Su ve Ates (~ Su ve Ates (Wasser und Feuer)) ' Filminin Konusu : Doğunun kanunlarından uzağa kaçan bir adam olan Haşmet ve hayatın acı gerçeklerinden bihaber, saf ve duru bir kız olan Yağmur'un imkansız aşkının hikayesidir. Doğu ve Batının, Güneş ve Ayın, Su ve Ateşin masalıdır bu aşk… 15 Kasım 2013'te gösterime giren filmin galası bir gün öncesinde İstanbul Trump Towers'da yapıldı.
Benim Dünyam(2013)(7,5-4065)
Sadece Sen(2014)(7,4-3129)
Bi Küçük Eylül Meselesi(2014)(7,2-9524)
Senden Bana Kalan(2015)(6,7-1826)
Sevimli Tehlikeli(2015)(6,2-2569)
Sonsuz Ask(2017)(6,1-919)
Ikinci Sans(2016)(5,7-1004)
Her Sey Asktan(2016)(5,5-1180)
Ya Sonra?(2011)(5,2-2274)
Seni Seviyorum Adamim(2014)(5,2-766)
Evim Sensin(2012)(5,0-4729)
Ask Sana Benzer(2015)(3,8-2521)
bok gibi olduguna en ufak suphem olmayan ozcan deniz filmi.ya bir de biz bu igrenc adamin surekli opusmelerine sevismelerine şahit olmak zorunda miyiz? gerekirse kisirlastiralim yoksa bir nesli seksten sogutacak.
(hanci bana biraz sarap getir - 26 Ağustos 2013 10:27)
hangi filmden çalıntı olduğunu bulan ilk ekşici'ye benden paso.
(mewluth - 26 Ağustos 2013 14:00)
özcan deniz'in "beni de yunanistana iteleyin canlar!" manasında devamlı saçmasalak film çekmeye devam etmesi sonucu akıllanmayan türk toplumuna kestiği cezadır."ozcanis deniseros" fena olmadı bak. hala çok geç değil.bu adam film çekiyor ben katalogtan kablo tavası seçiyorum, trafo gücü ya da gerilim düşümü hesaplıyorum, amk lan bu nasıl hayat? morfeyus mavi hapı getirsene artık hain domdom!
(alebahad - 22 Ekim 2013 11:11)
olum var ya özcan da sırf bu daş gibi hatunları götürmek için film çekiyiir gibi geliyor bana..(bkz: ebru destan)(bkz: deniz çakır)(bkz: fahriye evcen)(bkz: yasemin kay allen)(bkz: pelin akil)
(calvin klein - 7 Kasım 2013 20:09)
özcan deniz'in yasemin kay allen gibi bir hatunu defalarca öptüğü film...bu dünya böyle adaletsiz, böyle absürt, böyle garip işte...film hakkında diyeceklerim bu kadar...
(appdata - 13 Kasım 2013 18:20)
filmin afişini görür görmez ulan bu özcan deniz kiminle film çekeceğini çok iyi biliyor diye höykürdüğüm film.
(zaptir - 15 Kasım 2013 17:28)
asmalı konak'ın özcan deniz'in içine işlediğini görmemize vesile olan film. şahsıma yeşim ustaoğlu sinemasının değerini hatırlatmaktan başka bir etkisi olmamıştır.(bkz: araf)
(cwieck - 17 Kasım 2013 00:21)
senaryosunu keşke diğer filmleri gibi araklasaymış dediğim özcan deniz filmi.
(macabrex - 17 Kasım 2013 00:21)
üçlemenin ilk ayağıdır. devamında toprak ve hava çekilecek, finalde ise avatar geri dönecektir.(bkz: the last air bender)
(shinigami ryuk - 17 Kasım 2013 01:24)
özcan deniz'in yasemin allen ile takılmak için yaptığı film
(theboyunderthewaterfall - 17 Kasım 2013 21:21)
(bkz: fırat'ın yazgısı)
(kozniku - 24 Kasım 2013 00:20)
özcan deniz başrole kadın oyuncu seçme konusunda usta .adam gerçekten güzelden anlıyor. ha yanına yakıştırıyor mu orası muamma.evim sensinle ister istemez mukayese ediyor insan. o vasattı bu ondanda vasat maalesef.gerçekten insan bir pazar günü güzel bir film izlemek istiyor ama nerdeee.. orta sınıf bir töre cinayeti konulu yurdum dizisinden tek farkı o 80 bölüm sürüyor burada 1buçuk saate sığdırılmış .büyük başarı(!)sonra birde alıştırmışlar istenmeyen kadının daha çirkin olması gerektiğine. esas kadından daha kadınsı ve çekici bir istenmeyen kadın vardı.hatta öyle ki arada içimden "nolur sev şu kadını artık"diye bile geçirdim.beğendiğim şeyler de oldu tabi görüntü kalitesi,film de geçen "bilmezdim" diye bir şarkı ha bir de sonunu iyi bağlamışlar.
(gececen o isleri - 24 Kasım 2013 21:56)
mukemmel asik ozcan deniz ve yine zorluklara gogus geren askini konu alan, senaryo bakimindan zayif denebilecek, tore cinayet ask ucgeni, hamile olundugunu sevgiliden saklama klisesi desek de goruntuler ve cekim kalitesi tebrik edilesi bir filmdir.. yanliz soylemeden edemeyecegim londra galasinda ozcan deniz`in salonda olmasina aldirmadan millet kahkahalarla guldu cogu yerinde..ben uzuldum adam icin..sen millet cantadan mendilleri cikarip aglasin diye ver son ses fon muzigini, koy uzun uzun bakisma sahnelerini, millet gozunun icine baka baka kikir kikir gulsun...zor isler bunlar..
(bellisimo secrets - 25 Kasım 2013 02:14)
öncelikle bu filme çok kötü demek haksızlık olur. ama bir filmi ipe çekiyorsak neden çektiğimizi yazalım. bana kalırsa "bu film iğrenç. utanıyorum böyle filmlerden" deyip, sebep göstermeden ipe çekmek emeğe saygısızlıktır. beğenmediğin ne? söyle, yapım ekibi de kendine paye çıkarsın. peki bu filmi iyi bir sinema filmi yapmaktan uzaklaştıran şey ne?-ihtiyar babanın mezarlıkta, "onu asla elime almam" repliği ve akabinde yaşanan trajikomik durum gibi zorlama senaryo-aşkın, kolye ve saatle somutlaştırılması, menfaat için iki sevgilinin arasına giren kötü insanlar gibi 70'lerin filmlerini aratmayacak klişeler-artık didikleye didikleye perişan bir hale gelmiş, kokuşmuş bir töre, kan davası konusu-cool görünmek için kendini kasım kasım kasan, godfather triplerinden vazgeçemeyen bir özcan deniz oyunculuğu-mantıksız ögeler de var... köyde kıt kanaat yaşayan babanın, kızının londra'da kuaför vs adı altında paşalar gibi takılması. "dil için gelmişti. çalışma izni mi almış. kuaförlük nasıl yapabiliyor" diye düşünüyorsunuz bir an. açıklamak zor...-en tuhafı da; filmin ilk yarısında bile "kim kimin oğlu, kim kimi öldürmüş" tam olarak anlatılamamış olması. yani öykünün seyirciye yedirilememiş olması-filmin sonundaki klasik trükler. yani hasılatın gözyaşına endekslenmesi. gözünde yaş birikmiş insanlara bakarak, gözyaşlarına boğulmak istenmemiz...buna başka eleştiriler dahil edilebilir.neyse...su ve ateş çok iyi bir film değil evet. "ama iğrenç film. sen git müzik yap, dizi de oyna" diyerek bir insan bu kadar aşağılanmamalı. çünkü saydığım tüm bu eksilere rağmen bu kadar aşağılanacak bir film değil. hatta "akıcı ve öyküsünü iyi anlatan bir film" diye övmek bile mümkün.2013 yılı bitti. bu yıl 20'den fazla türk filmi izledim. berbat dediğiniz bu filmden çok daha kötü filmler vardı ve sırf yönetmeni, senaristi vs. sinema-tv mezunu diye, sırf 'içinde özcan deniz yok' diye şu film kadar yerin dibine sokmadık. bu noktada objektifliğimizi yitiriyoruz. özcan deniz'in sinema adına yaptığı hatalardan daha büyük bir hata bu. çünkü içinde etik açıdan bir noksanlık var...
(atmosphere - 13 Aralık 2013 14:12)
yâ hû; aklıbaşında bir insan sürekli kendi kendine roller yazıp, karşısındaki karakterlere de "gözlerin uçurum gibi, beni içine doğru çekiyo! senle hiç bişey az değilmiş gibi, ya cenneti ya cehennemi verirsin sanki. kimsin sen kemal?" ya da "ya sen ne değişik br adamsın?" dedirtir mi acaba? böyle yapış yapış, vıcık vıcık diyalog olur mu peki? ya da kendi yazdığı ve kendi yönettiği ve kendi yaptığı filimde kendi kendisini "yazar" olarak yazıp, her filminde kendisine bir başka pâye bahşetmek...ya da kendi sahnelerini ağır çekimlerle "vurgulamak", kendi kendine bir "heybet" katmak...hep o kısık gözlerle bakan hırpo...her filimde kendisine bir başka dilberi âşık etmek ve her filimde bir başka dilberin süpermeni olmak...ve nihâyetinde hamza'ya "ben naapacağmı bilirim hamza!" diye ayar verirken, manitanın karşısında "yaw bak! bu gönül işleri beni biraz mahcup eder..." diye romantik yakışıklı şeytan tüyü var bu hınzırın sıfâtına gir..."ya sen ne değişik bir adamsın" kemal, dogru dürüst cümle kurmaktan, türkçe konuşmaktan âciz, ama londıra'da roman yazar. işte bu, ancak be ancak haddini bilmezler, özentiler, cahillikler, taklitler ve nihâyetinde absürdlükler ülkesi güzel ülkemizde olur. başka yerde olmaz, olmadığı gibi hayâli bile dinleyenleri güldürür. hâ belki meksika'da, daha da belki bollywood'da böyle filimler yapılıyor, ama bunların ekserîsi "komedi" oluyor babacım, "gülünç" değil! sen kendi kendine yazıp, yönetip, oynayıp ve dahi kendi kendine kendi yaptığını beğeniyorsan düpedüz, basbayağı, endirek, dimdirek, ortadirek bir zavallılık, bir eziklik, bir varoş hâlet-i rûhiyyesinden başka bir şey olamaz ki, filim olsun.ya sen ne değişik bi adamsın kemal! kimsin sen?
(matrakcinasuh - 26 Aralık 2013 12:03)
otobüs yolculuğum sırasında, dublajlı film izlemektense, yerel bir film izleyeyim mantığıyla izlediğim ve beğenmediğim filmdir.aslında film hakkında yorum yapamaya değer bile bulmuyorum ancak daha önce hiç değinilmemiş olduğuna olan şaşkınlığımdan ötürü yazmak istiyorum.film buram buram erkeklik, feodalite, erkeklik, güç, erkeklik ve erkeklik kokuyor. filmin yönetmeninin özcan deniz gibi bir erkek olmasından da kaynaklı bir durum olabilir ancak filmde işlenen erkeklik ve kadının ikinci planda olması, erkeğinden sevgi ve aşk dilenen bir rolde olması veya kadının yine fedakarlık duygularının işlenmesi, kadına karşı şiddet, tüm bunlar filmin bir parçası olsa da, eleştirel bir yaklaşımdan öte çok olağan ve normal durumlar şeklinde işlenmiş ve bu noktadan sonra film isterse herkesten tam puan dahi almış olsa benim için bitiyor.kemal/haşmet, kız kardeşine suratındaki morluğu çok olağan ve gündelik bir konuşmanın içerisinde "kocan (karakterin ismini hatırlamıyorum) mı yaptı" diye soruyor. ve ses tonu soruş biçimi çok olağan. kız kardeşi ise tebessüm ederek ve geçiştirerek "amaaaan ağabey işte" gibi bir yanıt veriyor ve sahne geçiyor. izleyicide "ne yani kocası yapmış olur öyle şeyler" etkisi yaratılıyor.haşmet, eşinin toplantıda masadakilere yaptığı çıkıştan sonra odayı terk etmesiyle, peşinden gidiyor ve onu duvara sıkıştırıp silah çekiyor. bu nedir ya? sevdiği kadına romantik, centilmen, duyarlı davranan bir karakterden bahsediliyor. çoğu kadının izlerken "ay bana da böyle biri inşallah" eşlikleriyle izlediği bir karakterden bahsediyoruz ama bu karakter karşısındaki sevmediği bir kadın bahis olunca onu öldürmekle, zarar vermekle vs tehtid edebiliyor. ve yasemin allen'le (filmdeki ismini unuttum) olan aşkı idealize ediliyor. gerçek hayatta yok böyle şeyler. bir erkek herhangi bir kadına böyle bir şiddet gösterebiliyorsa, her kadına, her erkeğe, her canlıya gösterebilir. kafası atar gösterir, sevgisi biter gösterir, sever de gösterir, aşıktır kıskanıyordur gösterir, her türlü bahaneyle gösterir. silah çekmek ne abi. bu kadar olağan ve romantik bir şekilde izleyiciye sunmak ne? delikanlı portresi böyle çizilmez.filmde kadın o kadar ikinci planda ki, haşmet'in kız kardeşini eşi öldürdükten sonra, haşmet adamla sahilde intikam almak ve onu öldürmek için buluştuğunda ilk söylediği şey kardeşimi öldürdünden öte, bankadaki hesabı boşaltmaya çalışmışsın, sanki en büyük olay bu sonra arada kız kardeşimi öldürdün bilmemne. aklıma geldikçe yazıyorum, bir de madem sevmiyorsun karını, evliliğin boyunca suratına bakmadın, sevemedin kadını, neden sevişiyorsun? nasıl sevişiyorsun? egon, sevgisizliğin vs o kadar yüksekken nasıl sevişebiliyorsun? film bu noktada yine erkeklik üzerinden oynuyor. erkeğin ihtiyacı, sevmiyor ama erkektir ihtiyacıdır robot gibi sevişir olarak işleniyor. kadını "kullanıyor" ve kendi hayatına devam ediyor. bu da olabilir ama neden yasemin allen tam tersi, bir daha hiç kimseyle yakınlaşamayan, ihtiyaç dahilinde de olsa sevişmeyen bir karakter olarak gösteriliyor. çünkü kadın ve sevişmeye ihtiyacı olamaz değil mi. hatta artık kadın da değil, anne.her neyse aklımda kalanlar bunlar ve filmi hiç beğenmedim. özcan deniz ve onun gibi erkek erkekler daha fazla film çekmesin.
(ilhuada - 31 Temmuz 2014 14:52)
filmde herhangi bir tarih belirtilmediği için son sahnelerin günümüzde geçtiğini varsayarsak, bundan en az 25 yıl öncesinde, dizüstü bilgisayarla görüntülü konuşma yapan karakterlerin olduğu filmdir.
(zubdeialem - 13 Nisan 2014 22:57)
özcan denizin tuttuğunu duvara dayadiği film.
(garfieldterlikliadam - 4 Kasım 2014 21:34)
an itibariyle fox'ta yayinlanan affedersiniz bok gibi olmus film.özcan deniz'in yine duvardan duvara vurduğu filmlerden biri anlasildigi uzere. adam duvara dayamayi seviyor hafız.ha tabi hakli da, özcan deniz bence iyi yapıyo kendi kendine film cekiyo. yoksa kimse buna film teklifi götürmez abi, götürmemelidir de, yani bu kadar kabiz bi adam neyi şeyettiriyor. elemani her gördüğüm film/dizi asmalı konak'ın devamıymış gibi geliyor.
(entry manyaii yaparim - 23 Kasım 2014 01:21)
özcan deniz filmlerini izlerken aklıma canan tan'ın kitapları geliyor nedense, hep aynı senaryonun farklı kişiler üzerinden dönmesi meselesi . velhasıl film tam bir zaman kaybı ve özcan denizin tipik yumurtlaması. arkadaş yapamıyorsun bence bu işi bırak, aşkın da cılkını çıkarmasan olmaz. allaisen vazgeç bu işten
(xaltikerinde - 2 Mart 2014 17:02)
Yorum Kaynak Link : su ve ateş