The Phantom Tollbooth (~ The Adventures of Milo in the Phantom Tollbooth) ' Filminin Konusu : Dahi bir müzisyen yüzündeki maskesiyle operada gizli saklı yaşamakta, bu arada Christine'e dersler vermektedir. Kızın patronuna aşık olmasıyla Phantom'un gazabı operayı saracaktır.
The Point(1971)(7,9-1846)
Mr. Bug Goes to Town(1941)(7,1-999)
Gay Purr-ee(1962)(6,9-1520)
Raggedy Ann & Andy: A Musical Adventure(1977)(6,7-654)
kitabın akışında önemli etkileri olan, genellikle aforizma olarak kabul edilebilecek cümlelerdir. ya okurken altı çizilir ya da bir kenara not alınırlar. kimi zaman bir cümledir, kimi zaman ise komple bir paragraf..."tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasında ki farkı anlayabilme sağduyusu ver."marlo morgan - bir çift yürek
(bykush - 6 Ağustos 2010 20:01)
"..hiçbiri benden özür dilemedi; biri bile. ne öyle duygusuzca içime girdikleri için, ne bütün o sancilari çekmeme ve bundan utanç duymama neden olduklari için, ne de benimle alay edercesine bu kadar uzun bir süre ve bu kadar aptalca yalanlar söyledikleri için. bu yaptiklari için onlari bagislamami hiçbir zaman istemediler benden; ben de onlari hiçbir zaman bagislamadim."(bkz: i never promised you a rose garden)
(onaltinin karesi - 25 Aralık 2010 20:05)
toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi. -vurun kahpeye/halide edip adıvaralakalı olabilir; (bkz: türk toplumunda kadının yeri)
(rail - 27 Aralık 2010 02:29)
yaşama olan aşırı sevgimizdenumut ve korkudan kurtulan bizlerhiç bir yaşamın sonsuz olmadığıölülerin asla dirilmediğiki en yorgun ırmak biledenizle birleşir bi yerdebu yüzden tanrılara şükranlarımızı sunarızmartin eden/jack london
(psych0 - 27 Aralık 2010 02:35)
“ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kâinattan 7079 yıl, isa mesih’ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına kostatiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı.”(bkz: puslu kıtalar atlası)
(vorenus - 27 Aralık 2010 02:41)
"..bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana. neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı. hayat da böyle bir şeydi benim için; hep bir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. bütün bir hayatın özeti buydu.bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim; öyle solgun nilüfer gibi bir havuzun içinde yalnız başına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim. bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı. onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek başıma yüzebileceğimi düşündüler. ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim.ne garip başka bir şey de olmak istemedim, beni beğenmeleri yetti bana.."(bkz: ahmet altan)(bkz: tehlikeli masallar)
(mandibula - 29 Aralık 2010 22:17)
"yengeç, suda yaşar; ama, yüzme bilmez - suyun içinde, yürür..."*(bkz: oruç aruoba)(bkz: benlik)
(askbocugu - 30 Aralık 2010 03:16)
"insanları genel anlamda seviyorum ama kimseye tahammülüm yok."(bkz: tutunamayanlar)
(enluminure - 30 Aralık 2010 03:32)
''kolay bir saadet mi yoksa insanı yükselten bir ızdırap mı daha iyi'' (bkz: yeraltından notlar)
(atinikollayanadam - 30 Aralık 2010 03:36)
sabahları hasta uyanmanı istiyorum, hastaysan eğer, yaşıyorsun demektirmerhume burçak çerezcioğlu'nun mavi saçlı kız kitabında, babası mehmet çerezcioğlu tarafından sarfedilmiştir.
(nehrinkarsikiyisindakalankiz - 30 Aralık 2010 03:40)
talih diye okumuştum bir yerde, kör değil cahildir. talih diye düşündüm, istatistik ve olasılığı bilmeyenlerin tesellisidir. (bkz: orhan pamuk)(bkz: yeni hayat)
(uifbuiks - 30 Aralık 2010 13:16)
"bilmem bilir misiniz kan kırmızı kadın acılarını siz?"(bkz: beyaz otel)
(astafai - 30 Aralık 2010 13:23)
"büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler."(bkz: dokuzuncu hariciye koğuşu)
(idioglossia - 30 Aralık 2010 13:28)
"genler, bir bedeni sonuçlandıran gelişimsel süreçlerin programlanmasında yüzlerce diğer genle iş birliği yaparlar, tıpkı bir yemekle sonlanan aşçılık sürecindeki iş birliği yapan tarif kelimeleri gibi. tarifin her kelimesi yemeğin farklı lokmalarına tekabül etmez."(bkz: richard dawkins)(bkz: the god delusion)
(konstantiniv - 30 Aralık 2010 13:31)
"mutluymuşuz o zamanlar, ama mutlu olduğumuzun farkında değilmişiz tüm mutlular gibi.." aziz nesin- aşkım dinimdir..tam olarak bu değildi belki ama vermek istediği mesaj buydu. yıllar yıllar önce okudum, ancak şimdilerde anlam buldu, bir zamanlar mutlu olduğumun farkına vardığımda..
(orkazma - 30 Aralık 2010 13:34)
(bkz: nee karı mı)?
(uyku - 30 Aralık 2010 13:36)
senin bu kadar mutlu olmana ancak senden birsey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler...uçurtma avcısı - khaled hosseini
(i believe i can fly diyen penguen - 30 Aralık 2010 13:40)
"b i z, artık, ayrı olabiliyor idiysek, sen ile ben arasındaki şu ile artık, yok, demekti."(bkz: ile) (bkz: oruç aruoba)
(adama - 30 Aralık 2010 13:46)
"bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi."(bkz: masumiyet müzesi)
(wellwisher - 30 Aralık 2010 13:51)
..isteyene ruhumu kiraladım, vücudumdaki dikiş sayısını artık bilmiyorum, hayatımı diktiler, oysa yırtmak için çok uğraşmıştım.(bkz: kinyas ve kayra)
(saykodelikzade - 30 Aralık 2010 14:10)
Yorum Kaynak Link : iz bırakan kitap cümleleri