Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Temmuz 2003 Cuma, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi,Bilim Kurgu
Ülke                : ABD,Almanya,Çek,İngiltere
Yapımcı          :  Angry Films , International Production Company , JD Productions
Yönetmen       : Stephen Norrington (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Alan Moore (IMDB)(ekşi),Kevin O'Neill (IMDB)(ekşi),James Robinson (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sean Connery (IMDB)(ekşi), Naseeruddin Shah (IMDB)(ekşi), Peta Wilson (IMDB)(ekşi), Tony Curran (IMDB)(ekşi), Stuart Townsend (IMDB), Shane West (IMDB)(ekşi), Jason Flemyng (IMDB)(ekşi), Richard Roxburgh (IMDB)(ekşi), Max Ryan (IMDB), Tom Goodman-Hill (IMDB), David Hemmings (IMDB), Joel Kirby (IMDB), Marek Vasut (IMDB), James Babson (IMDB), San Shella (IMDB), Ellen Savaria (IMDB), Sartaj Garewal (IMDB), Harmage Singh Kalirai (IMDB), Brian Caspe (IMDB), Robert Goodman (IMDB), Winter Ave Zoli (IMDB)

The League of Extraordinary Gentlemen (~ Muhtesem kahramanlar) ' Filminin Konusu :
Allan Quatermain, dünya çapında, parmakla gösterilen macera tutkunlarından biri olmakla kalmayıp aynı zamanda dünyanın hiç görmediği tüm süper kahramanların dahil olduğu birliğin başında bulunmaktadır. Quatermain'in sıradışı birliğinde her biri kendine özgü güçleri ve yetenekleri ile öne çıkan Kaptan Nemo, Dracula Mina Harker, görünmez adam Rodney Skinner, Amerikan gizli servis ajanı Sawyer, Dorian Gray, Dr. Jekyll/Mr. Hyde ve birliğin esrarengiz üyesi M yer almaktadır. İnsanlığın umudu olabilecek tüm dünya liderlerinin bir araya gelerek oluşturacakları komisyonu sabote etmeyi planlayan maskeli Fantom'un planlarına engel olmak için zaman kaybetmeden Kaptan Nemo'nun olağan dışı denizaltısı Nautilus'a binerek savunma hattına, yani İtalya'nın Venedik kentine doğru yola çıkarlar. Birliğin dünyayı kurtarmak için yalnızca 90 saati vardır.


  • "yonetmen ise blade'i direkte etmi$, ghost rider'i da edecek olan stephen norrington'mi$. ayrica (bkz: the league of gentlemen)"
  • "bir fragmanini gördüm ki, arkasindan gelen matrix 2 fragmani aklimi basimdan almasa, patlatircasina bagirmak icin kullanmasam kücük dilimi yutacak idim. möthis bir film olacaga benziyor."
  • "(bkz: the special people club)"
  • "trailerini izler izlemez sitesine girip "nolur burada?" diye goz attigim film.sabirsizlikla beklenmekte."
  • "görsel bir şölen. filmin satndlarında da görülen arabaya hayran kalmamak mümkün değil. konusu biraz wild wild west e benzese de güzel film."
  • "sadece fragmanları bile insanı yerine mıhlayabilen bir filmdir. hele bir divx'ini indirelim bakalım, ne çıkacak. ama tahmin etmek zor değil..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    fantastik edebiyatın en önemli klasiklerini (görünmez adam, dr jekyll ve mr hyde, denizler altında yirmi bin fersah, arzın merkezine seyahat, morg sokağı cinayetleri, drakula...) yüzeysel bir şekilde harcanacak malzeme olarak kullanan; çizimlerinin özensizliği ve estetikten yoksunluğu ile herge'nin bundan yıllar önce koyduğu çıtaya oldukça aşağıda bir yerlerden bakan; şiddeti, kol bacak kafa kopartmayı yücelten, içinden fışkıran müslüman, arap ve çinli düşmanlığı ile utanç verici bir çizgi roman. hindu olan kaptan nemo'yu sih olarak çizmek gibi zavallı bilgi hataları da cabası. ironik yapısının bu sakatlıkları hiç bir şekilde hoş göstermeyeceğini düşünüyorum.

    birbiriyle ilişkisiz karakterlerin bir araya getirilip kendilerine yüzeysel, stereotip ve yalan yanlış roller verilmesinin başka bir örneğini, mustafa altıoklar, istanbul kanatlarımın altında’da evliya çelebi, bekri mustafa ve hezarfen ahmet çelebi’ye hamamda nargile içirerek elde etmişti. bu durumda, bu çizgi romanın filmi için en uygun yönetmen mustafa altıoklar olsa gerek.

    kaptan nemo gibi bütün insanlığa küsmüş; insanlık ile ilişkisini kesmiş, sanat ve bilim aşığı nefis bir karakteri alıp; ingiltere hesabına çalışan, casusluk yapıp vahşice adam öldüren bir kişilik haline sokmak ve bunun adının gönderme yapmak olması, düpedüz zavallılık. kaptan nemo ile özgün metinde (ya da james mason ve kirk douglas’lı film versiyonunda) tanışmak varken; bu karakterle bu çizgi romanda (ve korkarım, bu çizgi romanın filminde) tanışıp kafası karışacak, ilkgençlik edebiyatının en ilginç karakterlerinden biri ile ilişkilerini çorbaya çevirecek olanlar için peşinen endişeleniyor ve üzülüyorum. çizgi romanın da, filminin de tarihin çöplüğüne gitmesi umuduyla, ben edgar allan poe ve tenten ciltlerime dönüyorum.


    (can sebahattin dere - 28 Mart 2002 10:56)

  • comment image

    filmi nasıl olacak bilemiyorum, fakat the league of extraordinary gentlemen'in çizgi romanı koleksiyonumdaki özel yerini her zaman koruyacak, sadece alan moore'un incelikli hikayesi yüzünden değil, aynı zamanda çaylak kevin oneil'in estetik değil atmosfer kaygısı güden fevkalade başarılı ve özenli, sade ama detaylı, grafik ama "emotional" çizimleri yüzünden böyle bu.

    karakterlerin hiçbiri anlatıldığı üzere yüzeysel biçimde harcanmış değil, her biri tek tek kendi hikayelerinden çıkartılıp başka bir macerada bir araya getirilmiştir, çoğu gönülsüzce fantastik bir ortaklığın içinde bulmuştur kendini, hiçbirinin orjinal hikayelerine en ufak bir gönderme yoktur, dolayısıyla drakula'nın kitapta adı bile geçmemektedir, dr jeykll urban fransa'nın arka sokaklarından çok uzaktadır, kaptan nemo denizler altında 20 bin fersah' ta hiç sözü geçmeyen, yer almayan yönleriyle çıkmaktadır karşımıza. göndermelerle dolu sıkıcı bir what if denemesinden çok özellikle de bu klasik kitapların ve karakterlerin sevenleri için yazılmış ve çizilmiş bir çizgi roman şölenidir söz konusu olan, tabii anlayana.

    serinin asıl amacını görmezden gelmek isteyenler için eleştirmek kolay olacaktır elbette, oysa alan moore 1800'ler ingilteresi'nin atmosferinin hayret verici bir gotik yorumunu yapmış, kevin oneill ise her majestys reign dönemini ve alt sınıftaki yozlaşmayı karanlık bir ayna gibi yansıtmıştır, çizgi roman adına heyecan verici bir denemedir bu baştan sona. hatta kapak içleri ve okuyucu mektupları köşesinde bile özenli ve komik bir format yaratılmış, dönemin gazete ve dergilerinin şahane parodileri yapılmıştır. bu bölümleri görebilmek için, çizgi romanı fasikül olarak toplamanın keyfine varmış olmak gerekiyor tabii. tleg'ı fasiküller tamamlandıktan 6 ay sonra cilt olarak satın alanlar lütfen bana cevap vermesin. o kadar küçülemem.

    neyse..

    bu kitapta "müslüman, arap ve çinli düşmanlığı"nı sadece ağır bir "oryantalizm kompleksi" bunalımı geçiren zihinler icat edebilirdi, arabistanda geçen sahneler alan quarterman'in maceralarının son bulduğu yerden başlıyor, yani arabistan'ın afyonhanelerle dolu fakir arka sokaklarından... dolayısıyla evet, orada altın koşumlu atıyla seken şık ve eğitimli arap prensleri göremiyoruz (nerde görüyorsak?), fakat ingiltere'nin arka sokaklarının çizildiği sahnelerden daha kötü görüntüler de bulamıyoruz, arayan bulur mottosu burada geçmiyor. londra'yı gösteren karelerdeki çürümüşlük ve yoksulluk yanında sözü geçen arap kardeşler gürbüz kalıyor. hem mümin kardeşlerimiz müsterih olsun, müslümanlıkla ilgili en ufak bir gönderme zaten yok. çin düşmanlığının ise ele geçirilmek istenen gizli silahı elinde tutan çin mafyası'na karşı olduğu söylenebilir ancak, söz konusu mafya bir takım çin işkenceleri uygulayan, acımasız katiller ve canilerle dolu bir suç yuvasıdır gerçekten de, tıpkı dünyanın her hangi bir yerindeki her hangi bir mayfa gibi... londra'nın kozmopolitliğini gösterir bu çin mafyası, ayrıca ingiliz sinema geleneğindeki fu manchu ekolünü akla getirir.

    hikayeyi okuyup özelikle kaptan nemo'nun nefis karekterinin "ingiltere hesabına çalışan, casusluk yapıp vahşice adam öldüren bir kişilik haline sokulması" ise belki de çizgi romanın türkçeye çevrilmesini beklemeden alıp okumanın ingilizce bilmeyenler için bir hata olduğunu gösteriyor bize dostlar. bir free agent olduğunu pek çok yerde belirten soğuk ve belki de hikayedeki en karizmatik karakter olan nemo'nun canileştirildiğini söylemek tıpkı mulan'daki türkilerin atalarımıza saygısızlık olduğunu haykıran, hamamda öpüşme sahnesi var diye dünyayı ayağa kaldıran zihniyetin sindirememişliğine benziyor. bu tür komplekslerden hala mı kurtulamadık?

    bırakın insanlar bu karakterlerle bu çizgi roman sayesinde tanışsın, ellerinde geriye dönüp klasikleri okumak için bir fırsat daha olsun, bu sayede belki de klasikler tozlu raflarda çürümekten bir nebze olsa kurtulur. the league of extraordinary gentlemen'i okuyup kafası karışacak derecede düşük zeka yaşına sahip insanların zaten okuma öğrenecek seviyede olmadığını hepimiz biliyoruz.

    bir klasik ve bir usta olsa da herge'yi hala çizgi romanın en yüksek çitası olarak görenler çizgi romana sadece çocukluk nostaljisi olarak bakıyor demektir. bir takım ırk ve din düşmanlığı aramak söz konusu ise en güzeli tenten kongoda'ya, tenten sovyetlerde'ye, mavi lotus'a, kırık kulak'a ve daha pek çok tenten macerasına bir göz atmak, sonra konuşmaktır. çok sevdiğim tenten'e ve hergé'ya bu suçlama başka yer ve zamanda yapılsa savunurdum, özrü kabahatinden büyük bir yazı okuyunca istemeden de olsa tartışması yıllar önce kapanmış olan, son sözü de hergé'nin bizzat söylemiş olduğu bu konuyu yeniden ortaya atmak zorunda kaldığım için üzüldüm. lütfen bu tür gereksiz tatışmaları hala saf ve çocuksu kalmayı başarabilen belki de tek sanat olan çizgi romandan uzak tutalım. yoksa pek yakında ken parker'ın bir macerasında cameo yapıyor diye edgar allen poe'yu kurtarma seferberlikleri bile başlayabilir.

    bana kalırsa bu yazıya en güzel cevabı bizzat alan moore, birhal the league of extraordinary gentlemen'in okuyucu mektupları köşesinde verebilirdi. pek yakında ikinci bir seri, farklı kahramanlarla birlikte çıkacağı için belki de yukarıdaki yazıyı onlara gönderip bu tatsız yazının sonunu eğlenceli kılabiliriz. onun yerine şimdilik bir editör yanıtı'nı ben aktarayın buraya, here comes the comic relief:

    sir, how dare you? while your well-intentioned words speak of your obvious and charitable concerns for those more poorly educated than yourself, we feel that it would be a grave mistake to mollycode such unfortunates within our readership by giving them a fighting chance at understanding what is going on. did we give the zulus or the mahdi mutineers a chance? no, sir, we most assuredly did not! where is the intellectual challenge or adventure for the reader to be found if we blandly assert, for example thet the "anna coupeau" we refer to on the page eighteen of the second issue is associated with the writer mr. emile zola? better, you'll agree that if the reader in question wades through scores of pages detailing the squalid lives of continental prostitutes and their untimely deaths from sepsis and veneral disease.
    if it consoles you, we may at some future date provide an announcement saying that they should read all the classic books which form the basis of our magazine, for those benighted readers who have not yet fathorned the correct use of a library card. spare the rod and you will spoil the child entirely. heaven help us sir, if there's a war!


    (eowyn - 5 Haziran 2002 07:38)

  • comment image

    zevkler ve renkler meselesi olan noktaları bir kenara bırakırsak; gerçekten de, league of extraordinary gentlemen'in ilk 10-15 sayfasındaki, arapların yalnızca aldatma, ırza geçmeye ve cinayete teşebbüs, sonra toplu halde "esas çocuklara" saldırmaktan ibaret rollerini ve çizgiromandan çıkışlarını (*) eski yazı ya da arapça bilen birinin de yardımıyla (internet üzerinde de buradaki konuşmaların transkripsiyonu bulunabilir), sakin kafayla okumak; bunu hem çizgiromandaki paris'in, londra'nın arka sokaklarıyla, hem de herge'nin 1930'lardaki "gençlik hataları" arasındaki sovyetler, kongo, amerika vs. maceralarındaki tiplerle (ama daha sonraki tenten tibet'te ve sonrasındakilerle de) karşılaştırmak gerekli ve düşündürücü bence de, katılıyorum.

    [(*) kaptan nemo: "-a mohammedan rabble. please leave them to me" (iki müslüman pisliği, zıpkın atan tabancasıyla aynı anda şişleyerek ağır çekim öldürür) ]

    müslüman, türk, arap, çinli ya da başka bir milletin hayranı olduğumdan değil; hangi din ve millet olursa olsun, bence bu çağda bunların artık geçilmiş olması lazım, ironik çizgiroman formatında bile olsa. buna bakıp rahatsız olmayan; rahatsız olmayı bir yana bırakıp rahatsız olanlarda "ağır oryantalizm kompleksi" görmek isteyen çıkabilir; ama ben milleti, dini, rengi ne olursa olsun yabancı düşmanlığına ve şiddete karşı olmak adına konuşuyorum.

    kaptan nemo karakterinin çarpıtılmasını biraz daha açarsak; çizgiroman boyunca ingilizler hesabına çalışmakta olduğundan, herhalde, şüphe yoktur (evet, "if i work with the british, it is because i no longer feel even indian. the sea, now, is my only nation" falan der, ama sonuçta ingilizler hesabına çalışır!). kaptan nemo'nun bu çizgiromanda canileştirilmediğini iddia etmeden önce de çizgiroman boyunca işlediği cinayetleri saymak ve bunların hangi yollardan, ne adına işlendiğinin bir dökümünü yapmak faydalı olabilir.

    ayrıca, allahaşkına denizler altında yirmibin fersah'ı okuyunuz ve karşılaştırınız. jules verne'nin kaptan nemo'su (nemo = hickimse), denizler altında yirmibin fersah'taki haliyle bütün devletlerle ve insanlıkla ilişkisini kesmiş; ancak mecbur bırakıldığı (nautilus'u batırmaya çalıştıkları zaman) şiddete başvuran, nereden geldiği nereye gittiği belli olmayan, etnik kökeni de belli olmayan esmer bir adamdır. esrarengiz ada'da (belki de gereksizce) bir zamanlar ingilizlere karşı savaşmış ve kaybetmiş, bunun sonucunda dünyaya küsmüş bir hindu prensi olduğu açıklanır -- yani jules verne'in kaptan nemo'sunun "free agent" olarak onun bunun hesabına çalışması pek olası değildir, hele hele bunun ingiltere olması olacak iş değildir, bence.

    kısaca; azizim, göz var, izan var. tekrar özetleyeyim: bence "ironi" ve "atmosfer" adına başarıyla yapılanlar, saydığım sakatlıkları ve 18. /19. yüzyıl edebiyatının saygısızca harcanmasını affettirmiyor.


    (can sebahattin dere - 5 Haziran 2002 10:19)

  • comment image

    bu çizgi roman hala çıkma aşamasındayken "m" kısaltmasının mycloft holmes'a ait olduğunu sanmıştım, sanmamalıymışım. yanlış iz vermişler, red herring yapmışlar. olay bambaşkaymış, imkanınız varsa takip ediniz.


    (eowyn - 10 Haziran 2000 02:04)

  • comment image

    şimdiye kadar bir çizgi romanda gördüğüm en iyi atmosferlerden birisine ve okuduğum en orjinal hikayelerden birisine sahip muhteşem bir çizgi roman... karakerlerin kullanımı bence son derece başarılı ve orjinallerine saygılıdır... ancak fragmanı yayınlanmış olan filmi için aynısını söylemek şimdilik pek de mümkün görünmüyor malesef... fragmandan ve fotoğraflardan göründüğü kadarıyla örneğin bir nemo'nun aksiyonel bakımdan blade'den pek farkı kalmamış... ha nedir, gördüğümüz sadece teaser olduğu için hep aksiyon sahnelerini görmemiz doğaldır belki ama açıkçası sean connery bile alan quatermain yerine james bond havasında görünüyor bilmiyorum bilemiyorum...


    (madcan - 26 Şubat 2003 13:25)

  • comment image

    bir fragmanini gördüm ki, arkasindan gelen matrix 2 fragmani aklimi basimdan almasa, patlatircasina bagirmak icin kullanmasam kücük dilimi yutacak idim. möthis bir film olacaga benziyor.


    (caponsever - 5 Mayıs 2003 01:03)

  • comment image

    altyapım olaydı diye izlediğim ama olsaymış da daha çok hayal kırıklığına uğrayacağımı anladığım, dükkanda efekt kalmış, kullanalım da yenisini getirtiriz amacıyla kotarılmış çerezlik.
    aksiyon yahu bildiğin aksiyon..


    (umut - 27 Ağustos 2003 20:26)

  • comment image

    filmi cizgiromanlari kadar tat vermiyor, kaptan nemonun gemisi nefes kesiyor tamam ama bay m nin mogolistandaki gizli mabetini izlerken 007 ve lord of the ring filmelri geliyor insanin akllina,
    vasat bi film olmus ama gorulmeli


    (shevek - 7 Eylül 2003 20:41)

  • comment image

    grey'in johnny depp'e benzerligi sasirticiydi. aslinda tum oyuncular orijinallerinin benzerleri gibi tiplerdi sean disinda. dogu figurleriyle suslu nautilus'un venedik'te yuzmesi...bircok olagandisi kahraman dunyayi kurtarmaktan cok grup psikoterapisi tadinda sahneler vermek icin biraraya gelmisler sanki (orn: baba-ogul trajedyasi).


    (yummy - 10 Eylül 2003 19:13)

  • comment image

    aslinda aksiyon sahnelerindeki dikkati ceken bisey de kaptan nemo'nun hizlandirilmis tekmeleriydi. matrix'teki gibiydi evet. ve bir sahne: grey kursun gecirmez adamdir. saldirgan kisi ona ates eder. o kursun gecirmez. ona der ki, "what are you?" grey de der ki, "i am complicated".


    (yummy - 10 Eylül 2003 19:18)

  • comment image

    avcı allen quatermain* etrafında bir grup olağanüstü bireyin (amerikan casusu tom sawyer, dr.jeykyll/mr.hyde, vampir kadın mina harker, görünmez adam rodney skinner ve nautilus ile beraber captain nemo) dünya savaşı çıkmasını engelleme çabalarıın anlatan bilimkurgu filmi. iyi bir film değil hatta garip bir film.


    (quisalas - 28 Eylül 2003 01:21)

  • comment image

    24 ekim gibi gösterime girmesi beklenen, görsellik olarak muhteşem,konu olarak tadından yenmez,kahramaları sayesinde 1 film fiyatına 5 ayrı film izliyormuşsunuz gibi hissettiğiniz hayalgücünüzü zorlayan film.
    kahramanlarının zaten hastasıydım meğer bilmeden yıllardır ben bunu bekliyormuşum .


    (ozdek - 7 Ekim 2003 00:51)

  • comment image

    sadece fragmanları bile insanı yerine mıhlayabilen bir filmdir. hele bir divx'ini indirelim bakalım, ne çıkacak.
    ama tahmin etmek zor değil...


    (spinapubica - 7 Ekim 2003 23:25)