kafi derecede oyuncağı olmadığı için hayal kuran çocukların iki hedefi vardır. ilk hedef, ünlü bir sporcu, şarkıcı ya da süper kahraman olmaktır. bütün çocuklar ister ama bazıları hedefe ulaşır. ikinci hedefe ulaşmak ise daha zordur. babalarına bakarlar ve ben çocuğuma karşı böyle olmayacağım diye kendilerine söz verirler, baba olduktan sonra ise babaları gibi olduklarını farkedip üzülürler. michael jackson iki hedefine birden ulaşan bir çocuk, yıldız, baba. bir çocuğun hayal bile edemeyeceği yerlere geldi. bir baba olarak çocuklarına babası gibi davranmamayı başarabildi. kızı ağlarken, dünya; bir yıldızın, ikonun, üzerinden para kazanılmaya çalışılan bir çocuğun, bütün sevdikleri tarafından sömürülen bir adamın değil kızı için her şeyi yapan bir babanın öldüğünü anladı. para pul için çocuklarının fotoğraflarını satmadı, paparazzilerle anlaşıp üzerlerinden para kazanmadı, sahneye sürmedi, kendi çocukluğuna verdiği sözü tutabildi, aşkolsun.
(rewlofweno - 8 Temmuz 2009 00:06)
ölmemişimdir.
(michael jackson - 23 Ekim 2008 15:48)
daha onu tanımayan hiçkimseye rastlamadım, herkes tanıyor. ama tabi herkes arkasından ağlamıyor.eşim artık alıştı, babamlar gülüp geçiyorlar, bir tek kardeşim anlıyor beni, neden ağladığımı...5 yaşında sahneye babası tarafından dövülerek zorla çıkartılmış, çocukluğunu yaşamasına asla izin verilmemiş, 50 küsür yaşında bile çocukluğuna özlem duyup, çocukluğunu yaşamaya çalışan bir insan.çocuklara olan aşırı sevgisi yüzünden adı pedofiliye çıkmış, hiçbir zaman kanıtlanamayan (ancak öldüğünden sonra iftira olduğu itiraf edilen) iddialarla boğuşmuş bir insan.hastalığıyla dalga geçilmiş, burnunun büyüklüğüyle dalga geçilmiş, dalga geçmesinler diye burnunu küçültmesiyle dalga geçilmiş bir insan.ve tüm bunların üstüne, o yaşayamadığı çocukluğunu dünya üzerinde rengine, ırkına, dinine bakmadan bütün çocuklar yaşayabilsin ve o çocuklar gitgide daha da kötü bir yer olan bu dünyayı kurtarabilecek kişiler olarak büyüsünler, umudumuz olsunlar diye ömrü boyunca bütün gücünü, parasını, vaktini, popülaritesini harcamış bir insan.bakın sanatından ve dünya üzerinde şu ana kadar gelmiş geçmiş en büyük eğlendirici (saçma biliyorum ama entertainer'ın daha mantıklı bir türkçe'sini bulamadım) olmasından falan bahsetmiyorum. doğuştan gelen yeteneklerinden falan bahsetmiyorum. 35 yıl boyunca her çıkardığı albümle farklı farklı insanlara hitap edebilmesinden falan bahsetmiyorum. aynı anda "pop, rock & soul"un kralı sayılabilmesinden bahsetmiyorum. aldığı ödüllerden ve rekor kırma rekortmeni olmasından bahsetmiyorum. yaşarken dünya üzerinde yaşayan en ünlü insan olmasından bahsetmiyorum. 10 milyon satıştan aşağı düşmüş albümü olmamasından bahsetmiyorum. dünya üzerinde "ölün" dese ölecek milyonlarca insan olmasından bahsetmiyorum.kendisine, kıçının üstünde klavye başında cahilce ama küstahça "pedofili" demekten, "rengini beyazlattı" demekten başka hiçbir vasfı olamayan insanlar daha fazla eğlensin diye yarım asıra yakın yaptığı şeylerden bahsetmiyorum.onlar bile daha güzel bir dünyada yaşayabilsinler diye yaptıklarından bahsediyorum.bugün, dünya üzerinde eğer hala umut varsa, bu dünya daha güzel bir yer olsun diye didinen insanlar varsa, hala çocukları seven insanlar varsa, ve onların geleceği için çalışan insanlar varsa; bunun nedenlerinden biri de senin bu insanların yapabilecek güçlerini farketmesini, bir şeylerin farkına varmalarını, iyi çocukluk yaşayıp iyi birer insan olmalarını sağlamandandır.o yüzden, rahat uyu michael!fans love you! your majesty, my king!
(maximum chatlak - 25 Haziran 2012 14:53)
ne kadar güçlü, ne kadar saygı duyulası bir insan olduğunu vefatıyla bir kez daha fark ettirmiştir. muhteşem yetenekli olmasına rağmen ne şanssız, ne bahtsız bir ömür geçirmiş aslında. bizler onu hayranlıkla izlerken meğer içinde ne fırtınalar kopuyormuş, ne yalnız, ne acı dolu bir adammış michael. otopsi raporları ortaya çıktıkça, eski doktorları, eski bakıcıları basına açıklama yaptıkça, onun yakasına yapışıp bir türlü bırakmayan sağlık sorunlarına karşı nasıl da dimdik durmuş olduğunu farkettim ve ona çok daha fazla saygı duydum.kötü bir çocukluk yaşadı, kötü bir psikolojik geçmişi vardı. ilk kez sahneye çıktığı 5 yaşından beri deyim yerindeyse eşek gibi çalıştırılıyordu, yorgun ve uykusuz olduğu günlerde bile babası tarafından dövülerek, ayağının altına çakmak tutulup uyandırılıyor, prova yapmaya zorlanıyor, sahneye çıkartılıyordu, tek odalı bir evde 9 kardeşle fakirlik ve dayakla geçen yıllardan sonra michael ilk kez para kazanmaya başladı, daha doğrusu babası artık kendi kazandığı paradan ona da para vermeye başladı, 1980'lerin başlarında michael çok başarılı işler yapıyordu, off the wall ve arkasından çıkardığı thriller albümleri dünyanın en çok satan albümleriydi. michael'ın ünü arttıkça daha da içine kapanık, utangaç bir mizaca büründü. hiç gerçek bir aşk yaşayamadı. dostlukları da ne kadar gerçekti hiçbir zaman emin olamazdı. "güvenebileceğim tek kişi hayranlarım" demişti bir röportajında. ne acı. mikroskop altında geçen bir ömürdü onunki. nasıl sıradan, nasıl normal olabilirdi ki. kendisini neverland adını verdiği evine kapattı. öyle bir ev ki içinde hayvanat bahçesi, lunaparkı, alışveriş merkezi, sineması ve hatta kendi özel çöp öğütme merkezi bile bulunan bir yer. hiçbir zaman yaşayamadığı çocukluğunu burada yaşamayı planlıyordu. ancak neverland'e yerleşmesiyle beraber borçlanmaya başladı. ona "milyarder gibi harcayan milyoner" diyorlardı. öldüğünde 400 milyon $ borcu olacaktı.michael 80'lerin başında ilk kez dünya turnesine çıktı, bu dönemde belki aşırı stres ve yorgunluktan, cildinde parçalar halinde beyaz bölgeler ortaya çıktı, beyazlamalar hızla büyüyordu, michael bir süre bunları makyajla kapatmaya çalıştı, (http://floacist.files.wordpress.com/…007/07/175.jpg) . zamanla beyazlayan bölgeler tüm vücudunu kaplayacaktı. ( http://img.photobucket.com/…tice/tdcauvitiligo5.jpg ) bu dönemde ilk kez vitiligo teşhisi kondu.yine bu dönemde çok ender görülen ve bağışıklık sistemini çökerten, ciltte yaralara yol açan bir hastalık olan lupus teşhisi kondu. ( http://img.photobucket.com/…hit2thelimit/sb3hx4.jpg )zamanla bağışıklık sistemi o kadar zayıflayacak ve cildi o kadar hassaslaşacaktı ki maskelerle, kapalı kıyafetlerle, şemsiyelerle sürekli kendini korumak zorunda kalacaktı.aynı dönemde pepsi michael'la büyük bir reklam anlaşması yaptı. ancak şanssızlıklar başlamıştı bir kere. reklam çekimi sırasında saçları yandı, kafatasında 3. derece yanıklar oluştu. kafasının sol tarafında bir daha da saç çıkmadı, ömür boyu peruk kullanmak zorunda kalacaktı. kafatası yanıkları şiddetli ağrı yapıyordu, michael ilk kez bu dönemde ağrı kesici kullanmaya başladı. aynı dönemde michael günde 10-12 saat kadar dans provası yapıyor ve bu provalar sırasında sık sık düşüyor, belini, sırtını incitiyordu. birgün yine düştüğünde bir omurga kemiğini kırdı. aşırı yorgunlukla beraber kırıklar ve incinmeler üstüste gelince sırt ağrıları dayanılmaz bir hal almıştı. daha da çok ağrı kesici aldı.aşırı açlık ve susuzluk nedeniyle çok kez baygınlık geçirdi ve dans pistinde baygın halde bulundu. 90'ların başlarında michael ağrı kesicilere bağımlıydı. hergün onlarca hap içiyordu. 1993'te tedavi gördü, ama tedavi bitiminde hemen yine ağrı kesicilere geri döndü.1995'te bir konser sırasında açlık ve susuzluktan dolayı tansiyonu düştü ve bayıldı. bu dönemden sonra da enerji artırıcı haplara bağımlılık geliştirmeye başlayacaktı.2000'lerin başlarında alpha-1 antitrypsin deficiency adlı yine çok ender görülen bir hastalığa yakalandı, bu ciddi bir akciğer hastalığıydı, tüm iç organları harap ediyor, zamanla akciğer nakli zorunlu hale geliyordu. bu da çok riskli ve yaşama riski çok az olan bir operasyondu. aynı yıllarda cilt kanseri teşhisi kondu, kanser tedavisine çabuk cevap verdi, otopsisinde kanseri yendiği ortaya çıkacaktı.yine 2000'lerin başlarında sırt ağrıları onu yürütemeyecek noktaya geldi, bir süre tekerlekli sandalye kullandı, ama kullandığı ağrı kesicilerin dozunu artırarak bunun da üstesinden geldi. büyük bir geri dönüş konseri planlıyordu. bunun için de daha çok ağrı kesiciye ve daha çok enerji hapına ihtiyacı olacaktı.tuhaf olan, 20'li yaşlarında çıktığı bad dünya turnesi sonunda çok yorulduğunu, bir daha asla dünya turnesine çıkmayacağını, yalnızca özel konserler vereceğini ve albümler yapacağını açıklamış olmasına rağmen, tekrar tekrar her albüm sonrası dünya turnesine çıkması ya da "çıkartılması" idi. 20'li yaşlarda dayanamadığı yorgunluğa 50 yaşında nasıl dayanabilecekti ki? tüm bunlar olurken bir yandan da basının üzerinde oluşturduğu ağır baskıya karşı durmaya çalışıyordu. sanki planlı bir ezme, yok etme hareketi yapılıyordu michael'a karşı. üzerime gelmeyin, yalvarırım beni yalnız bırakın, iftiraya uğramaktan bıktım diye şarkılar yazıyordu, ne yapabilirdi ki...artık öyle çok ilaç alıyordu ki, ilaç temin edebilmesi yasal olarak imkansız hale gelmişti, o da uydurma kimliklerle ilaç almaya başladı. öldüğünde eczacısı, ayda 30.000 dolarlık ilaç aldığını söyleyecekti. michael günde 40 vicodin alıyordu. vicodin dışında, hergün demerol , xanax , soma , zoloft , paxil ve priolosec kullanıyordu. hergün anti depresanlar, ağrı kesiciler , sakinleştiricilerden oluşan bir grup ilaç alan michael aynı zamanda anorexia olmuştu, aşırı çalışmaktan dolayı yemek yemek aklına bile gelmiyordu. öldüğünde 50 kiloydu ve midesinde-bağırsaklarında ilaçtan başka hiçbirşey yoktu. yardımcısı michael'ın sık sık midesini yıkadığını açıkladı. otopsisinde sırtında çizikler ve morluklar olduğu görüldü. michael muhtemelen yine çok uzun saatler çalışmış ve düşmüştü ve muhtemelen yine daha çok çalışabilmek, daha iyi olabilmek için daha fazla ilaca sarılmıştı.sonunda kalbi bu yorgunluğa dayanamayacak, aniden duracak ve tüm müdahalelere rağmen bir daha çalışmayı red edecekti.bunlar, hayattayken bilinmeyen gerçekleriydi michael'ın. keşke herkes onun kadar güçlü olabilse, ama değil bunları yaşamak, empati kurmaya çalışmak bile korkunç....o ki hem bu acılarla yaşamış, hem de böylesine başarılı olmuş. hayranlarına mümkün olduğunca hiçbirşey belli etmemeye çalışmış. güçlü görünmek istemiş. dünyaya eşi benzeri gelmemiş, gelemeyecek bir efsane olmuş. kulağımızdan silinmeyecek melodiler yaratmış, ölümüne dans etmiş, ölümüne şarkı söylemiş...ne büyük adammışsın michael, umarım gittiğin yerde çok mutlu olursun.
(black rock - 30 Haziran 2009 12:10)
dunyada tanimayan insan olmadigini dusunebilecegimiz kadar meshur, milyonlarca hayrana ve tabii ki bi o kadar da kendinden nefret edenlere sahip, dunyanin en cok satan albumunu cikarmis, danslari, muzigi, klipleri ile yeri gogu oynatmis, konserlerinde enfes sovlar sunan ve artik zenci olmayan ve ve ve yuzu super deforme olmus -ajda pekkandan cok estetik- supermegahiper star..yarattigi sansasyonlari ile de meshurdur: cocuklara cinsel taciz, 35. estetik oparesyonunu oldu, rengini actirdi, oksijen cadirinda uyuyor, lisa marie presley ile evlendi, bosandi walla, porno yildizi arkadasinin rahmini kullanarak cocuk yapti vs vs..kendine has bir tarzi vardir: siyah lofir ayakkabi, beyaz corap, kisa pacali pantalon, gomlek, sapka, pullu eldiven ve estetiklerle orjinaliteyi yakalamis bir yuz..koydeki memet emminin bile taniyip, izleyip, arada bir moonwalk yapmaya calistigi bir akim.. olunce ne olucak merak konusu......edit, 26.06.2009: "olunce ne olacak merak konusu?" izliyoruz saskin saskin...
(penguen - 13 Mart 1999 00:00)
yedi yaşındaki oğluma ölümünü hatırlasın diye black or white klibini izlettirdiğim kral. oğlum durduk yerde bana sormasın mı; baba bir elini yukarı kaldırıp diğerini karnında tuttu ne demek istedi diye. anlık bir görüntü işte. ben de hava atarak dedim ki; bir dans figürü işte, bak oğlum biz zamanında çok izlerdik bu adamı tv de bu klibi çıkardı eskiden çok güzeldi o günler diye. sonra döndü bana dedi ki; hayır baba anladım adam heykelin yaptığını yapıyor dedi, özgürlük heykelini yani. dondum kaldım. artık neremle izlediysem yıllardır.
(mavimelce - 4 Temmuz 2009 00:23)
çocuklugundan nefret etmeyi, çocukluguna dair herseyi karalmayi kendini kurtarmak olarak algilayanlarin bir numarali günah keçisi.çogu zaman ,müzigine, sözlerine, ve inanilmaz cok yönlülügüne bile bile yüz vermeyip, amerikanin boyali basinin hedef gösterdigibir takim özelliklerine takilip kaldigimiz, en akli basimizda olanin bile hakkinda"oksijen cadirinda yatiyomush abi.", "cocun düdüklüyomush abi", "rengini actiriyo koduum"dedigi sahsiyet.milyonlarca dolarin arasinda yasayan bir yanliz adam.(cocuk)
(otisabi - 16 Mart 1999 00:00)
cnn saatlerdir aralıksız muazzam güzellikte bir mj yayını yapıyor. uri geller da michael jackson'ın arkadaşlarındanmış. gözlerine bakıp "iyi misin sen?" demiş, 10 saniye kadar duraksamış michael, "ben çok çok yalnız bi adamım." demiş. insan ağlamamak için kasıyor.aynı yayında sony epic records'ın menejerlerinden biri, mtv'nin eskiden afroamerikan klipleri yayınlamayan bir kanal olduğundan bahsetti. beyaz olmak istemesini yadırgamak ne derece doğru? sanki bir sabah uyanmış da "ben beyaz olcam" demiş gibi? sordun mu hiç niye diye? sormadın biliyorum, malsın çünkü. ayrıca içimizdeki özgürlükçü dangalakların söz konusu michael jackson olunca dogmatik piçlere dönüşmesini hayretle karşılıyorum. faşistlik bunun adı. adamın bireysel kararı, kendi seçimi doğasına karşı gelmek. peki sana gireni çıkanı ne? ne tür bir ahlakçılık bu? siyah doğmuş, beyaz olmak istiyor? seni ilgilendiren kısmı nedir? zenci misin kanına mı dokundu? sen o kalıbına bakanın adam diyeceği tipinle kaşlarını kız gibi incecik almıyor musun, abuk sabuk saçlar sakallar yapmıyor musun, makyaj yapmıyor mu insanlar istedikleri gibi gözükmek için? mj bunu yalandan değil, kökünden yapmak istedi. giriştiği iş başlı başına yine bir cesaret örneği; hem sosyal, hem de fiziki açıdan. adamın kararına ancak saygı duyulabilir, onun yerine hepsini öldüğü gün yapmış gibi salak salak yazılıp çiziliyor. hayır o kadar da mal bi konu ki, yani "beyazlamaya çalışıyodu, öldü, normal bişi" demek seni ancak göt oğlanının teki yapar, başka hiçbi boka yaradığı yok. ne yani papağan gibi niye aynı boku yazıp çiziyorsun gerzek ibne? çocuğunu camdan sallamış da bilmem ne, ee yani n'oldu salladı yanlış bi iş yaptı da ölmeyi mi hak etti, bütün muazzam sanat hayatı çöpe mi atıldı? ben olsam ben de yapmazdım ama ben de mj değilim zaten. şu siteye yazmaktan başka hiçbi boka yaramayan sizin gibi sikko tiplerin albümleri 750 milyon satsaydı taksim'de götünüzü siktirirdiniz gibime geliyor. adam beraat etmiş, ki binbir türlü komplo teorisi dönüyor zaten, hala pezevenkliğini yapmış kadar emin bi şekilde çocuk istismarında bulunduğunu söylüyorsun. yahu nasıl oluyor da bu kadar eminsin, ha malakcan? git cem garipoğlu kovala olm sen, "nası yakalanmaz yeaaaa" yaz sen.o michael jackson'dı yani. prodüksiyon paketlemelerine muhtaç olmayan başlı başına bir star, bir üst yetenek. megastar bu. dişisinin madonna olduğuna dahi inanmıyorum, dengi yok onun. bu çok özel bir şey, buna saygı duyulmalı, mj'e tanıklık etmiş olmak şu boktan dünyada güzel bi şans. sabahtan beri konuşan herkes ama herkes, bütün otoriteler, gelmiş geçmiş en başarılı, en önemli sanatçı olduğunun, o olmasaydı müzik piyasasının bugünkü kadar gelişmiş/kuvvetli olmasının mümkün olmadığının altını çiziyor. senin gibi dangalağın teki değildi yani. ama senin gibi yaşamasını, hayata senin gibi bakmasını, senin gibi düşünmesini bekliyorsun. şimdi gördüğü dışlanma ile beyazlamaya çalışan mükemmelliyet takıntısı olan bi megastar mı maldır, yoksa sen mi? yani dünyaya tek katkısı kanalizasyona gönderdiği bok olan ezik ibnelerin o bokları yönlendirebileceği son adamdı belki de. yahu mallığın boyutu "sanat yönünün eksikliğine" gibi cümleler kurabilen embesillerin varlığından belli. lady gaga ile büyüyen nesil anlamaz olm bu işleri. fındık beyninizi yormayın. bu geoid çok özel bi şeyini kaybetti bugün.
(radioheadbanger - 26 Haziran 2009 16:44)
http://www.habervakti.com/?page=articles&id=1423nihal bengisu karaca yazmış"80'lere ve 90'lara hakkıyla damgasını vuran mj'nin derisi de müziği de 2000'lere geldiğinde iflas bayrağını çekmişti. diana ross'a âşık olduğu ve ona benzemeye çalıştığı, bütün ameliyatların nedeninin bu olduğu söylenir. delice, ama romantik olmadığı söylenebilir mi? özendiği vücuda benzeme, benzediği vücuda özenme. bir türlü yetişkin olamayan adamın çocuk sevgisini yozlaştıran ve pedofilinin sularına sürükleyen şey de belki bu paradokstu.bu tarafta beraat etti, çünkü bu tarafı toptan hipnotize etti. ama öte tarafta böyle bir şansı olduğunu sanmıyorum, zebani dediğin sonuçta, her türden artizliğe bağışıklık kazanmış bir görevli.."al işte başladılar öbür tarafla ilgili hüküm vermeye. sen kim oluyorsun da onu mahkum ediyorsun?sorgu sual meleği misin, zebani misin, allah mısın?yeter artık adamı yattığı yerde rahat bırakın bari!michael kime hesap vermesi gerekiyorsa kendisi verir, sen kendi vereceğin hesabın derdine düş!
(ahu - 1 Temmuz 2009 09:42)
sessizce giderken de yine müzik adına çok önemli bir iş yapan efsane;onun sayesinde birkaç gündür -normalde tahammül edilemeyen radyolarda bile- iyi müzik çalınıyor..
(hoba - 29 Haziran 2009 00:00)
muhtemelen bir kalp krizi sebebiyle hastaneye kaldırılmış. umarım ciddi bir şeyi yoktur.(bkz: cardiac arrest)http://www.foxnews.com/story/0,2933,529103,00.htmlhttp://www.tmz.com/…jackson-rushed-to-the-hospital/http://news.bbc.co.uk/2/hi/americas/8119951.stmkarmamın michael jackson olduğu gecede böyle berbat bir haberi (ve ne yazık ki daha berbatını) sözlüğe vermem ise ironik.
(cigara boregi - 26 Haziran 2009 00:06)
büyük adamdı. pop bu zamana kadar michael jackson ve michael jackson olmaya çalışanlar olarak ikiye ayrıktı. şimdi sadece michael jackson olmaya çalışanlar kaldı. vereceği konserler için çok heyecanlanıyordu, zayıf bünyesi stresi kaldıramadı sanırım. "kişinin büyüdüğünü anladığı an" da bu olsa gerek. kral yok artık. şarkılarını dinlemek eskisi gibi tat vermeyecek, kalp kıracak. ölümü üstüne espri yaptığını sanan embesillere her türlü küfrü saydırıyorum, duyurmak isterim bunu da. hadi buralardan birileri ölünce sözlük başında byte siyaseti yapan bi yavşak olduğun için arkasından yardırıyorsun da, michael jackson sana n'aptı arkadaş götünü mü sikti? tenini beyazlatmışmış, sana ne sik kafası? babanın teni mi? adam ölünce mi fark ettin? sübyancıymış da çocuklara kayıyormuş. yaparken ucunu mu tuttun nerden biliyorsun? siktirin gidin ya. sözlükçü dediğin sırtlan sürüsünden başka bi bok değil amına koyim.
(radioheadbanger - 26 Haziran 2009 01:39)
kesin kaynakla teyid edebilmiş değilim ve mj fanlarının yardımını beklemekteyim ama internette okuduğum kadarıyla kendisine ilk taciz davasını açan şerefsiz ailenin piçi açıklama yapmış ve herşeyin tezgah olduğunu itiraf etmiş.ulan, orospu çocukları, sizin şerefsizliğiniz yüzünen mj son 10 yılda kendini toparlayamadı ve ölüme vardı. o zaman ki palavranızı, misli ile şimdi gerçekten size yapacaklar, böyle güzelce tecavüz edilecek, üstüne birde işkence çakacaklar, müzik tarihinin en önemli adamlarından birinin ruhuna ettiğiniz tecavüze karşılık, yine karşılık bir ceza değil ve siz yine adam olmazsınız. allah belanızı versin, allah belanızı versin, tüm iftiracı orospu çocuklarının allah belasını versin, hepinize lanet olsun.not:ek$i'deki en sert ifadelere sahip entrym için tüm okuyuculardan özür dilerim, 3 gündür kendime gelebilmiş değilim, gözler nemli ''remember the time'' diyorum, ve ''hiç unutmadım ki''. kim çocukluğunu unutabilir?
(anoktale - 29 Haziran 2009 02:50)
ölümünden sonra bile hissettirdikleriyle fark yaratandır.hayata gözlerini yumduğunu öğrendiğim andan beri kafamın içinde sürekli o var. uyanıyorum, kahvaltı ediyorum, gündelik olaylar yaşanıyor, arada gülüyorum ama zihnimin bir köşesinde hep o. sanırım televizyonda sürekli michael jackson tribute yapan kanallar açık olduğundan uyurken bile fon müziği olarak onun parçalarını duyuyorum. herhangi biriyle muhabbet ederken bile konu ne kadar alakasız olursa olsun ondan bahsetmek, karşımdaki kişiyi de yasıma dahil etmek istiyorum.ve bunlar tek birşeyden kaynaklanıyor ne yazık ki..pişmanlıktan..ona karşı vicdanen rahat değilim/z.. çünkü gördük ki ona karşı,onu anlamaya karşı biraz bile çaba sarfetseydik ona karşı bu kadar acımasızca yaklaşmayacaktık. bu son 3 gündür bunu yaptık. daha doğrusu basın görevini her zamanki gibi birşeyleri değiştiremeyecek kadar geç olduğunda yaptı.hakkındaki belgeselleri izledik,hayat hikayesini, babasının çocukken ona yaklaşımını öğrendik..ve vermemiz gereken insani tepkiyi verdik. belki de ilk defa gerçekten bu kadar çok kişi onun vitiligo olabileceğine,bazı cingözlerin onun çocuk sevgisinden nasıl acımasız çıkarımlar yapabileceğine inanıyor.halbuki bundan bir hafta önce, yani dünyanın daha güzel olduğu bir zaman, yüzü insan yüzü formundan farklı olduğu için mj insan olarak da görülmüyordu, görülmüyordu ki bir insanı dibe vurduracak ölçüde eleştirilere, suçlamalara maruz kalıyordu. tam bir edward scissorhands hikayesi yani, sırf farklı diye..hatta sanki tim burton tamamen mj i anlatmış gibi..halbuki bu bahsettiğimiz 58 senesinde doğmuş bir insan yahu.. bir insan..isterse bu hali tamamen kendi hatası olsun.. sonuçta sabah kalkıp aynaya bakınca birçok kişinin "yaratık" gibi dediği suratını kendi görüyor.. ve kimbilir nasıl üzülüyor..üzüntüsü yetmezmiş gibi bir de bunlarla dalga geçenlere üzülüyor.. hem de bu adam ağır fiziksel ve ruhsal hastalıklarıyla uğraşan, aşırı kırılganlığıyla nam salmış biri..biz insanlık olarak kendimizi affedip vicdanen nasıl rahat hissedeceğiz? belki başka bir efsaneye günü geldiğinde insanmış gibi davranarak..sorun şu ki efsaneler de kolay kolay gelmiyor..
(fleur de lys - 30 Haziran 2009 00:01)
sene 1995, deli gibi aşığım ama kızın bundan haberi bile yok, kızın hakkında tek bildiğim deli gibi maykıl hayranı olduğu ve bir gülüşünün uğruna dünyayı hiç düşünmeden yakacağım... iş için istanbul'a gidiyorum, dönüşde galatasaray lisesi karşısındaki bir kasetciden bir history albumu alıyorum, ankara'ya döner dönmez gidiyorum kızın karşısına senin için bunu aldım diyorum, o kadar seviniyor ki anlatamam uzanıp yanağıma bir öpücük konduruyor elim ayağıma dolaşıyor bacaklarım titriyor... işte karımla benim hikayem böyle başlıyor ve başlamasında hiç şüphesiz çok çok önemli bir role sahip maykıl, işte bu yüzden kendisine teşekkür ettiğim ve rahat uyu dediğim abidir.
(tathar - 26 Haziran 2009 10:39)
hayatı boyunca sürmene'de köyde yaşamış rahmetli annanemin tanıdığı yegane yabancı şarkıcıydı kendisi. umarım aradığı huzura kavuşmuştur..
(stanley weber - 26 Haziran 2009 15:30)
exhibition'a yarak kürek fotolar yükleyip pm bekleyen bir kısım yavşaktan daha şerefliydi, orası kesin.
(captious - 19 Haziran 2010 15:18)
bundan birkaç yıl önce kızılay'da gima'nın olduğu taraftan ykm'ye doğru karşıdan karşıya geçmek için bekliyorduk ki, dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer tam bizim*** önümüzdeki kırmızı ışıklara yakalanmıştı. genelde olduğu gibi konvoyu ışıklarda bekledi. biz de kırmızıda bekleyen cumhurbaşkanı görmenin yavşaklığı ile makam araçlarının önünden moonwalk ile geçmiştik. sezer bizi gördü mü bilmem ama çevredeki üç beş kişi daha bize yani mj'in evrensel hareketlerini taklitimize katılmıştı. biz o gün, michael jackson sayesinde çok güzel bir anıya sahip olmuştuk. ve son bir şey;ona badem gözlü diyenleri de ajdar anik'e havale ediyorum.
(asu - 29 Haziran 2009 00:28)
"anahtarlarım, cüzdanım, cep telefonum yerlerinde mi?" kontrolünü yaparken ceplere yapılan seri hamleleri özetleyen dans figürü.*
(has sushi - 24 Nisan 2003 16:05)
arkasından gevrek gevrek "500 milyon borcu varmış" diyerek horgörülüyor. ulan sana mı var sanane öküz. özür dilerim öküz lafı için. ama bi dakka ulan adamın neverland'ı var dahası içinde zürafa besliyor borcu varsa satar öder öküz. yahu özür dilerim tekrar.
(dereotundannefretederim - 29 Haziran 2009 00:24)
Yorum Kaynak Link : michael jackson
Adında Ara Konuda Ara Ekşi Yorumda Ara
Puan (En Az) Oy Sayısı (En Az) Yıl (Aralık) Süre-Dakika (En Çok)
Adı
-Hepsi- Aile Aksiyon Animasyon Bilim Kurgu Biyografi Cinayet Döküman Drama Fantazi Film Noir Gerçekçilik-Tv Gizemli Heyecanlı Kısa Film Komedi Korku Macera Müzik Müzikal Romantik Savaş Spor Tarih Western
-Hepsi- ABD Afganistan Almanya American Samoası Andorra Angola Antartika Arjantin Arnavutluk Aruba Avustralya Avusturya Azerbeycan Bahamalar Bahreyn Bangladeş Barbados Batı Almanya Belçika Belize Bermuda Beyaz Rusya Birleşik Arap Emirlikleri Bolivya Bosna-Hersek Botsvana Brezilya Brunei Bulgaristan Burkina Faso Burma Butan Cape Verde Cezayir Chad Congo Costa Rica Croatia Czech Republic Çad Çek Çekoslovakya Çin Danimarka Djibouti Doğu Almanya Dominican Republic Dominik Ecuador Ekvador El Salvador Endonezya Eritrea Ermenistan Estonia Estonya Ethiopia Etiyopya Faroe Islands Fas Federal Republic of Yugoslavia Fiji Filipinler Filistin Finland Finlandiya Fransa French Polynesia Gabon Gana Georgia Gine-Bissau Greece Greenland Guadeloupe Guam Guatemala Guinea-Bissau Güney Afrika Güney Kore Gürcistan Haiti Hırvatistan Hint Hollanda Hollanda Antilleri Holy See (Vatican City State) Honduras Hong Kong Hungary Iceland Irak Iran Isle Of Man Israel Italy İngiltere İran İrlanda İspanya İsrail İsveç İsviçre İtalya İzlanda Jamaica Jamaika Japan Japon Jordan Kamboçya Kamerun Kanada Katar Kazakhstan Kazakistan Kenya Kıbrıs Kolombia Korea Kosova Kosovo Kuveyt Kuwait Kuzey Kore Küba Kyrgyzstan Laos Latvia Letonya Liberia Liberya Libya Liechtenstein Lihtenştayn Litvanya Luxembourg Lübnan Lüksemburg Macao Macaristan Makao Makedonya Maldives Malezya Mali Malta Man Adası Marshall Islands Martinique Mauritania Meksika Mısır Micronesia Moğolistan Moldova Monaco Monako Mongolia Montenegro Moritanya Morocco Mozambik Myanmar Namibia Nepal Netherlands Antilles New Zealand Nicaragua Nigeria Nijer Nikaragua Norveç Pakistan Panama Papua New Guinea Paraguay Peru Polonya Portekiz Porto Riko Puerto Rico Qatar Republic of Macedonia Romanya Ruanda Rusya Rwanda Samoa Saudi Arabia Senegal Serbia and Montenegro Seychelles Sırbistan Sırbistan-Karadağ Sierra Leone Singapur Slovakia Slovakya Slovenya Solomon Islands Somali Somalia South Africa Soviet Union Sri Lanka SSCB Sudan Suriname Suriye Suudi Arabistan Şili Tacikistan Taiwan Tajikistan Tanzania Tanzanya Tayland Tayvan Thailand The Democratic Republic Of Congo Togo Trinidad and Tobago Trinidad ve Tobago Tunisia Tunus Türkiye U.S. Virgin Islands Uganda Ukrayna United Arab Emirates Uruguay Uzbekistan Ürdün Vanuatu Venezüella Vietnam Yemen Yeni Zelanda Yugoslavya Yunanistan Zambia Zimbabve
Çıkış Tarihi Azalan Puan+Oy Azalan Oy+Puan Azalan Puan Azalan Oy Azalan Yıl Azalan Eklenme Tarihi Azalan Son 1 Hafta Popüler Son 1 Ay Popüler Son 3 Ay Popüler Son 6 Ay Popüler Son 1 Yıl Popüler Son 2 Yıl Popüler Son 3 Yıl Popüler Son 5 Yıl Popüler Son 8 Yıl Popüler Son 10 Yıl Popüler Son 15 Yıl Popüler Son 20 Yıl Popüler Son 25 Yıl Popüler En Popülerler
Sadece Diziler Ödüllü Filmler Hint Hariç