(bkz: beautiful lies)

(yorganadam - 20 Temmuz 2011 17:43)

oyuncu kadrosunda audrey tautou, sami bouajila ve nathalie baye gibi isimlerin yer aldığı 2010 yapımı pierre salvadori filmi. kurgusu finale doğru biraz bozulsa da başlangıcı oldukça hoş ve komik, izleyenin yüzünde keyifli tebessümler oluşturuyor birçok karesi ve diyaloğuyla.

--- spoiler ---

bir yandan ortağı olduğu güzellik salonunu ayakta tutmaya çalışırken diğer yandan da ailevi sorunlarıyla uğraşan emilie karakteri, babasının daha genç bir kız için terkettiği annesi depresif hâllerden çıkabilsin, az biraz hayattan keyif alsın diye olmadık bir plan yapar, çalışanlarından birinin kendisine gizlice yazdığı aşk mektubunu kopyalayıp annesine postalar. lâkin annesine çaresizce iyilik yapmaya kalkışırken mektubun sahibine bilmeden kötülük etmiş olur. düşüncesizce yaptığı plan bir yerden sonra arap saçına döner ve olaylar komik bir şekilde gelişmeye başlar...

--- spoiler ---

audrey tautou ve sami bouajila iki sempatik ve güzel oyuncu, bu filmde de rollerini güzel kotarmışlar aslında. ama keşke gâyet hoş ilerleyen konu sonuca bağlanırken biraz daha özenli kurgulansaymış daha keyifli olabilirmiş bu film.

http://www.imdb.com/title/tt1529569

(martin jacques mystere - 9 Ekim 2011 14:55)

audrey tautou yetenekli bir aktris. çıkış yapmasını sağlayan, sadece fransa'da değil avrupa'da da ünlenmesini sağlayan amelie'deki performansı bunun en büyük kanıtı. başarılı bir aktris ama hiç de doğru seçimler yapamayan birisi de. romantik-komedilere hapsedildiği de bir gerçek. ara ara bunu kırmaya çalıştı ama becerdiğini söylemek zor. kariyerinde gerçekten kaliteli denebilecek en fazla beş film var. kalanlar hep bilindik romantik-komediler. hatta bilindikten daha kötü, vasatın altında kalan rom-kom'ları var. hep de "ailemizin iyi kızı" rollerinde çıkıp duruyor karşımıza. rol aldığı rom-kom'lar aynı, bu filmlerdeki karakterler de neredeyse aynı. ne yazık ki bu film de onun kötü filmlerinden bir tanesi. hikaye, olayların gelişimi fazlasıyla bilindik, fazlasıyla klişe. gene de özellikle ilk 30 dakikasında ve sonrasında zaman zaman eğlendirmeyi başarıyor. klişelerle dolu filmden beklenmeyecek hareketler bunlar! tabi tüm bu güzel espriler filmin vasatlığını gizleyemiyorlar, görmezden gelmemi sağlayamıyorlar. özellikle finale doğru rom-kom'ların bütün klişeleri sırayla geçit yapıyor gözümüzün önünde. o anda daha da tiksindim filmden. klişelere, hele hele bu kadar klişeye gelemiyorum. izlenmez mi yani? izlenir tabi. audrey tautou şirinliği, tatlığı ile izlettiriyor bu vasat-altı filmi. öyle de bir aurası var. çok şey beklemeden izlenebilir.

(sherlock holmes 90 - 6 Nisan 2013 23:24)