The Interview (~ Diktatörle Görüsme) ' Filminin Konusu : The Interview is a movie starring James Franco, Seth Rogen, and Randall Park. Dave Skylark and his producer Aaron Rapaport run the celebrity tabloid show "Skylark Tonight". When they land an interview with a surprise fan, North...
The Hangover(2009)(7,7-720698)
Superbad(2007)(7,6-541525)
21 Jump Street(2012)(7,2-526297)
We're the Millers(2013)(7,0-419981)
Pineapple Express(2008)(7,0-288334)
22 Jump Street(2014)(7,0-318093)
Ted(2012)(6,9-562682)
This Is the End(2013)(6,6-387598)
The Hangover Part II(2011)(6,4-471355)
Neighbors(2014)(6,3-265020)
The Hangover Part III(2013)(5,8-283592)
Neighbors 2: Sorority Rising(2016)(5,7-99206)
3. dünya savaşı şu film yüzünden çıksa da gülsek.
(nabercanki - 12 Ağustos 2014 04:11)
bu amerikan milletinin demoktratinin bile ne kadar patriyotik hareketlere girebilecegine ornek teskil eden yayinlanamayan bir film.tamam 9/11 olayindan dolayi agir travmalari var anliyorum ama muhtemelen 20'li yaslarindaki hacker'lari terorist gibi agir ithamlarla, sadece kullandiklari proxy kuzey kore'ye ait diye, kim jong-hun ilan etmeleri kadar salak bir seye inanabiliyorlar. bildigin fbı aciklama yapiyor, bu da bir teror degil mi? kolay mi oyle ulkeleri terorist ilan etmek. ustelik de olay produksiyon ekibinin mailler'de atip tuttugu unluler gibi basit bir bilgi sizdirmasindan ibaret. unluleri de baslamis, nasil yayinlamazsiniz, amerika ozgurlukler ulkesi, sansure karsiyiz demeye.ya allahin kore baskanin da cok sikindeydi afedersin senin recep ivedik filmlerin. aptal sony sirketinin aptal yonetimsel hatalarina ve guvenlik eksikligine ve hatta kurban rolunu oynamasina kizacaklarina, allahim teror altindayiz yine de sansure karsi savasmaliyiz gibi gereksiz kahraman hikayeleri yazmaya calisiyolar.sacmalik!
(churchill - 18 Aralık 2014 12:31)
james franco bir buçuk saat boyunca sıçtığı boku bile izletiyor olsa sansür sansürdür. biz sansürü içselleştirdiğimiz için sansür hayatımızın bir parçası olduğu için bir diktatörün hoşlanmadığı bir yapımın yayınını engelleyebilmesini normal görüyoruz. şunları yazdığın ekşi sözlük bile sol frame'e otosansür uyguluyor. bu ülkede keyfine göre porno izleyip otuzbir çekemiyorsun daha. bu olayı tantana olarak görmen çok normal.
(i melih - 20 Aralık 2014 19:14)
ne olduğunu bilmeyenler için faydalı bir rehber:
(sakallis - 23 Aralık 2014 08:55)
şimdi alt alta 4 kere yazılmış ama benim gene de anlamadığım bir şey var.malum ortamlara düşmüş mü?3-5 kere daha yazılırsa belki anlarım. lan önce okuyun sonra yazın amk.
(rumored - 25 Aralık 2014 08:19)
--- spoiler ---hamdolsun amerika yine kurtuldu.--- spoiler ---
(socially awkward sociopath - 25 Aralık 2014 19:11)
--- spoiler ---eminim kim jong un da filmi izlemiştir ve yorumu "hayallerde yaşıyor bazı ipneler" olmuştur.sook gibi bir kahramanları gerçek hayatta malesef yok..--- spoiler ---
(enkaz devraldik - 26 Aralık 2014 20:47)
sansür mevzularından dolayı savunmuştum bu filmi, ve sözlükteki durumuna göre açık fikirli, sinema yazarı/müzisyen/aydın/düşünür arkadaşların aksine, hala da oradaki düşüncelerimin arkasındayım. ama izledikten sonra şunu da teslim etmek gerek ki, çok büyük bir hayal kırıklığı bu film. olacak o kadar'la büyüyen nesil olarak iyi, düşündüren, sinirle güldüren politik komediler yazmanın ne kadar zor olduğunu, hangi hataların yapılmaması gerektiğini az çok kestirebiliyoruz. hatta geçiniz politik komediyi, herhangi bir şeyi yazarken de altın kurallardan birinin yola çıkılan noktaya "ton" olarak sadık kalınması gerektiğini; seyircilerin büyük kısmının böyle kandırılamayacağını bizzat levent kırca'nın azalarak bitişinden anlayabiliriz. bir temada karar kıldıysan, hareket alanını da bu tema belirler, mesela kuzey kore diktatörü üzerine yaptığın komedi filminde lidere ve ülkeye bakış açını tam anlamıyla belirlemen, yola çıkmadan önce karakterine dönüştürdüğün bu adam hakkındaki fikirlerini gözden geçirmen gerekir. buradan kurulacak köprüyle, olası bir tırsaklıkla serpiştirilmiş gerçeküstü tatlar içeren ve "ben o temel kurala bile sadık kalamadım" diye bağıran bu filmin, güldürmek/düşündürmek falan bir yana, neden sadece sinir bozduğunu görmek mümkün. kötü yazılmış çoğu komedide gördüğümüz "konuya güzel girip bağlayamama" sorunu bu filmin her yerine sinmiş durumda, detayların büyük kısmı iyi bir düşüncenin kağıda ve nihayetinde perdeye aktarılamamasından/konseptin bizzat yaratıcıları tarafından talihsizce yanlış anlaşılmasının sonuçlarından ibaret. en basitinden, "iki beceriksiz gazeteci kim jong un'a düzenlenecek suikastin bir parçası (hatta öznesi) olur, fakat suikast için kuzey kore'ye gidip zalim addedilen diktatörle tanışınca onu severler" fikrinin istendiği kadar suyu çıkarılabilir ve son tahlilde güzel bir satire de bağlanabilirdi. rogen tayfasının burada tercih ettiği ise ana cümlenin sesini olabildiğince kısıp başka absürtlüklere yoğunlaşan bir film yapmak olmuş, haliyle (bunu söylemekten utanç duysam da) kopardığı yaygaraya değecek kadar 'akıllı' bir film değil bu: "eğer cılız da olsa bir politik eleştiriye girmeyeceksen neden gerçek isimler kullandın be adam?" diyesi geliyor insanın. duruma bakan biri politik eleştirinin bir zorunluluk olmadığını savunabilir, ama filmin kendini konumlandırdığı yer de çapının çok üstünde maalesef. başta bu fikir beni oldukça heyecanlandırmıştı, olaylar büyüdükçe merakım da arttı ve nihayetinde bu ekibin en kötü (yazılmış, yönetilmiş, düşünülmüş hatta oynanmış) filmiyle karşılaşınca hayal kırıklığı da büyük oldu. kuzey kore - abd arasında olası bir siber savaşı tetikleyen bir film için, bugünkü komedi anlayışını bile yakalayamadan, üstelik böyle kafa yaratıcılarla bu kadar kötü olabilmenin pek mazereti yok bence. ne olmak istediğini/olabileceğini kendi bile bilmeyen, olayları jet hızıyla ve büyük bir hararetle aktarırken teknolojik hengamede talihle (tıpkı filmdeki gazeteciler gibi) kahraman ilan edilen böyle bir film için "özgürlüğün ve sansüre karşı durmanın sesi olmak" büyük lüks. ben yine de başta bahsettiğim iğrenç güruha yaklaşmamak ve terbiyeyi elden bırakmamak adına sesinin kısılmaması taraftarıyım, yaratıcıları bile eleştiriyi kısıp açmakta kararsız kalmış gibi görünüyor zira. lafı bir dolandırıyor, bir sakınmıyor, (bizzat kuzey kore'yi) bir yeriyor, bir "o kadar da kötü değil be" mesajı veriyor. iki ana karakterin de popülist, magazin ağırlıklı haberlerle uğraşırken kendini karmaşanın ortasında bulması dışında dönüp amerika'nın fotoğrafını çeken tek bir an bile yok koca filmde, tembellikten midir, basiretsizlikten midir, öngörüden midir bilemem. bu ahlaki problemin üstüne bir de aceleye gelmiş metin, kurulamamış olay örgüsü, dizi estetiği, kötü müzik kullanımı gibi teknik sorunları da ekleyin: olmamış ve en iyisi unutalım gitsin; sana puanım bir kanka.
(raglegumm - 27 Aralık 2014 01:00)
--- spoiler ---kim jong un puşt çıkana kadar gayet iyi giden filmdi. sonrası tipik seth rogen filmi.--- spoiler ---
(curuk nar - 27 Aralık 2014 16:35)
amaç filmi sansürlemekti, kimsenin duymamasını, görmemesini, izlememesini sağlamaktı ama gel gelelim filme asrın reklamı yapılmış oldu. obama bile basın toplantısı yapıp filmden bahsetti. şu anda filmi izlemeyecek ve hatta adından bile haberi olmayacak milyonlarca kişi filmi izliyor. hani milyar dolar harcasan filme bu reklama yapamazdın.hackerları ve kuze kore'yi tebrik ediyoruz. umuyorum amaçlarına ulaşmışlardır.
(forrestgump - 29 Aralık 2014 13:55)
--- spoiler ---skylark'ın kitabının adını "an unexpected journey" koyması şahane olmuş.--- spoiler ---
(arise - 30 Aralık 2014 23:45)
çok çok çok boş zamanı olanların hack tantanasının sebebini merak ederek izleyebilecekleri bir film. aslında o kadar da rezalet bir film değil.(bkz: eğlencelik)
(kaynak kicim - 31 Aralık 2014 09:56)
--- spoiler ---film başlar başlamaz eminemin kendisi ile fena dalga geçtiği filmdir. "rap yaptığım için bazı sözlerim çarpıtılıyor". --- spoiler ---
(balikci filozof - 2 Ocak 2015 10:17)
seth rogen'in diğer filmleri kadar güldürmemiştir lakin itin götüne de sokmaya gerek yok.. james franco gerzek sunucu rolüne gitmemiş.. yani karakterin o aptallığını yansıtamamış bence.. seth rogen zaten 100 filmdir aynı rolde oynadığı için pek yadırganmıyor haliyle...--- spoiler ---filmde en çok güldüğüm; eminem'in, gay olduğunu röportajın arasına zaten herkes biliyodur edasıyla geçiştirirek yerleştirmesi oldu..--- spoiler ---10 üzerinden 5,5
(31 - 2 Ocak 2015 13:40)
seth rogen / james franco filmleri sevenlerin hoşuna gider. daha önceki filmlerini (birlikte çektiklerinden bahsediyorum) (isim vereyim bari: pineapple express , this is the end) izleyince daha eğlenceli olabilir. onları sevmeyen zaten bunu da sevmeyecektir.(bkz: haters gonna hate)
(nooneelse - 3 Ocak 2015 03:20)
film ilk başta eminem'in demeçleriyle sansasyonel bir şekilde başlıyor. filmde diğer ismi geçenler de amerikanın kaymak tabaka ünlülerinden. ünlülerin kendi isimleri ve rızalarıyla filmde yer almasına denecek bir şey yok ama diktatörün anonim olmayıp direkt olarak kim yong-un oluşu sorun. komedi filminde anonim olarak "muz cumhuriyetinin diktatörü" olarak taşşak geçersen komik olur ki o role koreli bir tonton koyduktan sonra bahsedilenin kim olduğu anlaşılır. örnek olarak konusu benzer olan the dictator filmi de gerçek ünlülere yönelik cinsel göndermelerle başlıyordu ancak diktatör kurgu ve anonim** bir karakterdi. yine baş yapıt bir diktatör filmi olan the great dictator almanya'yı değil tomania'yı** konu almaktadır. --- ağır spoiler ---filmin yorum yapılası ayrıntıları:1-)otoriteleri dize getiren güçlü bir medya figürü2-)sembolik bir sovyet tankı ve içerisinde çalan katty perry şarkısı3-)seksi ajan ve seksi komutan 4-)ex atıp koko çekmeler5-)lord of the rings göndermeleri6-)filmin başından sonuna eşcinsellik7-)suikast ve yahudilerle el sıkışmak kötü şans getirir8-)stalin'i stallone anlamak9-)skype kullanan devrim lideri hanım ablastalin'in hediye ettiği tankın içerisinde çalan katy perry şarkısı bana şunu hatırlattı. bağlı yoruma dikkat --- spoiler ---absürd amerikan politik komedisidir ancak; yeterince absürd olmayan, ciddi konuları absürdlükle tam yumuşatamadığından yeterince komik olmayan filmdir. politikdir ama amerikan propagandasından da uzaktır.niye bu kadar uzadı bu entry? ekşiyi okumadan bodozlama filme daldım. beklentim yüksekti ve tatmin etmedi. karşınıza çıkmadıkça izlemenizi tavsiye etmiyorum. beklentisiz olarak çerez niyetine izlenir belki.
(sefil kefil - 4 Ocak 2015 02:45)
eğlencelik bir film. filmi çeken adamların öyle sanat vs ya da siyaset mevzularına takıldıkları filan yok. dokundukları herşeyler dalga geçmişler. iki saat zihni rahatlatıp güldürüyor. bence komik ve hoş bir film olmuş. film endüstrisinden eğlencelik ıvır zıvırdan başka birşey beklemediğim için keyifle baştan sona izledim. kuzey kore lideri olsa ne olur kaddafi vs olsa ne olur. isim sadece geyik bence. filmi izlerseniz hiçbirşey öğrenmezsiniz, sadece kafayı boşaltırsınız.
(turfanda - 7 Ocak 2015 04:16)
recep tayyip erdoğan'ın neden sürekli prompterdan okuduğunu, veya neden sadece kendisine tapan gazetecilerle önceden belirlenmiş sorular ile röpörtaj yaptığının cevabı olan film.yalaka harici herhangi bir gazeteci ile röportaj yapsa büyük ihtimalle katy perry söylerdi erdoğan...
(trajedi - 8 Ocak 2015 15:27)
gerek efektleri gerek müzikleri gerekse de sansasyonel hikayesiyle absürtlüğe doyurmuştur. artık absürtlüğün bir film türü olduğundan bi haber zevk sahibi kişilerce beğenilmemesini siklemeyin. izleyin iki saat boyunca eğlencenin dibine vurun.
(baykus kusu - 7 Şubat 2015 00:23)
biraz geç bir yorum olacak belki ama dikkat ettim de burada kimsenin söylemediği bir çok şey var.1.si, filmi kuzey kore hakkında hiç bir şey bilmiyorsanız izlemeyin. ya da öncelikle kuzey kore hakkında bir şeyler öğrenin. yoksa mal gibi ekrana bakarsınız, nurella edasıyla "bu ne biçim komedi" diyip sıradan cahil ekşici tribiyle filmi kenara fırlatıp atarsınız. filmi izlemeden önce şunu izlemeniz kesinlikle yararınıza olacaktır. böylece filmde k.kore hakkında anlatılan şeylerin hiç de abartılı olmadığını, hatta çok bile yumuşak gösterildiğini rahatlıkla görebilirsiniz. ntv'nin k.kore belgeselini de izleyebilirsiniz.2.si, film bir hot shot, veya ne bileyim, bir naked gun hatta biraz da borat tarzında absürd komedi. bu tarzdan hoşlanmayan biri izlerse tabii ki "bu ne biçim film" der. bu tarzı seviyorsanız izleyin, sevmiyorsanız izlemeyin. hayatı boyunca "gergin", "ben her boku bilirim" havasında olan insanlar bu filmden hoşlanmayacaklar. çünkü anlamayacaklar. çünkü ben her boku bilirim tarzında insanlar bir bok bilmeyen ve hiç bir şeyden anlamayan insanlar oluyorlar.3.sü, adamlar hollywood klişeleriyle klişe bir film yapmışlar diyenler için; adamlar zaten hollywood klişeleriyle dalga geçiyorlar, siz anlamıyorsunuz amk. 4.sü, kim jong un'la da tayyibi karşılaştırmayın artık. tamam diktatör olarak görüyor olabilirsiniz, dünyada en sevmediğiniz insan da olabilir. ama bu benzetmeyi şu komedide kullansalar, "ulan film zaten absürd komedi" der güleriz. ama bunu ciddi bir şekilde söyleyen adamın iq'sundan şüphe ederim.yahu iki dakka gevşeyin de bir komedi filmi izlerken "ben olsam daha iyisini yapardım amk" tripleriyle izleyip sonrasında buraya gelip her boktan anlıyormuş tripleriyle ekşici cehaletinizi ortaya sermeyin. adam "çok abartmışlar" diyor. yahu bunlar ülke dışından biri geldiğinde tamamen çakma mekanlardan oluşan ülke turu düzenleyip google açık ekranlarda bilimsel araştırma yapıldığı konusunda insanları kandırmaya çalışan bir millet. anaokullarında amerikalılara nasıl füze atacakları hakkında şiirler ezberleten bir millet. gelip burada cahil cahil "abartmışlar" diyorlar amk. bir siki de beğenin lan!edit: 1. maddedeki belgesel linkini koymayı unutmuşum, eklendi.
(ktulu - 8 Şubat 2015 17:35)
Yorum Kaynak Link : the interview