Argo (~ Operasyon: Argo) ' Filminin Konusu : Hikayede, Tahran’da altı Amerikan elçilik personelinin kaçırılması ve aylarca alıkonulması üzerine patlak veren İran Rehine Krizi ile CIA’in rehieleri kurtarma operasyonu konu alınmıştır. Yapılan açıklamalarda CIA, sahte bir Hollywood yapım şirketi kurarak rehineleri kurtarmaya çalışacağı anlatılmaktadır. Yapımını George Clooney'nin yapım şirketinin üstlendiği filmin yönetmeni, aynı zamanda başrol oyuncusu olan Ben Affleck. Filmin çekimlerinin bazı bölümleri, Türkiye'de Kapalıçarşı'da yapıldı.
Ödüller :
12 Years a Slave(2013)(8,1-563735)
Spotlight(2015)(8,1-352943)
The King's Speech(2010)(8,0-583223)
Slumdog Millionaire(2009)(8,0-817498)
The Imitation Game(2014)(8,0-683776)
Life of Pi(2012)(7,9-569424)
Titanic(1997)(7,8-950244)
Avatar(2009)(7,8-1040113)
Crash(2005)(7,8-396791)
Gravity(2013)(7,7-693478)
Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance)(2014)(7,7-506588)
The Hurt Locker(2008)(7,6-391085)
Golden Globe-Best Motion Picture - Drama
Academy Awards - Oscar : "En İyi Film"
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Film"
BAFTA : "David Lean Award for Direction-Best Director"
Golden Globes : "Golden Globe-Best Director - Motion Picture"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Uyarlama Senaryo"
"argo, kanundan kaçanların dili. uydurma dil, tarihten kaçanların... argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil şuursuzluğun. biri günâhları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement. argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dil, hafızasını kaybeden bir neslin. argo, her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin."cemil meriç
(itaatsiz - 13 Aralık 2006 19:49)
walter white'ın başrolü oynamadığı film. (fragmanı izleyince insan bekliyor bayağı bir yerde, ona göre hazırlanın gidin)--- spoiler ---amerika gelir iranı bok eder. halk ayaklanır.amerikanın ajanları yakalanır.amerika 50 küsür insan 444 gün boyunca acı çekerken zenginlik içindeki 6 tanesini kurtarır.onlara madalya diğerlerine auwww.topu kanadaya atar ki iran kanadaya yüklensin.eyyorlamam bu kadar...--- spoiler ---
(etbaba reloaded - 30 Kasım 2012 23:34)
?"...başlangıçta 1950’li yıllarda iran’daki demokrasi girişiminin cıa darbesiyle bastırıldığını gösteren film aynı tarihsel ve siyasal derinliği sürdürseydi belki bizlere aslında tahran’daki amerikan büyükelçiliği’nde işgalin uzatılmasının danışıklı olduğunu, 1980 yılındaki amerikan seçimlerinde rakip aday ronald reagan’ın zamanın başkanı jimmy carter’ı zayıflatmak için başkan seçildikten sonra iran’a silah satma vaadiyle iranlılardan bu işgali uzatmalarını talep ettiğini; ne tesadüf ki amerikan büyükelçiliği’nde rehin tutulan diplomatların tam da reagan seçilip başkanlık yeminini ettiği gün serbest bırakıldığını; her türlü çabaya rağmen devrilemeyen iran rejimini yıkmak için abd’nin o dönemdeki büyük müttefiki saddam hüseyin’in ırak’ını silahlandırarak iran’a savaş açtırdığını, amerikan ve sovyet emperyalizmlerinin tarihte ilk defa ittifak olup iran’a saldırdıkları bu kanlı savaşta hem iran hem de ırak’ta yaşları on ikiye, on üçe kadar inen 2 milyondan fazla gencin ve çocuğun öldüğünü de bizlere göstermesi gerekirdi. ama yapımcılar hikâyenin bu can sıkıcı kısımlarının izleyiciyi ilgilendirmeyeceğine kanaat getirmiş olacaklar ki, film tony mendez’in görevini başarıyla tamamlamış olmanın gururuyla önünde amerikan bayrağı asılı evinde eşine ve çocuklarına sarılması ve yaptığı “kahramanlık”tan dolayı madalya aldığını öğrenmesiyle son buluyor. böylece milyonların hayatına yön veren tarihsel ve siyasal süreçlere dair belgesel görüntülerle açılan filmde kameranın açısı darala darala yakın çekim bir ev sahnesine sıkışıyor ve orada film noktalanıyor."muray guney altyazi icin yazmis... http://www.altyazi.net/…e/operasyon-argo-8-287.aspx
(berci kristin - 4 Aralık 2012 14:05)
içinde istanbul geçen film.--- spoiler ---filmin ikinci yarısında ve kurtarılma planında büyük yer tutan havaalanında sorguyu atlatma sorunsalının her vize talebi için çok daha fazla soruyu cevaplamak zorunda kalan ve bir böbreğini vererek vize alan türk vatandaşlarına pek anlam ifade ettiğini sanmıyorum.altı-üstü niye niye iran'a geldiniz diye sordu, bir tane kağıt gösterdiler sustu. e ben evin tapusunu amerikanın üzerine yapmadan vize alamıyorum, onu napıcaz?--- spoiler ---
(oona - 6 Aralık 2012 00:36)
günümüz istanbul'unun*, 80 senesinin iran'ı için plato olarak seçilmesi ve muhtemelen -ne ülkemizde ne de dünya üzerinde- kimsenin bunu yadırgamamış olması, memleketimizdeki şehircilik anlayışı açısından bir sınav notu niteliğindedir.
(the enabler - 11 Aralık 2012 09:09)
ortadoğu ve kuzey afrika'ya sık sık seyahat eden biri olarak söyleyebilirim ki; bölge ülkelerinin giriş çıkışlarında, pasaport-gümrük kontrollerinde, sıradan, masum yabancılara bile gerilim yaşatan o yüz ifadeleri, o bakışlar inanılmaz gerçekçi yansıltılmış.
(the enabler - 16 Aralık 2012 16:27)
iran sahnelerinin büyük çoğunluğu istanbul'da çekilmiş film. böyle şeyleri milletçe merak etme huylarımız olduğundan, filmde gözüme çarpan istanbul'lu sahnelerden biraz bilgi vereyim. pek spoiler sayılmasa da önlem almakta fayda var:--- spoiler ---* 1980 istanbul başlığıyla verilen ilk görüntüdeki büyük cami, eminönü sahilindeki yeni camii. tabii iskeleye yaklaşan 2008 yılında hizmete girmiş yeni harem-sirkeci feribotuna ufak bir el sallayabilirsiniz.* hemen ardından ben affleck'i sultanahmet camii'nin avlusuna girerken görüyoruz. ama bir sonraki sahnede ne görelim? ben abimiz hop ayasofya'nın ikinci katına yerleşmiş, bir ingiliz ajanıyla buluşuyor. ayasofya'nın diğer osmanlı camileri gibi bir avlusu bulunmadığı için böyle bir seçim yapıldığını düşünebiliriz. ama olan olmuş, sultanahmet gösterilip ayasofya vurulmuş. (buraya bir dipnot düşelim: from russia with love'da james bond da istanbul'a gelip ayasofya'nın içinde ufak bir ajan mizanseni çeviriyordu. bir gönderme var mıdır, rastlantı mıdır bilemiyorum.)* ben abinin istanbul'daki iran konsolosluğu diye girdiği bina, karaköy sahilindeki ziraat bankası binası. galata köprüsü'nü geçtikten sonra hemen sağdaki ilk bina, istanbul'da yaşıyorsanız önünden 982374982 kere geçmişsinizdir. (bu arada iran başkonslolosluğu'nun cağaloğlu'nda fosatti kardeşler tarafından yapılmış oldukça güzel ve tarihi bir binası var. film için bırak iran'a gitmeyi, konsolosluğun kapısına gitmeye bile götleri yememiş bizim conilerin. bıyık altından güldüm umarsızca.)* sonra abimiz tahran'a uçuyor, trafikte dolaştığı sahnede neresi olduğunu kestiremedim ama trafik tabelalarında ibb logosunu görmek mümkün.* sözde tahran'da biraz dolaştıktan sonra, iran kültür bakanlığı olarak dekore edilmiş bina, sirkeci'de yeni camii'nin arka çaprazında kalan türkiye iş bankası müzesi binası.* ardından tahran'daki kanada konsolosluğu olarak gösterilen bina ise yine sirkeci'de büyük postane'nin tam arkasından yukarı doğru çıkan sokaktaki şeker han. normalde sanayi ve ticaret il müdürlüğü olarak kullanılıyor. bir iş için gitmiştim oradan biliyorum.* kanada konsolosunun evinin yerini çıkaramadım, ancak önündeki sokağın tipinden büyükada olarak tahmin ediyorum. emin değilim.* amerikan tayfası retro vw transporter'la "tahran" kapalıçarşısına doğru giderlerken içinde sıkıştıkları protestonun vuku bulduğu yer ise karaköy'de maliye caddesi ile necatibey caddesi'nin kesiştiği kavşak. kabataş'a doğru gidiyoruz bakalım, hadi hayırlısı.* kabataş'a giden yoldan kapalıçarşı'nın nuruosmaniye tarafına çıktık. trafikten kurtulmak için böyle kestirmeleri bilmekte fayda var tabii. neyse, tahran'daki kapalıçarşının istanbul'daki kadar olmasa da oldukça büyük olduğunu duymuştum, sonuçta iran'a gitmeye götü yemeyen bir film ekibinin istanbul kapalıçarşısını seçmesinde bir falso göremeyiz. tabii içeride tavanları çekmedikleri iyi olmuş, çünkü tahran'dakini bilmiyorum ama bizim kapalıçarşı'nın tavanları oldukça ayırt edici nitelikte. (edit: hacipsilo tahran'daki kapalıçarşının çok daha büyük olduğunu söyledi. wikipedia'dan teyit etmek de mümkün, 10 km'ye varan sokakları mevcutmuş.)* yanan araba görülen cadde tahminim karaköy'den tophane'ye giden kemankeş caddesi, ancak kesin bir şey söylemek zor. (edit: bunu teyit ettik, o caddedeki bilgi üniversitesi yurdunda kalan ikinci afo donemi nickli yazarın çekimi bizzat gören arkadaşları olmuş.)* kimseyi arkada bırakmayan ben reyiz otel odasında viski eşliğinde vicdan muhasebesi yaptıktan hemen sonra sabah ezanı okunurken beliren iki kubbe görüyoruz. burada oyumu tahtakale'deki rüstem paşa camii ile tahtakale hamamı'ndan yana kullanıyorum. ancak yanılıyor bile olsam, bu tip "ben osmanlı mimarisiyim" diye bağıran iki kubbenin istanbul'dan başka yanyana görülebileceği başka bir şehir olduğunu, hatta hatta iran'da böyle bir manzara görmenin mümkün olduğunu hiç sanmam. dolayısıyla bunu bir hata olarak saymak mümkün.* buradan sonra da zaten neresi olduğunu kestiremediğim, ancak film boyunca 3-4 kez geçtikleri o caddeden havaalanına varıyorlar ve istanbul bitiyor.* copy paste değil, yıllar içinde istanbul'da sokak sokak dolaşmanın faydaları bunlar.--- spoiler ---esasında film için mekan olarak istanbul'un seçilmesine çamur atmak gibi bir niyetim yok. bırakın filmin hedef kitlesi amerikanları, izleyen türklerin, hatta istanbulluların bile birçoğunun bunların farkına varmasının mümkün olmadığını düşünürsek, gayet de olmuş diyebiliriz.ha bırak bu sokak sokak istanbul ayaklarını da filme ne diyorsun derseniz, amerikan milliyetçiliği ve iran karalaması soslu, gerilim dozu yüksek, öylesine izlenebilecek, gerçek bir hikayeye dayanmasından dolayı etkileyiciliği bir nebze daha üstte, oscar almak için kasılmış, sıradan bir film işte.5/10edit: sabaha karşı bu entryi yazdığım sıralarda bu film hem "en iyi yönetmen" hem "en iyi film" altın küre'sini aldı lan. hayır bir şey mi kaçırdık izlerken, tekrar izleyelim diyeceğim de, bu film bırak altın küre'yi, 25 oscar alsa dönüp tekrar bakmam.
(911 turbo - 14 Ocak 2013 04:42)
fena film olmamış da, 7 oscar adaylığını hakediyo mu bilemedim. alsa alsa en iyi uyarlanmış senaryo'yu alır daha da alamaz diye düşünüyorum. ben affleck normal de kötü bi oyuncudur ama bu sefer iyi oynamış nasıl olduysa. filmde bi sıkıntı var düşünüyorum düşünüyorum tam bulamıyorum. karakterler çok derin işlenmemiş bi bu var. bi de olaylar çok oldu bittiye geliyo. hayır film kısa da değil. 2 saatlik film. niye böyle oldu anlamadım. gerçi yönetmen ben affleck yani. daha fazla beklememek lazım belki de. onun dışında malum film gerçek bi olaydan alınma. tabi aksiyon sahneleri abartılmış orası kesin ama onlar da olmasa zaten kimse filmi izlemeye gitmezdi değil mi :/ izleyin ama çok bişey beklemeyin derim.bu arada istanbul'da geçen bir sahnede siyah önlük giyen 2 öğrenci gördüm yuh dedim. ayrıntılara bu kadar dikkat etmek büyük başarı. (http://i50.tinypic.com/25iughs.png)bi kaç da trivia;film, warner bros'un herzamanki bildiğimiz logosuyla değil, 1970lerde kullanılan logosuyla açılıyor. (http://1.bp.blogspot.com/…00/blog+art+-+warner7.jpg)filmde hiç iranlı bir aktör oynamamış çünkü hükümet ailelerine bişey yapar diye korkmuşlar.http://upload.wikimedia.org/…s/9/92/argo_poster.gif (operasyon için hazırlanan gerçek argo posteri)--- spoiler ---http://www.slate.com/…gif.crop.rectangle3-large.gif (gerçek tony mendez başkan carter tarafından kutlanırken)http://i.dailymail.co.uk/…5000005dc-790_634x440.jpg (gerçek 6 rehine)--- spoiler ---http://www.awesomestories.com/…thumb_5ce4131334.jpg (makyaj sanatçısı john chambers)not: bu john chambers, planet of the apes serisiyle oscar kazanmış ödüllü bir makyaj sanatçısı. ayrıca mr. spock'un sivri kulaklarını da yaratan oymuş. filmde de planet of the apes'i ve mr. spock'u görüyoruz bi ara. sanırım bunlar da john chambers'a bir göndermeydi.
(venus - 20 Ocak 2013 14:51)
hakkında rezil demek için cidden oldukça zevksiz olmanın gerektiği film. filmin en sonunda, olayın yaşandığı karakterlerle oynayan aktörleri/aktrisleri yanyana gösteriyorlar. neredeyse birebir aynı. elçilik binası, birebir aynı. bir çok ayrıntı birebir aynı. her ayrıntıya dikkat etmeleriyle çok öne çıkan film ayrıca.
(seviyorsevmiyorseviyorsevmiyorseviyor - 26 Ocak 2013 14:49)
şüphesiz ki thy gibi kendini bilmez kurumlara ders verecek nitelikte bir cümlenin sarf edildiği bir filmdir.--- spoiler ---"iran hava sahasını terketmiş bulunuyoruz. alkollü içki servisimiz birazdan başlayacaktır"--- spoiler ---
(abebe bikila - 14 Şubat 2013 09:16)
ödülü açıklayan kişinin dili bir sürçüp,oscar goes to a.r.o.g" dese oscar bizimdi.çok yaklaştık. vizyon sahibi olup, önümüzdeki senenin oscar adaylarına bakarak bir film çekmek lazım.seneye ödül kutlamasında buluşalım.(bkz: arog)not: 2014te gora üzerine bir çalışma düşünüyorum, goar diye hollywood filmi çekilirsen kesin en iyi film onlarda uyanık olsun yönetmenler.
(tsunamigelirkensahildeson1ciarayakanadam - 25 Şubat 2013 07:34)
ilk ciktiginda adini duyup "allaam bu cem yilmaz da 4 harfi cevirip cevirip film cekmeye doyamadi' dememe sebep olmus filmdir. *
(yalnizliktangeceyarisisozlugeokuroldum - 26 Şubat 2013 22:02)
başroldeki sıfır oyunculuk sergileyen yönetmenler listesine mahsun kırmızıgülün yanına uğurluyoruz bu filmle ben affleck'i. ilk bu filmi izlesem, en iyi film oscarını bu aldı diye diğer filmleri izlemezdim bile. kötü bir film değil ama yapmayın etmeyin. amour da bundan iyi django da.
(hkaan - 28 Şubat 2013 00:34)
amerikan milliyetçiliği yaptığı söylenen film..siz sanırım amerikan milliyetçiliği görmemişsiniz. bir filmde amerikan bayrağı dalgalanıyor diye hemen milliyetçi olmuyor. spider man buna göre kat kat milliyetçiydi o zaman. dalgalanan bayrak önünde spidey..--- argo ve braveheart spoiler ---madde madde gidelim1- bu film amerika'yı göklere çıkartıyorbir kere filmde cia beceriksiz. -güya- akil adamların aklına düşüne düşüne bisiklet planı geliyor. her birim arasında muazzam kopukluk var. mendez'in planına son dakikaya kadar inanmıyorlar. bunların neresi milliyetçilik? neresi amerika'yı yüceltme? film başlı başına hantal bürokrasiyi yerden yere vurma üzerine kurulu. bu bir.2-kahraman amerikalılar pis iranlılara karşıeğer durum bu olsaydı ben affleck, bir kuytuda krav maga ile dövdüğü iranlı polis şefini "yippi-ka-yey mothafocka!!" gibi bir replik eşliğinde, son anda eline geçirdiği kompresörlü çivi çakma makinesiyle öldürmüş oldurdu. personal vendetta yok işin içinde, oradan oraya zıplanan james bond aksiyonu da. sadece işini doğru dürüst yapmaya çalışan insanlar var. kiminin görevi onları sağ tutmak (kanada büyükelçisi), kimin görevi onları oradan çıkarmaya çalışmak (mendez), kiminin görevi onları ele geçirmeye çalışmak (polis şefi). bu iki..3- bu film iranlıları öcü gibi gösteriyoriranlılar öcü gibi gösterilmiş fikrine katılmıyorum. önyargıyla izlendiğiğ için (bu film amerikancı, iranlıları pis göstermiş, ben affleck kaka vs vs) öyle görmek isteyene öyle geliyor. iranlılar filmin başında anlatılan tarihi gerçeklere göre haklı olduklarını düşündükleri için amerikalılar'a ve amerika'ya ciddi bir kin güdüyorlar. spesifik olarak tek bir iranlı'nın dahi kötü gösterilmek için karton bir karaktere büründüğünü görmedim. hepimiz filmin sonuna kadar seher bir bok yiyecek dedik, demedik mi? yedi mi? hayır, paşa paşa sustu. polis şefi kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyordu. keza havaalanı görevlileri de. ben filmdeki hiçbir iranlı'dan nefret etmedim mesela. duvardaki humeyni resimlerinden dahi. benim ülkemden kaçmaya çalışanlar olduğunda benim insanım ne yapacaksa öyle davranıyorlardı. görsel olarak hepimiz biliyoruz ki iranlılarda görüntü bu. sakal önemli, başörtüsü var. pis miydiler? hayır? pislik mi akıyordu şehirden? hayır. bilakis fena değildi bile (gerçekte türkiye olmasını es geçiyorum). dersen ki milleti sokakta sallandırıyor göstermişler, ben de derim ki e yapmamışlar mı? resimleri var, o zamanın şartı onu gerektirmiş, bu zamanda bile hala recm vs yok mu? bu nedenle iranlılar kaka gösterilmiş savına da katılmıyorum. persepolis'i sanat şaheseri, auvv, vauuvvv diye ayıla bayıla göklere çıkaranlar, orada gerçekten öcü gibi temsil edilmiş iranlılara tapanlar, bu film için iranlıları öcü gibi göstermiş diyorsa, ben orada kötü niyet ararım, ben orada külliyen amerikan düşmanlığı ararım. bu üç.4- bu filmde karakter derinliği yoktubunun tamamen bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. mendez (ben affleck), chambers (john goodman) ve siegel (alan arkin) hakkında ne kadar derine iniyorsak, elçilik çalışanları için o kadar sığ sularda yüzüyoruz. bunun nedeni ikinci aktta ben affleck'in yaşadığı yabancılık duygusunu bize de tattırmak, karakterleri ilk defa affleck'le birlikte tahlil etmeye çalışmak ve onun onları tanımak için ne kadar az vakti varsa, bizim de o kadar az vaktimizin olmasını sağlamak. bu nedenle uçak kalktığında belki de tuttuğumuz nefesleri en çok da mendez karakteri için bırakıyoruz. benzer hareketler bir çok filmde yapılagelmiştir. bazı karakterler hiç derinleştirilmez ve ana karakterin onu keşfetmesiyle bazı derinliklere ulaşabiliriz. bu açıdan yönetmen affleck'in kararını son derece yerinde buluyorum. hatta elçilik çalışanları öldürülse üzülmezdim savına katılıyor bir adım ileri taşıyorum. affleck'in yapmak istediği sanırım tam da buydu.. empati kurabileceğiniz zavallı ve suçsuz, masum biricik amerikalı'lar klişesindense, hepimize uzak, yakınlık kuramayacağımız, aksi, ters, soğuk ve tabiri caizse kıl amerikalı'lar. önemli olan onları oradan çıkartmak. ama karakterler sevileceği için değil, yapılması gereken bu olduğu için.. çünkü mendez oraya işini yapmaya gidiyor. ve işini yapıp dönüyor. karakterleri ne onun çok tanıması gerekiyor, ne de bizim.filmin tonundan ve dozundan memnun kaldım. rahatlıkla cıvık bir midnight express veya born american haline gelebilirdi. bana yaşattığı gerilim hissini sevdim. filmin son bölümünün tamamen artistik kaygılarla yazıldığı, kaçışın belirtildiği şekilde olmadığı zaten herkesçe biliniyor. ancak bunu da sanatçı yorumu olarak değerlendirmeli. yoksa gerçek hayatta william wallace öldüğünde filme göre hamile olduğunu düşündüğünüz fransa prensesi henüz 12 yaşındaydı ve ingiltere kralı edward longshanks'in ölmesine henüz 7 yıl daha vardı. ancak sanatçı yorumu ve artistik kaygılar, kralın duyduğu son sözü wallace'ın freedom çığlığı haline getirdiler ve hepimiz ayakta alkışladık. sinema budur. sanat budur, yorumdur. bunlarla sorunu olanların adresi history channel'dır.--- argo ve braveheart spoiler ---velhasıl, bu filmi hurt locker'la kıyaslayanların çok yanlış yolda olduklarını düşünüyorum. hurt locker bir yüceltme filmiydi. militarizmi, amerika'yı, davayı.. ancak argo'da bunların hiçbiri yok. sadece ve sadece görev adamı insanların işlerini yapma çabası var. ekstra hiçbir sos olmadan hem de..argo oscar'ı ziyadesiyle hak etmiştir.editto: peytonpeyton uyardı. bisiklet fikri cia değil dışişleri bakanlığı'nın fikri. yanlış bilgilendirmelerden kaçınalım..
(1001idea - 1 Mart 2013 13:03)
spoilerbenim anlamadığım ise o güzide havaalanı sahnesinde, birden farsça konuşmaya başlayan amerikalı elçilik görevlisine, bir iranlı görevlinin dahi "arkadaş sen nerden biliyorsun bu dili? ajan mısın?" diye sormamasıydı. zaten ortalama bir amerikalı film yapımcısı -gayet tabii- farsça konuşabilir, değil mi!spoiler
(yaban - 4 Mart 2013 21:02)
kimse kusura bakmasın ama filmdeki canavar gibi gösterilmiş dinci ve çığırtkan kalabalıkların benzerlerini televizyonlarda 2013 yılında kendi ülkemizde bile zaman zaman görüyoruz. adamlar ne görüyorlarsa onu göstermişler filmde, zaten kimsenin dönem detaylarına heralde bir itirazı olamaz.
(shakak - 11 Mart 2013 01:04)
irandan kaçmak için neden bu kadar kastıklarını anlayamadığım film. lan amına koduğum sahte pasaport senaryo getireceğine 6 tane çarşaflı börek getir amerikadan. hepsini sok çarşafa çıkar ülkeden amınakoyum. beynini siktiğim salakları
(marilyn - 10 Nisan 2013 23:46)
uçak durdurmak için kontrol kulesini aramak yerine apronda cip sürmeyi tercih eden iranlıları konu alan fantastik yapım. gümrükte karton resimlere bakıp cuv cuv cuv yapan gümrük memurlarına kendileri inanıyor mu acaba?
(ed gein jr - 25 Nisan 2013 11:12)
filmin benim için tek güzel yanı abimin bu filmde figüran olarak yer almasıdır. oscar almış filmde oynamış abim var. işin ilginç yanı adam filmi bile izlemedi. insan bir merak eder. merak konusunda nasıl bir aile geçmişimiz var hala çözemedim. babamın çocukluğuna inmemiz lazım.
(moeritherium - 19 Temmuz 2013 11:21)
soysuz bir amerikalının çektiği soysuz bir film. bir tarafta muhteşem beyaz amerikalı, diğer tarafta şiddet yanlısı iran halkı. sömürgeci bir ülkeyi olumlayan ve kapitalizmi (dolayısıyla hollywood makinesini) kutsayan tiksinç bir film.çokça konuşmaya ne lüzum! film kendi kendini zaten açımlıyor. ilgilisi, politik arka planı ve ideolojik parametreleri görmek için şu yazıyı okumalı!
(hanging rock - 26 Eylül 2013 20:34)
Yorum Kaynak Link : argo