Süre                : 2 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Ocak 2006 Cuma, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Drama,Tarih,Heyecanlı
Ülke                : ABD,Kanada,Fransa
Yapımcı          :  DreamWorks , Universal Pictures , Amblin Entertainment
Yönetmen       : Steven Spielberg (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Tony Kushner (IMDB)(ekşi),Eric Roth (IMDB)(ekşi),George Jonas (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Eric Bana (IMDB), Daniel Craig (IMDB)(ekşi), Ciarán Hinds (IMDB)(ekşi), Mathieu Kassovitz (IMDB)(ekşi), Ayelet Zurer (IMDB)(ekşi), Geoffrey Rush (IMDB)(ekşi), Michael Lonsdale (IMDB)(ekşi), Mathieu Amalric (IMDB), Moritz Bleibtreu (IMDB), Valeria Bruni Tedeschi (IMDB), Marie-Josée Croze (IMDB), Yvan Attal (IMDB), Ami Weinberg (IMDB), Lynn Cohen (IMDB), Moshe Ivgy (IMDB), Makram Khoury (IMDB), Igal Naor (IMDB), Hiam Abbass (IMDB), Lisa Werlinder (IMDB), Bijan Daneshmand (IMDB), Jonathan Rozen (IMDB), Ohad Knoller (IMDB), Omar Metwally (IMDB), Nasser Memarzia (IMDB), Faruk Pruti (IMDB), Mehdi Nebbou (IMDB), Brian Goodman (IMDB), Richard Brake (IMDB), Robert John Burke (IMDB), Yehuda Levi (IMDB), Merik Tadros (IMDB), Mousa Kraish (IMDB), Karim Saidi (IMDB), Ben Youcef (IMDB), Guri Weinberg (IMDB), Sam Feuer (IMDB), Ori Pfeffer (IMDB), Ossie Beck (IMDB), Guy Amir (IMDB), Haguy Wigdor (IMDB) >>devamı>>

Munich (~ Münih) ' Filminin Konusu :
1972 Münih Olimpiyatlar'ında 11 İsaril'li atlete yönelik inanılmaz katliamın perde arkasını anlatan filmde,İsrail Gizli Servisi Mossad üyelerinden oluşan bir grup, bu işe karıştıklarını düşündükleri Filistinli suikast komandolarını öldürmekle görevlendirilirler. Liderlerini izleyen İsrail'li grup bu operasyonu intikam almak adına yapmaktadır. Ama zamanla kendileri de bir hedef haline geleceklerdir.


İntikam / 27
  • "şu anda cnbce, moviemax stars 1, moviemax stars 2 ile birlikte 3 kanalda birden oynayan film. zamanlaması manidar mı la yoksa? bişey mi kaçırıyoz..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    orijinal satisinda buyuk bir abuklugun bulundugu filmdir. soyle ki sinemada bu filme girerken (bkz: filme girmek) sifir beklentim vardi, hatta konusunu dahi bilmiyor ve hatta eric bana'dan spielberg'den bihaberdim. neyse filmi izledim, beklenmeyenin verdigi o muthis hazzi yasadim. o kadar cok begendim ki arkadas ortamlarinda da izletmek istedim. sirf bu sebepten d&r'da fiyati dusmus dvdler arasinda kendisini gorunce hemen kasaya kostum. neyse efendim cillop gibi paketin icerisinde bekliyordu beni. bir gun arkadaslar gelince munich'i izlemediklerini soylediler ve firsat bu firsat taktim dvd'yi oynaticiya basladik izlemeye. ulan izliyoruz izliyoruz herkes uyuyacak gibi oldu, konu kopuk, bana soruyorlar ben cevapliyorum ama ileride zaten soyle soyle sahneler var orada anlarsin tadinda oluyor genelde cevaplar. neyse efendim kemiksiz 45 dakika gecirdik ve o siddet iceren sahnelerin hicbirine rastgelmedik. lan dedim var bu isin icinde bir is. filmi durdurduk, bayilanlara kolonya getirdim, uyuyanlar temiz hava almak icin balkona ciktilar ben de sahneleri hizli hizli gecerek filmi tarama islemine girdim. spoiler ibaresini koyalim ne olur ne olmaz.

    --- spoiler ---
    israillilerin odasinin basildigi sahneden tutun da, suikastte patlatilan bombadan sonra olan olaylar (yeni evli ciftin yasadiklari vs) hicbiri filmin icinde yoktu.
    ---
    spoiler ---

    bunun gibi butun siddet sahnelerini kesmis adamlar. hayir mozaikleme falan degil bildigin kesmisler filmi. kirpa kirpa 90 dakikaya indirmisler neredeyse. ki benim icin bu film siddetin en iyi islendigi gorseldir. abarti veya yapay degil, olmasi gerektigi gibi yansitilan siddetten soz ediyorum ahali. saf siddet. bu filmi iyi yapan en iyi unsur bana gore. ve evet orijinal bir sey aliyorsunuz para verip karsiliginda sizi gerizekali yerine koyup ergen muamelesi yaparak muhtesem bir ebeveyn ornegi sergiliyor dagitici firma. ha sonra ne mi yaptim? indirdim internetten 720p pasalar gibi izledik. ondan sonra da deniyor ki sanata sanatciya saygi, korsana bulasma. ulan once senin bana saygin olsun.


    (juve - 22 Mart 2011 05:47)

  • comment image

    mossad terörünü olumlayan bir başka film. israil kurulduktan bil-itibar düşmanı öldürmek için masum yahudilerin yem olarak kullanılması motifi kullanılmış. şpilbörg aynı temanın benzerini şindlerin listesi filminde de pek güzel kullanmıştı dikkat edilirse.


    (anaresk - 11 Ekim 2012 19:47)

  • comment image

    janusz kaminski'den 100 üzerinden 100'lük bir görüntü yönetmenliği performansı... joanna johnston'ın filmin gerçekten de 70'li yıllarda çekildiğini düşündürecek müthiş kostüm işçiliği... eric roth ve tony kushner'ın oya gibi işlenmiş senaryosu... michael kahn'ın 5 farklı yerde sahne geçişi nasıl yapılır dersi vermesi... ciaran hinds'in herkesten rol çalması... john williams'ın standart müzisyenliğini 5'e katlaması...

    ama gel gör ki ne zaman biri munich dese israil propogandası, yahudi reklamı vs... gibi cümlelerle güme gidiyor bu film. birazcık sinema aşkı olan şu yukarıda sayılanların da hakkını verir. kaldı ki ne isa'ya ne musa'ya ne de muhammed'e yaranmış olan bu film, allah günah yazmazsa, spielberg gibi bir yönetmenin schindler's list'ten bile daha iyi demeye gazlandığım filmidir. ama demiyorum tabii.

    edit: michael lonsdale'i unutmuşum. bence bu adam gerçek hayatta da gizli servislerle ilintili bir iş yapıyor. başka türlü bir rol bu kadar gerçekçi oynanamaz.


    (parliament night blu ray - 19 Temmuz 2014 03:23)

  • comment image

    şu anda cnbce, moviemax stars 1, moviemax stars 2 ile birlikte 3 kanalda birden oynayan film. zamanlaması manidar mı la yoksa? bişey mi kaçırıyoz...


    (shanahan - 20 Aralık 2014 23:17)

  • comment image

    isin icinde spielberg olunca, bir baska yahudi propogandasi olacagini dusunuyordum. ancak bana gore, araplar (ozel olarak tabii ki filistinliler) ile israilliler karsi karsiya getirilirken denge oldukca iyi tutturulmus. intikamin (ki film de vengeance isimli bir romandan uyarlanmis zaten) nasil bir kan davasina donusebileceginin, filmin esas oglani olmasi nedeniyle film boyunca duygusal yakinlik kurabileceginiz kisi tarafindan anlasilmasi, yapilanlarin sorgulanmasi, teroristligin sadece araplar'a ozgu olmadigini da gozler onune sermis.

    --- spoiler ---

    mossad ajani ile filistinli ali'nin kisa sohbetleri, konusmaya sebep olan olaylarin uzerinden 30 yildan fazla gecmis olmasina ragmen israil-filistin sorununun neden devam ettigini acikliyor aslinda:

    mossad ajani, ali'ye "nereye varacaksiniz bu sekilde?" tarzi bir soru sordugu zaman aldigi cevap, "yahudiler kendi ulkelerine kavusmak icin kac yil beklediler? biz de bekleriz, 100 yil da olsa".

    ---
    spoiler ---


    (hydra hyalt - 25 Aralık 2005 22:06)

  • comment image

    oldukca basarili buldugum bir film.

    -- spoiler --

    konusu itibari ile steven spielberg'in cekmesinin tartisma yaratacagini seyretmezden evvel tahmin ediyordum, filmlere iliskin basliklari da o filmi seyretmeden okumadigim icin bu tartismalarin en azindan eksi sozluk'teki uzantilarini gorememistim. ha gordum de ne oldu? tartismalarin tamamen farazi, ici bos ve sig bir israil dusmanligi uzerine kuruldugunu gordum o oldu.

    israil konusunda seytanin avukati olmaktan imtina etmedigimi ve bu yolda karma feda etmekten cekinmedigi de belirteyim. [kotuleme tusuna basmak icin sonuna kadar beklemenize gerek yok, zamaninizi almayayim zaten okudugunuzda da fikriniz degismeyecek, basin gitsin]

    bir kere steven spielberg'in insanlarin kafalarindakinden cok daha fazla israil karsiti gorusu anlamaya calistigini, bunu da filme filistinlilerin gozunden yapilan cikarimlar ile yansittigini dusunuyorum. bariz bir sekilde israil propagandasi yapacak olan adam, filme bir filistinliye

    - yahudiler israil'e kavusmak icin kac sene beklediler, kac kisi oldu? biz de bekleyecegiz ve eninde sonunda topragimiza kavusacagiz.

    dedirtecek sahne koymaz. hele, israilli ana karaktere

    - bu isin sonu yok, bu sekilde baris'a kavusamayacagiz... olum baska olumler getirecek

    dedirtmez.

    steven spielberg'in israil konusundaki fikirlerini herhangi bir yerde okumadim, bilmiyorum ve tamamen filmlerinden yola cikarak su cikarimi yapiyorum: steven spielberg'in israil'e inanan bir yahudi oldugu acik, fakat israil'in filistinlilere yonelik politikasina ayni sevecenlikle yaklastigi cok supheli.

    bence, tam tersi. israil hukumetinin sahinlerinin bu filme, gozlerini israil dusmanligi ile kapatan musluman kisimdan cok daha sert elestiri getirmesi benim icin surpriz olmayacak.

    ayrica yonetmen arkadasin mossad'in oldurdugu adamlardan sadece birisinin munih katliami ile ilintili oldugunu es gecmesi ise kulliyen yalandir. zira cinayetleri isleyen [evet cinayet, filmde de cinayet diye geciyor] ana karakterin "biz bu adamlari olduruyoruz ama gercekten katliamla iliskili olduklarina dair elimizde kanit var mi? ne kadar eminiz?" seklinde sorgulamasi filmin en one cikan unsurlarindan biri.

    israil yonetiminin gorevlendirdigi adamlarin sirin gosterilmesi (insani yanlarinin gosterilmesi diyelim hatta) cabasi bir yana, tam tersine daha da goze batacak sekilde hedefler sirin gosterilmistir. ilk iki hedefin pamuk gibi adamlar oldugu gercegi gozumuze gozumuze sokulmustur ki gercekten de terorist oldugu bilinen, ana karakter ile atina'daki kohne mekanda israil-filistin sohbeti yapan kisi bile ocu seklinde gosterilmemis, akillarda en fazla "iyi niyetliydi, birseyler yapmaya calisiyordu ama sonunu getiremeden oldu, tam da kendisinin de soyledigi sekilde" mesaji kalmistir.

    film bence tamamen teror'un, teror ile teror yontemleri ile mucadele etmenin yanlisligini ortaya cikariyor. ote yandan israil yanlisi bir bakis ile "baska ne yapabiliriz ki?" diye de soruyor. ama yine ote yandan yine israil'i temsil eden baska bir karaktere "baska bir yolu olmali, bu dogru degil" de dedirtiyor.

    icerigi konusunda bunlari soyledikten sonra, cekimi ve kurguyu da oldukca begendimi soyleyebilirim. ozellikle sokak cekimleri hosuma gitti. atina sahnelerinde kendimi cocuklugumda samsun'da bir yaz gecesinde hissetigimi soylemek isterim.

    son olarak, filmde yapilan tum teror eylemlerinin ozellikle son derece amator olmasi ve eylemlerin bazilarinin ciddi hatalar icermesi dikkat cekici.

    benim filmden aldigim en kayda deger mesaj ise filistinlinin "araplar bizi sevmez, ama israil'den nefret ederler, o yuzden simdilik bize yardim ediyorlar" demesi idi. yalan mi dogru mu anlamak icin tarih bilmek yeterli.

    --
    spoiler --


    (guru - 23 Ocak 2006 19:14)

  • comment image

    spielberg in kurtlar vadisidir. karşı taraf kanunsuz sa biz de kanunsuz olmalımıyız.. abdullah çatlı mız olmalı mı. olursa bu kısa vadede işe yarasa bile uzun dönemde faydalı olurmu.

    --- spoiler ---
    peki abdullah bu duruma ne der. hiç verilen görevleri sorguladığı olmuş mudur. devlet için adam öldürürken arada kendi için de öldürür mü. hiç kandırıldığını ve kullanıldığını düşünür mü ve gün gelir çalıştığı teşkilatı kendisine ve ailesine saldıracağı düşünecek kadar teşkilattan uzaklaşır mı.
    ---
    spoiler ---

    filmin öne çıkan özelliği ise işi profosyonel katillik olan ve film boyunca bunu gayet şiddetli bir şekilde uygulayan katillerin insancıllaştırılmasıdır. normal gidişine bıraksan muhtemelen evinde pırasa yapacak olan veya edebiyata merak salacak insanların gerekli koşullar oluştu(rul)duğunda nasıl birer gözu donmus katil olabileceğini gostermektedir. ki bu mesajı vereirken baya bi abartma olduğu kanaatindeyim.
    israil tarafına daha yakın denmesi ise bir yahudinin cektiği bir film için biraz haksızlık sanki. daha ne olsun ..

    --- spoiler ---
    filistinlilere düzenlediği suikastın ardından kendini kötü hisseden ajan avner a söylenen söz ise dikkate değerdi...
    (hatırladığım kadarıyla)
    niye rahatsızlık duyuyorsun biliyormusun.. çünkü öldürdüğün filistinliler takım elbise giyiyorlardı, fakir köylüler değildiler.
    ---
    spoiler ---


    (noki - 28 Ocak 2006 01:20)

  • comment image

    öncellikle filmi daha seyretmedigimi belirteyim. ama konu bir sekide merakimi cektiginden daha önce bayagi bir bilgi arastirmasi yapmistim! bu olay hakkinda anlatilan, yazilan ve görsel olarak var olan bilgiler isiginda filmin gercege ne kadar sadik kalindigini merak ediyorum!

    olayin bilinen veya sadece bilinmesi istenen gercek üzerine bilgileri aktaralim. neden, nicin konusu spekülasyona acik oldugundan o konuya girmeyecegim.

    72 münih olimpiyatlarinda, korumasi zayif, hatta bir saldiri beklenmediginden koruma yok denecek kadar az ve sadece duvarlarla cevrili olan olimpiyat köyüne kara eylül grubundan teroristler binaya giriyor. iki israilli sporcu kacmaya calisirken vuruluyor ve orda bulunan dokuz israilli sporcu rehin aliniyor. pazarliklar sonucunda ürdün ve israilde hapiste bulunan 200 kadar arkadasinin serbest birakilmasi ve ülkeden cikmak icin ucak talep ediliyor. bunlar esnasinda israil hükümeti alman hükümetine operasyon icin destek, hatta bu operasyonu kendileri yapmak icin izin isteniyor. alman hükümeti izin vermiyor. böylece operasyonu hic bir anti-terör egitimi olmayan normal alman polisi üstleniyor. öncellikle ucak ve havaalani yer personeli olarak alman polisi yerlesiyor. cevrede de keskin nisancilar konuslanyor. sonradan personel olarak yerlestirilen alman polisi geri cekiliyor ve sadece keskin nisancilar kaliyor. teröristler rehinelerle birlikte ucaga binmek üzere iken keskin nisancilar ates acmasi ile catisma basliyor. catisma sonucunda bütün israilli sporcular ile bes terörist ölüyor. üc terörist sag olarak ele geciriliyor. gerci bazi teröristlerin gece karanligindan faydalanarak ormandan kactigi da söylenmektedir! ama bu konu hala karanlikta!

    bu olaydan alti hafta kadar sonra yine kara eylül grubu lufthansa'ya ait bir ucagi kacirarak alman hapishanesinde bulunan üc terörist arkadasinin serbest birakilmasini talep eder. israil hükümetinin yogun prostestosuna ragmen alman hükümeti üc teröristi serbest birakip özel bir ucak tahsis eder. serbes kalan bu üc terörist bu ucakla libya'ya ucup orda kahraman gibi karsilanip basin toplantisi yapar.

    bundan sonrasi hic bir zaman tam net olarak aciga cikmadi. israil hükümeti mossad'a bu eylemin planlayan ve gerceklestirenleri bulup yok etme yetkisi verir. mossad'a bagli bulunan üc kidon ekibi izlerini sürdügü teröristleri roma'dan baslayip paris, kibris rum kesimi, beyrut, norvec, polonya gibi yerlerde öldürür. bu suikastlerden israil ile birlikte mossad'dan süphelenildiyse de kesin delil olmadigindan pek fazla tepki ortaya cikmadi. ta ki kidon ekibinin norvec'te yaptigi hataya kadar.
    izlerini sürdükleri kisilerden birinin norvec'in kücük bir sehri olan lillehammer'de oldugu bilgisi sonucunda ekip oraya gitti. kücük bir sehir olan lillehammer'de yabancilarin cok cabuk dikkat cekmesi sonucunda yerel yetkililer ve norvec istihbarat örgütü bu kisileri gözlemeye baslar. sonucta sadece isim benzerligi nedeniyle orda calisan misirli bir garsonu vurmalari sonucunda suikast ekibi yakalanir. ekibin tamami yakalanip yakalanmadigi hic bir zaman ortaya cikmadi. yakalananlar mahkemeye cikip hapse girer.
    bu olaydan sonra israil hükümeti büyük protestolarla karsilasir. israil bu suikastlere devam etmeyecegine dair söz verir. ama daha sonra polonya'da bu suikastlere devam edilir.

    israil intikam planini* tam olarak gerceklestirip gerceklestirmedigi belli olmadi. ama bununla birlikte almanya'dan kacan üc teröristten biri 33 yildan beri hala kacak olarak yasamaya calismaktadir.

    bunlarin isiginda steven spielberg konuyu nasil isledigi cok önemli. seyredip öyle yorum yapmak lazim diye düsünüyorum!

    son olarak almanlarin basarisiz operasyon girisiminden sonra özel bir anti-terör ekibi* kurar.

    ayrica;
    (bkz: #9047586)


    (eimer - 28 Ocak 2006 01:45)

  • comment image

    mossad'ın yürüttüğü, daha doğrusu desteklediği büyük bir operasyonun tek bir kolunu anlatan film. hem insani hem politik yanıyla "dünya üzerinde barınabilecek yer bulma savaşı" gösterilen.

    bir insan, "otorite"nin elinde maşa olarak ateşe sokulduğunda ne hisseder? veya hissetmesi istenilen nedir?
    stalin'in maymun insan üretme projesinde hedeflediği gibi, güçlü, hissiz, acıya dayanıklı, sorgulamadan itaat eden 'maşa'lardır istenilen. ama insan, 'maymun adam' olamadığından, düşünce hızından daha hızlı koşarak halletmeye çalışıyor yapması gereken işleri... ve kaçmaya çalışıyor ateşten mümkün olan en kısa yoldan. en ufak bir duraklamada kapıyı çalan sorgu hakimi, insanla hayvan arasındaki iç savaşı başlatıyor.
    ve insan, vicdanını kurcalayan her şeyin kendisine yapılmasını beklerken hayvanlaşıyor.
    dünya üzerinde bir yer edinmek isterken kaybedilenler yüzünden artık kendi içinde bile yer edinemez oluyor.


    (the great gig in the sky - 28 Ocak 2006 03:20)

  • comment image

    atina'da kaldıkları eve fkö'nün gelmesi, mossad ajanlarının kendilerini bask'lı koministler diye tanıtması, iki düşmanın aynı odada kalması. spielbergvari bir anlatımla birinin göbek havası diğerinin klasik müzik çalıp sonra ikisinin birden rock'n roll'da anlaşması, mossan ajanı avner ile filistin kurtuluş örgütünden ali'nin konuşmaları üzerinde çok düşünülmüş, filmin merkezini ve tepe noktasını oluşturuyor bu sahneler. ancak ben bu filme tarafsız diyemem. bir katilin anatomisini de anlatmaktan uzak. evet ne yaparsa yapsın iki taraf da katil. filmde kimseye sıcak bakılamaz. saving private ryan'da sonra en vahşi spielberg filmi kesinlikle. buna barışçıl film diyenlere önerim taking sides'dır. bir de inspired by true events olayı var ki evlere şenlik, adamlar iki kişi bir dolu adama dalıp canlı kurtuluyorlar. tamam hollywood aksiyon ister de kurtal vadisi: beyrut, israil de yapılmaz ki gerçeklere dayanan bir senaryo. bunu bir yahudi propaganda filmi olarak değil amerikan propagandası olarak görmek gerekir. spielberg dünyalar savaşı'ndan alttan hafifçe verdiği amerika propagandasını bu filmde en üstlere çıkarıyor. avner'ın vatanında kalmak yerine, ölüm korkusuyla birlikte amerika'da yaşamayı seçmesi başka türlü açıklanamaz.
    tüm bu eleştirilerime rağmen eli yüzü düzgün bir film var ortada ıssız sahrada su bulmuş gibi oldum. en azından bazı şeyleri düşündürmeyi başarması bile güzel. yanlız filmi seyrederken türkiye'de buna benzer onca acı yaşanmasına rağmen niye bu tarz dünyaya kendimizi anlatabileceğimiz filmler yapmak yerine ırağa dalıp amerikalara saldırdığımız bir film çektik anlamıyorum. bu topraklarda munich gibi ne olaylar yaşanmış bizim derdimiz kafamıza geçirilen çuval.


    (asden - 28 Ocak 2006 10:36)

  • comment image

    basit birkaç hata dışında mükemmel film.. bir de taraf tutmanın getirdiği büyük ahlaksızlığı gözardı ediyoruz tabi.. filistinli eylemcilerin bu eylem için ne gibi -geçerligeçersiz tartışmasına girmiyorum- sebepleri olduğunu asla gerçek anlamda anlatmıyor film. üstüne üstlük avrupalı devrimcilerle filistinli eylemciler arasına diyaloglarda ciddi bir çizgi çekiyor ki unutulan doğu alman iki devrimcinin salıverilmesi de şartlar ve sebepler arasındadır...
    gördüğüm en etkileyici sahne de bu filmde..

    --- spoiler ---

    kahramanımız avner karısıyla yatakta cinsel münasebet halindeyken birden acı dolu bir fon müziği girer.. afallatır ancak hemen ardından münih'teki olayları zihninde canlanırken görürüz.. çıldırmaktadır adeta... taki karısı gözlerine dokunana kadar..
    kusursuz sahne...

    ---
    spoiler ---

    aklıma nedense el lobo ve şiddetin tarihçesi'nden sahneler getirdi bir de film..


    (martenit - 28 Ocak 2006 20:12)

  • comment image

    janusz kaminski nin hakkını hemen vermemiz gereken, eric bana nın yine farklı bir aksanla karşımızda olduğu *, spielberg' in dengeye kastığı film olmuş.gereksiz uzun denmesine rağmen, 3 saatlik sürenin saniyesinde sıkılmadığım film olmuştur.

    --- spoiler ---

    avner* in, kanımca bu adam ne oynasa yakışıyo *, göreve başlamak için uçakta olduğu sahnede uçak camında beliriveren görüntüler ve bu sahnedeki inanılmaz müzik, gidilen her ülkede müzik ve renksel tonlar dahil o ülkede olmanın hissedilmesi, katliam görüntülerinin tüm filme serpiştirilmesi *, ali-avner diyaloglarının olan biteni özetlemesi, ölmek ve öldürmek tasvirlerini başarılı bir biçimde içinde barındırmasıyla seyredilmesi gereken bir film.
    avner in film sonuna yaklaştıkça yıpranması, yaptıklarının bir işe yaramadığını görmesi bunun zeki diyaloglarla anlatımı şıktı.filmde keşke alinin ailesi de olsaydı dedim.
    dünyaya bir israillinin öldürülmesinin bedelinin ağır olduğunu anlatmaya çalışanların bir filistinlinin öldürülmesinin de bedelinin de ağır olduğunu anlaması, avner in öldürdüğümüzün yerine daha kötüleri geldi yaptığımız neye yarıyor demesi üzerine mossad elemanın tırnaklarım nasıl olsa uzuyor o yüzden kesmeyeyim lafıyla, olaydaki kısırlığı anlatıyor; bunun sonu yok mesajını veriyor.

    ---
    spoiler ---

    ayrıca kesinlikle,
    (bkz: bunu izleyenler bunu da izledi)
    (bkz: paradise now)


    (rebel - 29 Ocak 2006 00:26)

  • comment image

    korktugumun aksina tarafli bir propaganda olmamayi cok iyi becermis bir film. beklentilerimi asti diyebilirim, iki tarafa da esit mesafede durabilmis bir anlatim, ozellikle kotu gosterilmemis filistinliler, israil'e, filistinlilere hatta abd'ye sokulmus laflar.. ve de bunlar oyle bir sekilde anlatilmis ki, filmin hic bir yerinde "ayy israillilere (veya filistinlilere) de yazik lan" demiyorsunuz, birbirinden assagi kalir yanlari olmadiklarini, birbirlerini tetiklediklerini ve beslediklerini goruyorsunuz.

    film konu itibariyle 72 munih olimpiyatlari'ndaki vahsetin ardindan, mossad baskani tarafindan "dunya israillileri oldurmenin bedelinin agir oldugunu gormeli, biz de adam oldurmeliyiz" mantigiyla avrupa'ya dagilmis filistin hedeflerine suikast duzenlemekle gorevlendirilen bes kisilik bir ekibin yasadiklarindan olusuyor.

    yazinin gerisi filmden sahneleri icerebilir, gitmeyenlerin okumasi sakincali olabilir.

    kahramanimiz (avner - eric bana) filmin basinda sessiz, sakin, "git sunu oldur" dediklerinde hic sorgulamadan "peki abi" diyen bir adam. tek kaygisi sivillere mumkun oldugunca az zarar vererek mossad'in hedeflerini oldurmek. ama zaman gectikce, olaylara yeni olaylar eklendikce kendini inanilmaz bir pislige bulasmis, kafayi yemesine ramak kalmis bir konumda buluyor ve kacinilmaz olarak yaptigi isi sorgulamaya basliyor, ve filmin sahneye aktarilisi mukemmel oldugu icin, siz de kendinizi o olaylarin icinde hissederek sinir stres dolu bir uc saat geciriyorsunuz; yani siyasi alanlardan once film, mevcut durumun yarattigi insani ve psikolojik rahatsizligi cok iyi verebilmis.

    filmde ic rahatlatan ilk nokta, butun israillilerin iyi, butun filistinlilerin kotu olmamasi. ve de bunun icin fazla kasip teroristleri de "aslinda onlar da cok iyi kalpli" seklinde gostermemeyi basarmis. ayrica israilli, irkci bir anti-kahramanimiz da var "beni tek ilgilendiren sey filistinlileri oldurmek, israillilerin disinda birinin kani dokulmus, dokulmemis hic farketmez" diyor, oldurdukleri adamlardan sonra kutlama yapiyor ve ekliyor : "dont fuck with jews". cok siki bir adam yani anlayacaginiz.

    filmde dikkati ceken, siyasi kaygi tasiyan bir iki noktayi aktarmakta fayda var. birincisi, avner kendisine verilen olum listesindeki adamlardan birini ararken, aradigi kisinin kara eylul'un cia temsilcisi oldugunu ogrenince dona kaliyor. kendisine - ve de dolayisiyla seyirciye - cia'in, kara eylul'un varligindan haberdar oldugunu, buna ragmen israil'e yardim etmedigini ve hatta amerikan hedeflerini rahat birakmasi icin yiginla para verdigini soyleniyor. bu iliskilerin, bu kadar alcakca bir tavrin bu kadar aleni olarak belirtilmesi de bana ilginc geldi.

    bunun yani sira, filistin kurtulus orgutu uyesi bir genc olan ali ve avner'in tartismasi. avner, ali'ye butun dunyanin filistinlilerin kana susamis hayvanlar oldugunu dusundugunu soyleyince, ali'den bunun sebepsiz olmadigini, hayvanlasmalarinin sebebinin de belli oldugunu soyluyor. avner bunun uzerine "yav iyi hos da savas olmasa, mis gibi evinde otursan daha iyi olmaz mi" diye sorunda ali bir evlerinin olmadigini, bunun icin ugrastiklarini ve ne kadar surerse sursun, ne kadar kisi olurse olsun en sonunda filistinlilerin bir vataninin olacagini soyluyor. ben klasik bir amerikan filminden boyle bir sahnede "medeni yahudi"nin, kafasi hic bir seye basmayan "pislik filistinli"ye ayar vermesini umardim, iyi ki de oyle olmamis. zaten filmde, filmden sogutan sacma kahramanliklar hic yok.

    yukardakine ek olarak, avner isini bitirip israil'e dondugunde annesiyle yaptigi bir konusma var. annesine kendisini kotu hissettigini, cunku kotu seyler yaptigini dusundugunu soyluyor. annesi ise cevap olarak "olan oldu, her ne pahasina olursa olsun artik kendimize ait bir evimiz yurdumuz var, asil onemli olan bu, catismalar devam etse de, yuzyillar surse de sonunda kazanan israil olacak, torunlarimiz icin yapiyoruz bunu" diyor. yani israilli siradan bir kadin ile filistinli teroristin ideolojik olarak hic bir farki yok. ama biri hayvan, biri masum olarak geciyor; cunku biri dusuncesini eyleme tasirken digeri sadece cani gonulden destek veriyor.

    son olarak ust duzey bir mossad yetkilisi (adini hatirlayamadim - geoffrey rush) ile avner konusurken, mossad yetkilisi avner'e icinin rahat olmasini, cunku oldurdugu adamlar yasadikca israillilerin olmeye devam edecegini soyluyor. avner ise bunun sacma bir dusunce oldugunu ve nasi olsa yerine yeni isimlerin geldigini, ve de bu yeni isimlerin misillemelerle birlikte geldigini ima ediyor. ustelik biz de kendini avner'in yerine koyan izleyici olarak biliyoruz ki, avner filistinlileri oldurdugu icin ailesinin tehdit altinda oldugunu dusunuyor, kendini bugun de surup giden kisir dongunun icinde buluyor. sen beni vurdun ben de seni vurdum, bakalim kimin yarasi daha buyuk.

    filmi izlerken iki tarafin da savastan, olumden biktigini, istemeyerek oldurdugunu gormek zor degil. filistinli yuksek rutbeli direniscileri olduren israilli suikastcilerin masumlara mumkun oldugunca az zarar vermek istedigini gosteren film, olimpik sporculari kaciran filistinli teroristin de onlari makineli tufekle taramadan once "kusura bakmayin a dostlar, gonul isterdi ki olmeyelim" dercesine bir bakis attigini da acikca gosteriyor. bu da beni sasirtti, cunku pearl harbor'da oldugu gibi dusmanin ici kotuluk dolu, "vele vele" diye keyifle adam olduren, ustune bir de "nihahaha" diye gulen filistinliler olarak gosterilmesinden korkmustum.

    son olarak, filme adini veren munih'teki katliama bir deginmek lazim. nasil desem, ben boyle bir sey gormedim... oyle bir olay ki, bunu yapan bir konuda dunyanin en hakli kisisi de olsa, yaptiktan sonra ne hakla bir sey ister, ne yuzle bir sey talep edebilir bilemiyorum. zaten film de bunu hic siddeti kismadan vermis, izlerken iciniz sikiliyor, daral geliyor, adete rehinelerden biriymiscesine stres yapiyorsunuz.

    sonuc olarak film, cok cok hassas bir konu uzerinde yorum yapmadan sadece olayi yansitmayi basarmis bence. ustelik bunu sadece bir taraftan degil, iki tarafin da bakis acisindan vermis. hatta dunya kamuoyunun bugunku bakis acisini, filistinlilerin kana susamis, keyfine olduren hayvanlar; israillilerinse sutten cikmis ak kasik olmadigini gostererek yalanlamis; ustune bir de "kim hakli kim degil" davasini bir yana birakarak, ne yasanmis olursa olsun, iki tarafin da birbirleri disinda hic bir seyle kiyaslanamayacak acilar cektigini, ve de aslinda isterlerse cekmeyebileceklerini de gostermis bizlere. helal olsun diyelim, izleyelim, izlettirelim.


    (rwn - 29 Ocak 2006 00:27)

  • comment image

    sadece bir yahudinin elinden çıkmış olduğu için, "taraflılık" veya "yüzeysellik" gibi tek kelimelik yargılarla değerlendirilemeyecek kadar incelikli bir spielberg yapımı. filmin içeriğinden önce görsel anlatımıyla ilgili bir iki kelâm etmek gerekirse: spielberg vermek istediği duyguları görüntüleri aracılığıyla seyircisine hissettirmesini kesinlikle çok iyi bilen bir yönetmen. 70'ler avrupa'sını yansıtmaktaki becerisinin yanı sıra, hikâyenin dokusu ve atmosferini son derece başarılı kurmuş. özellikle sahne geçişlerine bayıldım.

    --- spoiler ---
    örneğin: yere düşen kâğıtlardan yerde savrulan yapraklara geçiş, uçak camından otel odasındaki katliama geçiş, otel odasında öldürülen sporcuların yaralarından kızıl bulutlara geçiş vb. ayrıca evine dönen kahramanın(!) karısıyla tarifsiz sevişme sahnesi de cabası.
    ---
    spoiler ---

    oyuncu seçimini de son derece başarılı buldum. filmin gayet taze yüzlü oyunculardan oluşmuş zengin bir kadrosu var. özellikle mathieu kassovitz ve moritz bleibtreu sürprizleri fevkalâdeydi.

    konuya gelirsek, içinde "yahudi katliamı" isim tamlamasının geçtiği her filmi "yahudi propagandası" ile eşleştirmemek gerektiği kanaatindeyim. kaldı ki, "munich" de "israil ya da filistin yanlısı olmak"tan ziyade "vatan sahibi olmak ya da olmamak" üzerine sorular soran/sorduran bir film. kimin terörünün ne kadar haklı olduğunu sorgulayan küçük beyinlere vatan sahibi olmak için teröre başvurmanın ya da terörü terörle ortadan kaldırmaya çalışmanın ne kadar mantıklı olduğunu düşündürmeye çalışmış.

    ama şunu tartışırım: spielberg bütün bunları çok mu cesur bir dille anlatmış? kesinlikle hayır. olabilecek en orta yollu üslûbu tutturmuş. tartışılagelenlerin sadece iki milletle ilgili mevzular olarak değil, tüm insanlığa has içgüdüler olduğu düşüncesiyle ele almış malzemesini*. çünkü radikal bir dille hollywood'da tutunulmayacağını öğrenmiş, ama daha önemlisi bu bilginin yanı sıra, anlatacaklarını popülizmden arındırmasını da bilmiş bir yönetmen var karşımızda. işte spielberg'in "sinemanın dahi çocuğu" olarak anılmasının asıl nedeni de bu bence: başkalarına hiç benzemeyen işleri en basit görünen yolla yapmak. en izlenilir gişe filmlerini bu adamın elinden çıkaran, kendisinin anlatımındaki "ne var, bunu herkes yapar" dedirten yalınlıktadır.

    einstein önyargı gibi azami soyutlukta bir kavramı "bir önyargıyı yıkmak, bir atomu parçalamaktan daha zor" şeklinde nasıl basit ve anlaşılır bir formülle ifade ettiyse; steven spielberg'in dehası da, onun basitleştirmekteki, yalınlaştırmaktaki bu yeteneğinde zühur etmektedir. ancak ne yazık ki kendisi de önyargıları yıkmaya kadir olmadığı için, filmini izlenmeden topa tutulmaktan alıkoyamayacaktır.


    (gosalyn mallard - 29 Ocak 2006 01:34)

  • comment image

    "terör sadece yasadışı örgütler tarafından yapılmaz, devlet eliyle de yasal olarak yapılır ancak terör, her türlü terörü destekleyeni bir gün gelir vurur" mesajını sunduğu için ne israillilerin, ne filistinlilerin, ne de amerikalıların beğendiği film.


    (iklim - 29 Ocak 2006 18:05)

  • comment image

    başarılı ve israil - filistin meselesini hayli tarafsız olarak yansıtan spielberg filmi.

    --- spoiler ---
    ajan avner ın kurbanı ile balkonda istem dışı yaptığı konuşma, bu konuşma esnasında hissettiği rahatsızlık hissi, kurban ile kurulan sosyal ilişki sonrası kurban öldürülmeden önce yaşanılan insani bocalama ustalıkla anlatılmış.
    ---
    spoiler ---


    (disco volante - 1 Şubat 2006 12:11)

  • comment image

    gitmeden önce hakkında, "şimdiye kadar çekilmiş en büyük bütçeli yahudi karşıtı film" diye duymuştuk, yalanmış. hoş, gitme sebebimiz bu olmadığı için 3 saat boyunca iyi bir film izliyor olmanın hazzını almadık değil ama verdiği mesajlarla ilgili 3-5 kelam etmekte fayda var.

    ilk cümledeki iddayı, evirip çevirip "şanını, şöhretini ve kariyerini yahudi olmasına borçlu olan bir adamın çekebileceği en yahudi karşıtı film" şekline sokarsak biraz daha doğru söylemiş oluruz. bu ne demek ? bu şu demek; filmin üst metninde -veya görünürde her ne haltsa artık- ne kadar dengeli ve objektif bir yaklaşım varsa, alt tarafında da o kadar yahudi sempatisi var. bu kimi sahnelerde öyle raddeye varmışki, spielberg in bunları neredeyse tamamen bilinçiszce -veya bilinçaltıyla- filme yerleştirdiği söylenebilir. daha filmi görmeden oyuncu seçimlerine bakarak bunu görmek mümkün. çok değil, 2 sene önce oynadığı "mitolojik kahraman" hektor rolüyle resmen özdeşleşmiş eric bana nın, israilli kiralık timinin şefini canladıracak oyuncu olarak seçilmesi gibi.. netekim film boyunca ne kadar o yönde çabalar gösterilmiş olsa da bu karaktere ısınamadım. timin geri kalanı da pek farklı değildi açıkçası, hepsi çok iyi insanlar, eylem planları piknik havasında geçiyor filan.. halbuki "avner" de gördüğümüz gibi hiç birisi bu göreve zorla atanmış değiller yani bilerek isteyerek, kanundışı olarak adam öldürmek üzere bir araya gelmiş fanatikler. ama bundan da önce söylenmesi gereken, yani daha büyük taraflılık sinyali, bütün hikayenin israilli tim liderinin gözünden anlatılıyor olması. kendisi "taraf" olan bir karakterin gözünden anlatılan bir hikayeye ne kadar "tarafsız" denilir tartışmaya açık.

    tersten gittik biraz ama gelelim bu tarafsız film kandırmacasının en büyük falsosuna. israil-filistin sorununu tartışmak için çekilen filmin ana konusu olarak filistinlilerin yaptığı bir terör eylemi seçilmiş. yani film bunun üzerinden tartışmaya giriyor; filistinliler bir terör eylemi yaptı ve bakın neler oldu. filmin başında bu terör eylemi bütün gücüyle öyle bir veriliyor ki ondan sonra israillilerin yaptığı bütün hesaplar insancıl görünüyor gözünüze. ha diyeceksiniz ki kardeşim yapmadı mı filistinliler bu eylemi? evet yaptılar ve bence hayatlarının hatası oldu. sonuçta bütün dünyaya seslerini duyurdular ama terörist olarak duyurdular. bütün dünyada filistin=terör anlamına gelmeye başladı. ve bu olayda filistinlilerin hiç bir tutar tarafı yok. işte spielberg tartışmayı bu "olay" üzerinden yapıyor. yani filistini maça 1-0 yenik başlatıyor. dürüst olmak lazım, anlaşmazlığın bütününe yönelik söyleyecek sözünüz varsa, seçilecek olan vaka bir tarafın tamamen haksız durumda olduğu olmamalı.. ki toplamda bakarsak israilin filistine kıyasla maça 1-0, 2-0, 3-0 yenik başlayacak çok daha fazla vukuatı var, eğer bunlardan birini seçmeyi gözün yemiyorsa, o zaman iki tarafın da eşit görüneceği tamamen "fiction" bir hikaye anlat, zaten anlattığının da başı hariç kalanı kurgu değil mi ?..

    ha bunlar benim ne kadar umrumda; açık söyleyeyim hiç umrumda değil. bir hollywood filminin tartışmalı tarihsel bir olaya açıklama getireceğini, amerikan doktrinlerine aykırı bir çözümleme yapacağını, bir döneme ışık tutacağını veya olaylara çok ciddi eleştiriler getireceğini düşünecek kadar saf birisi değilim. bunları yazmamın sebebi buraya gelip yorumları okuduğumda bu kadar saf insanların olabildiğini görmek oldu. yok neymiş çok tarafsız çekilmişmiş, 100 yıllık israil filistin sorununu çok güzel gözler önüne seriyormuş falan filan.. geçin bunları artık, filmin ana mesajı bile israil-filistin meselesi üzerine değil çok daha geniş anlamda batı (amerikan) toplumunda teröre karşı güvenlik anlayışıyla alakalı, ve o da şu; "zaten kafeste tuttuğunuz ayıyı üstüne üstlük bir de kırbaçlamayın, birgün kırbaçladığınız elinizi ısırabilir"


    (alisan31 - 13 Şubat 2006 00:52)

  • comment image

    taraflı demek için fazlasıyla taraflı izlenmiş olması gereken film. spielberg henüz tarih olmamış tarihi bir olaya kamerayı çeviriyor. dolayısıyla öldürme, yok etme, terör spielberg in olmasını istediği ya da savunduğu değil hepsi gerçekleşmiş olaylar. fakat spielberg bu olayları önce bize temel noktalarıyla aktardıktan sonra, ki filmin ilk yarısından sonra, kahramanların[veya olayların faillerinin] iç dünyalarına kendi içindeki ve hatta düşmanları [ali olayı kesinlikle filmin zirve noktası] ile sorgulamalarına yer veriyor.
    zaten avner in bir an durup yaptıklarını sorgulanmasının başlaması [filmdeki gizli mossad üylerinden birinin avner e dediği gibi; savaşta senin gibileri çok tanıdım, öldürürken sorgulamazlar bunun için tek yapmaları hiç durmamaları, çünkü durduklarında bunu bir daha yapamayacaklarını bilirler mealli sözlerde olduğu gibi] bu noktada tekrar başa dönen flashback ler görüyoruz.

    filmin geçtiği anları, yılları fazlasıyla gerçekçi yansıtması filmin cabası. spielberg in vermek istediği mesaj bence gayet açık; evet terör sebepsiz olmayabilir, ama terör-terörü doğurur ve barış gelecekse de bunun yolu asla terör değildir.


    (cyrus the virus - 20 Şubat 2006 09:23)

  • comment image

    kisaca filmi icerik bakimindan begenmedim.

    filmin icinde cok mantik hatasi bulunuyor! daha dogrusu gerceklik bakimindan izleyenleri yanlisa düsürüyor!

    filmde neredeyse ve bilinen tek gercek olan münih olimpiyatlarindaki rehine alma ve operasyon görüntüleri ile filmin sonunda new york'ta ephraim'in avner'a söyledigi "sizden baska ekiplerde vardi" cümlesiydi.
    münih olimpiyat köyü ile havaalaninda yasanan olaylar gercek görüntülerle desteklenmisti. ayrica israil'in hazirladigi intikam planinda, ki adi wrath of god'du, üc tane kidon ekibi vardi. yani filmin sonunda bahsedildigi gibi avner'in ekibi haricinde iki ekip daha vardi.

    gelelim filmde bana sacma gelen noktalara;
    - birincisi olarak, adam öldürmemis birilerinden suikast grubu olarak olusturmak nasil bir mantiktir! evet, avner bir mossad ajaniydi, ama digerleri icin böyle bir sey belirtilmedi! sadece ekipteki digerleri yahudi asilli olduklari biliniyor. belki israil ordusunda görev yapmis olabilirler, ki ekibin patlayici uzmani robert israil ordusunda bu konuda görev yaptigini belirtmisti. ama bunu disinda saha tecrübeleri yok gibiydi!

    - ikincisi ise yukarida bahsettigim ekibin patlayici uzmani olan robert ile ilgili! kibrista bir yatagin altina yerlestirdigi bombanin hesaplanandan daha fazla etki göstermesi nedeniyle ekipteki digerleri ona yüklenmesi sonucu ortaya onun bomba imha uzmani olarak egitim gördügü cikti ve herkes sasirmisti! halbuki bomba imha uzmani olabilmek icin bir bombanin nasil yapildigini bilmek ve ögrenmek lazim. yani düz mantik olarak bir bomba imha uzmaninin cesitli bombalarin nasil yapildigini biliyor olmasi gerek!

    - ücüncüsü, ki bana göre filmin en büyük sacmaliklardan biriydi, nerdeyse listedeki bütün teröristlerin yerlerini bir tek kisiden almalariydi! adi louis olan bu kisi yahudi degil ve babasiyla bagimsiz calisan biriydi. yani parayi bastiran ve devlet iliskisi olmayan herkese aranan kisilerin yerlerini veriyorlardi. hadi bir isim satin alirsin, bilemedin iki isim satin alirsin, ama dedigim gibi neredeyse listedeki herkesin yerini bir kisiden satin almak nasil bir mantiktir!? koskoca mossad'in kendi veya baska kaynaklari hic mi yok?

    - dördüncüsü, ki bu da cok sacmaydi, atina'daki, yine louis'in ayarladigi, güvenli ev olayi! bu tip konular icin mossad israil disinda yasayan yahudi asilli insanlarini kullanir. sayan denilen bu insanlar mossad'a gerektiginde güvenli ev, araba vs. gibi seyleri saglamaktadir.

    - besincisi, avner ve ekibi haricinde baska ekipler daha oldugu söylenmisti. ama avner ve ekibi roma'daki ilk suikastten baslayarak neredeyse bilinen gercek suikast planini tek basina uyguladi sayilir (bkz: #9028704).

    filmdeki en güzel sahneler avner'in öldürülme psikolojisi nedeniyle paranoyaklasip gardropta uyumaya baslamasi ile hollandali suikastci kadinin bisiklet pompasinin icine yerlestirilen bir silahla öldürülmesi. burda bisiklet pompa seklindeki silahi cok orjinal bulmustum.

    gercek bir hikayeye dayanarak cekilen bu filmi steven spielberg kendi bakis acisina göre cekmistir. bu nedenle bilinen gerceklerden, kanimca, cok sapmistir!


    (eimer - 24 Şubat 2006 17:20)

  • comment image

    her ülkenin ajanının cirit attığı dönemin avrupasını arka plana koyarak, yahudileri yine dünyanın sevmediği ezilmiş insanlar olarak lanse eden bir film.

    --- spoiler ---

    zannediyorum israil yönetimi hakkında en çarpıcı kısım, yahudi sporcuların öldürülmesinden sonra yönetimin filistin kamplarına yaptığı bombalama girişimde 200 filistinlinin öldüğünü, ancak dünyanın bunu sıradan bir olay olarak algılayacağı için avrupa'nın göbeğinde intikam almaları gerektiğini avner'a anlattıkları sahneydi. 200 can alıp da hala dünyaya güçlü olduklarını kanıtlamak için adam peşine düşüyorlar. bütün film bunun üstüne ve biz bunu izliyoruz.

    ayrıca film, vatan* herşeydir diyerek, yahudilerin savaşını insanların gözünde, özelliklede vatan kavramını kutsallaştırmış milliyetçilerin gözünde rasyonalize etmeye çalışmış. külahıma anlatsın bunu. filistinin evine girip, filistinlileri o evin bahçesindeki çadırlarda yaşatan zihniyetin vatan kavramına olan duruşunu nasıl samimi görebiliriz? evet vatan herşeydir. ama bunu paranın olduğu yer vatandır diyerek avrupaya yayılmadan önce düşünecektin. ordan kovulunca mı aklına geldi vatan?

    ---
    spoiler ---


    (vazgectim - 25 Şubat 2006 19:30)

Yorum Kaynak Link : munich