Camille (~ La Dam O Kamelya) ' Filminin Konusu : Camille is a movie starring Greta Garbo, Robert Taylor, and Lionel Barrymore. A Parisian courtesan must choose between the young man who loves her and the callous baron who wants her, even as her own health begins to fail.
Flesh and the Devil(1926)(8,0-3709)
Ninotchka(1939)(7,9-19987)
Queen Christina(1934)(7,8-6460)
Love(1928)(7,4-804)
Anna Christie(1930)(7,2-684)
Anna Karenina(1935)(7,1-4471)
Anna Christie(1930)(6,9-2428)
Mata Hari(1931)(6,7-2946)
Conquest(1937)(6,7-1189)
The Painted Veil(1934)(6,6-1209)
Two-Faced Woman(1942)(6,4-1280)
Romance(1930)(6,0-574)
dönmüş! kendisinin döndüğünü an itibarıyla fark ettim (sol frame takip etmekten uzak kalmışım bi süredir. el fikir'in de döndüğünü öğrenmemle az evvel, hemen camille bakayım dedim), sevindim bir. hoş gelmişmiş, filanmış fıstıkmış, oleymiş en çok da, süpermiş.
(unearth - 17 Kasım 2008 03:20)
benim "che guevara'ı erkan can da oynayabilir, neticede iyi oyuncu" dememe laf eden bu şahısın beğendiği erkek oyuncu kim biliyor musunuz a dostlar; inan kıraçevet evet, alıcınızın ayarlarıyla oynamayın. inan kıraç seviyor camille insanı. hohohohoh.
(saryade - 3 Aralık 2008 14:10)
2007 yapımı bir gregory mackenzie filmi. böyle sıradan bir amerikan filmi seyrediyormuşsunuz gibi başlayıp hayli sürrealist devam ediyor. niyagara gezisi yapmak gibi bir arzu aşılıyor seyredene. valla. imdb de diyor ki 7.3tür şiddeti. http://us.imdb.com/title/tt0462219/
(daphne - 18 Ocak 2009 23:47)
(eski) mariah carey kadar çok oktava sahip sesi var kendisinin sanırım. son albümü music hole'de sesinin bütün renklerini kullanmış, çok güzel. severek dinliyoruz. hatta yanlış anlamıyorsam money note şarkısının bir yerinde şöyle diyor:"i just want to beat mariah!" sonra da mariah'ın emotions şarkısında bağırdığı gibi tiz sesleri kullanarak allah ne verdiyse işte...
(bedsitter - 21 Ocak 2009 21:06)
akape'li değil. akape solcusu da değil. geriye kala kala ulusalcı kalıyor. başka seçenek yok. ulusalcı evet.
(avasas - 1 Şubat 2009 20:27)
süreç onu "allah mhp'ye ve saadet'e zeval vermesin" diyebilecek bir ruh haline getrmiştir.
(avasas - 19 Şubat 2009 21:02)
yazılarında gerçekten bilgi veren ve sözlüğün işlevinden gerçekten haberdar yazar. takip ediyorum severek.
(aglasamdokunabilirmisinizentrylerime - 22 Şubat 2009 18:01)
şşşş aramızda kalsın, bu arkadaşın 90 yaşında ve bunamış olduğundan şüüpheleniyorum. önce "güven kıraç seviyorum" yerine "inan kıraç seviyorum" dedi. neyse olur öyle dedim, kesin yargıya varmadım.sonra iki gün önce, daha bırak ablasını tanımayı, bilmeyi, kendisinin yüzünü görmemişken "laaaan bugün ablamın doğumgünüymüş niye hatırlatmıyoorsun" diye çıkıştığında, farkettim bir delilik olduğunu, üstüne gitmedim. "aa pardon ya aklımdaydı sana söylemek de iş yoğunluğundan unutmuşum." deyip geçiştirdim. sonra efenim az önce şu diyalog gerçekleşti aramızda: camille:1 mayısta gündoğdu da olanlar kimlersaryade:nasıl yanicamille:taksime çıkmayıp , gündoğduda miting yapçak olanlar yanicamille:işçi partililer misaryade:lan gündoğdu neresi allahın cezası. daha istanbulla izmiri ayırt edemiyorsuncamille::(camille:meydan adı diil misaryade:meydan adı. izmirde!!camille:hahahahaüstüne gitmeyin, yaşını ve bunaklık sorununu unutmayın ilişki kurarken. aman deyim, büyüktür, ihtiyardır yazık.
(saryade - 11 Nisan 2009 12:16)
ankara'ya bi kosu gidip opup gelemedim onu hala. ulan nasi kiskandim nasi ozendim anlatamam. csscp ve camille ayni yerde. sohbet muhabbet ooooh. biz burada ugrasalim duralim. var mi lan oyle.ben de istiyorum sizden. hayret bi si ya. ankara dedigin ne kadarlik yol ki. benim karsiya gecip gelmem kadar. gelirim ki ben. hih.
(amethyst - 29 Nisan 2009 21:26)
bir sıcak nefes, bir yürek çarpması, bir varmış bir yokmuş gibi oldu bu küçük hanım' ın istanbul' a gelip gidişi.insan biri yanındayken özler mi? evet özlermiş bu tarçın kokulu kamil kızı yanımdayken bile özledim.gelişiyle istanbul' a güzellik katan, hiç solmayan gülüşüyle gönlümüze taht kuran gönül dostu.yaşamıma varlığı ile renk katan stres gidericim.
(tulay1959 - 26 Mayıs 2009 00:31)
sohbeti, şakaları, paylaşımı ile tanıdığım için çok mutlu olduğum insan. insan-ı kamil derler bizim oralarda onun gibilere.
(cinarliada - 26 Mayıs 2009 15:34)
tanrıça bir gün bir kadın yaratmış. sonra bakmış ki elinin ayarı çok kaçmış. neredeyse on kişiye yetecek zeka, cesaret, izan, sevgi, yürek, şefkat, güzellik, adalet duygusu, mizah yüklemişmiş bu kadına. bakmış "oha bu olmadı böyle" demiş. kaba bir tanrıçaymış. "en azından ikiye böleyim de iki ayrı kadın olsun, tamam yine bir insandan fazlasına sahip olacaklar ama bunlar da böyle olsun madem" demiş. bu kadınlardan birini ankara'ya fırlatmış. camille'miş o.
(saryade - 19 Ekim 2009 22:09)
bakkalla devrim sohbetleri edebilen bir insan kendisi.
(saryade - 28 Ocak 2010 21:07)
#18680030 no'lu entrysinde islam'a yönelik herhangi bi saldırı göremedim ben. samimi bir şekilde inanmadığını dile getirmiş ve dindarlara, ''ateistlerden gelen her eleştiriye de atlamayın, gülün geçin'' tavsiyesinde bulunmuş.
(md k - 5 Nisan 2010 03:00)
inanıp inanması birilerini fena halde rahatsız etmiş. çok dindarım, islamı savunuyorum diyenler şöyle diyebilmeli.- inanır inanmaz bana ne?eh o zaman bir yerlere gelebiliriz belki.camille nasıl kimse inanıyor diye rahatsız olmuyorsa, başkaları o inanmıyor diye rahatsız olmamalı.insanlar inançlarında özgürdür. bu özgürlük elsanin mecnunu, camille, sen, ben herkes için geçerlidir.birilerinin konuşma, yazma özgürlüğüne saldırılırsa bunun adı kısaca faşizmdir.dün elsanin mecnunu, bugün camille, yarın avasas..... öbürgün sen ben.hani..- saldırın koçlarım yürrrüüüüü kim tutar seni hesabı.ya saygı çerçevesinde adam gibi fikirlerin tartışılmasına saygı duyacağız.ya da birilerinin kendi fikirlerine uymayan kişileri yok etmelerine izin vereceğiz.işte şimdi geldik en önemli konuya.birileri sizin gibi düşünmüyor diye ona saldırma hakkını kendinde bulursa insan.onun gibi düşünmüyorsun diye sana saldırıldığında ses çıkarmaman gerek.isteyen istediğini yazar. beğenmezsen okumazsın.
(tulay1959 - 5 Nisan 2010 14:52)
sayesinde "ateistim" demenin islama saldırı sayıldığını üğrendiim yazar. yani "sen mutlu olcen die, herkes inanıcak öle mi?, sen kendini huzur içinde sayman içün kaç kişi kelime-i şahadet getirmeli?" hani nerde senin dinin hoşgörüsü " leyküm diniküm veliyedin" die bişi var hatırlıyo musun? bi de en gıcık olduum şey ateistleri bele gözenekli bi yapıya felam sahip sanıyolar. içlerinde korkunç bi boşluk varmış da.. daha neler daha neler..size diyom tosuncuklar hu huusiz herkesi kendiniz gibi süngertaşı mı sandınız ? (görüntü bayağı bi hacimli görünüyo da ağırlık yok)de get rezil ol!
(sugar free - 5 Nisan 2010 15:01)
saryade: işte 30 cm.i buldu bebeğin boyu.camille: neyyy? lannn sen içinde ne taşıyon? öyle büyük olunur mu? saryade: ya gayet ortalama bir ölçü bu, uzun değil şu an. ben doğduğumda 50 cm.mişim, kardeşim 55 mesela. camille: neyyyyyyyyyyyyy?? lannn benim şu anki halimin üçte biri lan o dediğin?????
(saryade - 20 Nisan 2010 15:24)
bazı insanlar. en beklenmedik anda hayatınıza giriverir ve vaktinizi düşüncesizce çalarlar. büyülüdür bunlar. bakar, okur, izler, dinlersiniz, günlük programınızın bir parçası yaparsanız. camille'i ilk dinlediğimde "dünya üzerinde en seksi "fuck" diyen insanı duydum, güzelmiş" demiştim. in a manner of speaking'den sonra metrelerce yükseklikten betona düştüm "bu nasıl bir kadındır?" dedim. repeat diye bir hastalığa tutuldum, komşularımı muhtemelen rahatsız ettim. nouvelle vague konseri için haftalar öncesinden heyecanlandım gözümü kapatıp kendimi aşağıda onu sahnede izlerken düşündüm. saç kesimim sevimsizdi, camille'in sadece bir fotoğrafını görmüştüm, çok güzeldi. gelmedi. bir süre ara verdim. sonra kafamda birisi bir düğmeye bastı. camille vakti gelmişti tekrar artık fotoğraflarına bakabilecek, albümlerini dinleyebilecektim. ukala bir duruşu varmış, çok hoşuma gitti. şarkı söylerken devinen hamurdan bir şey gibi. kendiyle oynuyor, eline geçirdikleriyle hiç kimsenin aklına gelmeyecek münasebetlerde bulunuyor. bir performansta elinde mızıka too drunk to deyip mızıkayı üflüyordu fuck demek yerine. onu hem anlıyor hem de daha çok tanımak istiyordum. burnu biraz biçimsizdi ve çok güzeldi. le sac des filles temeli sağlam ama ara sıra da ip cambazlığı yapmak uğruna altını boşaltmayı becerebilen bir albümmüş. music box'lar, çanak çömlekler, güzel yaylılar, oyunbaz sözler...su gibi söylüyor camille bazen de sesi pas gibi takılıveriyor, çok iyi zamanlanmış tansiyonu var bu kadının vokalinin, şarkı söylemekle yakından veya uzaktan alakalı herhangi bir insanda beğeni ve bilinçaltı kıskançlığı yaratabilecek güçte bir ses.le fil ise daha "ben buradayım, ipi tutun takip edin" diyen bir albüm. camille kendiyle de müzikle de oynuyor yine allta tek bir nota, tüm albüm boyunca. "altta hep aynı ses var dinle bak deyince çok öne çıkan, şarkıya konsantre olunca yok olan". her performans öncesi elinde gazlı bir kalem ya da göz kalemiyle sol gözünden aşağıya kıvrılarak inen bazen kulak arkasında duran bazen de memelerine ulaşan kesintisiz bir çizgi çekiyor. "benim adım c ile yazılan carin'ken sen bana nasıl olur da k ile karin dersin?" diye sorabiliyor bir şarkıda. detonasyonu armoniye çevirebilecek bir müzikal zekası var. canlı albümündeki performanslar kusursuz asla değil ama hayranlık uyandırıcı. beatbox yaparken davul gibi duyulmaya çalışmıyor primitif sesler çıkarıyor titrek çığlıklar atıyor, human beatbox'ı benim için tekrar tanımlıyor.dünyaya ismi cismi belli olmayan yaratıların sol cebinde gelen nadir insanlardan camille. benim haftalarımı çalmış, playlistimi işgal etmiş, bana buradan aşk mektubu yazdırmış...önemsiz şeyler bunlar. camille çok insani bir şeyden hareketle yapıyor ne yapıyorsa. içindeki arsız yaratıcı tarafı çalıştırıyor. tekrar ediyor, yeniliyor, kıpırdıyor, tuhaf şekillerde el çırpıyor, ya-ra-tı-yor.son zamanlarda başıma gelen en güzel şey.
(cocoon - 16 Haziran 2006 15:28)
anladık sözlükte bir camille abla vardır, hasdır da. bir de bu isimli harika bir film vardır a dostlar. 1936 yapımı greta garbo'nun oynadığı, alexandre dumas'ın kitabından uyarlanan acıklı bir aşk öyküsünü anlatır bu film. garbo bu filmde öylesine samimi ve öylesine başarılı oynamıştır ki oscar da en iyi kadın başrol oyuncusu adayı olmuştur. (oscarın oscar olduğu zamanlardan bahsediyoruz. şimdi ayıp olmasın, yaşı geldi diye oscar veriliyor)filmde öylesine acıklı sahneler, öylesine naif duygular, hayatını zindan etme uğruna sevdiceğini öylesine kollama davranışları görürsünüz ki içiniz darmadağın olur. filmden bir söz ile mısralarımı sonlandırmak istiyorum, yoksa klavyeye gözyaşlarım düşecek. belki senin kalbinde yaşasam daha iyi.dünyanın beni göremeyeceği bir yerde.(bkz: film izler izlemez entry girmek)
(sinematematikci - 5 Nisan 2011 23:27)
bir bill fay şarkısı. sözlerini de yazayım. google'da bulamadık, çıkarttık inşallah:someone came and took camille todayeverybody who watched had so much to saylooking at the ground she hid her facestill refusing to scream out her hateshe was everybody's private propertyyou could read their mind: "she belongs to me"they would speak of her so jealouslyit was ...(ah?) so clear to seeand they all would boast: "oh yes, i know her well"and her every thought they all could tellbut all they did the day she fellwas shout the louder still
(actionary - 19 Haziran 2011 04:48)
Yorum Kaynak Link : camille