Süre                : 2 Saat 15 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Eylül 1995 Çarşamba, Yapım Yılı : 1995
Türü                : Macera,Drama,Romantik,Savaş
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Hachette Première , Canal+ , Centre Européen Cinématographique Rhône-Alpes
Yönetmen       : Jean-Paul Rappeneau (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jean-Claude Carrière (IMDB)(ekşi),Nina Companeez (IMDB)(ekşi),Jean Giono (IMDB)(ekşi),Jean-Paul Rappeneau (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Juliette Binoche (IMDB), Olivier Martinez (IMDB)(ekşi), Pierre Arditi (IMDB)(ekşi), François Cluzet (IMDB)(ekşi), Jean Yanne (IMDB)(ekşi), Claudio Amendola (IMDB)(ekşi), Isabelle Carré (IMDB)(ekşi), Carlo Cecchi (IMDB)(ekşi), Christiane Cohendy (IMDB), Jacques Sereys (IMDB), Nathalie Krebs (IMDB), Laura Marinoni (IMDB), Elisabeth Margoni (IMDB), Yolande Moreau (IMDB), Christophe Odent (IMDB), Hervé Pierre (IMDB), Daniel Russo (IMDB), Richard Sammel (IMDB), Jean-Marie Winling (IMDB), Paul Freeman (IMDB), Michèle Addala (IMDB), Marie Albe (IMDB), Alice Aniel (IMDB), Alain Aparis (IMDB), Alain Bauguil (IMDB), Gérard Bayle (IMDB), Michel Bellier (IMDB), Beatrice Bertrand (IMDB), Françoise Blanc (IMDB), Stéphane Boucher (IMDB), Denise Boulet (IMDB), Didier Bourguignon (IMDB), Jacques Brun (IMDB), Brigitte Canaan (IMDB), Jocelyne Carmichael (IMDB), Dany Castaing (IMDB), Joëlle Cattino (IMDB), Viviane Cayol (IMDB), Bruno Cécillon (IMDB), Paul Chevillard (IMDB) >>devamı>>

Le hussard sur le toit (~ Damdaki süvari) ' Filminin Konusu :
1832 yılında, Napoleon’un düşüşünün ardından Avusturya’nın baskısını hisseden İtalya’da birçok kişi Fransa’ya kaçmaktadır. Bu kaçaklardan biri de Angelo Pardi adında genç bir askerdir. Fransa’da yayılan kolera salgını onun başına hiç beklemediği işler açacaktır.


  • "cnbc-e kıyağı olarak 29.09.2003 akşamı 22:00 de izleme keyfine erişeceğimiz film . film konusu sanat yönü vb. bir yana iki çok güzel insanla bir görsel şölen!"
  • "cnbc-e de nedense adı "le hasard sur le toit" olarak tanıtılan film."
  • "filmi saat 22:00 da bir kere izleyip doymayıp gece 03:00de tekrar izlemistim,buyuleyici,mukemmel."
  • "dogru tercumesinin "damdaki hafif suvari" olmasi gereken film, herhalde biraz komik bulundugu icin damdaki suvari tercih edilmis. hussard* suvari degil, haif suvari demektir.(bkz: hafif suvari)"
  • "somine onundeki binoche u sarapla yıkama sahnesiyle binoche u ve guzelligi aklıma tekrar sokup tanımlamıs muthis sahneler birlesmesi film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    cnbc-e kıyağı olarak 29.09.2003 akşamı 22:00 de izleme keyfine erişeceğimiz film . film konusu sanat yönü vb. bir yana iki çok güzel insanla bir görsel şölen!


    (duduklu tencere - 29 Eylül 2003 20:37)

  • comment image

    1800 lerdeki kolera salgınıyla gelişen olaylar,etkileyici sahnelerle unutulmaz bir film.olivier martinez canlandırdığı karakterle beni büyülemiş,
    juliette binoche güzelliğiyle kıskandırmıştır..o ne dokunaklı ne büyük aşktır ne güzel anlatımdır..


    (lodos - 25 Kasım 2003 01:29)

  • comment image

    filmi saat 22:00 da bir kere izleyip doymayıp gece 03:00de tekrar izlemistim,buyuleyici,mukemmel.


    (imorh - 25 Kasım 2003 03:28)

  • comment image

    somine onundeki binoche u sarapla yıkama sahnesiyle binoche u ve guzelligi aklıma tekrar sokup tanımlamıs muthis sahneler birlesmesi film.


    (imorh - 29 Aralık 2004 14:52)

  • comment image

    burada oyuncu kisvesi altında sunulan yaratık, daha sonra rol arkadaşı juliette binoche ile bir beraberlik yaşamış ve türkiye'de güneyde küçük bir koyda beraber bir yaz geçirmiştir.
    (bkz: olivier martinez)


    (243 10 43 - 18 Mart 2005 00:36)

  • comment image

    --- spoiler ---

    pauline ve angelo'nun aşk hikayesi. ama aşk dediysek aşkın en kusursuz tarafı var burada bu kez. ne gereksiz tutkular var, ne harcanmış zamanlar, ne sevişmeler, ne de karşılık beklemek. safi silme aşktan bahsedilebilir bu filmde.

    pauline evli bir kadındır. akrabalarını ziyaret etmek için manosque'a gelir. ancak kolera salgını patlar. akrabaları bulundukları evi terkederken pauline kocasını bekler. ancak kocası gelmez...tam bu sırada italyada süren avusturya işgaline karşılık asilerden birisi manosque'a gelir. kolera salgınından dolayı insanlar çıldırmıştır. angelo köye gelir gelmez çeşmede biraz dinlenmek ister. ancak insanlar çeşmeyi zehirlediğini düşünerek angeloyu linç etmeye kalkarlar. insanların elinden kurtulan angelo yeryüzünde rahat olmayacağını anlayarak dama çıkar. insanlardan kurtulur ve damda bir kediyle tanışır..kedi angeloyu asla bırakmaz. ta ki askerler gelip köyü basıncaya kadar.

    günler geçer ve angelo acıkır. susar. bir centilmendir angelo. bir asidir. bir kaçaktır. vatanından uzakta, sürgündedir. damlarda sürünmekten bıkınca bir eve girer. evdeki pauline'dir. ''korkma..ben bir centilmenim''...

    işte bu andan sonra italyaya gidip vatanını kurtarmak için mücadele veren angelo'nun kaderi değişir. artık pauline nereye giderse kader onu oraya sürükleyecektir. bir andan sonra da kendisi sürüklenecektir artık. çünkü olan olmuştur.

    bu filmi benim nazarımda özel kılan şudur: bu iki insan birbirinin the one tabir ettiğimiz o tek ve bir tek aşkıdır. hani şu hayat boyu bulamadığımız. bulmak için uğrunda bin tanesini harcayıp ruhumuzu tükettiğimiz. amaaaan ne ariycem len banne deyip bırakıp dingilleştiğimiz. heartbreaker olduğumuz. kısacası tam bir doğa olayınıu görebilirsiniz bu filmde. milyarda bir gerçekleşebilecek bir olay. binlerce filmde binlerce aşk işlenir ama hep bir eksik vardır bunlarda. hep bir arıza. kadın erkek ilişkileri işte dersiniz. vay be tutkuya bak dersiniz. ama ben böyle bir sabır, böyle bir dirayet, böyle bir saflık görmedim.

    arada dağlar yok. beraber çıkılan bir yolculuk var. angelo italyaya gidecekken, vatanını kurtarmaya gidecekken pauline'in peşine düşüyor. onu koruyor. kolluyor. en ufak şeyden bile. peki bunu neden yapıyorsun angelo??..çünkü siz bir bayansınız ve sizi yollarda yalnız bırakamam..centilmenliği bahane ediyor kısacası. ama neden bambaşka.

    pauline yolda öğrenir ki kocası da o'nu aramak için evi terketmiştir. günlerdir yollardadır. geri dönmek ister manosque'a. angelo izin vermek istemez, atı durdurur, emreder hatta. ama pauline'in cevabı ibretliktir;
    -daha önce hiç sevmedin sanırım..

    gerçekten sevmemiştir angelo. atı durdurmaya çalışırken elinde pauline'in kırbacı patlar. pauline çekip gider. ama angelo peşindedir. askerler pauline'i yolda yakaladığı zaman angelo yetişemez ve tüm hıncını ağaçlardan alır. askerler doğruca karantinaya götürürler pauline'i. angelo da ardından gelir. bile bile isteyerek her gün onlarcasının öldüğü, kolera kaptığı karantinanın içine gider. pauline'i orda bulur. onu ordan çıkarır. yollarına devam ederler..angelo daha önce hiç sevmemiştir ama artık o eski o değildir.

    asla itiraf edemiyor angelo aşkını. ama kadın tüm bu gurura, kusursuz korumacılığa, inada rağmen dayanamaz sorar angeloya;

    -ben senin için ne ifade ediyorum?...

    sarhoşsun sen der angelo. kabullenemez..o'na ait değildir pauline. evlidir. ayrıca hiç sevmemiştir angelo. o güne dek belki hiç. çocuk gibi davranır hala. kurşun askerlerden kalma bir disiplini vardır. sonra bembeyaz olur pauline'in yüzü. ve yere kapaklanır. pauline koleradır.

    bütün gece iyileştirmeye çalışır kadını. bütün gece alkolle ovar vücudunu. o güne dek koleraya yakalanmış onlarcasını kurtarmaya çalışır angelo. ama bir tanesini bile kurtaramaz. kurtaramadığı gibi de her seferinde aynı acıyı tadar. pauline ölmek üzeredir. tüm gücüyle kan ter içinde kadını alkoller ovalarken artık bir an gelir ve pes eder...bembeyaz yüzünde ölüm vardır artık pauline'in. ağlamaya başlarken çaresizliğin dibi karanlığını arttırır. bir damla su içirmeye çalışır yine de..ve pauline öksürür..hala yaşıyordur...

    o gece pauline'in hayatının kurtarır. o güne dek kurtaramadığı onlarcasına rağmen pauline'i kurtarır angelo. ölüm alamaz onu. kimse alamaz. birbirilerine sarılamazlar bile. sadece pauline angelonun elini ister...elini ver...yağmurun ardından kusursuz bir sabahtır bu.

    ve angelo pauline'i evine dek götürür. kocasına teslim eder. hayatı boyunca taptığı ve tapacağı kadını. asla gel demez. asla o'nu zorlamaz. kaderi kabullendiğinden değil, ayrılığı istediğinden değil, angelo sadece sevmektedir pauline'i. sadece sevmektedir. hesapsız kitapsız kusursuz. karşılık ne ki?...vatanından ideallerinden canından bile vazgeçmiştir çoktan. ve en zorunu da yapar. o'ndan da vazgeçer.

    aradan yıllar geçer. bir mektup gider bir gün pauline'den italyaya. o zamanlar tabi ne internet var ne bir halt. bir mektup anca savaşlardan açlıktan ve salgınlardan sıyrılıp aylar sonra sahibine ulaşabilmektedir. aylarca cevap gelmez. ama bir sevap gibi çıkagelir bir mektup. pauline mektubu elinden bırakamaz. kocası da pauline aslında istese o'nu bırakacaktır. farkındadır olan bitenin. ama pauline sadece gülümser dağlara taşlara doğru. film burada biter...

    ne kıskançlık var, ne bir hesap, ne ilişkiler hususunda bir alacak verecek..ne kadın olmanın arızaları ne de erkek olmanın arızaları..herşey tertemiz..herkes duru ve huzurlu...sadece bilmek bile güzel bunu. sadece o'nu düşününce huzur dolmak bile. belki o binlerce kilometre ötede. ama nedir?..long distance relationship yokolmaya mahkumdur!!..e bu nedir o zaman abicim...seven adam sevebiliyor demek ki..işte bu film de bir film bile olsa belki bir ütopya bile olsa bu hissiyatın yaşanabileceğine bir kanıttır.

    artık ne pauline var ne de angelo. onlar nerdedirler bilmiyorum. ancak onların kavuşamamaları bile onları ayrı kılamıyor. onları bölemiyor. onları yokedemiyor. onlar gibiler varoldukça ne ilişkilere gerek var ne de dikenli tellere..korunmaya..sevgi dilenmeye...ilgiye..sevişmeye..susmaya..bütün onlar. tek. aynı seste duran iki ayrı nota gibi.

    le hussard sur le toit angelo ve pauline'in aşk hikayesidir. dünyanın en güzel hikayesinin kahramanlarıdırlar. ne mecnun ne kerem, ne aslı ne leyla..hepsi bir olsa ikisi etmezler.

    ---
    spoiler ---


    (madeath - 10 Ağustos 2006 01:50)

Yorum Kaynak Link : le hussard sur le toit