Süre                : 2 Saat 13 dakika
Çıkış Tarihi     : 02 Aralık 2001 Pazar, Yapım Yılı : 2001
Türü                : Drama,Savaş
Taglar             : güçlü adam,Yahudi,demirci,Haham,Polonya
Ülke                : İngiltere,Almanya,İrlanda,ABD
Yapımcı          :  Werner Herzog Filmproduktion , Tatfilm , Little Bird
Yönetmen       : Werner Herzog (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Werner Herzog (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tim Roth (IMDB)(ekşi), Jouko Ahola (IMDB)(ekşi), Anna Gourari (IMDB), Max Raabe (IMDB)(ekşi), Jacob Wein (IMDB)(ekşi), Gustav-Peter Wöhler (IMDB), Udo Kier (IMDB)(ekşi), Herbert Golder (IMDB)(ekşi), Gary Bart (IMDB), Renate Krößner (IMDB), Ben-Tzion Hershberg (IMDB), Rebecca Wein (IMDB), Raphael Wein (IMDB), Daniel Wein (IMDB), Chana Wein (IMDB), Guntis Pilsums (IMDB), Torsten Hammann (IMDB), Jurgis Karsons (IMDB), Klaus Stiglmeier (IMDB), James Reeves (IMDB), Ulrich Bergfelder (IMDB), Jakov Rafalson (IMDB), Ieva Aleksandrova (IMDB), Natalie Holtom (IMDB), Karin Kern (IMDB), Amanda Lawford (IMDB), Francesca Marino (IMDB), Beatrix Reiterer (IMDB), Adrianne Richards (IMDB), Sabine Schreitmiller (IMDB), Kristy Wone (IMDB), Rudolph Herzog (IMDB), Les Bubb (IMDB), Tina Bordihn (IMDB), Silvia Vas (IMDB), Hans-Jürgen Schmiebusch (IMDB), Joachim Paul Assböck (IMDB), Alexander Duda (IMDB), Klaus Händl (IMDB), Hark Bohm (IMDB) >>devamı>>

Invincible (~ Invencible) ' Filminin Konusu :
Olaylar 1976 yılında başlamaktadır. Philadelphia Eagles takımı kötü zamanlarındadır ve takıma gönül vermiş taraftarlarını da üzmektedir. Hayatında zor günler geçiren, işsizlikle boğuşan ve karısı tarafından terkedilen Vince'de bu taraftarlardan biridir. Yeni sezona takım yeni bir teknik direktörle başlar. Teknik direktör Dick stadyumda herkesin katılabileceği bir oyuncu seçmesi yapacağını söyler. Katılan yüzlerce kişi arasında Vince'de vardır. Otuz yaşındaki adamımız için zor bir mücadele başlamıştır. Nihayetinde Vince takıma tüm olumsuzluklara rağmen girer ve mücadelesine başlar


  • "michael jacksonin ,bu son albümünde carlos santana ile çalistigi "whatever happens" isimli nefis bi sarki da vardir."
  • "two steps from hell'in 2010 çıkışlı efsane albümü ve aynı adı taşıyan epic şarkısının ismi."
  • "(bkz: hms invincible)"
  • "michael jackson 'un müzik hayatında çıkaracağı son albümün adı.."
  • "fr. yenilmez"




Facebook Yorumları
  • comment image

    muse'dan pek hazzetmem ancak derler ki bu şarkı insan yüreğine uyuşturmaksızın bir ameliyat yapar. her sözünde bir yara açar, o yaradan oluk oluk acı hatıralar damlar, her ne kadar şarkıda dayanıklılık vurgulansa da insanın zayıflığı ön plana çıkar. tehlikeli şarkılardandır işte. gidin dinleyin, dinletin. üzer ama zevk veren bir üzüntüye yol açar. (bkz: ne dedim ben şimdi)


    (dare - 20 Mayıs 2007 00:45)

  • comment image

    michael jackson'ın 2001 tarihi çıkışlı albümü. sony music ile yaşanan anlaşmazlıklar yüzünden promosyonu dahi yapılmayan bir albümdür ki promosyon yapılmadan 2002 yılında 11 milyonluk satış rakamı ile yılın en çok satan albümü olmuş ve aynı yılın en iyi r&b albümü seçilmiştir.


    (14 love - 21 Aralık 2008 23:11)

  • comment image

    2000'lerde yapılmış en iyi r&b-pop albümlerden birisidir. zaten iyi olması durumuna şaşırılmamalı çünkü o* bunu hep yaptı.*****albümün çıktığı dönem ilgi görmemesinin tek nedeni michael jackson'a bok atmanın en trend olduğu zamanda çıkmasıdır. bu albümü yine o dönem justin timberlake, usher veya prince çıkarsaydı büyük ihtimalle kariyerlerinin en iyi albümlerinden birisine sahip olurlardı. zaten 2001-2002 dönemi dünyada r&b'nin en şatafatlı ve popüler olduğu dönemdir ki britney spears bile teen-age pop'u bırakıp kendini the neptunes ve darkchild'a teslim etmiştir. ama olaylar michael jackson için diğer sanatçılara olduğu gibi gitmedi. o dönem sony ile de aralarında anlaşmazlıklar çıktığı için albümün promosyonu da güme gitmiştir ve single'lar da çok özensiz seçilmiştir. albüme gelecek olursak, tarafsız bir şekilde dinlenilirse bütün şarkıların üstünde emek harcandığı ve kaliteli oldukları anlaşılabilir.

    ilk şarkı olan unbreakable, the notorious b.i.g. desteklidir. michael'ın sesi her zamankinden daha tizdir ve sesindeki kırgınlık ve küskünlük şarkının sözleriyle birleşince çok sıkı* bir giriş şarkısı niteliği taşır. zaten ilk single'ın bu şarkı olmasını istemiş ve bir rivayete göre klip* için george lucas ile anlaşmış. hatta mel gibson'ın da küçük bir rolü olacakmış klipte. daha önce hiçbir klipte görülmemiş 3d efektler istemiş ve avustralya'ya gitmiş. ama sony single için bu şarkıyı reddedince bütün planlar suya düşmüş.

    ikinci şarkı heartbreaker ilk şarkı gibi new jack swing'in iyi örneklerinden birisidir ve single olabilecek bir parçadır. dans pistlerine, orijinal haliyle olsun remix'leriyle olsun bomba gibi düşebilirdi.

    üçüncü şarkı invincible bu albümün the way you make me feel'idir. michael hoşlandığı kızı elde edebilmek için dil dökmektedir ve uğruna neler yapabileceği klişelerinden bahseder. kendisi bu şarkıyı da single olarak çıkarmak istemiş ama umduğunu bulamamıştır.

    dördüncü şarkı break of dawn'da tempo düşer ve albümün ilk duygusal olarak nitelendirilebilecek şarkısına geçiş yapılır. güzel bir r&b ritmi ile başlar ve biter.liberian girl'ün tadı yakalanabilir. müzikleri arasında benzerlikler vardır.

    beşinci şarkı heaven can wait bana kalırsa albümün en r&b şarkısıdır. ölümle arasının iyi olmadığı anlaşılabilir bu şarkıda.

    altıncı şarkı ve ilk single you rock my world tartışmasız albümün en iddialı şarkılarından birisidir. dünyada yapılmış en iyi r&b şarkılarının listesi yapılsa ilk 10'a girmesi gereken bir eserdir. vokal olarak da michael'ın en başarılı işlerinden birisidir. yavaş yavaş başlar şarkıya ve sonuna geldiğinde adeta "dünyayı oynatacak" bir yorumla söyler. klibi de çok başarılıdır ve bol ünlülüdür.

    yedinci şarkı butterflies albümün ikinci single'ıdır. floetry tarafından yazılmıştır. sıkı bir r&b parçasıdır. klipsiz bir şekilde billboard hot 100'de 18 numara olmuştur ki bu da iyi bir kanıttır. usher çıkarmış olsaydı kariyerinin en iyi şarkısı olabilirdi.

    sekizinci şarkı speechless albümdeki en iyi şarkıdır bana kalırsa. söz ve müziği sanatçının kendisine aittir ve adeta döktürmüştür. vokal olsun, müzik olsun, düzenleme olsun şahanedir. damar diye tabir edebileceğimiz michael jackson şarkılarının başında gelir.

    dokuzuncu şarkı 2000 watts blood on the dancefloor'dan çıkma gibidir. morphine'le iyi bir ikili oluştururlar. aynı zamanda iyi bir oyun soundtrack'i de olabilecek gücü vardır.

    onuncu şarkı you are my life albümdeki slow şarkılardan birisidir. akustik gitarla notaları bulunup çalınasıdır.

    on birinci şarkı privacy paparazzilere ayar vermek için yapılmıştır. slash michael'la eski günleri yad edercesine gitarıyla inletir şarkıyı. hakkında çıkan olaylardan, yazılan asparagaslardan bıktığı sesinden anlaşılabilir. iyi bir single olabilecek başka bir şarkıdır.

    on ikinci şarkı don't walk away, speechles'la birlikte en iyi slow şarkıdır. gitme demekten başka elimden bir şey gelmez demektedir. ağlatabilecek etkisi vardır.

    on üçüncü şarkı cry, r.kelly tarafından bestelenmiştir. albümün earth song'udur, heal the world'üdür. üçüncü ve son single'dır ayrıca. hoş da bir klibi vardır ama yeterli değildir. tam bu dönem sony'yle ipler koptuğu için adam akıllı bir klip çekilmemiş ve promosyonu yok denecek kadar az yapılmıştır. yazık olmuştur çünkü diğer "barış" temalı şarkılarından bir eksiği yoktur.

    on dördüncü şarkı the lost children belki de hayatını bitiren şeyler, çocuklar için yazılmıştır. ama sesinde pedofililikten çok kendisini çocuk yerine koyan ve belki de kendisi için söyleyen bir adam vardır. bu şarkıyı kendisi gibi kayıp çocuklara yazmıştır.

    on beşinci şarkı whatever happens santana desteklidir ve ikilinin neden başka bir projesi yok diye düşündürür. çünkü sonuç mükemmeldir ve böyle bir şarkının klibi olmaması büyük bir kayıptır. bu kayıbın sorumlusu yine sony'dir çünkü michael western temalı kısa film tadında bir klip istemiş.

    on altıncı ve albümün son şarkısı threatened 2000'lerin thriller'ı niyetiyle yazılmış gibidir. sanatçı yine hayal gücünü kullanarak canavar, hayalet, yaratık gibi öğelerden bahsetmiştir. şarkıda vincent price tarzı bir rap bölümü de mevcuttur. hatta michael jackson's this is it'te de görüldüğü üzere thriller'la medley şeklinde hazırlanmıştır.

    aşağı yukarı budur invincible. diğer michael jackson albümlerinden tek bir farkı vardır; şanssızlık.


    (outra - 19 Ocak 2010 18:41)

  • comment image

    2006 yılında ve erkek milleti için yapılmış bir peri masalı.

    yiğidin harman olduğu philadelphia'da yaşanan gerçek bir hikayeden yola çıkan film, sıfır noktasındaki vincent papale'nin, rüyasında bile göremeyeceği şekilde yükselmesi ve hayranı olduğu takımın* parçası olmasını anlatıyor.

    düşünsenize bi... halısahada top oynarken aykut kocaman/fatih terim/tayfur havutçu kenarda sizi izliyor. maç sonrası gelip "kadroda eksik var hacı, haftaya gidecek avusturya kampına gelsene" diyor! işte papale bu rüyayı fazlasıyla yaşayan ve 3 yıl da taraftarı olduğu o takımda top oynayan adam.

    filmi dün gece izledim ama silmeye kıyamıyorum. bugün de bir kez daha hızlı hızlı izledim. sporu ve masalları seven her erkek izlemeli!

    --- notlar ve spoiler ---
    * papalle'nin new york giants maçındaki son dakika touchdownun aslı, film biterken gösteriliyor. hafif bal da varmış herifte!

    * dallas cowboys maçı öncesi takımın soyunma odasındaki panik hali muhteşem resimlenmiş. odada sakin duran papalle ile coach dick vermeil 'in tuvalette kusmaları ve birbirlerine bahane üretmeleri, erkekliğe bok sürmeme kuralının evrenselliğini gösteriyor.

    * rocky de philadelphia'dan çıktı, papalle de... ya havasından ya suyundan demek ki :)
    --- notlar ve
    spoiler ---


    (seyuranto - 5 Haziran 2012 23:50)

  • comment image

    michael jackson'ın en kaliteli albümlerindendir. bir michael jackson albümü olarak çıktığında kıyameti koparmamasından sıradan bir albüm muamelesi görmüştür. zamanında kasetini almıştım; yalan yok, o zaman bende bir hayal kırıklığı olmuştu ama sonradan dinledikçe sevmiştim. şimdi açıp tekrar dinlediğimde şarap gibi albüm diyorum.

    ve dikkat edilirse bu albüm zamanının 6-7 yıl ötesindedir.


    (saladze - 1 Temmuz 2012 23:59)

  • comment image

    sony music denen dönek şirketle yaşanan bitmek bilmeyen sorunlar yüzünden piyasaya çıktığı 2001 senesinde video klip çekimleri dahil bütün promosyonu durdurulmuş, bu nedenle de insanlarda "berbat ve çok kötü" olduğu, sahibine yakışmadığı şeklinde düşüncelerin oluşup yerleşmesine sebep vermiş son michael jackson albümü. invincible'dan önceki son başyapıtı tam 6 yıl önce piyasaya sürülmüş (bkz: history) ve invincible'ın görücüye çıkmasından kısa bir süre önce çocuk tacizi davaları bir kez daha başına sarılmış olduğu için promosyonunun durdurulmuş olması haricinde dünyanın mj'den beklentisi de zaten oldukça azalmıştır ve albüm hakettiği ilginin ve başarının yarısını bile görememiştir. promosyonu yapılmayan bir albüm için satış rakamları çok iyi olmakla birlikte kliplendirilemeyen klasik olma potansiyelli nice şahane şarkı "bilinmeyenler" ve "hakkı verilmeyenler" olarak tarihte yerini almış, mj'in son büyük geri dönüşü hiç hesapta olmayan bir şekilde kursağında kalmıştır. sayısız başarıyla dolu bir kariyerden sonra kimsenin dinleyecek kadar bile önemsemediği çalışma olarak belleklerde yer eden, michael jackson efsanesinin hüzünlü sonu gibidir bu albüm. ama bilmezler ki zamanında milyonlarca albüm sattırıp kasasını doldurduğu sony'nin ihanetine uğramıştır kendisi.

    şüphesiz ki önceki albümlerinin ayarında değildir, gereksiz bir takım şarkılar barındırır, bazı şarkılar boş yere uzatıldıkça uzatılmıştır, jacko'nun sesi bazı şarkılarda bariz bir şekilde bozulmuş ve eski ayarında değildir ve başyapıt demek de oldukça zordur ama yıllanmış şarap gibi üzerinden seneler geçtikçe değeri daha da bir anlaşılmakta, daha da bir tatlanmaktadır. bu anlamda zamanının ötesinde bile denebilir. keşke bütün mj albümlerinin sahip olduğu sonuna kadar destek veren stüdyo şansına sahip olabilse, tanıtımı gerektiği gibi yapılıp, jacko'nun klasına yakışan klipler çekilebilse şu an bu albümün en azından 6-7 tane şarkısı dünya müzik severlerinin nezdinde michael jackson ve pop müzik külliyatının klasikleri arasındaydı.

    unbreakable, heartbreaker, invincible, you rock my world, speechless, cry, the lost children, whatever happens...

    söylenenlere, yerleşmiş önyargılara aldırmayın, inatla dinleyin ve dinletin efendim.


    (snidget - 18 Temmuz 2012 14:05)

  • comment image

    you rock my world sağolsun, beni michael jackson efsânesiyle tam anlamıyla tanıştıran albümdür. zirâ teen pop'tan sıyrılıp yabancı müziği tam anlamıyla keşfetmeye başlama yaşım henüz bu albümün çıktığı zamanları işâret ediyordu. ve mariah carey'e olan sınırsız sevgim, r&b'yi bir numaralı keşif nesnem hâline getiriyordu. pop kralını bilmemek benim gibi bir müzik arsızı için ayıptı, ve birkaç başat şarkısı dışında hakkında hiçbir şey bilmediğim bu adam bünyeme girip beni ele geçirmeliydi artık.

    daha ilk notalarından itibâren üzerinde çok çalışılmış, saf bir r&b albümü olduğunu belli ediyordu "invincible". 16 şarkılık iri içeriğiyle niteliği kadar niceliği bakımından da doyurucuydu üstelik. albümü bir otobüs yolculuğu sırasında, gece dinlemiştim ilk. ve hep de bir gece albümü olarak görmüşümdür. şu anda yaptığım gibi tadı en güzel gece çıkan, git gide açılımındaki "blues" etkenini yitiren r&b'nin bu acı gerçeğe başkaldırırcasına geceye yakışan tüm renklerini taşıyan bir albümdü bu.

    bugün sâhip olduğum en iyi dostlarımın büyük bir yüzdesini, müzikten aldığım zevkin önemli bir kısmını, ilk yurtdışı deneyimimi, yaşamımın berbat bir döneminden belki de en güzel dönemine geçişimi ve arka plânında sürekli bana eşlik eden nefis şarkıları borçlu olduğum bu adam, başka birisi çıkarmış olsa övgülere, ödüllere, promosyona boğulacak bir albümle -kendisi henüz bilmiyor olsa da- müzik kariyerine vedâ ediyordu. bence 2001 koşullarında çıkabilecek en güzel michael jackson albümüydü de üstelik. ve böyle bir albüme bile sâhibi michael jackson olunca insanlar çöküş gözüyle baktı. pek çok insanın ilk 20'ye girebilmek için kıçını yırttığı listelere sıfır promosyon, sıfır klip, sıfır canlı performans ile kafadan giriş yapan bir single*, plâk şirketinin desteğini geçtim, her türlü kösteği olduğu ve söylediğim gibi promosyona hiç girişmediği bir durumda bir başkası için zafer anlamına gelebilecek bir sayı olan 12 milyon satan bir albümden bahsediyoruz. adamın "düşüş"ü bile kimilerinin tepe noktasından yükseklerde. bu kadar büyüktü o işte.

    albümün en sevdiğim yanlarından biri sık sık eski işlerine göndermeler yapan ya da en azından bile bile benzerlikler taşıyan kısımlarının olması. heaven can wait'in sonlarında "leave me alone..." diye sızlanmakta örneğin kendisi. you rock my world'ün bir remember the time-2 olduğunu her zaman iddia ettim. hele de sonlarındaki "yeah, yeah"ler söz konusu şarkıdan alınan sample'lar âdetâ. speechless'ta da aynı biçimde bir you are not alone referansı var; "you are always in my heart." biçiminde, aynı melodi ile hem de. threatened, düzenlemesi olsun, konusu olsun, isminin benzerliği olsun, kaçınılmaz biçimde thriller'ın hayâleti. cry'ın ve onun kadar olmasa da the lost children'ın dünyâ temalı eski şarkılarının*** son zincirini oluşturması, privacy'de ezelden beri isim vermeden yaka silktiği (bkz: leave me alone) (bkz: scream) paparazzilere bu kez doğrudan kükremesi, yine 'privacy'de dangerous döneminde işbirliği yaptığı slash'i konuk etmesi gibi nispeten daha ufak kendinden feyz almalardan da bahsetmek gerekir.

    en favori mj albümüm mü karar veremiyorum ama kesinlikle en sevdiklerimden bu albüm. kaçtır dinlemiyordum ve bu gece açıp dinledikten sonra da her zamanki gibi esinlenmeden edemedim.

    seni çok seviyorum, michael.

    "can't you see, i don't wanna walk away..."


    (turuncan53 - 22 Ocak 2013 03:50)

  • comment image

    allmusic hakkında dünyada en negatif görüşlere sahip insanlardan biriyimdir herhalde ama "invincible"ın bu sitede yer alan değerlendirmesi güzel bir tespitle başlar,

    "let's get the clichéd bad joke out of the way to begin with: at the time michael jackson released 'invincible' in the fall of 2001, he hardly seemed 'invincible' -- it was more wishful thinking than anything else..."

    skandallarla çevrili çok zor bir on yılın sonunda, kaşif ruhundan çok fazla şey kaybetmiş bir insan duruyordu karşımızda. aslında "invincible" dünyanın en tanınmış insanının bedensel ve ruhsal olarak eriyip gittiği dönemin eseri bir albüm... sony ile yaşadığı büyük tartışma da işin tuzu biberi olmuş; albüm -en azından beklentilere kıyasla- orta karar bir performans segileyip, ardından büyük ölçüde unutulmuştu.

    hatırlayanlar olacaktır; artık eleştirilmeyen bir noktası kalmayınca millet "bu albüm niye bu kadar uzun" bile demişti. popun kralı sana 77 dakika 10 saniyelik müzik bahşediyorsa sadece minnettar olabilirsin. fakat o dönem dizlerinin üstündeki michael jackson'a vurmak prim yapan bir şeydi. tamam, bu albümde bir "morphine" veya bir "who is it" yoktu (benim naçizane görüşüme göre michael jackson'ın zirve eserleri) ama o dönemin hangi büyük bütçeli albümünde vardı ki?

    albümün öne çıkan şarkıları,
    break of dawn, unbreakable, invincible, butterflies


    (deliogul - 22 Haziran 2014 17:10)

  • comment image

    werner herzog’un 2001 tarihli filmi. tim roth da oynuyor. 1932’de geçen film polonyalı bir yahudi gencinin berlin’de bir yıldız olarak yaşadıklarını anlatıyor. film neticede bir efsaneye dayandığı için gerçekçilik aramak yanlış olur. lakin çok kritik bir zaman diliminde geçtiğinden biraz tarihsel yaklaşımından bahsetmek gerekir. önceleri kimliğini gizleyen yahudi gencin daha sonra nazi partisi’nin yükselişe geçtiği bir ortamda kimliğini açığa vuruyor, bu da hem almanya’daki hem de polonya’daki dindaşları için gurur kaynağı oluyor. dahası, kendisi bir süre sonra yahudi halkının başına gelecek korkunç bir felaketi gördüğünü iddia ediyor. bir haham da kendisinin her nesilde az sayıda bulunan ve tanrı için şehit olacak üstün kişilerden biri olabileceğini söylüyor. gencimiz gerçekten de şehit oluyor fakat son derece trajik (niyazi mi demek lazım?) bir biçimde. böylece filmimiz yahudiler arasında belli bir kabul gören ve holokost’u dinsel bir çerçeveden yorumlayan anlayışa prim vermiş oluyor. bir de tabii daha 1932’den soykırımın olacağını öngörmesiyle de hitler’in her şeyi öteden beri planladığını ve yavaş yavaş uygulamaya koyduğunu savunan tarihçilerin görüşünü paylaşmış oluyor ki bu teleolojik görüş şu andan büyük ölçüde bir kenara bırakılmış durumdadır.


    (ottoman vampire - 1 Şubat 2005 23:53)

  • comment image

    michael jackson invincible...

    if i could tear down these walls that keep you and i apart
    i know i could claim your heart and our perfect love will start but girl you
    just won't approve of the things that i do when all i do is for you but
    still you say it ain't coolif there's somebody else, he can't love you like
    me and he says he'll treat you well, he can't treat you like me and he's
    buying diamonds and pearls, he can't do it like me and he's taking you all
    across the world, he can't trick you like me

    so why ain't you feelin' me, she's invincible
    but i can do anything, she's invincible
    even when i beg and plead, she's invincible
    girl won't give in to me, she's invincible

    now many times i've told you of all the things i would do
    but i can't seem to get through no matter how i try to
    so tell me how does it seem that you ain't checking for me
    when i know that i could be more than you could ever dream
    if there's somebody else, he can't love you like me
    and he says he'll treat you well, he can't treat you like me and he's buying
    diamonds and pearls, he can't do it like me and he's taking you all across
    the world, he can't trick you like me

    so why ain't you feelin' me, she's invincible
    but i can do anything, she's invincible
    even when i beg and plead, she's invincible
    girl won't give in to me, she's invincible

    now some way i'll have to prove all that i said i would do giving you
    everything, fulfilling your fantasy then maybe you'll change your mind and
    finally give in in time then i'll be showing you what other men are supposed
    to do for you my baby

    rap

    so why ain't you feelin' me, she's invincible
    but i can do anything, she's invincible
    even when i beg and plead, she's invincible
    girl won't give in to me, she's invincible

    so why ain't you feelin' me, she's invincible
    but i can do anything, she's invincible
    even when i beg and plead, she's invincible
    girl won't give in to me, she's invincible

    so why ain't you feelin' me, she's invincible
    but i can do anything, she's invincible
    even when i beg and plead, she's invincible
    girl won't give in to me, she's invincible


    (groovy - 16 Ağustos 2005 14:47)

  • comment image

    indecent proposal (ahlaksız teklif) filminin başında da anlatıldığı üzere; insanın bir sevgilisi olduğunda ve karşılıklı olarak birbirlerine çok derin duygular beslediklerinde, içinde bulunduğu ilişkiyi zannettiği şey.

    sanki aralarında ne yaşanırsa yaşansın, ne olursa olsun, birbirlerine karşı olan hisleri asla yıpranmayacakmış, eskimeyecek ya da eksilmeyecekmiş gibi zannedilir...

    ama öyle olmaz.


    (format1 - 2 Eylül 2006 16:10)

  • comment image

    3:30'lu kısımlarındaki gitar davul partisyonunun bana dream theater'ı anımsattığı muse şarkısı. dream theater'ın octavarium'da muse etkileri göstermesine karşılık olarak yapıldığını düşünmekteyim ya da mütemadiyen sallıyorum bir taraflarımdan.


    (xeroquark - 12 Haziran 2006 13:47)

Yorum Kaynak Link : invincible