New York Confidential (~ Pantherkatze) ' Filminin Konusu : New York Confidential is a movie starring Broderick Crawford, Richard Conte, and Anne Bancroft. A top syndicate crime boss and his corrupt politicians, make multi-million deals and order murders , until the vicious pattern finally...
Scandal Sheet(1952)(7,5-1666)
Cry Danger(1951)(7,4-1838)
Tension(1949)(7,3-2247)
Road House(1948)(7,3-2059)
The Verdict(1946)(7,2-1553)
Pushover(1954)(7,1-2555)
The Sniper(1952)(7,1-2320)
The Street with No Name(1948)(7,1-2402)
Drive a Crooked Road(1954)(7,0-737)
The Big Steal(1949)(7,0-3696)
The Brothers Rico(1958)(6,9-669)
The Turning Point(1952)(6,8-710)
adam sur kebap'a gitmiş, kızılkayalar'da kaşarlı dürüm söyleyip ıslak hamburger hüpletmiş, balık pazarı'nda rakı balık yapmış, rumelihisarı'nda şahane kahvaltı etmiş.daha ne yapsın? helal olsun. hele sur kebap? şahane.asitane'den hoşlanmamasına da ayrıca bayıldım. ama sanırım en kendinden geçtiği anlar dürümzade'de dürüm, midye dolma ve esra'nın annesinin yemekleriyle oldu.
(the vagrant - 21 Ocak 2010 05:35)
"...tazesini soyamayacak kadar tembel misiniz? öyleyse sarmısak yemeyi hak etmiyorsunuz demektir."konserve sarmısak bahsinin üstüne, kitchen confidential kitabından.
(kahlo - 27 Şubat 2010 07:00)
istanbul gezisinde türk kahvesi içtikten sonra kendisine gelen "tadını bir şeye benzettin mi?" sorusuna, "evet. kokaine" diyen adam. o kadar guzel gezdi tanıttı ki, helal olsun be dedirtti resmen. ayrıca taksici ihsan'ın ingilizcesine, efendiliğine, komikliğine ve en önemlisi verdiği bilgilere hayran kaldım.
(alfabetik dusler - 3 Eylül 2012 00:17)
kızılkayalar'da yediği kaşarlı dürüm için "classy stoner food" demişliği vardır eheheheh.. valla biliyodum..
(peaceful easy - 25 Kasım 2012 02:14)
kızılkayalar'ı sloppy sex'e benzetmiş kişi.pişmanlık dahil katılıyorum.
(pofurtt - 13 Şubat 2013 04:02)
vedat milor ile kıyaslanması yanlış ve de milor'a haksızlık. anthony bourdain; herşeyden önce tanınmış bir chef, bir gurme ve uzman bir profesyonel gastronom. zehirli olmayan her şeyi yiyebilir, tadabilir, korkmaz, çekinmez. vedat milor üstadım ise, yüzlerce kere gurme değil gourmand (midesine düşkün, obur) olduğunu, hayatta yemediği şeyler olduğunu söylemiştir. bunlardan en basit örneği ise tavuk. bourdain; gıda zehirlenmeleri, mide spazmları, başka tür rahatsızlıkları da göze alabilen, kelle koltukta bir yemek şövalyesi. milor ise yemekten büyük keyif alan, yemekten gerçekten anlayan, yemeklerin arasıdaki nüansları çok iyi bilen, ama sonuçta amatör, yani yemekten para kazanmayan biri. muhtemelen türkiye'nin en önemli şarap eksperi, kesinlikle mühim bir kariyere sahip bir iktisatçı ve de çok saygın bir kişi..elma ile armut karışmasın lütfen..
(zaman sokaklarda kayboluyordu - 7 Ocak 2014 23:43)
yahudi olmasına rağmen programlarında götürdüğü domuz miktarına bakarsak dinle minle işi yoktur*edit: no reservations bölümlerinden birinde italyan kökenli bir katolik olduğunu fakat katolik olduğunu belirten belge dışında olayla bir ilgisinin olmadığını belirtmiştir.
(rock n roll junkie - 28 Ocak 2014 18:26)
24kitchen da no reservations isimli programinda haitiyi gezdigi bolumde sokak saticilarindan birinden yemek aliyor. oturmus yerken etrafinda toplanan insanlarin her zamankinden, alisilmis olandan farkli olarak kamera goruntusune girmeye calismadiklarini, kamera alani disindan sadece yemegine baktiklarini farkediyor. bu arada arka arkaya yedigi uc tabak yemekten utaniyor. uzuluyor.sonra insanlari doyurmak icin kendi yemek yedigi saticinin tum yemeklerini satin aliyor ve insanlari doyuracagi, onlari gulumsetecegini boylece iyi hissedecegini dusunuyor.fakat kendi deyisiyle ac insan yine ac davraniyor ve orada ciddi bir izdiham yasaniyor; iclerinden guclu olanlar ellerine kemer alip zayif olanlari vurarak uzaklastiriyor ya da duzeni korumaya calisiyor diyelim.tum bunlari mecburen izliyorlar ve bu iyiniyetle yaptiklari kisa vadeli cozumun durumu daha da karmasik hale getirdigini goruyorlar.vicdanim sizladi izlerken.
(rengarenkrengahenk - 5 Şubat 2015 16:18)
bu adamda enteresan bir hava var. herkes usta bir gurme yahut şef olduğu için bir insanı beğenebilir, yakın hissedebilir kendisine.ama ben sevdiğim no reservations'ları izleye izleye adamda derin melankolik bir taraf gördüğüme inanıyorum. ve sanırım bu nedenle de yakın buluyorum kendime.asya'nın ücra bir köyüne 10 sene aradan sonra gittiğinde iğne ve tokmak ile dövme yaptırırken "benimle beraber yok olup gidecek bir şeye neden bu kadar koruyucu davranmalıyım ki" diye bir dövme yaptırıp yaptırmama arasında gidip gelerek on takla atan insanların gereksiz evhamlarını benim gözümde bir cümle ile özetlemişti.seul'de sabaha karşı baraka tarzı bir mekanda yalnız başına soju içip varoluşsal çıkmaz yaşayan havasını takınmış boşluğa bakıyordu. tamam çekim ekibi var ama kafası güzel o aleni zaten, ruh halini de öyle içten verecek oyunculuk değildi gördüğüm.bu halet-i ruhiye ukala-kibirli biri görünümü veriyor ama yine de kankim olsun beraber içelim, sabaha kadar muhabbet edelim isteyeceğim cinste biri.kitchen confidential tarzım olmasa dahi okuyacağım kitaplar önceliğinde üst sıralarda.adam cool.
(dadananadam - 6 Mayıs 2016 20:51)
dunyayi gezdigi programlarinin muhtemelen hepsini izledigim yapimci. her ulkede kendisine birileri eslik ediyor, bu kisiler kendisini bir yerlere goturuyor, muhabbet ediyorlar. gordugum en bos muhabbet yapan ve yetersiz eslikciler kendisine istanbul'da eslik edenler. her ulkede eslikciler ulkeleri, tarihleri hakkinda bilgi verip dolu sohbetler yaparken istanbul'da klasik kendini turiste sevdirmeye calisan, yabanci hayrani birisinin bos muhabbetlerine maruz kaldi.
(theboyunderthewaterfall - 15 Şubat 2017 19:22)
Yorum Kaynak Link : anthony bourdain