Bakushû (~ Erken Gelen Yaz) ' Filminin Konusu : Bakushû is a movie starring Setsuko Hara, Chishû Ryû, and Chikage Awashima. A family chooses a match for their daughter Noriko, but she, surprisingly, has her own plans.
Banshun(1949)(8,3-11756)
Tôkyô boshoku(1957)(8,3-2779)
Tôkyô monogatari(1953)(8,2-42354)
Akibiyori(1960)(8,2-3653)
The Browning Version(1951)(8,2-3884)
Sanma no aji(1962)(8,2-6457)
Ukikusa(1959)(8,0-6099)
Sôshun(1956)(8,0-2282)
Kohayagawa-ke no aki(1961)(8,0-3033)
Higanbana(1958)(8,0-3077)
Journal d'un curé de campagne(1951)(8,0-8157)
Ochazuke no aji(1952)(7,9-1776)
insanlar size "merhaba, naber" derken; siz önyargılarınız doğrultusunda onu çoktan incelemiş ve "güle güle" demiş olursunuz. sonra kendinizi başka bir yerde başka insanlarla vakit geçirirken bulursunuz, canınız sıkılır, başka bir yere gidersiniz, sonra oradan da sıkılıp başka bir yere gidersiniz; sanal veya reel, kısır bir döngü.hızlı bir sosyal hayata sahip olmak aslında sosyal hayatın olmamasıdır yani. insanlar gelir, geçer; siz o sırada birçok duygu durumuna girer çıkarsınız; sinirlenirsiniz, sonra sevinirsiniz, üzülürsünüz, mutlu olursunuz, mutsuz olursunuz vs vs... bir gün daha böyle biter işte; her mood'u yaşayarak. aslında tüketerek belki de...
(loralynn - 30 Kasım 2010 10:27)
soluk soluğa bırakır.
(syd - 30 Kasım 2010 10:28)
tüketim toplumu, brazil ve 'günümüz' diyeni sikerim, coffee table philosopher diyebilme hakkınız mahfuz.bu herze benim büyük komedim, orospu sinemalarım. iyelik kesbettim, günah çıkarttım, rakı koyun, efendi olun. öyle kendini çok önemseyip, aman da yaşanmışlıklar (bu sözcüğü ilk kim türettiyse), siksoklar, işte arta kalırsa çılgın deneyimler, akıllara durgunluk veren 'arkadaşlarlayız' parantezinde jeunet sekansları, bütünüyle derinlikli görünüp manidarlık estiren beat fragmanları, rokenkoklar, çadırlar, herkesin içtiği ucuz şaraplardan yalnız bana münhasır mallarmé imgeleri demeyeceğim elbet. onu diyenlere biçilen aşmış, uçmuş, bu gezegenden değillere nasıl öğürmüşsem, hep 'yavaş' ile anılmış anılacak ozu'nun bakushû'da dediği "çok fazlasını istememeliyiz"le bungunlaştım ani. ulu-çekik isteme, demiyorsa da ve ünlemiyor, bağırmıyorsa hatta inceden kadir savun tembihi çekiyor, gereklilik çekiminden uzak eleğini asmış arif adam gibi tınlıyorsa da durunamadım. popüler kültür bebeğim; izlediğim en komik karakter olan ulysses everett mcgill gibi briyantinle mutlu olamadım. star wars izlememiş olmakla övünebilecek düzeye geldiysek yarra yeringli espriler zamanıdır: ben hız zehri emzirip sessizliği önlüyor diye diskoya bir türlü gönüllü gidemedim. burada kalkıp somutsallaştırabildiğim genel bir kanıyı tanı diye, tanım diye, aşı diye, deva diye ölçek ölçek kime sunayım? bu asude ahvâl içre beni naiflikle ödüllendirecek birkaç safdile ne gerek yahut ne zaman karaokeden yeteri hazzı alamamış birisi için 'o bambaşka kafalarda a-abi' diye terennüm edecek birkaç ham insan çıksın? sosyal medya konusunda kafama denklerle kafayı gözü yardım diye, gülmek kadar sevdiğim yoktu bu gece de içmedim diye, geçtiğimiz ay çok iyi kitaplar okudum hiçbirinden size söz etmem diye, hızlı yaşadım daha hızlı öleceğim diye, sigaraya koşmak endorfine koşmak diye, sözün gerçeği söylemeye yeltenip lâl olduğu yerde psikanaliz demeyelim.size bir sır:dünyayı amerika değil, metrobüste oturanlar yönetiyor.
(wereyda - 18 Nisan 2012 00:43)
hizli kosup bokun seyrek dusmesine neden olacak hadisedir.
(safahat - 18 Nisan 2012 00:58)
kaldırımda hızlı yürürsünüz çünkü yavaş yürüyenlere pek tahammülünüz olmaz , yıllardır hızlı konuşuyorsunuzdur zaten , yapacağınız her işin hızlıca sonlanmasını istersiniz , hızlı düşünür hızlı uygularsınız. bildiğiniz bir işi başkası yapmaya çalışırken tahammülünüz pek olmaz , yorgun değilseniz evde oturmak hiç size göre değildir. günlük 15 dakika da olsa dışarı çıkmak ister bu bünyeler.dans etmeniz bile hızlıdır , insanlar ayak uydurmakta zorlanır.hızlı yaşamak daha fazla hatalarla dolu bir hayat demektir fakat insanlardan genel olarak 1 adım önde olduğunuz için kıçınızı anca toplarsınız.sonuçta elinize geçen birşey olmaz , sadece kendinizi yıprattığınızla kalırsınız.hayatınızın arka fonunda da mazeretim var asabiyim ben çalar.
(cwind - 26 Ağustos 2012 01:14)
genç ölmeyi gerektirmez.tamam kabul ediyorum. sakin olmak lazım. dahası, fevri olmamak lazım. lâkin bu düsturlar herkes için bir değil. değil işte. benim gibi, hayatınızın son 3 yılını durarak, hatta bekleyerek geçirdiyseniz, mevcut süre sonundaki hızınıza siz bile inanamıyorsunuz. misal bu aralar birkaç kez daha yolculuk edersem şehirlerarası, edward norton'ınki gibi single serving arkadaşlar edinmeye başlayacağım artık.ayrıca gidişlerim-gelişlerim zaman zaman inişlerim çıkışlarıma dönüşüyor. ama yine de bu durumdan şikayetçi olmadığımı farkettim. çünkü bir şekilde yürüyorum, hatta koşuyorum. belki biraz fazla tırmalıyorum yırtmak için. ama en azından beklemiyorum. (aramakla ilgili durum şudur: bulana kadar sürer.)ve sözümü behzat ç.'den bir alıntıyla tamamlıyorum: yanlış yolda yürümek, doğru yolda beklemekten iyidir.tecrübeyle de sabit bu.
(sutsuz kahve - 2 Kasım 2012 17:51)
yurtta doğum günü kutlayıp ardından club a gitmektir. bununla kalmayıp boş durmadan kızlı erkekli dans edip* yurda geri gelmektir. bunların hepsini 5 saatte yaşamak ise ayrıcalıktır.
(katli integral - 3 Mayıs 2014 05:14)
cluba gidip, damsız giremeyip, eve geri dönmektir.
(kasa kasa berg - 3 Mayıs 2014 05:17)
genç ölmekle vuku bulan eylem.
(owlman - 3 Mayıs 2014 05:34)
Yorum Kaynak Link : hızlı yaşamak