Flags of Our Fathers (~ Atalarimizin Bayraklari) ' Filminin Konusu : class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Kara kumsalları ve cehennemi mağaralarıyla ıssız bir ada olan Japon garnizonu Iwo Jima için girilen şiddetli muharebe başlayalı birkaç gün olmuşken, beş deniz piyadesi ve bir donanma sıhhiyecisinin Birleşik Devletler bayrağını Suribachi Dağı’na dikmesinin fotoğrafı, Pasifik Savaşı’nın akıllardan silinmeyen görüntülerinden biri olur. Fotoğraftaki adamlar için, bayrağı dikmek yorucu bir savaşın içindeki küçük bir formalite; ama evdekiler için; yıkıcı engellere karşı tek söz etmeden işbirliği yapan bu adamların görüntüsü, kahraman sözcüğünün tanımıdır. Bu görüntü, umuda aç ve bitmeyecekmiş gibi görünen bir savaşın bitkinliğini taşıyan Amerikan halkını yakalar. Annelere, oğullarının sağ salim geri döneceğine inanmaları için bir neden; dönmeyecek oğullarının yasını tutanlara ise bir amaç verir. Hayatta kalan “Bayrak Dikenler” fotoğrafın uyandırdığı duyguları vurgulamak için savaştan çekilip Birleşik Devletler’e geri gönderilirler ve orada ülkelerine, savaş meydanında değil ama ”gerçek kahramanlara” yakın olmak için bir araya gelen ve savaş harcamalarını karşılamak için gerekli çekleri yazan yığınların arasında hizmet etmeye devam ederler.
Letters from Iwo Jima(2006)(7,9-144908)
Changeling(2008)(7,7-220716)
The Thin Red Line(1999)(7,6-160086)
Invictus(2010)(7,3-154263)
We Were Soldiers(2002)(7,2-119055)
True Crime(1999)(6,6-29025)
Hereafter(2010)(6,5-86534)
J. Edgar(2012)(6,5-124113)
Space Cowboys(2000)(6,5-77901)
Blood Work(2002)(6,4-38905)
eş zamanlı çekinen ve flags of our fathers ile aynı konuyu japonların gözünden anlatan film için; (bkz: letters from iwo jima)
(ziverbey - 14 Ekim 2006 05:26)
esas kitap james bradley ve ron powers tarafından yazılmış, amerikan kamuoyunda ilgi görmüş bir eserdir.müelliflerden birisi olan james bradley'in babası john bradley sözü geçen 6 askerden birisidir.yaralanmış bir silah arkadaşını ateş altında kurtardığı için amerikalıların donanma haçı madalyası ile taltif edilmiştir.bu adam 1990larda ölümüne kadar ailesine iwo jima'da yaşadıklarından hiç bahsetmemiş, yalnızca oğlu james bradley, babasının ölümünden sonra babasının iwo jima'da yaşadıklarını, ateş altında gösterdiği başarılarını ve arkadaşlarını araştırmış, ortaya bu eser çıkmıştır.kitaba ve filme konu olan diğer askerlerden birisi kızılderili olmakla beraber, diğer askerler de amerikanın gariban takımındandır.
(devourthedamned - 15 Ekim 2006 22:57)
sonlarına doğru tipik bir çin işkencesini andıran film.
(phoenix from the ashes - 15 Aralık 2006 01:28)
gayet beğendiğim, ikinci dünya savaşına ve yakın tarihe az biraz ilgi gösteren herkesin görmesini tavsiye ettiğim film.ayrıca filmin bitiminde, salonun yüzde doksan yedisinin yapacağı gibi salonu koşarak terk etmezseniz, çok güzel dönem fotoğrafları görme şansı yakalarsınız.
(theos ek mekhanes - 16 Aralık 2006 18:25)
5 dakikada bir patlamalı, havaya uçmalı, etrafa kol bacak saçılmalı, aksiyon kumkuması bir film bekleyen izleyicinin ıstırapla kıvrandığı, bitsin diye dakika saydığı ancak bunların dışında filmdeki başka başka şeylerle ilgilenen izleyicinin film bittikten sonra bile düşüncelerinden sıyrılıp da yerinden kalkamadığı filmdir. burada "hah işte, kendisi öyle yapmış da ondan övünüyor lavuk." diyenler çıkacaktır; itinayla alın karışlanır. zira bunu yaşayan sadece kendisi değildir. ayrıca film bittikten sonra daha yazılar akarken salonu (afm profilo) terketmek üzere kalkan aceleci topluluk bile gerçek dönem fotoğrafları çıktığında sus pus oldu. sanki saygı duruşu gibiydi.bir de filmin adına veya afişine bakarak sinemaya gitmek durumu vardır ki sanırım buna kurban gitmiş insanlar da var. mesela lord of war afişine ve nicholas cage adına kanıp filme giren bir grup vardı ki film ilerledikçe yaşadıkları hayal kırıklığını ne siz sorun ne ben anlatayım. of yani ooof of! düşünsenize afişte mermiler, silahlar, kurşun delikleri var; filmin adı savaş tanrısı, başrolde nicholas cage oynuyor. e daha ne duruyoruz?bu filmde de aynı şey geçerli olabilir, belki de o -bilir ihtimali fazla burada. çünkü film ikinci dünya savaşı filmi, yapımcılarından biri er ryan'ı kurtarmak tecrübeli steven spielberg, top tüfek, savaş, mermi... e daha ne duruyoruz?
(rockeroller - 19 Aralık 2006 17:07)
clint eastwood 'un her filmiyle yönetmenlik kariyerine fırçayla bir kat daha altın sürdüğünü düşündürdü bu film bana. çok ama çok başarılı buldum, son 20 dk'sının aşırı uzatılması dışında neredeyse kusursuz bir film. "kahramanlar bile bazen olduklarını düşündüklerimiz değildir." diye başlayıp; "kahraman diye bir şey yoktur. kahraman bizim yarattığımız, ihtiyacımız olandır. ülkeleri için savaşmış olabilirler ancak arkadaşları için öldüler." mottosuyla kapanan filmdeki vurgular çok fazla; insanların artık savaştan bıktıklarını, hatta kimi şirketlerin batmakta olduğunun altı çiziliyor, halkın, savaşta hükümete maddi yardımda bulunmasını sağlayabilmek için bir bayrak dikilmesi hikayesinin allanıp pullanıp sunulması ve zaten halkın önüne kahraman diye sunulanların aslında kahraman olmamasından ötürü, ortaya atılan askerlerin yaşadıkları ikilem, iç içe geçmiş flashback'lerle anlatılmış.filmin yapımcılarından biri de spielberg olunca, saving private ryan 'la bu kadar benzer sahneler içermesine insan garip bakmıyor değil. hatta ben filmi izlerken, bu sahnelerin call of duty 4 'e nasıl ilham kaynağı olabileceğini de düşünmedim değil. kopan eller, bacaklar, kelleler, dışarıya çıkmış bağırsaklar, kan revan.. savaşın trajik yönleri her haliyle surratımıza çarpıyor. örneğin bir sahnede kendi askerine tıbbi yardımda bulunan bir askerin, beri yandan o an saldıran düşman askerine bıçak saplarken, insan düşünmeden edemiyor; o an karşınızda iki insan var ve birini iç organlarının dışarı çıkmasını engelleyerek hayatta tutmaya çabalarken, diğerinin iç organlarını dışarı çıkararak öldürmeye çabalıyorsunuz, işte savaşın ikili yönü. oysa içinde bulunduğunuz safta bile size acımadıkları olacaktır. örneğin savaş gemisinden denize düşen asker için hiçbir geminin durmaması, zira donanma bir asker için hızını kesemez! "geride kalan önemli değildir."ölümün, zaferin azameti karşısında bir kayıp olarak nitelendirilemez niteliği askerlerin içine işlemiştir. milli ve militarist hazlar kullanılarak halktan para toplama amacını güden politikacılarla "ülke için savaşmalarına rağmen, aslında arkadaşları için ölmeyi göze alan" askerlerin karşılaşması belki tam manasıyla vurucu etki yaratmıyor. özellikle de bay başkan karşısında kahramanlarımız saygıda kusur etmiyorlar! ancak bayrağı asıl diken kahramanların ve yaşamını bu lanet savaşta kaybetmiş bazı askerlerin anneleriyle karşılaşan yeni pop ikonlarımızdan kızılderili asker ira hayes dışında soğukkanlılığını yitiren de olmuyor. zaten hayes'in kızılderili kimliği de bol bol vurgulanıyor filmde. hatta halk arasında belli bir karizması varken bile, barda ırkçı barmen ona sırf kızılderili olduğu için hizmet etmeyebiliyor veya komutanlardan biri, o şaşalı gösteri sonunda "pislik kızılderililer" diyebiliyor. asıl ironi ise, tüm bu yaşananlara ramen, kızılderililer toplantısında, "dünya daha güzel olacak." diyebilen hayes'in aslında kendisini böylesi dışlayan bir ordu ve hatta ülkeye rağmen amerikalı arkadaşlarının hatırasını yüreğinde saklayabiliyor olmasında yatıyor sanırım.filmle ilgili daha çok konuşulabilir; ben son söz olarak bir şeye daha dikkat çekmek istiyorum; eastwood usta yine, baba-evlat hesaplaşmasına yer vermiş filmde; million dollar baby ve absolute power 'dakine benzer bir şekilde, filmin sonuna çok ama çok gereksiz bir şekilde john "doc" bradley ve oğlu arasında bir "sana layık bir baba olamadım.." itirafını serpiştirivermiş, ki inanın bana filmi izleyince hak vereceksiniz, filmle hiçbir alakası yok bu itirafın. eastwood'un bir takıntısı var ama bilmiyorum nedir, bilen varsa bu konuda bilgi aktarımında bulunabilir.sonuç itibariyle amerika'da daha çok beğenildiği söylenen letters from iwo jima yı izledikten sonra, daha kapsamlı konuşabiliriz bu hikayeyle ilgili, ama yine de filmin çok kaliteli bir yapım olduğunu ve sağlam bir kurguya sahip bulduğumu söylemek istiyorum. mutlaka izlenmeli.
(jimi the kewl - 3 Şubat 2007 16:25)
flags of our fathers, clint eastwood'un son iki filminden biri. digeriyse letters from iwo jima. iki film ayni tarihte, ayni mekanda geciyor. ikisi de ikinci dünya savasi'nin son günlerinde, japonya'nin iwo jima adasinda geciyor. biri amerikali bir grup askerin hikayelerini anlatiyor, digeri de japon askerlerden bir grubun hikayelerini.clint eastwood'a "film akademisi'ne yag cekiyor, onlarin begenecegi tipten filmler yapip duruyor, oscar ödülü almak icin film ceviriyor" deniyor. dogru olabilir, million dollar baby "oscar alayim" diye cekilmis de olabilir. ama yigidi öldürüp hakkini vermek lazim, flags.. ve letters.., savasin insani olmayan yönünü, farkli hikayelerden yola cikarak cok iyi anlatiyor. herhangi bir savas/aksiyon filmi degil ikisi de. yani patlasin bombalar, kopsun kollar, bacaklar, kahraman amerikan askeri milleti son teknoloji silahiyla parcalasin, beynini eline versin, biz de izleyip siddet icgüdümüzü tetikleyelim diye film izleyenlerin hosuna gitmeyecek filmler.ama, savasin neden "kötü" oldugunu, insanlarin hayatlarini nasil etkiledigini; savasi siyasilerin nasil kullandigini, kendi cikarlari icin askerlere neler yaptirabildiklerini; kendisinin melek; karsidakinin, digerinin öcü/seytan oldugunu "insan" faktörünü hep önde tutarak cok güzel aktariyor.ikisini cok fazla bir ara vermeden izlemek lazim, öyle daha etkili olacagi kanisindayim.
(aftermath - 4 Kasım 2007 15:59)
clint eastwood'un seyirciyi inanılmaz zorladığı filmi. zırt pırt ortaya çıkan zaman atlamaları ve herkesin fikir birliğine vardığı işkence gibi geçen son yarım saat anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdi dersem umarım bokunu çıkartmamış olurum. devletlerden çok insanı baz alan bir savaş filmi yapma fikri güzel, üstüne de kendi devletinin özeleştirisini koymak daha da güzel. ancak kurgudaki atlamalar ve gereksiz uzatılan süresi filmin handikapları. ira karakterini ise tüm sevgimle selamlıyorum, filmin en doğal ve sevecen karakteriydi.
(crowley - 27 Kasım 2007 12:33)
http://en.wikipedia.org/wiki/michael_strank
(andrew - 10 Kasım 2008 21:44)
filmin son anını epik bir sahneyle değil de askerlerin tamamen kendi oldukları, çocuklar gibi eğlendikleri bir sahneyle bitirien clint usta, neden eli öpülesi bir insan olduğunu tekrar gösterdi bana. inanılmaz çarpıcı sahnelerle bezenmiş üst düzey bir film. sadece arkadaşını tedavi etmeye çalışırken onun hemen yanında bir japon askerini öldüren doktor sahnesiyle bile savaşın barındırdığı ikilemleri açıklayabilmiş bir film.
(balon joje - 26 Eylül 2009 02:33)
--- spoiler ---donanma iwo jima'ya ilerlerken gemiden düşen askerin denizde öylece bırakılması olayı gerçektir. bahriyeli arkadaşların dikkatine..'we got the man-overboard signal from the ship ahead of us. we turned to port to avoid hitting him and threw him a life preserver, but had orders not to stop. we could not hold up 24 ships for one man. looking back, we could see him waving his arms, and it broke our hearts that we couldn't help him. we hoped that one of our destroyers or other small men-of-war that were cruising around to protect us would pick him up, but we never heard that they did.'coast guardsman chet hack of lst 763, quoted by richard wheeler--- spoiler ---
(axellennox - 25 Aralık 2009 01:56)
vietnam savaşı'nın abd tarafından kaybedildiğinin îtiraf edilmesiyle gönlümde taht kurmuş, clint eastwood'u çok daha fazla sevmeme neden olmuş film.
(farabi - 23 Şubat 2011 16:45)
letter from iwo jima olmadan eksik bir film olurdu bu. tek başına yetersiz.ama ikisi bir araya gelince başyapıt .
(sagnymine - 6 Mayıs 2011 13:45)
kurgunun iyi olduğu, sağlam savaş sahnelerinin de bulunduğu savaş dram filmidir. geçişler çok yerinde ve güzel zamanlanmış. karakterler iyi oturtulmuş. savaşlarda görsellikten kaçılmamış olması tadı damağa yapıştırır.
(jigsawer - 9 Ocak 2013 18:18)
amerikan propagandasının sıkı bir şekilde eleştirmesi cidden başarılı. hatta letters from iwo jima izlendiği zaman bu eleştirinin ne kadar yerinde olduğu daha da açık şekilde ortaya çıkıyor. ancak, flags of our fathers'ın kurgusunun kötü olması ve takip edilmesinin zor olması, bir çeşit başyapıt olmasını engelliyor.
(roger waters - 17 Ekim 2013 14:05)
binlerce kez izlense de bıkılmayacak film.
(adelfa blanco - 29 Ekim 2013 01:42)
bugün tekrar izlenmesi gereken film. (bkz: paul walker)
(rakinfish - 1 Aralık 2013 11:32)
tsk yeni versiyonunun fragmanını yayınlamıştır.
(back for more - 22 Şubat 2015 13:04)
kötü bir taklidini bugünkü gazetelerde boy boy görebileceğiniz bir fotonun tasarlanış-kurgulanış öyküsü...
(chess sir - 23 Şubat 2015 14:46)
clint eastwood'un yepisyeni projesi. bir savaş filmi. aynı adlı romandan paul haggis tarafından uyarlandı. hikaye, 2. dünya savaşı'nda pasifik okyanusundaki iwo jima adasında bir ayda 50 bin askerin yaşamını yitirdiği japon-amerikan savaşını temel alıyor. ryan phillippe, adam beach ve jesse bradford başrolde olacak...
(neen - 7 Temmuz 2005 13:49)
Yorum Kaynak Link : flags of our fathers