Süre                : 2 Saat 21 dakika
Çıkış Tarihi     : 09 Aralık 2006 Cumartesi, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Drama,Tarih,Savaş
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  DreamWorks , Warner Bros. , Malpaso Productions
Yönetmen       : Clint Eastwood (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Iris Yamashita (IMDB),Iris Yamashita (IMDB),Paul Haggis (IMDB)(ekşi),Tadamichi Kuribayashi (IMDB)(ekşi),Tsuyoko Yoshido (IMDB)
Oyuncular      : Ken Watanabe (IMDB)(ekşi), Kazunari Ninomiya (IMDB)(ekşi), Tsuyoshi Ihara (IMDB), Ryô Kase (IMDB)(ekşi), Shidô Nakamura (IMDB)(ekşi), Hiroshi Watanabe (IMDB)(ekşi), Takumi Bando (IMDB), Yuki Matsuzaki (IMDB), Eijiro Ozaki (IMDB), Nae (IMDB), Lucas Elliot Eberl (IMDB), Sonny Saito (IMDB), Toshiya Agata (IMDB), Toshi Toda (IMDB), Ken Kensei (IMDB), Ikuma Ando (IMDB), Akiko Shima (IMDB), Masashi Nagadoi (IMDB), Mark Moses (IMDB), Roxanne Hart (IMDB), Mitsu (IMDB), Koji Wada (IMDB), Evan Ellingson (IMDB), Mathew Botuchis (IMDB), Ryan Kelley (IMDB), Michael Lawson (IMDB), Taishi Mizuno (IMDB), Daisuke Tsuji (IMDB), Yoshi Ando (IMDB), Yutaka Takeuchi (IMDB), Mark Ofuji (IMDB), Ryan Carnes (IMDB), Jeremy Glazer (IMDB), Masashi Odate (IMDB), London Kim (IMDB), Dick 'Skip' Evans (IMDB)

Letters from Iwo Jima (~ Iwo Jima'dan mektuplar) ' Filminin Konusu :
Altmış bir yıl once, ABD ve Japon orduları Iwo Jima’da karşılaştılar. Onlarca yıl sonra, adanın ıssız topraklarından birkaç yüz mektup çıkarıldı. Bu mektuplar, orada savaşanların ve başlarındaki sıradışı generalin yüzü ve sesi oldular. Iwo Jima’ya gönderilen Japon askerleri, büyük olasılıkla geri dönmeyeceklerini biliyorlardı. Bu askerlerin arasında; yeni doğan kızını görmekten başka bir isteği olmayan fırıncı Saigo (Kazunari Ninomiya); becerisi ve onuruyla dünyaca tanınan Olimpiyat şampiyonu binici Baron Nishi (Tsuyoshi Ihara); idealizmi henüz savaş sınavından geçmemiş eski bir askeri polis olan genç Shimizu (Ryo Kase) ve teslim olmaktansa intiharı yeğleyebilecek katı bir asker olan Teğmen Ito (Shidou Nakamura) vardı. Savunmaya önderlik eden isim ise, Amerika’ya yaptığı yolculuklarla savaşın umutsuz doğasını anlamış ama aynı zamanda Pasifik’in ötesinden gelen devasa Amerikan filosunu yenmek için gereken stratejiyi kavramış olan Tuğgeneral Tadamichi Kuribayashi (Ken Watanabe) idi. Saf irade ve adanın volkanik kayası dışında savunma adına çok az şeye sahip olan General Kuribayashi’nin eşi görülmemiş taktikleri, çabuk ve kanlı bir yenilgi olarak öngörülen çatışmayı, yaklaşık 40 gün süren kahramanca bir mücadeleye dönüştürdü. Iwo Jima’da neredeyse 7.000 Amerikan askeri öldürüldü; 20.000’den fazla Japon askeri can verdi. Iwo Jima’nın kara kumlarını kanlarıyla suladılar; ama fedakarlıkları, mücadeleleri, cesaretleri ve merhametleri, evlerine yolladıkları mektuplarda yaşıyor.

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Ses Kurgusu


Savaş / 12
  • "ntvmsnbc'de yılın filmi yakıştırmasıyla yer bulan film.los angeles film eleştirmenleri derneği tarafından yılın filmi seçilmiş oymuş olay."
  • "filmin dili ingilizce olmadığı için en iyi film dalında altın küre'ye aday olamayan film."
  • "iyi oyunculuk, iyi senaryo, çok iyi yönetmen ve sonuçta kesinlikle seyredilmesi gereken bir film.(bkz: şehit olmak),(bkz: militarizm),(bkz: hiyerarşi),(bkz: b 29),(bkz: p 51b mustang),(bkz: banzai)"
  • "her türk gencinin izlemesi gereken film. film baştan sona japonca..artık winning eleven'ı anlayarak oynuyorumdoribirü , doribirü toppa .. nonteridasmasss"
  • "flags of our fathers'tan önce seyredilmesi gereken bir savaş filmi. daha sonra da "flags of our fathers" izlenmeli.birbirinin devamı gibi sanki. savaş filmi sevenlere şiddetle önerilir."
  • "hava civa mektuplar ismi ile korsan dvd raflarinda yerini bulmasini bekledigim film."
  • "savaş filminden çok bir psikolojik inceleme gibi geldi bana."
  • "japon subaylar arasındaki görüş ayrılıkları ve hangi emri yerine getirmeleri gerektiğini anlayamayan askerlerin can verişini anlatan film."
  • "shimizu'nun amerikan askerlerince vurulduğu sahnede çocuklar gibi ağladığım film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    filmin dili ingilizce olmadığı için en iyi film dalında altın küre'ye aday olamayan film.


    (ziverbey - 5 Ocak 2007 11:24)

  • comment image

    savaştan ve psikolojisinden anladığınız etrafa saçılan bağırsak ve beyin parçaları, kan revan içindeki kol ve bacaklar ise ve bunları görebilmek için bu filme gittiyseniz tabi ki hayal kırıklığına uğratır bu film sizi... şimdi birbirine düşman edilmiş insancıkların kafalarındaki savaşın acımasızlığını, anlamsızlığını farklı dillerde de olsa aynı çarpıcılıkta anlatan mektuplarını gördüğümde, nasıl bir günah işledik de kovulduk masumiyetlerimizden diye sormadan edemiyorum...50 yıl sonra toprak altından çıkarılabilecek yeni çuval parçaları olabileceği ihtimalinden gözüm dönüyor,ruhum kararıyor...belki de,

    (bkz: letters from baghdat)


    (delinin zoru - 3 Mart 2007 16:05)

  • comment image

    flags of our fathers'dan daha düzenli ve izlenebilir bir film. zaman atlamaları çok fazla olmadığı ve filmin büyük çoğunluğu lineer olarak aktığı için seyirci zorlanmıyor. filmin çıkış amacı güzel, eastwood bir de savaşa diğer taraftan bakalım demiş. yeni komutan kuribayashi'nin çabaları ve bu çabaları baltalayanlar, bir yerden tanıdık da gelmedi değil. japonlar sanırım o zamanlar biz türklere fena halde benziyorlarmış. neyse sonradan akıllanmışlar da bilimde ilerlemeye başlamışlar.


    (crowley - 27 Kasım 2007 12:26)

  • comment image

    japonların iwo jima'daki o destansı direnişini hiç bir şekilde yansıtamamış ve onları yerin altında köstebek gibi oradan oraya koşturan, çaresiz kaldığında el bombasıyla kendini patlatan, arada canı sıkıldığında da makineli tüfeğin başına geçip ateş eden insanlar gibi gösteren vasat bir film olmuş. cephe savaşını konu almayan yeraltı tünellerinde geçen psikolojik bir film çekmek istense bile, yerüstünde neler yaşandığını daha net bir biçimde bize göstermesi gerekirdi. filmde amerikalılar adaya geldikten on dakika sonra bir de bakıyoruz ki japon askerleri patır patır gitmiş, cephaneler bitmiş, su bitmiş, teslim olma konuşuluyor. 35 gün süren bu direnişin ve onun öncesindeki banzai saldırısının esamesi okunmuyor. ne zaman yenildi, perişan oldu bu 25000 kişilik japon ordusu diyorsunuz birdenbire. şimdilik eleştirim bununla sınırlı. kısacası seyirlik, güzel bir film olmasına rağmen iwo jima direnişinin hakkını veremiyor.


    (gezinen adam - 29 Ocak 2008 06:14)

  • comment image

    2. dünya savaşını japonların gözünden anlatmaya çalışmış hatta ciddi anlamda başarılı olmuş ama yine de bir amerikan filmi.

    --- spoiler ---
    japon askerlerinin intihar sahnesi ve tokyo'dan canlı radyo yayınıyla hemşerileri ve imparator tarafından, iwo adası komutanı kuribayashi'ye gönderilen çocuk korosu şarkısıyla göz pınarlarının dolmasına sebebiyet vermiştir.
    ken watanabe general rolüne gene gayet yakışmış fekat filmin yıldızı bitli piyade, sivilde fırıncı; saigo olmuştur gözümde.
    ---
    spoiler ---

    sadece cepheyi değil, mektuplarla, cephe gerisinde ne olup bittiği de anlatılmıştır. asayişi ve vatanseverliği sağlayan birimlerin nakkadar imparatordan çok imparatorcu olduğunu ayrıca göstermiştir. evet, sol ayakla yürümeye başlamanın savaş kazanmaya etkisi olmayabilir, evet, disiplin her şeydir ama biraz mantık da olmalı. ne diye korkutursun kendi halkını savaş zamanı. ondan sonra git bi de firarilerle uğraş...


    (ixchel - 4 Ağustos 2008 18:37)

  • comment image

    japon subaylar arasındaki görüş ayrılıkları ve hangi emri yerine getirmeleri gerektiğini anlayamayan askerlerin can verişini anlatan film.


    (burty - 23 Ocak 2009 17:24)

  • comment image

    film boyunca "çaresiz" japon askerleri anlatılır durur ve sanki amerikan askeri iwo jima'da savaştığı her cephede başarılı olmuş gibi gösterilir;

    oysa iwo jima amerikalıların ağır kayıplar verdiği, japon kayıplarının iki katı kadar olduğu bir cepheydi. japonlar onca yokluğa rağmen o kadar da çaresiz durumda değillerdi. film "kahramanlık" "şehadet" vs. ekseninde gidiyor gibi duruyor ama filme dair tek gördüğümüz sürekli emirlere karşı gelen japon subaylar, teslim olmaktan bahseden japon askerler, mağaralarda saklanıp, solucan yemeler...

    savaş psikolojisini irdelemesi güzel elbette, fakat flags of our fathers'da vurgulanan kahramanlık temalarının, iwo jima'da da vurgulanıyormuş gibi yapılıp (sağ gösterip sol çakılıp) "ya şimdi hacı savaş ortamında her asker korkar, japon askeri de korktu" şeklinde korkuya tırnak açarsan, ben açıkçası iyi niyetten şüphe ederim.

    filmde japon subaylar (amerika'da yetişenler hariç) mütemadi şekilde kötü yansıtılmış, gaddar veya itaatsiz olarak gösterilmiş. japon askerleri de onların yanlış kararları yüzünden ölen (fakat ölmek istemeyen) kişiler olarak resmedilmiş. psikoloji filmi ama savaş psikolojisi değil. düşmanlık psikolojisi...


    (in tyler we trust - 8 Haziran 2010 08:03)

  • comment image

    etkileyici bir film, izlerken sıkılmadım. ama kesinlikle taraf tutuyor. o taraf da bildiğin yeni dünya, işte çakma demokrasi, çakma insan hakları, özgür amerika masalları... benim anlamadığım;

    neden japon askerleri ve japon gelenekleri sürekli olarak amerikan gözünden gösterilmiş? yani burada bir iki yüzlülük ve hatta dahası anakronizm yok mudur? bugünün değer algılarına göre ve amerikan algısına göre belki o japon askerlerinin yaptığı hareketler saçmalık olabilir, ama o dönem japonyasının o törensel ve geleneksel davranışları, millet ve vatan bilincini bu kadar küçük, değersiz ve aslında "yalandan" göstermek ne kadar etik(doğru veya yanlış demiyorum, kendi fikrimi belirtmiyorum)?

    yani film; "japonlar onurlu insanlar falan değil, dikta rejimi ile yönetildikleri için ve o şekilde davranmak zorunda kaldıkları için onurlu davranıyorlardı, aslında onlar da sıradan insan" mesajını veriyor ki, ben bundan rahatsız oluyorum, çünkü bununla ilgili bir belge olamaz ve belge olmadığı için de bunu gerçeği anlatıyormuş gibi anlatamaz. bu ancak yönetmenin veya senaristin görüşü olabilir. o yüzden bu tırnak içindeki fikre katılmıyorum. isteyen katılabilir. benim için bunun adı manipülasyondur.

    bu şuna benzer; siz bugün kurtuluş savaşı içinde işte insanlar zorla askere alınıyordu, kimse savaşmak istemiyordu, istemeye istemeye öldüler vs diyebilirsiniz, ki hatta bununla ilgili ordudan kaçan asker sayısını, tekalifi milliye emirlerini, istiklal mahkemelerini kaynak olarak gösterebilirsiniz. ama biz bugün bu olayların bu şekilde cereyan etmediğini, buradaki insanların gerçekten bir şeylere inanarak savaştığını elimizdeki nice türkçe kaynaktan (günlükler, mektuplar vs) biliyoruz(bir kısmının da gerçekten savaşmak istemediğini eline geçen her fırsatta kaçmak istediğini de). bu insanların bir toplu bilinç durumu vardı, orhan pamuk'un kara kitabında dediği gibi, "eskiden hepimizin inandığı hikayeler vardı", eskiden insanlar bugünkü kadar amaçsız ve herşeyi "boş" ve değersiz olarak algılamıyorlardı, onların saygı duydukları ve uğrunda canlarını verebilecekleri bazı inançları, hikayeleri vardı. nazım hikmet bu insanları kuvayı milliye destanında uzun uzadıya(kaçanlar da dahil) anlatır. batı dünyası bu kavramların hepsini yıktı ve tamamen bireysel, toplumu değil sadece kendini düşünen bireyler tasarladı. bunun sonucunda orhan pamuk'un dediği gibi "artık herkes kendi hikayesine inanmaya başladı". elimizde kalan tek şey şişmiş bir ego, değersiz ve inançsız, koyunlaşmış insanlar, ve kocaman içi doldurulamayan büyük bir mutsuzluk. bu yazdıklarımı anlayabiliyorsan, kaybetme, anlamıyorsan da eyvallah, sadece benim fikrimdir...

    sonuç olarak film japonların gözünden iwojima'yı değil, amerikalıların gözünden iwojima'daki japon tarafını anlatıyor ki, her zamanki gibi, tarihi kazananlar yazıyor.

    şu linke de bu filmi izleyenlerin göz atmasını istiyorum.

    şu da amerikan ordusunun hazırladığı gerçek görüntülerden oluşan to the shores of iwo jima belgeseli. işte japonları böyle kızartıyoruz falan diyor dış ses, öyle bir belgesel işte...


    (manzikert - 29 Haziran 2010 18:52)

  • comment image

    vasatın oldukça üzerinde,başyapıtın altında bir yerlerde konumlandırdığım eastwood filmi. özellikle saigo karakteri için çok doğal ve tutarlı bir portre çizilmiş, general karakteri başta olmak üzere oyunculuklar herhangi bir hollywood yapımı savaş filmine göre oldukça iyi. kurgusu hiç de fena yazılmamış, özellikle saigo'nun bazı replikleri çok iyiydi, halkın bağrından kopmuş bir aforizma kıvamındaydı. ama naçizane fikrim biraz ödün verip bu filmi kısa tutsaymış ve senaryonun içine savaşın diğer tarafını anlattığı filmi flags of our fathers'ı yedirseymiş tahminimce çok efsanevi bir işe imza atabilirmiş. bu halinin de gideri var ama.

    ---spoiler---

    bir de filmde bir karakterin film sonuna kadar yaşaması gerektiği üzerine kurulan kurguların boku çıktı. adam ölürse dizi biter muhabbetine döndü iş, yapmayın böyle, yaratıcı olmak lazım biraz.

    ---spoiler---


    (rasseneur - 1 Eylül 2010 04:26)

  • comment image

    bu filmde anlatılan savaşaın diğer tarafını anlatan flags of our fathers'ı izlemeden ne kadar sağlıklı yorum yapılabilir? bilemiyorum çünkü o filmde olaylar nasıl anlatılmış, ne kadar doğru öğrenmek gerekir.

    bunu söylemenin nedeni amerikalı bir yönetmen olan clint eastwood'un ülkesinin dahil olduğu bir savaş ne kadar tarafsız yaklaşabileceğiyle alakalı. kendisi objektif, tarafsız davranmak istese bile bunu kadar sağlayabilir ki? böyle söylememin nedeni bu filmde çizilen japon askeri profili. elbette arada kafamızdaki japon tipine uygun karakterler vardı ama ekseriyetle ya korkak ya da salak... vs gösterilmiş. tamam japonlara atfedilen bu özellikler yanlış olabilir, aradan istisnalar çıkabilir, savaşın insanları nasıl etkilediği gösterilmek istenmiş olabilir ama ben eminim ki izlemediğim flags of our fathers'da çizilen amerikan askeri profili, buradaki japon askerinden daha vatanseverdir daha cesurdur.

    ama bunun dışında fena film de değil hani? ayrıca siyah beyaz olması da hoş olmuş. son olarak general ken vatanabe'ye selam olsun.

    "baaannzaaaiiii"


    (darth maul - 15 Eylül 2010 16:10)

  • comment image

    savaşın ne kadar pislik bir şey olduğunu insanın suratına çok iyi bir şekilde vuran film.

    --- spoiler ---

    filmin sonuna kadar kendimi tutsam da lakin filmin son on saniyesinde, o çuvallardan dökülen mektuplar yüzünden salya sümük ağlayarak insanlığın birbirini katletmesine ve savaşın ne kadar kötü bir şey olduğuna lanet ettirmiş mükemmel bir filmdir. yani her ne kadar insan kendisini tutmak istese de ağlamamak için hani vardır ya kendiliğinden akan göz yaşları, işte onlara insan hakim olamıyor ve o göz yaşlarını bu film çok iyi tetikliyor son dakika golü ile.

    ---
    spoiler ---


    (toutaku - 31 Ocak 2011 01:24)

Yorum Kaynak Link : letters from iwo jima