
    (bkz: gitarın konuşması)


    (purepain - 7 Nisan 2005 16:09)

  • comment image

    içinde anlamsız manasız gereksiz fazla tek nota ya da tek kelime bulundurmayan mükemmel tool albümü.. isyanı, sitemi, öfkeyi, hiddeti insanın damarlarına kulağından zerkeden bir albüm..

    intolerance ile açılır..
    sabrının zorlanmamasını samimiyetle isteyen bi insanın ses tonudur.. sözler de bunu söyler.. sana güvenip silahımı bırakmak istiyorum ama sen yalan konuşmaya, hileye, çalmaya devam ediyorsun der.. sana nası anlayış göstereyim der..
    sonra kızar.. hem karşıdakine hem kendine.. eşeklik bende der.. fazla müsamaha ettim sana, ama artık tolerans yok, bedeli kendi ağıma sıçmaksa bile der..

    prison sex gelir sonra..
    şarkı genelde çocuklara yönelik cinsel şiddetten bahseder ve öfke doludur.. evet nefes alıyorum, hayattayım heralde bana pek öyle gelmese de der.. şahidim ki etten kemikten insana güvenilmez der.. elimdeki bu kan, bok ve dölde geçici bi dinginlik buldum der..

    sonra albümün en meşhur şarkısı sober gelir..
    biraz din, biraz çaresizlik, belki biraz alkol-uyuşturucu sorunundan kaçış gibi.. müzik de vurur dümdüz eder, sözler de vurur dümdüz eder.. her ne ise adamımızın peşini bırakmaz, içine eder.. adamımız isa'dan medet umar olmaz.. ayık olmak istiom, baştan başlamak istiom der, makus kaderine isyan eder.. sonraki verse çok pistir zaten.. "i will only complicate you, trust in me and fall as well.. i will find a center in you, i will chew it up and leave.. i will work to elevate you just enough to bring you down.." özellikle ilk kısım belki de judas'ın isa'ya ihanetini anlatır ya da işte herkesin dost bilip göçmesine neden olan şeyler ya da kişileri simgeler.. bu sefer de meryem'e yalvarır..
    i want what i want..

    sonra adamı dibe vurduran şarkı bottom gelir..
    kendinden mutlu olamayan oldurulamayan yıkılmış birinin hikayesidir.. umudu tükenmiştir.. suç, nefret ve zayıflıkla beslenmiştir.. ruhu yanmaktadır.. bok en dipte yığılmaktadır.. müzik de vokaller de pek güzel anlatır bu hissi.. gerçi albümün tümünde nefis verilmektedir bu ambians.. sonra acaip gaz konuşma kısmı gelir..
    "müsade etsem bana kendimi yokettirirsin, seni kurtarmak için önce kendimi kurtarmam lazım..
    daha dibe gidemem ve seni affedemem..
    seninle yüzleşip silmekten başka çarem yok..
    acı eşiğimi artırmak için çok çabaladım, hatalarımı sana karşı kullancam, başka çarem yok..
    artık günahsızım, isimsizim, hiçbişeyim, hiçkimseyim..
    ama ruhum demir gibi olmalı çünkü korkum çırılçıplak..
    çıplak ve korkusuzum ama korkum çıplak.."
    içi ölmüştür.. korkularını görmüştür onu bu hale getirenler.. artık kaybedecek bişey yoktur.. nefret hile ve suç artık adamımızı güçlendirmeye yaramaktadır.. inceden bi öldürmeyen güçlendirir mesajı verilir böyle..

    sonra crawl away başlar tüm hiddetiyle..
    muhtemel bi eski sevgiliye adanmış nefret dolu bi sitemdir özetle.. benden uzaklaştın, elimden geleni yaptım ama diyecek bir şey kalmadı mesajı verilir.. madem artık sen sallamıon senin istediklerinde kasımpaşa kavşağıdır benim için der.. arkanı dönüyosun ve elimden gelse bıçağı sırtına saplardım der.. işte sana duyduğum aşk bu der.. en sonunda kıyamaz gene.. gitmiyceini söyle der.. duygusallaşır böyle ama öfkesinden de taviz vermez pek..

    hemen peşinden gene aynı minvalde bir eser, swamp song başlar..
    uyardım ama dinlemedin burnunun dikine gittin hıyarlık ettin der.. bataklıkta dolanıosun, burda kaybolması kolaydır ama sen salaksın ısrar ettin, kimse çağırmadı ki seni buraya, bi de gelme dedik, işalla seni bi emsin o bataklık da gör ebeninkini der..
    sözleri kısa olsa da albümdeki en öfke dolu şarkı adayımdır benim.. her saniyesinde hissedilir o hiddet..

    akabinde albüme adını veren şarkı..
    tam analizi güç bi şarkı aslında.. daha çok bi kabullenmişlik içeriyo gibi.. çekilen dalgalarla beraber hep olduğu yerde sayıp rahatsız edilmek istemeyen, istese de bişeyleri değiştiremeyeceğinin verdiği kabullenmişlik ile yapay mutluluğa boyun eğmişlik arasında giden bir psikolojiyi anlatıyor gibi diycem de.. yine de çok kaale almayın..

    ardından four degrees..
    şimdi james maynard keenan "bildiğiniz gibi göt deliği, kuku deliğine göre 4 derece daha sıcaktır.. isviçreli bilim adamlarıyla konuştuk haberler iyi.." dedikten sonra bu şarkıya çok bişey yazmak abes öncelikle.. ama özellikle ilk verse ve nakarat bize önce "gel hayal kuralım ufkumuzu açalım, akıntıya kürek çekelim dimağımızı parlatalım" sonra "bah sen biiimiyon ben sana başka yoldan gösterteyim" mesajı verir gibidir.. şarkının kendini gaza hiddete verdiği kısım da "sikayet etme senin de hosuna gidezek" intibası uyandırıp "you can take it all.. just like that.." diye bağlanmakta.. korkutucu tabi..

    ve flood..
    uzunca bir giriş sonrası şarkı hareketlenir.. ve bu da öfke dolu şarkılardan biridir.. ama öfkeye kaybetmişlik ve bunu kabullenmişlik eşlik eder.. tecrübenin nesneleştirilmesi yoluyla nesnelerin işe yaramazlığı anlatılır sanki ve daha gerçek doğruları bulma çabası eşyalarını selden kurtarmak için tepelere tırmanan insanların çabasına bağlanır.. öfkeli bir benim olan benimdir ne istersem yaparım çıkışından sonra sel gelcek benim olanları alacak, sallayıp tepelere çıkmam lazım moduna girilir.. ulan çıktık tırmandık ama yanlış tepeye çıkmışız şaşkınlığı yaşanır.. "i was wrong.. this changes everything.." en sonunda da ayakların altındaki toprak parçalanır, sele düşülür.. ama tabi su temizleyici ve arındırıcıdır.. (uyandırılırız..)

    üstüne hafif dozda disgustipated alınırsa, bu albüm insanı gerer.. hem büyüler hem gerer hem büyüler.. sokakta vokmende falan dinlemeyiniz bunu.. agresifleşmeniz, çiçek satan minik kızı voleyle vitrinin doksanına takmanız falan olasıdır.. aman diyim..


    (dingdongdaddy - 23 Mayıs 2006 18:13)

Yorum Kaynak Link : undertow