Chocolat (~ Çikolata) ' Filminin Konusu : Ufak bir Fransız köyündeki gündelik yaşam, buraya yeni taşınan gizemli bir genç kadın ve kızı sayesinde bir anda değişiverir. Oldukça kasvetli ve monoton günler geçiren kasaba halkı, anne-kızın birlikte açtıkları son derece sevimli çikolata dükkanı sayesinde, farkında olmadıkları bambaşka bir hayatla tanışırlar. Zevkin, eğlencenin, neşenin,umudun ve en önemlisi çikolatanın olduğu bir hayattır bu. Lakin kasabadaki bu değişimden memnun olmayan insanlar da vardır. Bunların en başında, ahlak bekçiliği yaparak kasabada dilediği gibi bir ortam yaratan belediye başkanı gelmektedir. Ama birbirinden lezzetli çikolataların karşısında durmak, o kadar da kolay değildir...
Edward Scissorhands(1990)(7,9-413643)
What's Eating Gilbert Grape(1994)(7,7-218982)
Blow(2001)(7,6-243243)
Sleepy Hollow(1999)(7,4-301891)
Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street(2007)(7,4-317943)
From Hell(2001)(6,8-137927)
The Ninth Gate(1999)(6,7-161150)
Don Juan DeMarco(1995)(6,7-45272)
Secret Window(2004)(6,6-171210)
The Libertine(2005)(6,4-33548)
The Tourist(2010)(6,0-203447)
The Astronaut's Wife(1999)(5,3-50025)
basrollerini juliette binoche ile johnny depp'in paylastiklari adi kadar tatli oldugu gibi soundtrack albumu de dinlemeye deger, cikolata gibi keyif verici bir film.
(melissaki - 27 Mayıs 2002 10:12)
izleyende yaşama arzusu uyandıran bir film, en az çikolata arzusu kadar.--- nerden baksan spoiler ---vianne rocher, kimin hangi tür çikolatayla mutlu olacağı hususunda uzman bir kadın olarak ve tahminlerinde çoğunlukla onikiden vurmasına karşın, aşka yelken açtığı roux'nun karşısında aynı başarıyı sergileyemedi. duygular yoğunlaşınca olabilir tabi böyle şeyler... ama... ama... ne zaman izlesem ve roux "not my favorite" dese... roux'nun favorisinin vianne'nın dudakları olmasını istedim. ilk izlediğimde bu muhabbeti böyle bağlayacaklarına dair kuvvetli fikirlere kapılmıştım. aralarındaki romantizmin kapı gıcırtası ve sıcak çikolatada takılı kalmasına hep içerlemişimdir. böyle yumru gibi boğazımda düğüm düğüm...--- spoiler ---(bkz: caramel bonbon et chocolat)
(poivre - 22 Temmuz 2008 02:38)
--- spoiler ---- tanrının gözünde biz hala evliyiz- o zaman tanrı kör olmalı--- spoiler ---
(ekshe - 24 Temmuz 2008 01:05)
insana umut veren bir film en başta, keşke cesaret ve inat her zaman bu filmdekine benzer şekilde sonuçlansa, hayat bayram olsa filan.--- spoiler ---çikolata yapımında ve zevklere hitap etme konusunda uzmanlaşan ablamız cesaretiyle olsun, azmiyle olsun takdirimi kazandı. her ne kadar böyle ablalar az bulunsa da hayatta, umudumu yeşertti, moralimi düzeltti sağolsun.johnny depp ablaya göre daha silik sanki filmde, kötü oynamasa da çekinik bir karakter gibi duruyor, yine de çok yardımcı oldu herkese allah var. solucan yeme sahnesinde pek bir şirindi.o asabi yaşlı teyze ise, hastalığa, tutuculuğa karşı direnişiyle ne güzel bir karakter olmuş. aslında bir yere ait olamayanların ve tutunamayanların hikayesi gibi bitecek, ablamız red kit gibi batan güneşle gidecek sandım fakat izin vermediler.çikolata gibi bir film yani, herkes sevmeyebilir ama kötü de değil.--- spoiler ---
(romantik - 15 Aralık 2008 00:34)
kalkıp çay koymaya üşendiğimden demlediğim her çayın ilk fincanından sonrasını hoşaf eden bana, gecenin bir yarısı kıçımı kaldırıp, çikolata eriterek, kakao vs. bilimum malzemeyle sıcak çikolata hazırlatmış içine de o yakıcı tadı versin diye tarifteki gibi pul biber attırmış filmdir. (oh içim kıyıldı yazarken, nefessiz kaldım, cümleyi kurarken kontrolü kaybetsem trafik kazasından beter olurdu)(bkz: dünyanın en uzun cümlesi)
(pipisipis - 16 Haziran 2009 02:13)
yaklaşık 7 sene önce vcd şeklinde geçmişti elime. oturup izleyeyim dedim de 2. cd'den bambaşka bir şey çıkmıştı. üzülmüştüm acayip merak etmiştim. bir hafta önce nerden geldiyse aklıma buldum filmi, bu akşam tamamladım görevi. ve tek kelimeyle süper bir film. içeriğine orasına burasına çok girmeden kısaca söylemek gerekirse yaşamayı anlatan bir film. zevk almayı, iyi olmanın hiçbir şeyin tekelinde değil sadece kendimizde olduğunu. daha bir sürü ders var içinde masalsı bir anlatım gibi ama gerçekler. ve ayrıca acılı çikolota tadını merak eder oldum. gece gece araştımasını yapıyorum ( bulursam editlerim:d). biliyorsanız da insanlık namına şe ediverin bi zahmet. :)
(metteya - 1 Ekim 2009 04:32)
johnny deppin bildiğin çingen olduğu, buna rağmen adamın hayvani seksapelitesinin mikron zedelenmediğinin ispatı olan, pamuk helva tadında çok romantik film. ayrıca naçizane fikrim: izleyicinin yanında sevdicek ve çikolata bulundurması şükela etki yaratacakdır.
(gliserin - 25 Ekim 2009 14:08)
reglken seyredilmemesi gereken*, naif, melankolik ve son derece romantik bir film..insan aşık değilse aşık olası, aşıksa sevgilisine koşası, yanındaysa üstüne atlayası öpüp öpüp koklayası, birlikte çikolata yiyesi geliyo
(masaustuferepe - 12 Şubat 2003 23:33)
"bilmemek degil ogrenmemek ayip"; izledik sonunda... johnny depp'in niye hatunlar bildim bileli hastasi daha iyi anladim. adamin bunca karizmatik rolumsu filmlerinden sonra icgudusel hastalaniliyor zaten. gideri var cokca yani; olur.filme gelince; guzel. tahmin edilebilir ilerliyor biraz ve cok daha guzellerini de gorduk bu tarz filmlerin ama ortalamanin da cok ustunde bi film; o da dogru. sonlari da "hayat sevince guzel"li aysecik filmini cagristirdi bana.--- spoiler ---bi an bekledim tum kasaba halki meydanda aysecik/vianne icin sarki soylecekler. onun yerine hep birlikte -temaya uygun bir sekilde- cikolata yaptilar. o da olur.--- spoiler ---
(infected grail - 14 Mayıs 2011 18:26)
güzelliklerle dolu bir film. juliette binoche, johnny depp ve karakter tahlili yapılan, her derde deva ilaç niyetine çikolata... insanın filmi izlerken ve sonrasında, burnuna buram buram gelen çikolata kokusuyla mutlu hissetmemesi için hiçbir sebep yok.
(adore - 30 Nisan 2003 13:16)
joanne harris in chocolat adli romanina dayanir,film cok etkileyiciydi bence ruzgar estikce ben de gitmek istedim,cikolatalari gordukce yerimde duramadim falan,hele grand festival of chocolate ve kontun vitrine dalma sahnesinde ah ulan giriste sprite yerine cikolata alsaydim keske diye serzeniste bulundumbence anuk rolundeki kucuk kiz da basariliydi
(kalliste - 17 Şubat 2001 20:57)
ne alaka bilmiyom ama (bkz: cokolat kiz)
(otisabi - 3 Mart 2001 01:12)
guzel ve de istah acici film. 10 dk arada cikolata dagitacaklar diye bosuna bekledik ve cikista bir lila pause'la, bir damak'la teselli bulduk. romantik ve minnos film sevenler icin... ayrica kizin (anuk) icinde buyucu buyukannesinin kullerinin oldugu canagi kirdigi sahne unutulmaz.
(kacin kurbagasi - 26 Eylül 2003 16:13)
mutlaka gidin, gorun ama yaninizda cikolata bulundurun. izlerken o tencerenin icinde donen sicak cikolataya kafasini sokasi geliyor insanin
(lae - 25 Mart 2001 01:14)
keske johnny depp daha cok gorunseydi dedirten film .yinede cok guzel zevkle izlenilen cinsten.
(urasil - 17 Ağustos 2004 12:46)
bitmesin diye bekledim ama bitiverdi. izlediğim en güzel ama en güzel filmlerden birisiydi. her karesinde ilginizi çekecek bişey muhakkak var.müzikleri insanın içini kıpırdatacak cinsten. hastası olunası, acayip bişiy.filmin atmosferi ve çikolata cuk oturmuş. zaten filmin her anı kıpır kıpır. üstüne bir de çikolatayı görüp yemiş kadar olmanın verdiği mutluluk eklenince film tadından yenmez oluyor. her taraf çikolata her taraf pasta, haliyle insan seratonin denizinde deniz kabuğundan çikolata sanıyor kendini, favori çikolatası sayıyor.gönül isterdi ki her sahnede bi yerlerden bi şekilde johny deep pörtlesin, bayram edelim, ohş diyelim. lakin öyle değil tabi.johny amcam döktürmüş "hem taşım hem de oynarım" demiş, dediğini de yapmış eşeğimin sıpası. ah be johny be, yıktın perdeyi eyledin viran be, az daha yakından az daha yakından derken karanlikta monitore musallat olan sinek ettin hepimizi be.
(pis poke - 6 Kasım 2004 02:18)
flashback sahnelerinden birinde sertab erener'in 1999 tarihli albümünde yer alan saril bana (bkz: #4460648) adli sarkinin erik satie imzali orijinal bestesi duyulabilen kakao aromali film.
(ipelies - 14 Aralık 2004 15:00)
bu filmi niye her seferinde sıkılmadan seyrediyorum, dahası niye tekrar tekrar seyrediyorum... sonunda niye hep gülümserken buluyorum kendimi... yetişkinlik masalımı buldum onda çünkü. masallar ne anlatır bize? kaç tanesi derin düşüncelere gark eder bizi? kaç tanesi hayata bakışımızı değiştirir? açık açık ders veren fabl’lar dışında kaç tanesi ahlaki değerler öğretir bize? rapunzel bize ne anlatır? parmak çocuk ne demektedir? bir dudağı yerde, bir dudağı gökte devler neyi simgeler? elbette bunlar hiçbir referansı olmayan, öylesine anlatılan şeyler değil. araya serpiştirilmiş öğretiler var tabii. var ama bunlar ne kadar ön planda ve çocuk aklım bunlardan ne kadarını alır? temelde iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. işte hepsi bu. alınabilecek ders varsa genelde budur ki bu da tartışılır. “hepsi masal” deriz... bunda aslında bir küçümseme vardır. “bana masal anlatma”. uydurma yani... oysa ki uydurmak, bir anlamda da hayal etmek ve yaratmak... demem o ki, masallar iyidir. bazen kitap aşkı masal okumakla başlar. hiçbir işe yaramasa bile çocuğun hayal gücünü zenginleştirir ki bu da az buz şey değildir. büyüyünce masallara ihtiyacımız kalmaz mı? benim gibilerin var sanırım. bu filmi sevenlerin var... film ne anlatıyor lan diyenlere, vallahi önemli bir şey değil, masal işte deyip geçiyoruz. bir de bana ayşecikli, sezercikli filmleri hatırlatıyor bu film. eski türk filmlerinde bulduğum samimiyeti buluyorum. konu, senaryo, akış ne kadar sorunlu olursa olsun... alın işte, filmin başında kötü olanlar sonunda iyi oluyor (ki gerçek anlamda “kötü” de değiller), filmin aksi yaşlı kadını kalbini az da olsa açıyor, korkaklar cesaret buluyor, herkes mutlu oluyor. ayşecik-juliette tüm kasabayı değiştiriyor. tabii ki gerçekçi değil. oskarlık da değil, yüzyılın filmleri arasında değil, başyapıt değil ama çok iyi hissettiriyor, mutlu ediyor.çikolata mevzusuna ise hiç girmiyorum, fena oluyorum...
(galileo - 3 Şubat 2005 14:43)
izledikten sonra beni hat safada sicak cikolata krizine sokmayi basarabilmis seker,cici bici,agucuk gugucuk bi film
(yarencik - 26 Kasım 2001 19:25)
beynimde cevaplayamadigim sorular birakan film.--- spoiler ---her gun ara vermeksizin kilolarca cikolata uretiyor filmin basrol oyuncusu. filmin gectigi kucuk ama sevimli kasabada bu kadar cikolatayi kim tuketiyor? dukkanda neden talebe gore uretim yapilmiyor? cikolataci kadin zarar ediyorsa hangi parayla yasiyor? filmin basrol oyuncusu ordan oraya elinde iki minik bavul gocuyor. nasil oluyor da goctugu her kasabada hazir kiralik pastane ve mobilyali ev bulabiliyor? neden hayat bazilari icin bu kadar kolay? film yoksa bu mesaji mi vermek istiyor?--- spoiler ---
(traktor - 11 Temmuz 2006 01:40)
Yorum Kaynak Link : chocolat