vasat klişelerden hoşlanmam, kolay kolay dizi de beğenmem. ( puanlarım burda : http://t.co/uuifn4eyh4 ) velakin bunu izlemeye başladığım ilk 15 dakikada anladım mükemmel bir dizi olduğunu. müzikleri, hikayesi , anlatım tarzı , atmosferi ve kısaca herşeyiyle olağanüstü bir dizi olmuş outlander. pilot bölümü izlerken keyiften çiçek açtım resmen. bilimkurgu, gerilim, macera, romantizm ve hatta komedi dahil herşey var. bestseller olan bir seriden uyarlamaymış. nerdeyse 1.5 senedir mail grubu ve sosyal medya üzerinden bu dizinin prodüskiyonunu takip ediyordum ama bu kadar kaliteli bir dizi olacağını düşünememiştim.

ne iş yapıyorsanız bırakın ve pilotu izleyin derim.

(ananossoslukarides - 6 Ağustos 2014 04:04)

siz siz olun ilk bölüm diye düşük kalitelisini indirmeyin. sanat eseri gibi sahneleri piksel piksel iskoçya izler gibi izledim yemin ediyorum.

(bi sey dicem - 16 Ağustos 2014 23:46)

--- ilk bölüm spoiler ---

yani ilk bölüm claire'e penceresinin altından bakan iskoç'un hayaleti miymiş! ay çok heycanlı!

bir de benim gibi coğrafya ve tarih bilgisi berbat bi insana, yarın öbür gün taşa tuşa dokunur zamanda geriye gidersem ilk dakikadan öleceğimin garantisini vermiştir. bitkibilim'den de anlamam, şifacı da olamam. elektronik eşya yok, ev temizleyemeyiz, öyle kan görüp tavuk kafası filan koparamam off ya ne tırtmışız arkadaş... bak ruşen amca'nın kızı claire ayaklı ansiklopedi gibi, kocası ne anlatsa "hııı" diyip geçmemiş, aklına kazımış kadın!

--- spoiler ---

(su nanesi - 18 Eylül 2014 03:12)

iskoç havasini müziklerle birlikte iyi yansitarak durumu kurtaran dizi.

--- spoiler ---
fazla durağan gidiyorken 7.bölümde bir gecede 3 posta ile ortam hareketlendi. bildiğin konulu porno izledik.
--- spoiler ---

(marthel - 24 Eylül 2014 01:56)

yeni favori kelimemi ogretti bana bu dizi. herkese herseye (bkz: sassenach) diyesim var. sasenaksin iste sa-se-nak.

(meva - 26 Nisan 2015 03:46)

vize haftası vesilesiyle başladığım dizi.

ilk 4 bölüm sonra dizinin bir kitaptan uyarlanmış olduğuna inanıp araştırdım ve bingo! şu ana kadar okuduğum pek çok kitabın sonrasında filmini, dizisini izleyen bir insan olarak ilk defa dizisini izleyip de kitabını edinmediğim için hayıflanmama sebep olmuş dizidir aynı zamanda.

lise zamanımda philippa gregory ile başladığım; tarihi, okuyucuya okutan kitap serilerinin neredeyse tamamını bitirmiş bünyemde bu kitabı edinmediğim için yaşadığım vicdan azabının haddi hesabı yok.

dizisine gelirsek, karakter derinliği ve tutarlılığı yok denmiş lakin dizinin bir kitaptan esinlenilmiş olduğunun belki de en bariz kanıtlarından biri karakterlerde ki tutarlılıktı benim için. tutarlılıklara örnek verecek olursak,

---aman dikkat spoiler----

claire, mackenzieler ile kira toplamaya gittiği ilk zamanlar, dougalın topladığı ekstra paranın, kendi için değil de çok daha büyük bir dava (jakobit) için olduğunu anladığında aldığı tavırı değiştirip daha ılımlı yaklaşması..

leoch castle da edindiği ilk ve tek arkadaşı geillis ile mahkemeye çıkmadan hemen önce tutsak edildikleri zindanda yaptıkları kavgada claire, geillis in dougalla siyasi nedenlerden dolayı bir araya gelip birbirlerine aşık olduklarına emin olana dek geillisin yanına yaklaşmaması..

20. yüzyıldaki eşinin atası (hatta birebir aynısı) jonathan randall ile 2. karşılaşmalarında ki konuşmalarda samimi olması, anlattığı şeylere ağlaması ve sorgusuz sualsız inanması ise gelecekte kalan kocasına duyduğu özlemin ne kadar fazla olduğunu ve karakter derinliğini kanıtlıyor

claire kaza ile geldiği 18. yüzyılda sürüklendiği topraklarda yapması gereken tek şeyi (hayatta kalmak) başarabilmek için elinden gelen her şeyi yapan, sorgulayacı, inatçı, kararlı, zeki ve güçlü bir kadın.

---spoiler bitti---

ne izlediğinizin önemi yok ama bir şeyi eleştirmeden önce gerçekten görmek/izlemek gerek. bilgisayar başına geçip iki kelam etmeden önce izlediğiniz diziyi bir kez daha bu zamana-koşullara ait olmadan, dizinin yarattığı zaman, mekan ve koşullarında izlediğiniz zaman karakterlerin ne kadar derin ve tutarlı olduklarını görebilirsiniz, ha diziyi beğenip beğenmemek size kalmış ama yıllarca çalışılmış, yazılmış her sayfasında emek olan bir kitabın çok da başarılı bir dizi uyarlamasına kalkıp karakterler olmamış demeden önce kendi bilgi ve deneyim birikiminize bir göz atıp acaba ben bunu yazacak kültüre bilgiye deneyime sahip miyim diye sorgulamak gerek

bilale anlatır gibi anlatıyorum arkadaşlar,

(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma)

iyi seyirler.

(mor babetli seri katil - 27 Nisan 2015 15:59)

sam heughan'ın her bölüm daha da yakışıklı olduğu dizi.
hikayenin nasıl devam edeceği ile ilgili derin bir merak içersindeyim. duyan bilen varsa spoiler yemekten mutluluk duyarım.
bu arada bir frank vardı ne oldu ona ?

(queen of the nile - 5 Mayıs 2015 23:22)

daha popüler bir dizi olsaydı eminim herhangi bir ödül töreninde tobias menzies'e black jack randall rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü gelirdi. bilemiyoruz belki de gelir adaylık falan. adam yardırdı resmen.

edit: golden globe 2016 en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünde adaylar arasındaymış. kıps.

(glorious - 2 Haziran 2015 12:59)

kız dizisi diyenin alnını karışlarım, çinki bin di izliyirim!

ingiliz kibrini iliklerine kadar hissetirmesine rağmen, iskoçlara az bir şey sempatisi olan insan, bu diziyi de pek tabi sevebilir... güzel bi yapım...

bunu seven bunu da sevdi...
(bkz: poldark)

(tombikpasta - 9 Haziran 2015 08:26)

gördüm ki bu dizi, tarihi ve edebi metinlerin yüzyıllardır erkekler tarafından yazılmasını normal kabul eden bir takım eblehler tarafından kız dizisi ilan edilmiş. çünkü uyarlanan roman bir kadın tarafından yazılmış ve bu protagonist kadın tüm erkeklerin kendisini çok böyle beğendiğini sanarak yaşıyormuş. eee? bu mu yani mevzu? erkek anlatıcı olun, "ona soktum, buna geçirdim, bunu tavladım" olunca sorun değil de, bu mu sorun?

bitti mi? hayır, ardından işkence ve savaş sahnelerini çok kanlı bulmuşlar. maskülen normlarla donanmış bir düzenin vahşiliği erkeklere geliyor ama bunu kadın bir anlatıcının tasvirleri ile görmek rahatsız ediyor. hmmms. niye? çünkü norm ile üstünü örttükleri bazı şeylerin tiksindirici olduğunu hatırlatıyor. kahramanlık-vatan-millet goygoyu ile sunulan, sunulduğunda da ahraz müşterisi çok olan şeylerin aslında salt vahşet olduğunu fark ettirmesi de rahatsız ediyor galiba.

güzel dizi bu. tarih boyunca en az erkekler kadar vakalara şahit olmuş ama pek de yazılı metin bırakmamış kadınların suskunluğunu, 21. yy'dan ve biraz anakronik de olsa telafi etmeye çalışan bir kurgusu var. hiçbir faydası yoksa, iskoçya bağımsızlık hareketinin bilgi edinmek için iyi bir motivasyon kaynağı.

(hidrellez - 3 Mart 2016 11:37)