About Schmidt (~ Schmidt hakkında) ' Filminin Konusu : Hayatı, ailesi ve işiyle meşgulken herhangi bir sorun yaşamayan Schmidt, emekliliğinin ardından karısını kaybetmesiyle tepetaklak olur. Üstelik kızı da, uygun olmayan bir adamla evlenme planları yapmaktadır. Geniş bir arazide bir uçandairenin açtığı kocaman bir boşluğa benzeyen yaşamına bir anlam katmak isteyen orta yaşlı adamımız; hem kendi yaşamını gözden geçirmek, hem de kızının yapmak üzere olduğu hatayı engellemek üzere bir yolculuğa çıkar.
Ödüller :
Nebraska(2013)(7,7-103983)
As Good as It Gets(1997)(7,7-256427)
Sideways(2005)(7,5-169352)
The Bucket List(2008)(7,4-213646)
The Descendants(2011)(7,3-224414)
Election(1999)(7,2-93537)
Something's Gotta Give(2003)(6,7-103075)
Golden Globes : "Golden Globe-Best Screenplay - Motion Picture"
jack nicholson, dermot mulroney, hope davis, kathy bates'in rol aldığı yeni film. yönetmen alexander payne.
(remus lupin - 11 Şubat 2002 17:12)
hayatimi bosa mi geciriyorum, acaba 60 yasima geldigimde yanimda yatan bu adam da kim der miyim, napiyorum ben nereye gidiyorum gibi sorular sorduran, en huzunlu sahnelerinde bile muthis espriler olan, muthis keyifli, buruk bi gulumsemeyle biten jack nicholson saheseri.
(dem - 18 Ocak 2003 12:48)
election ve citizen ruth filmlerinin yonetmeni alexander payne'in son filmi, veya bombasi. gordugunuz gorebileceginiz en midwestern film. daha once 2001 yilindaki favori filmim ghost world'den aldigim tadin bir benzerini aldim bu filmden. minik fakat filmi etkileyici kilan, bazen cok komik, bazen cok trajik detaylar, nefis oyunculuklar filmin basarisina onemli katkida bulunuyor. film tabii nicholson etrafinda donuyor, ama diger oyunculara da haksizlik yapmayalim, ozellikle aslan yelesi sac modeli ve komik top sakaliyla su yatagi saticisi damat randall [dermot mulroney], cazgir ve azgin dunur roberta [kathy bates] mukemmeller. nicholson'in one man show'undan baska bir sey goremeyenleri de anlayamiyorum. ucsuz bucaksiz amerikan "landscape"inin insanlarini bundan daha iyi anlatan bir film varsa da, ben gormedim..bundan sonraki ilk isim, election ve citizen ruth'u bulup seyretmek olacak.
(willy van der kerkhoff - 3 Şubat 2003 17:15)
zaman zaman insanlarin ikiyüzlülükleriyle ve ici bos sözleriyle de bir güzel dalga gecen, gülümseten hos film.
(requiem - 8 Şubat 2003 15:42)
belirli ve onceden tahmin edilebilen anatomiye sahip, siradan ve alisilagelmis standart hollywood filmlerinden ayrilan basit senaryosu, minik ayrintilar ile verdigi ince mesajlar ve basta jack amca olmak uzere tum oyuncularin performansi ile uzun sureden sonra sinema izleme keyfini yasatan film. yasamini dogru seylere adamanin ne kadar onemli oldugunu son cizgiden gosterebilen yapim.
(vpr - 19 Şubat 2003 09:06)
ustadin dugun konusmasinda yuzunun aldigi birbirinden farklı 244 mimik izlenmeye degerdir
(penta - 18 Mart 2003 03:56)
pek cok konuya deginiyim derken hicbirinin derinine inmeyen,tamamlanmamis, eksik hissi veren alexander payne filmi...
(chuinase - 19 Mart 2003 16:17)
insana yaşlılığını düşündüren, bu yüzden beni mecidiyeköy odeon'dan beyoğlu'na dek efkarlı adımlarla yürüten film.
(tabularasa - 1 Nisan 2003 18:20)
etkilenmeden salondan çıkmanın mümkün olmadığı bir film.. jack nicholsan'ın oyunculugu mükemmel..az diyaloğa rağmen mimikler ve vücut diliyle bir kez daha hayran bıraktı kendine..bence ne üstün körü geçilmiş mesajlar ne de olduğundan hafif sunulan bir senaryo vardı.. herşey tam olması gerektiği gibi basit ama vurucu.. seyrederken beckett oyunları* aklınıza geliyor..depresif, karanlık, mutsuz bir film.. zaman zaman çok güldürüyor hatta gözleriniz dolarken bi yandan da gülümsemek gibi garip bir ruh haline sokmak gibi bir başarısıda var filmin.. itici amerikan tavırlar, tepkiler ve o berbat aksan olmasa daha cok bir avrupa filmine benzetilebilir.. çünkü amerikanın küçük beyinlerinden çıkmayacak kadar yoğun bir film..
(inventionofsolitude - 6 Nisan 2003 19:41)
gayet garip bir ruh haliyle izledigimden mi bilmem acayip hosuma giden bir film oldu. jack nicholson olmasa bu kadar güzel olabilir miydi diye de düsünmedik degil lakin filmde en hosuma giden sey, olayların bugünün kosullarında gerceklesmesine ragmen insanların hiçbirsekilde teknolojiyi kullanmıyor olusuydu. mesela mektuplar geliyor ne bileyim, kimsenin cep telefonu kullandıgını görmedim, ankesörlü telefon kullanıyorlar hatta.. ne bir internet var ortalıkta, ne de konusulmadan görüsülmeden halledilen problemler vs vs..gayet normal seylerin, gercek seylerin abartılmadan gözler önüne serildigi bir filmdi ve sanki 80lerde cekilmiş gibiydi. evet, iyiydi.
(tommyknockers - 12 Nisan 2003 02:04)
jack nicholson'ın hayatın anlamını bulduğu film...
(undernick - 14 Nisan 2003 13:27)
normal şartlar altında tahammül edilebilir bir senaryoya sahip olmasına rağmen kötü işlendiğinden kelli insanı sıkan bir film. gerçek zamanlı gibi çok ağır ilerliyor, filmin sonuna kadar her an bir şey olacakmış da filmin akışı değişecekmiş gibi beklemenizi sağlıyor. bunun dışında oyunculuk gayet iyi. orta yaş üstünün daha çok beğeneceğine inandığım bir film.
(diniszz - 16 Nisan 2003 03:18)
sıkılmak isteyen bir arkadaşa tavsiye edilebilecek filmlerden biri.
(nienna - 17 Nisan 2003 19:32)
konusu itibariyle kesinlikle çok iyi bir film.jack için bişey söylemeye gerek yok, yine aşmış.film bana biraz elling adlı bir diğer filmi hatırlattı önceki senelerden.insanın yaşlanınca ne halt edeceği çoktandır beynimi kurcalıyordu.kişinin kendi hayatının bile öznesi olmakta zorlandığı zamanlarda, ayrıldığı iş çevresinden, evlatlarından, eşinden saygı beklemesi, hala her şeyi tastamam yapabileceğini düşünmesi ne garip.ve en zoru bu durumu kabullenmek, hazmedebilmek.acaba 50-55 gibi kaçsak mı bu dünyadan.ya da (bkz: hızlı yaşa genç öl)
(cnbce - 20 Nisan 2003 05:32)
leziz bir durum hikayesi, çehov tarzı. detaylar, tepkiler, kişiler son derece gerçek. küçük şeylerden mutlu olan ihtiyar insanlar hepimizin hayatında olduğundan (ister dede olsun ister komşu ferit amca olsun), ister istemez dokunaklı bi film. komik yerleri de var illa ki , ama daha ziyade bi iç burkan. filmi izlerken, yaşlı bi insan için yapabilicek ne kadar az şey olduğunu düşündüm; direk olarak onların hayatından bi kesit veren bi film dahi, daha yoğun olarak gençler tarafından izlenmekte. evet böyle bi çıkarım da yaptım ve üzüldüm şahsen. kesinlikle "live fast die young" imiş hayat, onu gördüm bir de.
(mirounga leonina - 25 Nisan 2003 14:30)
çehovuda sevmemiştim zaten ben.. inanılmaz yavaş ve karamsar bir film.. güneşli bir bahar gününde gaza gelerek sinemaya giren bir insan her ne kadar genç olursa olsun gününün filmden sonraki kısmını yaşlanınca acabe ne yapacağı ne edeceği.. ya karısı onu o hiç bilmeden aldatırsa veyahut kızı tasvip etmediği bir texaslıyla evlenirse düşüncelerine sokuveren bir filim.. zaten filim daha en başından tik-tak larla başlıyor.. kıl olurveriyor insan daha giriş aşamasında..
(yasland - 27 Nisan 2003 15:46)
oyunculuk derslerinde okutulması gereken bir performans sergilemiş jack nicholson. klasik bir orta sınıf amerikan ailesi portresinin dışında başka şeylere de değinmiş yönetmen kişisi. dramla mizahı aynı çatı altında birleştirmenin klasik bir resmi olmuş. jack nicholson görünürde olmayan ikinci bir karakteri daha canlandırmıştır filmde. birincisi sıradan bir hayata sahip, ailesiyle arasında sürtüşmeler yaşayan ezik yaşlı bir insan iken diğeri ndugu adlı 6 yaşındaki tanzanyalı çocuğa yazdığı mektuplarda ortaya çıkan kişiliğidir. mektuplarda olmak istediği kişiyi çizmektedir. çocuğa söylediği küçük beyaz yalanlarla hayatını güzelmiş gibi göstererek bir yandan kendini kandırmaya çalışırken diğer yandan içinde bulunduğu acıklı durumu zıt bir anlatımla resmetmektedir. yani ikinci kişilikle ortaya konan mizah aslında gerçek kişiliğin dramını da dile getirmektedir. bir gün bir film için "kekremsi bir tat bıraktı" diye bir yorum yapılacak olursa o film bu film olmalıdır.. hatta olmuştur..
(parantez - 27 Nisan 2003 19:12)
yaşlılık gibi basit görünen bir konunun nasıl büyük yoğunlukla işlenebileceğini gösteren film. ayrıca, kişinin iç hesaplaşmalarının yazarak yapılmasının bazen daha samimi olduğunun da göstergesidir jack nicholson'ın ndugu'ya yazdığı mektuplar. film için karanlık, depresif, komik, romantik falan demek istemiyorum, zira hepsi bir arada gibi. kekremsi bir tat bıraktığı doğru.
(ironick - 28 Nisan 2003 10:34)
isine asik olan insanlarin* emekli olunca başına gelecekleri gösteren bir filmdir ayni zamanda.
(brownie - 28 Nisan 2003 10:40)
yaşlı insanların yalnız kalınca karşılaştıkları acı durumu ve farklı kuşaklar arasındaki iletişimsizliği anlatan bir film
(sezgi - 28 Nisan 2003 10:46)
Yorum Kaynak Link : about schmidt