Bring It On (~ Gençlik ateşi) ' Filminin Konusu : San Diego'da bulunan Rancho Carne lisesinin amigo takımı Toro daha önce beş kez üst üste aldıkları ülke çapındaki birinciliğin bu yıl altıncısını almak istemektedir. Hazırlıklara başlama sırasında takımın yeni kaptanı Torrance (Kirsten Dunst), kendilerine daha önce birincilikler kazandırmış figürlerin ve hareketlerin aslında East Compton'daki başka bir okuldan kopyalanmış olduğunu öğrenir. Toro'nun kaptanı yeni figürler için ekibini sıkı bir çalışmaya sokarken, diğer takım Clovers'ların ise başka bir derdi vardır; şampiyonaya gitmek için yeterli paraları yoktur.
Mean Girls(2004)(7,0-295129)
Clueless(1995)(6,8-152462)
She's the Man(2006)(6,4-136488)
Legally Blonde(2001)(6,3-164367)
13 Going on 30(2004)(6,2-177088)
Never Been Kissed(1999)(6,0-76300)
She's All That(1999)(5,9-90484)
John Tucker Must Die(2006)(5,8-75341)
Bring It On: All or Nothing(2006)(5,7-16613)
Bring It On: In It to Win It(2007)(5,4-10722)
Bring It On: Fight to the Finish(2009)(5,4-7537)
Bring It On: Again(2004)(4,5-8994)
1961 tarihli sam cooke parçası. soul müziğini tanımlayan ilk eserlerden biridir, ayrıca geri vokalde lou rawls vardır, daha ne olsun?
(funkychild - 21 Ağustos 2008 16:08)
playing for change adlı organizasyon için roger ridley'in yeniden seslendirdiği bir billy joe royal parçası..http://www.facebook.com/…eo/video.php?v=95062306192
(sienbisi e - 10 Haziran 2009 21:10)
terra naomi ve arkadaşı keaton simons tarafından mükemmel yorumlanmış bir sam cooke parçası. stop talking shit diye başlar.merak edenler için http://www.youtube.com/watch?v=cj9zlcohoy0
(zepprize - 13 Haziran 2009 18:32)
sabah sabah bu şarkıyı dinlerken ve yine pek bir severken bana komik gelen bir şey de fark ettim. öncelikle bu şarkıyı the animals'tan bilip dinlemişimdir hep. girişteki güzel piyano ve sonrasında ritimle akıp giden her an cıvıtacakmış ya da çıldıracakmış izlenimi veren vokal* güzel olan şarkıyı şahane yapıyor. normalde biraz mıy mıy gelebilecekken oldukça dinamik geliyor bu yüzden. tabii bu benim zevkim. neyse işte sözlere kulak kabartırken, nasıl da güzel bir pişmanlık şarkısı olmuş aslında diye düşündüm elbette. ayrılığın ardından adam pişman falan, ne ettimse kendime ettim, dön ne olur diyor. sonra durduk yere güldüren yer geliyor. adam kadına, o tatlı aşkını da eve getirerek dönmesi için sesleniyor, sonra da dönersen sana mücevher ve hatta para vereceğim diyor. gülmeyeyim de ne yapayım! şarkı resmen iki kıta arasında takla, hatta perende attı. sabah sabah aklıma bileğinde kocaman altın künye, boynunda kol kadar zincirin ucunda nal kadar madalyonu ile kapatmasını bekleyen bir denyo geldi. aynı denyo aşağıdaki sözleri de ediyor, kulun, kölen olurum diyor. sonra da son kıtada ama sen de ipin ucunu kaçırmıştın yavrucuğum, geceleri eve girmek bilmiyordun diye konuyu ve ayrılık sebeplerini, kadının çekip gitme nedenini özetleyiveriyor. adam, kadını bunaltmış işte az gez diye, hatta kadını hırpaladığına dair bir ima var. kadın da rambling rose gibiymiş biraz herhalde, bilemeyiz tabii. velhasıl yazdıklarıma baktım da şarkının konuya acayip bir yaklaşımı varmış. romantizmin doruklarında gezinirken, bir yandan da materyalizmin dibine vurmuşlar. ilginç bir ilişkiymiş bu. sana mücevher ve para vereceğim evine dön hadi, gülüm benim, derdim aşkım canım benim. burada verilmiş sözlerin eksik kısmını da iliştireyim (sondan bir önceki kıta oluyor bu): you know i'll always be your slaveuntil i'm dead and buried in my graveoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, yeah, yeah, yeah, yeah
(kahvesigara - 24 Ocak 2010 11:44)
the zombies grubunun you've really got a hold on me şarkısında iki kıtasını söyledikleri şarkıdır. kanımca güzel ve isabetli bir birleştirme olmuştur ki ortaya dinlediğim en harika you've really ot a hold on me yorumu çıkmıştır.
(ringo starr - 5 Şubat 2011 00:57)
sözler uçmuş, tamamını koyayım:if you ever change your mindabout leaving, leaving me behindoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, oh yeahyou know i laughed, when you leftbut now i know i've only hurt myselfoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, yeah, yeah, yeahi'll give you jewelry, money tooand that's not all, all i'll do for youoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, yeah, yeah, yeah, yeah…you know i'll always be your slaveuntil i'm dead and buried in my graveoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, yeah, yeah, yeah, yeah…if you ever change your mindabout leaving, leaving me behindoh, bring it to me, bring your sweet lovingbring it on home to me, yeah, yeah, yeah, yeah…
(kahvesigara - 30 Haziran 2012 02:34)
dünyanın en güzel şarkısını sorsalar, ve ben bi telaşla bu şarkının adını versem sonradan pişman olmayacağıma eminim. başka bişeyler var bu şarkıda akıp giden, onu herhangi bi güzel şarkıdan ayıran.bir de ali filminin girişinde davit elliott'ın söylediği upuzun bi versiyonu vardır ki tadından yenmez.http://www.youtube.com/watch?v=np4cqf3ogrm
(saladze - 8 Eylül 2012 19:28)
blockhead, trailer love şarkısında bu şarkıyı sample olarak kullanıyor.daha önce bakmıştım şarkıya ama şimdi unutmayacağım bir şekilde aklıma yerleşti.bring it on home to mehttp://www.youtube.com/watch?v=gzb4jcpmfgo
(jjff - 28 Temmuz 2014 03:00)
bb king ve eric burdon* da bu parçayı yorumlamışlardır..her ikisi de birbirinden güzeldir..
(co goni co - 27 Mayıs 2006 07:27)
Yorum Kaynak Link : bring it on home to me