The Exorcism of Emily Rose (~ Seytan çarpmasi) ' Filminin Konusu : Emily Rose (JENNIFER CARPENTER) üniversiteye gitmek için kırsal bölgedeki güvenli evinden ayrıldığında, kendisini nelerin beklediği hakkında sahip değildir. Bir gece yurtta yalnızken, tüyler ürpertici bir ‘halüsinasyon’ (sanrı) görür ve kendinden geçer. Geçirdiği bu krizler daha sık ve ciddi bir hâl almaya başlayınca, koyu bir Katolik olan Emily, kilisesinin rahibi Peder Richard Moore’un kendisine şeytan çıkarma ayini uygulamasını ister. Genç kız bu dehşet verici şeytan çıkarma ayini sırasında ölünce, rahip ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermek suçuyla yargılanır.
The Exorcist(1973)(8,0-325100)
The Ring(2002)(7,1-293535)
1408(2007)(6,8-238633)
Sinister(2012)(6,8-197435)
Silent Hill(2006)(6,6-200089)
Drag Me to Hell(2009)(6,6-176692)
Case 39(2009)(6,2-70002)
Mirrors(2008)(6,2-101016)
The Rite(2011)(6,0-85373)
The Grudge(2004)(5,9-130764)
The Last Exorcism(2010)(5,6-45420)
Exorcist: The Beginning(2004)(5,1-31314)
şu sıralar cnbc-e de tekrarı devam eden film,yaşanmışlık durumu,ürkütmenin kimi insanlar için gerçek adlarından biri..filmin şusıralar ortalarından biraz daha fazlasında ve karanlık bi odada evdeki uyanık tek kişi olarak battaniye altında izlenmemesi gereken filmlerden olduğu tarafımca tescil edilmiştir sanırım dört yada beşinci kez..bisüre sonra açık pencereden mi yoksa odadaki bişeylerden mi olduğunu tam kestiremediğim bi soğukluk ve ellerimin hissizleşmesinden başka aklımda hiçbi düşünce olmamasına rağmen şunu söyliyebilirim ki;korku filminde illaki lönk diye ekranın tam ortasında ve bakabileceğiniz başka hiçbişey olamadan gördüğünüz görüntüler değil korku veya gerilim filmi dedikleri,bambaşka bişey ki;sadece kahve yudumlarken ya da amfide ders dinlerken bile aklınıza bişeyler getirip kalbinizi dakikada 180vuruşa yakın çarptırabilecek bişey korku filmi,gerilim,korkmak,ellerin soğuması..ne tür olursa olsun gece film izlemeyin karanlık odada,sevgiliden ayrılmışken ya da battaniyenin altında kahve yudumlamak isterken "sanırım cehenneme gidecek kadar sevabım var" ı söze dökmeden duyarken..
(lake of the hell - 28 Ekim 2008 03:44)
geren fakat çok korkutmayan film. asıl korkutan bölümü şöyle gelişir; gece evde yalnızken film bir güzel izlenir. o ana kadar herşey güzeldir, film gerilimi yaşatır ama ehh nolcak film diyip gülünüp geçilir, şeytan dürter, insansın merak ediyorsun işte. youtube'a emily rose yazılır ve aratılır. ilk çıkan video izlenir. 1 2 dakika geçmeden bilgisayar kapatılır ve derin bir hass..tir çekilerek napıcam lam şimdi diye düşünmekten başka bişey kalmaz. siz siz olun yapmayın aman diyim.
(cukumenjeros - 3 Şubat 2011 23:12)
eger sokaginizda kilise varsa, izledikten sonra uyku ilaci alip yatmanizi tavsiye edecegim film. sahsen turkiye'de olmadigim bir donemde izlemistim ve filmi izledigimin gecesi anlamsiz bir sekilde uyandim. 1-2 saniye sonra kiliseden 3 kere can sesi geldi. evet gece tam 3'te anlamsiz sekilde uyandim. ama bir sey olmadi. beni begenmediler herhalde.
(sedgwick - 27 Temmuz 2011 18:03)
--- spoiler ---filmi izlememin akabinde gece 3'te bir yanık kokusuna uyandım ve farkettim ki çaydanlığın altını kapatmayı unutmuşum, dibi tutmuş. kapatıp geri yattım.--- spoiler ---
(snob - 6 Kasım 2012 11:48)
"korkunç değil bu yeaaa" diyenleri bu filmi kışın gece 3'te evde tek başınayken izlemeye davet ediyorum.gerçekten korkutan, güzel film.--- spoiler ---beni en çok etkileyen ve aklımda kalan kısmı, esas kızın erkek arkadaşıyla evinde uyurken gece çocuğun uyanıp kızı yerde tuhaf bir şekilde kilitlenmiş ve gözleri büyümüş olarak gördüğü sahneydi.--- spoiler ---
(historien - 4 Ağustos 2013 23:53)
oyunculukları ve bir iki istisna dışında ani ürkütmelerle germeye çalışmaması sayesinde severek izlediğim nadir korku filmlerinden oldu fakat esas söylemek istediğim başka bir şey:uykusuzluk problemi çektiğim kötü bir dönemim olmuştu, sabaha kadar oturup insomnia şikayetlerinde bulunanlar anlamaz allah kimsenin başına vermesin de, kime anlattıysam "gece üç gibi uyanıyorum, sabaha kadar bir daha uyuyamıyorum, üç dört saatlik uyku o an yetermiş gibi geliyor, uykuya dalamıyorum, korkuyorum ama ertesi gün işte o uykunun yetmediği anlaşılıyor, sonra ertesi gün deliksiz uyurum sanarken yine aynı saatte alarm çalmış gibi kalkıyorum, hep üç, üç çeyrek, üç buçuk falan, biyolojik saatim kafayı yedi, geceleri uykumu alıp zinde bir şekilde kalkıp ertesi gündüz sürünüyor fakat geceleri katiyen uyuyamıyorum, hep de aynı saat, üç..." diye anlattım durdum ve bu filmi izlememiştim, izleyen ve beni dinleyen herkes bu filmden etkilenip ilgi orospuluğu yaptığımı düşünmüş de kibarlıktan bana bir şey söyleyememiştir, vay benim dertli başım.
(sweet leaf - 6 Eylül 2013 00:07)
esasen 1970'lerin ortasinda almanyada anneliese michel isimli genc kizin basindan gecen seytan cikarma ile ilgili hikayenin holywoodlastirilmis versiyonu olacak film...gercek hikayede 1968'de epilepsi teshisi konan anneliese 1970-74 arasi kismi felc oldugu ya da etrafta seytani yuzler ya da hayaller gorudugu pek cok atak yasamaya baslar... kendisi ayni zamanda koyu katoliktir.. ruhuna seytan girdigine inanmaya baslar.. gittigi doktrolar ve ilaclara ragmen ataklarda azalma olmaz, tersine hem sayilari hem de sidetleri artmaya baslar... 74-75 arasi bir kac kez seytan cikarma icin kiliseden izin istenir...not: katolik kilisesinin exorcism icin kati kurallari vardir.. bunlar 1614 yilindan beri rituale romanum adi altinda kabul gormus ve uygulanmistir... almanyadaki katolik kilisesi en sonunda 75 eylulunde exorcism icin izin verir ve 2 rahip atar... eylul 75'den temmuz 76'ya kadar exorcism seanslari haftada 2-3 sefer devam eder... bu arada kzin durumu iyice kotulesmistir.. hic bir sey yememektedir.. ilac ile uyutulup yiyecek verilebilmektedir.. aliesinin evinde kalan annaliese kriz anlarinda bagirmaya baslayip evin icinde ciril ciplak kosturmakta, kendi cisini icmekte, orumcek ve diski yemekte, anlasilmayan lisanlarda ve ses tonlarinda konusmakta, yer yer kendine zarar vermete idi.. bazi durumlarda 2 ya da 3 erkek guclukle zapt etmeye baslamisti... bu arada seanslar devam ediyordu.. haliyle psikolojisi de iyice kotulesmisti.. duvarin karsisinda gunde 600-700 defa arka arakaya diz cokup kalkiyordu ki bu yuzden dizleri parcalanmisti..rahipler bu araa seanslari hep kaydettiler.. yaklasik 40 kaset dolmustu.. son seans 30 haziran 1976'da oldu.. daha sonra 1 temmuz ogle vakti anna son nefesini verdi...olumunden sonra ailesi ve rahipler hakkinda dava acildi.. olum sebebi aclikti... dava uzun sure avrupada epey ses getirdi.. psikolog ve doktorlar dinlendi.. exorcisim kayitlari dinlendi.. psikologlar rahiplerin ve ailesinin bu duruma sebep oldugunu soylediler.. psikolog ve doktorlar doctrinaire induction aciklamasini getirdiler.. kisaca rahipler ve ailesi zaten epilepsi hastasi olan kiza belki de farkinda olmadan etkilemislerdi.. yaptigi hareketlere sebep cikartmislardi ve zaten gayet katolik olan kizcagiz da bu sebebe baglanmisti... sonucta mahkeme karari ile ailesi ve rahipler 6 ay ceza aldilar.. daha sonra alman katolik kilisesi bi aciklama yaparak anna'nin ruhuna seytan girmesi gibi bi durumun olmadigini soyledi.. hatta bu kararin ardindan vatikan rituale romanum'un tekrar incelemeye aldi ve 98 yilinda yeni versiyonunu yayinladi... yeni ismi de exorcismis et supplicationibus quibusdam oldu..." http://www.anneliese-michel.de.ms/
(trquaz - 12 Temmuz 2005 00:29)
ayagi yere basan bir korku filmi mi desek, gerilim filmi mi desek, uzatilmis bir mahkeme dizisi bolumu mu desek kestiremedik. filmi korku filmi yapabilecek tum goruntulerin trailer'da gosterildigini, filmin geri kalanin gercek/inanc arasindaki cizginin ve algida seciciligin yoklanmasi uzerine mahkeme sahnelerinden olustugunu, ama bu isin onceki filmlerin pek otesine gidemedigini soylemeliyiz. eninde sonunda seytan cikarmak ile ilgili bir film her halikarda the exorcist'in agirligi altinda kalacaktir. ote yandan filmin agir basli yaklasimiyla bir cok seyin tam olarak kestirilemeyecegini ve bunun normal oldugunu, bir agnostigin katolik bir rahibe ne kadar yakin olabilecegini, bir kilise mudaviminin ise bilim fasisti olabilecegini gormek icin, sekularizm nerde baslar nerde biter dusunmek icin ilginc olabilir. dolayisiyla sirf sarilma gudulu sevgiliyle sinemada korku filmi izlemek gibi bir aktivite icin dusunuyorsaniz, cikista dunyalarinizin ayri oldugunun farkina varabileceginiz bir film.
(celikmetre - 13 Eylül 2005 17:51)
based on a true story ve "bugün emily nin mezarı gayri resmi bir türbeye dönmüş ve binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir" ifadeleri ile pazarlanan bir filmdir.korku filmi mi olsam yoksa duruşma film mi ? diye iki arada bir derede kalmış.sanki korku filmi diye çekimine başlanmış ama set ışıkçısı da dahil herkes tırsınca mahkeme filmine dönmüş. gene de finalde uc kulhuvallah bir elham okutturuyor insana... çok acı çekmiş zavallı.
(scuba - 28 Kasım 2005 10:04)
epey bir korkunç filmdir kendisi. korkunçluğunu gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması sağlıyor herhalde... saat sabahın üçünü gösterirken kesif bir yanık kokusu alırsanız şayet, korkmak hakkında bildiğiniz her şey az sonra değişecek demektir...
(veyahut - 28 Kasım 2005 18:45)
18 yas siniri oldugunu duydugum film. bugun gittim ve anladim ki bu yas siniri ust limitmis, ben de kacak girmis oldum. salonun yas ortalamasi 15'ti ve arkadaslarin cogu enteresan yerlerde guldu (bkz: kocaman adamim ben korkmam gulerim). ani ses klisesi hopidik hopidik ziplatti sahsimi.
(moyk - 3 Aralık 2005 22:47)
insan psikolojisinin en hassas yerlerine dokunan, katilli testereli filmlerin tersine insanı kendi inançlarını sorgulamaya iten, tarih boyunca sorgulanan varoluş, din, tanrı, şeytan, inanç konularıyla bizleri bir kez daha yüzleştiren oldukça sağlam bir film diyebilirim. film korku filmi midir? evet kesinlikle bir korku filmidir, "ulan ya doğruysa" dedirtir, emin olamayacağımız konular üzerinden giderek "hadddi ordaann" dememize rağmen dua bilgimizi gözden geçirtir.. filmi asıl korkunç yapan ise, filmin seyirciyi korku sahnelerinden alıp bu korkunç olayları gündüz gözüyle mahkeme ortamında taşımaya açmasıdır. mahkemedekiler gibi sinema salonundakiler de sorgular, şeytan denilen şey gerçek olabilir mi? mümkün mü? tüm yaşananlar delilleriyle, tanıklarıyla iki tarafın gözüyle * masaya dökülür. bir tarafta bilim, akıl, eğitim konuşurken, diğer tarafta inanç, tanrı, şeytan sorgulanır. --- spoiler ---filmin belki de en çarpıcı sahnesi rahibi savunan avukatın yaptığı son konuşmadır. evet emily rose bir epilepsi hastası olabilir, ama gerçek dediğimiz şey ihtimallere yer vermemelidir. emily rose şeytan tarafından ele geçirilmemiş de olabilir. peki ya böyle bir ihtimal olabilirse? bu dünyada gerçekten bu kadar yalnız mıyız?..--- spoiler ---ve film arası gelir.. ve insanlar birbirlerine yaşadıkları karabasan hikayelerini anlatmaya başlar.. "yok be yaa, haddi canım sen de mi yaşadın? olm sen inanmazsın ki.. ohhaa.." .."evet evet ben de, böyle üstüne bişey oturuyo gibi olyuo".. tamam susun lan olamaz böyle bişey, iyi de ben en azından bir tanıya inanıyorum, yani ihtimal dahilinde var, mümkün, açıklayamıyorum.. peki ya şeytan?? hay bu filme nerden geldik offf espriye vursak, dalga geçsek şeytan bizi pas geçer mi? e hadi o zaman hep bir ağızdan:"karabas maa izol uurr karabas maa izzo.."
(mugu - 4 Aralık 2005 00:37)
reklamlarında şöyle diyen filmdir:onun çıkış noktası inançdiğerleri kanıt istiyorgerçek bir hikayedenemily'e noldu?siktim öldü.
(moto psycho - 4 Aralık 2005 17:21)
dedim ki "gideyim de korkudan altıma doldurayım, şeytan bana da girecek sanayım, eve gittiğimde uyumakta zorlanayım" ...yok, olmadı olamadı. çok farklı bir şeytan filmiydi bu.bu filme korkup, gerilip, heyecanlanmak isteyenler gitmesin, gidecek olanlar da rahatça uyuyabilecekleri büyük koltukları olan bir sinema salonu tercih etsinler. film bittiğinde "oha be! karıya bak, altısını birden nasıl da içine almış" gibi iğrenç espriler yapılacak, buna da hazırlıklı olsunlar.
(aton karimca - 5 Aralık 2005 10:40)
gerçekte almanyada yaşanan bu olayı zannımca almanlar sinemaya aktarsa daha mantık çerçevesinde ve gerçeklere daha bağlı kalacaklardı. olay aslında çok basit "anneliese" (olayın gerçek kahramanı) almanyada yaşayan katolik bir ailenin kızı. bu filmde adı emily olmuş ve onun sadece üniversiteye gittikten sonra yaşadıkları seyirciye aktarılmış. işin aslı anneliese babaannesi ve ailesi tarafından katı dini kurallarla yetiştirilmiş ve genlerinde de delilik olan en nihayetinde de kendiside sıyırmış bir genç kız. yönetmenimiz almış bunu öyle bir göstermiş ki "aha inanmıyonuz bak ama şeytan var. bak olaya karışanların başınada neler geliyo. inanmayın siz daha gafiller" demiş. yani "based on a true story" falan olmuş nanay. bu olay tüm gerçekleriyle almanlar tarafından bir kişinin yaşam hikayesi olarak, korku filmi olarak değil, çekilse bence çok daha ilginç olurdu. tabi bu kadar hasılat yapmazdı o ayrı.
(exavier mcdaniel - 7 Aralık 2005 10:35)
aranıp aranıp yok kardesim artik adam gibi bi korku filmi yapmiyorlar anasini satayim emiliy bilmem ne .. alla alla bi bakalim bu neymis diye gidip, korku sinemasi adina mutluluk verici sahsim adina tedirgin edici bir suru veri ile evime yollandigim, izledigimden beri goruntuleri olur olmaz yere aklima gelen bir filmdir...“olm filmin yarisi mahkemede geciyo” diyenler olacaktir elbet... e nerede gecekti? bilim cagi dedigin, ahlak din seytan bilmem ne herseyin masaya yatirildigi, “deger” denen seyin hep sayilabilen seylerin adedini fiyatini belirledigi su gunlerde nerde gececekti cok aferdersin?korku filmi seytan cikarmasi bilmem ne deyince, akla gelen o en bilindik kliselere---ses ve bilinmedk dilde konusma hadisesi haric--- hic girilmemis.yonetmen olayi %100 budur, sudur diye vermektense, akillarda hep “ya varsa, ya oyleyse” diye bir soru birakmayi hedeflemis...avukatin savunusu da zaten ona dayaniyor... ihtimaller...mahkeme kayitlarindan yararlanilmasina ragmen, mahkeme de bir garip... olayin yakin sahitlerine cok az yer veriliyor... sanki herkes-kilise dahil- aslinda boyle birsey yok, bak sen su yaramaza –rahip—bizden haberisz neler de yapimis, cekeriz onun kulagini biz” msgi veriyor...belki de bu sebepten yonetmen “gercek bir olaydan yola ciktim” diyor, ama aslinda kastedilen emily’nin yasadiklari degil mahkemeye gelis seklinin gercek oldugu... yani bu oldukca karisik bir mevzu aslinda...salondan ciktiginiz anda “ohh neyse ki filmmis...” diye rahatlamak elbette mumkun. yonetmen zaten hanim kizimiza saate bakmaktan korkmadan uyuyabilecegi ortami yaratip seyirciyi evine oyle yolluyor... ve ben esas buna killaniyorum...filmin bence en pis yeri; ceysın mıdır nedir onun gecenin korunde uyanip da emily’i yerde 8 bukulum kaskati kocaman gozlerle kendine bakarken buldugu sahnedir.
(bigidi - 12 Aralık 2005 10:01)
izlediğine bin pişman mı olsan yoksa ''iyi ki izlemişim ya iyi filmdi'' mi desen kestiremeyeceğin, türünün son örneği ''çarpıcı'' film. emily'i oynayan kız başta olmak üzere oscarlık oyunculuk örneklerine şahit oluyoruz filmle. avukat kadın (laura linney) her niyeyse bana kuzuların sessizliğindeki rolünü çağrıştırdı jodie foster'in. casting kesinlikle çok iyiydi.
(morkov - 16 Aralık 2005 01:34)
bana sorgulattığı tek şey (dayanabildiğim ilk yarısında) "şeytanın bütün mahareti eklem yamultup peder suratına tükürmek mi?" konusu olmuştur bu filmin. bildim bileli aynı şeyler aynı yamulmalar. bir yıldız tilbe gibi dans etme eğilimi. direkt sıkıntı yumağı. neyse bildiğiniz yoldan devam edin: şeytanın en büyük hilesi, bizi olmadığına inandırmasıdır. amin amin.
(superstar - 19 Aralık 2005 12:05)
--- spoiler ---based on a true storyavukatin gece yatakta uyanip saati gordugu sahnede(03:00) arkadasim birden filmi durdurup bi saniye abi diyip fullscreenden cikardiginda saatin 03:00 oldugunu goren bir insan olarak bu ne durusma filmi derim ne de kliselerle bezenmis bir film derim, kacin derim kacin....--- spoiler ---eger odaklanirsaniz sizi gercekten gerebilecek film. birazcik zorlamada olsa tirstirmakta hele hele benim gibi bahtsiz bir insansaniz altiniza sicabilirsiniz. butun film boyunca paranoyak oldum--- spoiler ----bisey mi yaniyo-abi bisiy kimildadi surda-lan duvarda ne var--- spoiler ---
(t cetveli - 6 Ocak 2006 04:34)
--- spoiler ---bana göre filmdeki tek dikkat çekici şey, içine 6 iblis girmiş hanım kızımızın üstün performansıydı. oyunculuk ve seslendirme cidden çok başarılı olmuş. 6 iblisin isimlerinin aramice sayıldığı kısmın scripti de şöyle bişey:- names... names** ... one two three four five six+ tell me your six names!- we are the ones who dwell within!i'm the one who dwelt within cain*i'm the one who dwelt within neroi once dwelt within judasand i was with legioni am belial...and i am lucifer, the devil in the flesh.bu arada, savunma avukatının başarısız olduğunu düşünmekteyim. gece 3te uyanmaların birden fazla kişinin başına geldiğinin üstünde durulmadı. diğer avukatın "ya bu kasette kızda dual vokal var ama bunu tibetli rahibeler yapabiliyor" açıklaması çok saçmaydı, kızla alakalı olmadığı için çürütülebilirdi. kızın babası, kardeşi, annesi, arkadaşı tüm olaylara tanık olmalarına rağmen konuşturulmadı, bu nasıl bir mahkeme? --- spoiler ---edit: ayrıca filme ara verip şöyle bir sözlük bakıym dediğim vakit gördüğüm the exorcism of rıdvan dilmen tüm konsantrasyonumu bitirdi filme dair, öehhh ama hakkaten.
(fitneci - 24 Ocak 2006 14:36)
Yorum Kaynak Link : the exorcism of emily rose