Dabbe: Bir Cin Vakasi ' Filminin Konusu : ‘Dabbe: Bir Cin Vakası’, Ceyda T., Sinan T. ve kızları Burcu T.'nin ani ve sebepsiz bir şekilde bedensiz bir varlığın saldırısına uğramalarını ve arkasındaki ürpertici sırrı gerçek görüntülere dayanarak anlatıyor. Türk psikiyatri tarihine ‘Ceyda T.’ kayıtları olarak geçen bu olaydan esinlenen film, Ceyda T. ve ailesinin söz konusu video görüntüleri ve adli kayıtlar ile kurgulanarak oluşturuldu.
Dabbe: Cin Çarpmasi(2013)(7,1-3541)
Siccin 3: Cürmü Ask(2016)(7,0-1268)
Üç Harfliler 3: Karabüyü(2016)(6,8-670)
Siccin 2(2015)(6,5-1640)
Dabbe: Zehr-i Cin(2014)(6,3-2617)
Siccîn(2014)(6,3-2117)
Musallat(2007)(6,2-3630)
Dabbe (Dab6e)(2015)(6,0-1807)
El-Cin(2013)(5,5-2061)
Musallat 2: Lanet(2011)(5,4-1667)
D@bbe(2006)(5,0-3779)
D@bbe 2(2009)(4,2-2054)
gerçek cin görüntüleri kullandığını iddia eden fiyasko. aslında adamlar haklılar, insanlar salaksa biz de bu salaklıktan faydalanırız mantığı ile yaklaşmışlar olaya. ayrıca hangi marka cin kullandıklarını merak ediyorum.
(azag thoth - 30 Haziran 2012 15:05)
(bkz: eti cin)
(ibrhm - 30 Haziran 2012 15:12)
the exorcism of emily rose'un isim vererek gerçeklik etkisi yaratan soğukluğundan faydalanıp, törkiş paranormal activity çekerek ekstra korkunç olma çabasına girip, seyirciyi korkudan öldürmeyi görev edinmiş yapım. oldu olacak biraz da a nightmare on elm streetde kataydınız da kaçacak hiçbir yerimiz kalmayaydı;bir iki, ceyda t. bu gece senin için geldi üüç dört, dön de götünü ör t.beş altı, bu film tutmaz hacıyedi sekiz, yine mi güzeliz, dokuz on, çekomastik silikon.
(viji - 26 Temmuz 2012 02:17)
senesini tam hatırlayamıyorum. dabbe'nin ilk filmi yeni çıkmıştı. kırşehir'deyiz, gece yapacak bir şey yok. kuzenler falan oturalım film izleyelim dedik. ikisi lise öğrencisi, ikisi ilkokul, biri de üniversite öğrencisi beş kişi filmi izlemeye başladık. bizden başka herkes uyuyor evde. biz de karanlıkta geyik yapa yapa filmi izliyoruz. bazı sahnelerde cidden irkiliyoruz ama genel olarak pek bir derdimiz yok. sonra sanırım cinli minli bir sahne başladı. "karımın adı zıl." diye cin karısını anlatıyor bir adam. tak! elektrikler gitti. götümüz üç buçuk atmaya başladı mı, mum bulalım diyoruz ama kimse yerinden kalkıp mutfağa gitmiyor. ev de tek katlı bir ev. apartmanda olsak o kadar korkmayız. çat! arka kapıdan ya da bir camdan ses geliyor. iyice deliriyoruz korkudan. ve o sırada oturduğumuz koltuktan bir titreşim, bir gürültü. kardeşime sarılıyorum ama küçük kuzen bayılıyor. onun altı titriyormuş.günlerdir aramayan sevgilimin aklına gecenin o saatinde düşmüşüm niyeyse. peki ben telefonu tutup da koltuk minderinin altına niye koymuşum, hiç bilmiyorum.işte o gün bugündür dabbe benim için en korkunç filmlerden biri oldu. yeni filmine tabii ki gitmeyeceğim.
(jerrida - 26 Temmuz 2012 02:28)
(bkz: dobby bir cin vakası)valla sol frame'de öyle okudum.
(cek denimen - 26 Temmuz 2012 02:31)
fragman daki amcanın, "o yedi kişi varya o yedi kişi" cümlesi ile beni sabah sabah yarmış film.
(ozi buyudu - 3 Ağustos 2012 09:34)
çok afedersin tiksen izlemeyeceğim film. bu dünyada hiç derdim yokmuş gibi bir de öte alem yüzünden sinir stres yaşamaya hiç niyetim yok. illa bişey izlemem gerekirse tavuklar firarda filan izlerim. korkarım abicim ben. film ne kadar dandik olursa olsun korkarım. adı bile tırstırdı beni. izlesem donuma sıçacam demek.
(white vinegar - 4 Ağustos 2012 00:37)
gittik izledik. arkadaş bugüne kadar izlediğim türk yapımı korku filmlerinin en büyük sorunu bunda da var. o sorun şu, oyunculuklar ve diyaloglar berbat. ya senin elinde cin ve büyü gibi korku sineması için bulunmaz hint kumaşı olan iki öğe var. kimse senden inception gibi bir film yapmanı beklemiyor. biraz ses,biraz karanlık tamam. tamam ama bu demek değil ki senaryo ve oyunculukları sallayalım. filmin ilk yarısı tırt ama ikinci yarısı korkutuyor. paranormal activity benzetmeleri mutlaka olur ama 2. yarısı o filme nazaran daha çok geriyor.. geriyor germesine ama tam gerilmişken berbat bir oyunculuk ve komik bir diyaloglar, o havayı bir anda götürüyor. hasan karacadağ her yaptığın filme ilk gün gidiyoruz resmen kombine almış gibiyiz. korku sineması para kazansın diyoruz ama gözünü sevim bundan sonra çekeceğin filmde tanınmış iyi oyuncular ve lütfen iyi diyaloglar ile harmanlanmış bir film çek. ayrıca gerçek cin görüntüleri nerde biz göremedik ama zaten öyle bir beklentimiz yoktu. gözümüzden kaçtıysa bile sıkıntı yok. 10 üzerinden 5 veriyorum filme. --- spoiler ---sadık hocanın büyü yapan karının evine gittikleri sahnede diğer eleman dışarıda birini görüyor, hocaya haber veriyor ve hoca peşinden gidiyor işte o sahende koptuk. sadık hoca büyüksün. hoca öyle bir ''işimizi bitirelim gidelim'' diyor ki altımıza sıçtık konsantre gitti.--- spoiler ---
(wax simulacra - 4 Ağustos 2012 00:53)
bugün seyretmeye gittik. tırstık mı? tırstık. gerildik mi? gerildik... özellikle 3-4 sahnede bayağı gerildik, oradan buradan bişeyler çıkacak diye. kiminde çıktı, kiminde çıkmadı. çıkanlarda hopladık, çıkmayanlarda şimdi öcü çıkacak diye zıpladık. sonuçta niye verdik bu parayı? korku filmine gidelim, tırsalım diye verdik. yoksa korku filmine niye gidelim? bu anlamda verdiğimiz paranın gayetle güzel karşılığını aldık. yok efendim paranormal activitiye benziyormuş, yok efendim oyunculuklar şöyleymiş, yok efendim ani efektle korkutuyormuş. pes diyorum... ben korkmaya gitmedim mi arkadaş, öyle ya da böyle korkuttu beni, gerisi tırışkadan nameler, ben gayetle memnun ayrıldım.ayrıca bir çok şey artık dozunu bulmuş. oyunculuklar kötü falan da değildi. bu filmin mantığı ne? bulunmuş kasetlerden toparlanmış görüntülerin film haline getirilmesi değil mi? dolayısıyla bu mantıkla oradakiler oyuncu değil gerçek insanlar. bu yüzden acemilik denilen şey aslında doğallık. yani bu tür film mantığı bunu gerektiriyor zaten. yoksa orada ben ünlü bir oyuncuyu görsem, misal evin babasını kıvanç tatlıtuğ oynasa çok daha mı inandırıcı ya da doğal olurdu? ayrıca oyuncularda öyle sırıtacak bir kötü oyunculuk yoktu. doğal oynamışlar işte. paranormal activity olayına gelirsek. dünyada o filmle benzerlik taşıyan, yani found footage mantığıyla çekilmiş en az on tane film seyrettim. seyredemediğim de en az 15 20 tane daha var. bütün uzak doğu sineması bu tarz filmlerle yıkılıyor. herkes kendi paranormalini çekti birader. bir tane de biz çeksek ne oluyor. sanki paranormal de çok özgün bir fikirmiş gibi paranormal taklidi falan diye eleştiriliyor. olsun paranormal taklidi, ben tırstım ya ona bakarım, gerisi ile ilgilenmeyi çok da gerekli bulmuyorum açıkçası. ha bir de ani efektlerle yerimizden sıçratıyormuş diye sokrananlar var. ben de diyorum ki; ya ne olacağıdı?.. ani efektle korkutmayacan diye bir kural mı kondu korku sinemasına. herkes sinefil, herkes eleştirmen, herkes yönetmen olmuş aq. bir film işlevini yerine getirmişse ben memnun ayrılırım o filmden. gerilim filmi gerecek, korku filmi korkutacak, aksiyon filmi adrenalin salgılatacak, dram filmi ağlatacak, komedi filmi güldürecek. sinemadan beklentim bu minvalde. bu yüzden de yok arakmış, yok hikayesi tırtmış, yok oyunculuklar kötüymüş(hiç de kötü değildi ayrıcana), yok ani efektmiş diye hiç kendimi yoramam. bu filme tırsmaya gidip tırstıysam beklentimi karşılamıştır.görüldüğü üzere basit bir insanım ve basit zevklerim var. sinema eleştirmeni olmayı düşünmediğim sürece bu halimden de memnunum. filmleri gayet düz izliyorum ve zevk alıyorum. ay şurayı beğenmiyim, aman şurasına burun kıvırayım diye hiç kendimi kasamam. ne kasacam...
(karmikpalamut - 4 Ağustos 2012 03:43)
salonda 20 kişi falan vardı. o 20 kişi filmin çeşitli yerlerinde gülüp daga geçiyorsa o filmde bir sıkıntı var demektir. her türk korku filminde aynı şey oluyor. sorun zaten doğal olamamaları. ne rol yapabilmişler ne doğal olabilmişler. ayrıca doğallıktan bahsediliyorsa filmde sahnelerin gerçekle uzaktan yakından alakası yok. filmde insanların yaptıklarını ve verdiği tepkileri gerçek hayatta kimse vermez.--- spoiler ---köyde kapılarda m harfi var ve herkes delirmiş. karısı aynaya m harfi çiziyor,kız yüz tane kağıda m harfi yapmış adam hala bu m farklı anlamlara gelebilir mason olabilir diyor. kadın sabahları pinokyo gibi uyanıyorum gibi bir cümle kuruyor. pinokyo gibi uyanmak? gecenin vakti elinde kamera ile cinli köyde harebelere giren bir gerzek, bu mu doğallık? evde manyak şeyler oluyor herkes karanlıkta, bir tane akıllıda şu ışıkları açayım demiyor. kadın havada uçup dolaba yapışıyor hala evde takılıyorlar. allahsen tamam bu bir kurgu adı üstünde film, amacı vakit geçirtmek ama ben tırsmaktan çok gülüyorsam o filmde bir sıkıntı var demektir.--- spoiler ---
(wax simulacra - 4 Ağustos 2012 04:00)
"o kadar iyi biliyorsan kendin çek abi yeğaa" diyecekler olacaktır. lakin cidden yazık günah. illa oradan buradan konu, hikaye aşıracaklar. oyuncular illa komik olacak. bir de eleştirdiğinizde "e sen daha iyisini yap" gibi ucuz bir cevap verecekler. ulan bir konuyu eleştirmek için illa ki daha iyisini mi yapabilmek gerekiyor? parası ve imkanları olmasına rağmen bir filmi çekmeyi beceremeyen adamın savunması bu mu? diyor ki gerçek görüntüler kullandık. 15 yaş kuşağı arasında efsaneleştirip filme çekebilmek için güzel taktik. ama etik değil. bu kadar paran var, imkanın var ama oyuncular hısım akraba gibi. paraya kıyıp adam gibi tiyatrocusunu bilmemnesini oynatmaya gerek yok. oyuncuların iyi ya da kötü olduğuna dair çıkarım yapabilecek bir kitle yok çünkü karşılarında. yazık ki böyle özensiz, böyle üç kuruş daha fazla cebe akıtma peşinde olan insanlar film çektiklerinde savunmaları da "daha iyisini siz yapın" oluyor. ben beğenmediğim her sikin dümeninin başına geçeceksem işimiz var arkadaş. o zaman ben sabahları dolmuş kullanayım, akşamları dönercilik yapayım, geceleri fırında ekmek hamuru çevireyim, sabaha karşı suçluları kovalayayım sokaklarda. baktım ki bir grup sevdiğim bir şarkıyı iyi coverlayamamış, gideyim ben bir grup kurup kendim söyleyeyim. böyle mi olacak?para vermeyin bu filmlere demek de boş. para adamın, zaman adamın. ister gider, ister gitmez. ama sen daha iyisini yap diye savunan adamlar kadar ezik yaradılışlı, hak arayıcı gibi görünmeye çalışan, bir fikri olmamasına rağmen bişeyleri savunmaya çalışır görünen adamlardan hep çekindim, çekinirim.
(afterdark - 4 Ağustos 2012 11:29)
--- spoiler ---filmin ikinci yarisiyla birlikte ghost buster hocanin dahil olmasiyla cidden tirstiran bir filme donusmustur. hocanin verdigi bilgiler, evin cesitli yerlerinde buldugu buyu malzemeleri cok gercekciydi ve bir emegin urunu oldugu belliydi. benim filmde begenmedigim sey oyunculuktu. ayrica konunun reklam icin cok sulandirildigini dusunuyorum. ceyda t denen vakaya internette hicbir yerde rastlamadim. eger varsa o kayitlar, bir internet sitesiyle sunulabilir, iste asil o zaman fena reklam olur, film de kult olur.yalniz filmi yetiskin insanlarla seyredin. arkanizdaki ergenin korkarken cikardigi sesler yuzunden gulme krizine girmeniz mumkun. oy oyy diye korkulur mu aminakoyim.--- spoiler ---
(rugulas ikarus - 5 Ağustos 2012 21:34)
yönetmenin açıklamasına göre bu ceyda t. vakası diye bahsettiği olaydaki tüm isimler, gerçek ailenin gizlilik hakkını bozmamak için değiştirilmiş isimlermiş. bu yüzden google'da böyle bir isim aratırsanız bulamamanız normaldir. hadi onu geçtim buna benzer veya değişik içerikli onbinlerce hastalık vakasının hangisini internette bulabilirsin ki? doktorlar hastanın haklarını senden benden iyi bilirler. magazin çağında herkesin hayatını didik didik edip ifşa eden medyanın yetiştirdiği nesil de bu kadar oluyor işte. kaldı ki bu bir film, anlattığı olayın gerçekliği/değilliği üzerinden eleştirilir mi arkadaş. hangi bağın mahsulüsün sen? cannibal holocaust'tan tut blair witch serisine, paranormal activity'den tut rec'ine kadar seksen türlü found footage tarzı film seyrettin, hangisinde "bu olay gerçek değil, aradım internette(ba ba ba kaynağa bak) bulamadım" dedin ki? hepsini bir güzel afiyetle yedin de bir bu mu midene dokandı?! araştırmacı gazeteci ciddiyetiyle filme mi gidilir balım ya!hadi itiraf et, sen de rahatla ben de. sen bir yabancı kavram/değer hastasısın. milli kavram içeren hiç bir şeyi beğenmiyorsun. isminde yerel şeyler bulunan hiç bir şeyden hazzetmiyorsun, burun kıvırıyorsun. ama bilumum yabancı isimli her şeye baştan kabulün var. içinde islami unsur geçen her şeyden direk tikleniyorsun ama misal hıristiyan veya budist unsurlar gördün mü ağzının suyu akıyor. constantine'e bayılıyorsun(ki ben de hastasıyımdır) ama misal dabbe ismini duyunca suratında bir ekşime, bir irkinti. hadi kabul et, sen bir ön yargı adamısın. kabul et rahatla da kurtulalım lan abidik yorumlarınızdan. bitmediniz aq.bütün bunları filmi beğenmedin diye yazmadım aslında. ister beğenirsin ister beğenmezsin, bana ne. herkesin keyfi kendine. ama ön yargılar ve marka tutkunluğu yüzünden gelip burada kıvırtmıyor musunuz, işte ona kesiliyorum ben! yok internette bulamamış, yok makale yokmuş... profesör sanki bana aq!
(karmikpalamut - 10 Ağustos 2012 14:28)
filmin gerçek hayattan alınmıştır sloganı için gülse birsel'in "heheyt pazarlama taktiği bunlar koçum biz yer miyiz " demesi üzerine hasan karacadağ'ın "elimde bu vakanın gerçek görüntüleri var. izletsem korkudan altına kaçırırsın." cevabını verdiği korku filmi. eğer gerçek görüntüleri olduğu doğruysa hiç değilse bir kısmını halkla paylaşmasını istediğimdir.
(itwasbeautykilledthebeast - 13 Ağustos 2012 11:55)
ilk iki filmle kıyaslama yaparsak, olmuş bu film. olmuş derken; kötünün iyisi olmuş, öyle akıllardan çıkmayacak bi yapısı yoktu yani filmin ama gideri var diğer türk yapımı korku filmleriyle kıyaslarsak. he musallat hariç bak, onun yeri ayrıdır. neyse, paranormal activity olsun karadedeler olayı olsun, çok fazla arak var filmde, hatta saçma salak abuk sahneleri de var. ancak şöyle de bişey var; paranormal activity'de doğa üstü olaylar olduğu için germiştir, korkutmuştur ama o filmdeki normlar bizimkiyle uyuşmuyor. bu filmdekiler bizle uyuşan şeyler işte. gerek hurafeler olsun, sağdan soldan duyulan hikayeler olsun, cinler ifritler olsun, büyüler olsun, kurşun dökmeydi vs vs... türkiye'de yönetmenlerin, yaratıklı vampirli korku filmi çekmek yerine, cinleri-kuran'dan ayetleri bize dayayıp durması da bu yüzden zaten.filmi, sırf sözlükte yazmak bedava diye boku bokuna eleştirenler de; muhtemelen korku filmlerinde gerilmemek için taşağa vuran elemanlardır. lisede ortaokulda vardır ya hani hepimizin etrafında vardır öyle tipler; gerileceğini anlayınca ya filmin biyeriyle taşak geçer, yada yanındakine dönüp alakasız bişey sorar o sahne geçene kadar. o da biliyo aslında filme kendini verdiğinde götü atacağını, bilinçsiz izleyici yani.he son sözüm de türk yapımı korku filmlerini, özellikle amerikan filmleriyle kıyaslayanlara olsun:-bebeğim, o filmlerinin 3/4 ü, asya ve avrupa yapımı filmlerden remake. siktirtme amerikan rüyanı.özet: yiğidi öldür hakkını yeme, gece seansında gidin bu filme derim.
(balici koala - 13 Ağustos 2012 19:04)
sonu biraz karışık biten film. ben kendimce biraz açayım olayı, anladığımı anlatayım.aşağıda ağır spoiler vardır, filme gitmeyen okumasın!--- spoiler ---sadık hoca sonsuzluk büyüsü değil ölümsüzlük büyüsü diyor orada. hoca evde buldukları ıvır zıvırdan bu büyünün "hamsa büyüsü" olduğunu anlamıştı. oysa eve gidince fark etti ki aslında kadın çok daha lanet bir büyü yapmış. yani ölümsüzlük büyüsü. hoca evde anlasaydı bunu belkide cadının evine hiç gitmeyeceklerdi. çünkü öyle bir büyüyü yapan kadınla hoca da baş edemeyeceğini biliyor. zaten çekici kafaya yeyince anlamıştır işin doğrusunu:)bu "ölümsüzlük büyüsü" harry potter'deki hortkuluklar gibi bir şey. bunu yapan kişi, ruhunu başkasının bedenine naklederek eski bedenini terkediyor, yeni bulduğu taze bedeni kullanıyor ve devamlı bunu yaparak ölümsüzleşiyor. asiye ölmeden biraz önce bağırıyordu, o sırada ağzından ektoplazma gibi bir şeyler çıktı. işte ruh değişimi o sırada gerçekleşti. ceyda'nın bedenine transfer oldu. bunu rahatça yapabilmek için de evde buldukları "hamsa büyüsü" ile bir takım karanlık varlıklardan yardım almış olmalı. ev ahalisini korkutarak psikolojilerini skertmek ve ruh transferini yapabilmek için bu yola başvurmuş olabilir.peki neden ceydayı hedef seçti bu kadın? bence özel bir nedeni yok. belki de vardır, devam filmi çekilirse anlarız. bence kadın kendine yeni ve genç bir beden ararken bu aileyle tanışıyor, yanlarına temizlikçi olarak giriyor. sonra ufaktan numarasına başlıyor. ceydayı yavaş yavaş çıldırtarak alacağı bedeni kendine hazırlıyor. bunu da cin kocası(!) ya da başka karanlık varlıklar aracılığıyla yapıyor. bu arada evdeki diğer kişiler kurunun yanındaki yaşlar. arada kaynıyorlar öyle. --- spoiler ---
(karmikpalamut - 14 Ağustos 2012 19:49)
o kadar güzel bir evin bok gibi, neredeyse öğrenci evi banyosuna sahip olduğu film. ben bu hasan karacadağ arkadaşı çok seviyorum ya çünkü dabbe, semum gibi sevimli şeyler kattı hayatımıza son 7 yılda. dabbe serilerine ve semuma hep aynı arkadaşımla gittim çünkü başka kimse bizle gelmiyordu.......... bence bu film diğer fimlerden ayrı tutulmalı, yukarıda da bir başka arkadaşın belirttiği gibi konya'da uyuşturucu operasyonuna yaptığı gönderme ya da selam çakmadan ötürüğplkajhsbvdhasd.--- spoiler ---birçok kez belirtildiği gibi " tuzağa düştük zafer " sahnesi çok iyiydi. o hacı hoca emmiyi hasretle kucaklıyorum, ruhuna el-fatiha. ceyda t. bacı neden her gece aynı korkunç geceliği giydi, neden bir kere bile dizleri çıkmış pörsümüş hepimizin sahip olduğu sadece yatarken giydiğimiz uyduruk picamalardan giymedi ha? belki o zaman cinler büyüler peşini bırakırdı, çok salaksın ceyda t. o sürekli görüştükleri aptal ailenin çocukları filmin belli bölümünden sonra hiç görünmedi, kesin o salak kızda bi boklar var diye düşündüm ama geceleri korkudan altına ıslattığı için dolaba falan kitlemiş olduklarını sanıyorum. öyle değilse de atın çöpe onu, salak o. gebermiştir belki de amaaan.zafer, lan sen tam bi gerizekalısın. koca pörtlek gözlerin çıksın umarım ya da gözünde şeytanlar var diye kendi gözlerini oy yani gözünü öldür knk.sinan, sen ne iş yapıyon sinan ya da yapıyor idin sinan. ne bi işe gittin ne eve ekmek getirdin bence asıl cin sensin sinan. cinlerden para alıyorsun sinan. ailene cin parası yedirdiğin için bunlar başınıza geldi sinan.ceyda, sen ahu yağtu'ya benziyosun ya da benziyor idin ceyda. bu yüzden film boyu, yakın arkadaşının sevgilisinden çocuk peydahladığın için sana kızdım ceyda. hortkuluk ceyda.burcu, üzüldüm kız senin ölmene hem de giysi dolabında. çat diye gitti yavrucak. ama sen de salaktın biraz. o salak arkadaşınla siyah adamı çağırmalar, çarşafın üstünüzden zart diye kameraya doğru uçması falan. bi kere balonla aynı odada uyunmaz, gece patlar eder korkarsın altına işersin. tüm suç senin cinlerden para alan babandasmdnbhasd.ayrıca şunu da belirtmek istiyorum, paranormal activity'de de vardı, kadın uyanıp yatakta sadece ileri geri sallanıyodu mal gibi belli bi süre. burda da ceyda malı kalktı kapıya doğru giderken durdu, bikaç dakika ileri geri sallandı sallandı döndü yatağa. yani bana en çok batan çalıntı sahne bu idi.--- spoiler ---
(selemeceneme - 1 Eylül 2012 14:33)
ilk filmini kiyoshi kurosawa'nın 2001 yapımı kairo'sundan birebir copy-paste eden, ikinci filminde ise exorcist'ten kolaj yapan yönetmen, üçüncü filminde de "yeaa kanka, senaryo menaryo kim kasıcak şimdi, ne güzel yazılmışı var" ekolünü devam ettirerek, bu kez de paranormal activity'i türk izleyicisiyle buluşturuyor. fragmanındaki salıncakta sallanan kızdan tutun da, hortumla su fıskırtan kızın arkasındaki tramboline kadar, en ufak ayrıntıyı bile kaçırmadan film öncesi yayımlanan alternate reality game projesinden araklayan usta yönetmen, 4. filmi için "dur bakalım, japonlar ya da amerikalılar sağlam gişe yapan, gönül rahatlığıyla araklayabileceğim bir proje çekerse düşünülebilir. o sırada yeni özgün projem olan "bileziklerin efendisi" adlı fantastik filmime odaklanacağım" şeklinde konuştu.ayrıca (bkz: #8442819)
(kibariye nin annesi - 25 Eylül 2012 18:05)
fragmanını izlediğimden beri tuvalete tek gidemiyorum. abimi kaldırıp tuvaletin başında nöbet tutturuyorum. bazen ışığı kapatıyor göt, altıma sıçıyorum. tuvalette olduğum için sorun olmuyor tabii. sonra depar atarak odaya dönüyorum. ışığı kapatmayı unuttuğumu hatırlıyorum. tekrar depar atarak tuvalete gidiyorum, ışığı kapatınca altıma sıçıyorum yine, tuvaletin önünde olduğum için az sorun oluyor. böyle böyle sabahı ediyorum. kakam geldi yine. "abi gelsene bi'" dedim. "siktir git" dedi. sabaha kadar depar atmaktan iflahım sikildi, 4 kilo verdim.
(kullanici girisi - 17 Şubat 2013 18:39)
hasan karacadag'in yanlis pazarladigi film. icinde gercek cin goruntulerinin bulundugunu soylemek yerine goruntu yonetmenligini cinlerin yaptigini soylese daha mantikli olurdu. ayrica aniden yapilan zoomlardan yola cikarak cinlerin the office'i severek takip ettiklerini soyleyebiliriz. elestirilerin devamini spoiler olarak vermekte fayda var.--- spoiler ---bu ceyda oyle boktan bir karakter ki hem suclu hem guclu amina koyim. hatuna yaranmak mumkun degil. insani oyle bir hale sokuyor ki filmin sonunda cocuk ve baba olduruldugu icin seviniyorsunuz. bu manyakla beraber yasamaktansa olmek daha iyi bir secenek gibi geliyor insana. bunun disinda zafer karakteri filmin icine sicmaktan baska bir ise yaramiyor. tamam korku filmlerinde bir embesil karaktere ihtiyac duyulur. bu tip karakterler turlu salakliklar yapar ve kendini oldurtur. diger korku filmlerinde zafer kadar salak bir karaktere denk gelen yazarlar varsa benimle paylasirsa cok sevinirim. bu herifin sacma tripleri beni sadece guldurdu. sadik hoca ile tuzaga dustukleri sahnede ise zafer'in sonunda gebermis olmasina cok sevindim. sadik hoca icin ayri bir parantez acmak istiyorum. kendisine para verildigi zaman once "istemez" triplerine girip sonra parayi ic ettikten sonra bir an zafer hocanin tum bu buyu tezgahinin arkasinda olabilecegini dusundum. boyle bir final, temizlikci kadinin cin cikmasindan cok daha etkileyici olurdu bence. bu arada sadik hocam, indiana jones'un islami versiyonu cekilse seni oynatirim serefsizim. o cantanla her turlu serrin ustesinden gelirsin. sen o tuzaga dusecek adam miydin? bir tek senin olumune uzuldum. filmin tek guzel tarafi ise final sekansi. o caresizlik icindeki kovalamaca insani geriyor. onun disinda sinan'in kamera fetisizmi, ceyda'nin ergen tripleri, seyirciyi tedirgin etmek icin sabit kameralarin yaptigi anlamsiz zoomlar, koylulerin gecenin korunde tanimadiklari kamerali bir ruh hastasina verdikleri demecler, zafer'in esinin cin tarafindan defalarce tepilmesine ragmen stockholm sendromundan muzdarip insanlar gibi t. residance'tan bir turlu uzaklasmamasi gibi ufak gozuken fakat onemli olan detaylar filmin gercekciligine zarar veriyor.turk izleyicisini dini ogelerle korkutma fikri cok anlamsiz olmasa da insanlari "gercek cin goruntuleri var." diyerekten kandirmanin etik oldugunu dusunmuyorum. hatta bunu elestiren gulse birsel'e sallamanin da yuzsuzluk oldugunu dusunuyorum. ben her ne kadar bu filmleri sacma bulsam da yonetmenin hayata bakis acisi bu sekildeyse ben ona saygi duyarim. herkesin gercekligi ayni olacak diye bir sey yok. fakat sen yalan soyleyerek kendi davana ihanet ediyorsan senin para kazanmaktan baska bir derdin yok demektir. bu yoldan para kazanmaya calisan tum yonetmenler gibi hasan karacadag'a da saygi duymuyorum.not: t. ailesi, bu arada size her sey mustahak ulan. kursun doken teyzenin suratinin kavurdunuz olayi sumen alti ettiniz. ayrica zafer'in hukuk fakultesi bitirdigi bir ulkede ben adalete inanmiyorum arkadas.--- spoiler ---
(theduffman - 12 Mayıs 2013 02:58)
Yorum Kaynak Link : dabbe bir cin vakası