• "milyonların hayatını kurtaran 60 milyar dolarlık bir ilaç firması gerçekten fantastik bir filmmiş."
  • "stuart hazeldine'ın seneryasonu yazdığı ve yönettiği yaklaşık 1 saat 40 dakika süren film."
  • "tek bir mekanda geçmesine rağmen gayet kendini izleten bir film.."
  • "filmin sonunda, izleyeni salak yerine koyduğunu bağıra bağıra söyleyen filmdir."
  • "(bkz: riks budur)"
  • "girişi, gelişmesi güzel sonu da eh meh olan bir film. açık nokta bulmak isterseniz cevaplanmamış ya da saçma sayılacak çok yer var ancak sürükleyici bir tarafı var, izleyin, onay verdim."
  • "güzel hoş film ancak film boyunca hep bir eksiklik var. ne olduğunu da bulabilmiş değilim ancak o eksiklik hissi hiç bırakmıyor izleyiciyi film süresince."
  • "başrolünde 'white' rolüyle kıvanç tatlıtuğ'un oynadığı film.*"




Facebook Yorumları
  • comment image

    ingiltere ve amerikada bazı film festivallerinde* * * yer almasına rağmen sanırım bu ay içerisinde çoğu yerde vizyona giriyor.

    karakter analizi, insan davranışları *, piskolojik çözümlemeler üzerine olağanüstü bir film olduğunu burdan söyliyeyim ben yine de. iş görüşmelerine bol bol gittiğim şu günlerde nasıl da kendimi filmin atmosferinde hissettim bilemezsiniz. neyse ben spoiler gireyim de nolur nolmaz:

    --- spoiler ---
    nerdeyse iş hayatında karşılaşabileceğimiz bütün karakterleri en manyakça şekilde ortaya koymuş. herkesin ayağını kaydırmaya çalışan sorunlu orospu çocuğundan, gelin canlar bir olalım diye bi tarafını yırtan duygusal adama kadar herkes var. belki de tek adam olabilecek kapasitedeyken bir anlık dikkatsizliği yüzünden oyundan diskalifiye olanlar, şeytana pabucunu ters giydirip de risk alamayanlar...
    sonunda kimin ne olduğunu görünce dumur oluyorsunuz haliyle.

    iyi olan kazansın!

    (brit aksanını da çok severim, onu da söylemiş miydim?)

    ---
    spoiler ---


    (armandez de vitoro - 12 Haziran 2010 15:09)

  • comment image

    --- spoiler ---

    iyiydi hoştu da sonu çok çok basitti. hani eskiden kelime oyunlu bi bilmece vardı: arabanın arızası eksiği yok deposu dolu ama arabaya gitmiyor neden? çünkü depo"su" doluymuş. hehehe. aynı böyle bir sondu. heyecan verici bir film olsa da sonu tatmin edici değildi.

    ---
    spoiler ---

    edit:imla


    (eugenol - 13 Haziran 2010 20:57)

  • comment image

    sonu hiç tatmin etmemiş olsa da o sona gelene kadar gayet tatmin etmiş filmdir. özellikle sona kalan kişinin yürüme sahnesi ve flashbacklerde "yeter artık, neydi şu soru, söyleyin artık hadi" diye kıvrandırır durur. yeni işsiz bünyemde de soğuk duş etkisi yaratmış, abbaauv dedirtmiştir


    (iadeli taahhutlu - 5 Mart 2011 17:31)

  • comment image

    farklı bir film. phone booth'daki gibi dar bir alan içinde gerilimi sağlıyor.
    kuzeni saw gibi de fazla kanlı değil.
    gerilim diyaloglarda.
    senaryo bazı yerlerde zorlama kalıyor: sınava katılanların davranışlarını belirleyen erekler fazla abartılı.
    tabi filmin geçtiği tarih ve şartları bilemediğimiz için de kişilerin davranışlarını anlamıyor olabiliriz.
    sonu tahmin edilebilir ama filmin tümü merak duygusunu sürekli ayakta tutuyor.
    aslında geriye yaslanıp filme uzaktan bakınca bu filmin neyinden heyecanlandım diyebiliyorsunuz ama izlerken bu soru aklınıza gelmiyor.


    (dilmacevirmen - 28 Mayıs 2011 23:16)

  • comment image

    ağızdan, damardan ve götten sonra mermiylede ilaç alınabileceğini biz fanilere gösteren film. filmin özü için de spoiler'a buyursunlar efendim.

    --- spoiler ---
    - sana bir soru sorabilir miyim?

    - eee sordun işte.

    - ebenin amı.
    ---
    spoiler ---


    (sryche - 3 Ocak 2012 19:53)

  • comment image

    yine tum enerjisini izleyiciyi 90 dakika boyunca diken ustunde tutmak icin harcamis, bu konuda basarili olmus, ancak bunun disinda hicbir katman barindirmayan bombos bir film ile karsi karsiyayiz. 90 dakikayi guzel gecirtiyor amma velakin film bittikten sonra agizda kalan kekremsi tad icin ne diyecegiz? yine gidebilecegi pek cok yol olup bunlarin hicbirine yonelmeyen bir seyirlik. bu "seyirlik" lafini da hayatimda ilk defa kullandim. cok da memnun kalmadim su saniye itibariyle.

    iki ornek verelim: 12 angry men ve das experiment.

    12 angry men tek odadaki 12 juri uyesi arasindaki tartismayi, tartisma seraitleri, manipulasyon, saf akil yurutme (reasoning) ve kendine guven gibi konulardan ele alip, gittigi yolda herseyi eleyerek oldukca temiz bir sonuca baglaniyordu. orada bulunan insanlar gibi bizim de aslinda ne oldugunu bilmedigimiz dava sureci, finalde yine kararin dogru olup olmadigni bilemedigimiz bir noktada bitiyordu. ve tum bu muglakligin icinde kararin dogruluguna duydugumuz tatmin hissi filmi izledikten sonra da pesimizi birakmayan garip analizleri tetikliyordu. das experiment ise akil yurutme ve manipulasyon gibi ust beyin asamalarini atlayip direkt en temele inerek, bir ortamdaki insanlarin psikolojilerinin dis uyaranlara bagli ne kadar uclara itilebilecegin gosteren bir filmdi. gercek bir hikayeye dayanmasi da isaret ettigi seyi (isteyen bunu naziler zamaninda nasil o kadar zalim olabildi? olarak alsin) derinlestiriyordu.

    exam'in tum "iyi kotarilmis" haline ragmen patladigi nokta da iste tam burasi. filmin finaliyle beraber isaret ettigi, soylemeye calistigi hicbir sey olmadiginin farkina variyoruz. baska sartlar altinda bu sorun olmaz, gerilim filmi iste ne ariyon baska ibibik? der geceriz ancak filmin gidishati hic oyle degil. grup dinamiklerini desip bir pattern cikartmak gayesi tum filmi fistekleyen temel durtu. filmin ilk dakikasindan itibaren en buyuk gerilim "kim kalacak? ve niye o kalacak?" sorusu. spoiler gibi olmasin ama finalde kalan adayimizin kritik kararlardan hicbirine katilmayan, hicbir liderlik ozelligini goremedigimiz, hicbir fikri ortaya atmamis kisi olusu hangi grup dinamigi teorisiyle aciklanabilir, anlayan beri gelsin.

    --- spoiler ---

    kendisini yalarim o ayri. ben de ilk saniyeden onu secerdim. boyle testlere ne gerek.

    ---
    spoiler ---


    (kontra - 4 Ocak 2013 18:27)

  • comment image

    bir film çekilirken ilgi uyandırmak ve insanları şaşırtmak veya eğlendirmek için herhangi bir konuda gerçeklikten kopulup bambaşka dünyalar yaratılmasından rahatsızlık duymuyorum. gerçek hayattan pek çok kesit, pek çok hikaye bu şekilde abartılarla renklendirilip seyretmeye değer hale getiriliyor. fakat yine de bu filme bu özelliği üzerinden eleştiri getireceğim çünkü iş mülakatı, şirketler, insan kaynakları, kariyer falan gibi artık duymaya, görmeye dahi zor tahammül ettiğim olguları, içerisinde kendime en ufak bir yer bulamadığım bir dünyayı konu alıyor. ve zaten normalinden bile tiksindiğim konunun karakterlerce aşırı derecede ciddiye alınmasını, yergi amacı taşımayan bir kurguda karşılaştığım zaman sinir bozucu buluyorum.

    --- spoiler ---

    geçen senelerde el metodo'yu izlerken böyle düşünmemiştim galiba, belki zamanla daha bir gına geldi iş, şirket, pozisyon mevzularından (halbuki çok içinde de değilim, neyse). şimdi bir şirket, öyle bir şirket ki altı üstü işe yeni bir çalışan alası geldiğinde, sanki insan beyninin tüm işleyişi çözülmüş, nöron haritası falan çıkarılmış da "tasarladığımız şu esrarengiz test düzeneğinde şu enteresan tavırları sergileyen yönetici adayı pazar payımızı orta vadede %4,21 oranında artırır" şeklinde net bir analiz yapılması mümkünmüş gibi biyo-psikomatematik (götten salladığım bu terim tüm ik çalışanlarına gelsin) davranış değerlendirme süreçleri kasıyor. grup dinamiği modellemeler, varlığı yokluğu, niteliği belli olmayan sorulara cevap, sorunlara çözüm aramalar, adayları söz konusu işin önemine binaen gergin ortamda yaka paça birbirine düşürmeler, ara sıra çeşitli sazan.avi teknikleriyle adam elemeler lakin bunun da oyun içinde oyun olma ihtimalini, there is no spoon aydınlanmasının yakın olduğunu alttan alttan hissettirmeler... sadece işe birisi alınacak, bütün tantana bundan kaynaklanıyor. ne yaptıracaksınız abi bu elemana? galaksiye içişleri bakanı mı alıyorsunuz, darth vader'a halkla ilişkiler danışmanı mı lazım, matrix'in teknik müdürünün emekliliği mi geldi, nedir yani? böyle şirket mi var, bizim yaşadığımız dünyada bu kadar istisnai bir pozisyon mu var? ulan koskoca allah peygamber seçerken böyle mülakat yapmamıştır la.

    yukarıdaki paragraf benzer filmlerdeki ortak özelliklere yönelttiğim bir eleştiri. exam'de ise tasarlanan testin aslında insan psikolojisi ve herhangi bir iş için gerekli yeterlilikle de pek az ilişkisi var. daha çok, alakasız bir bulmaca gibi. bu türde bilgisayar oyunları var. ben pek hakim değilim oyunlara ama mesela crimson room diye bir tanesi hatırladığım kadarıyla aynı mantığı içeriyordu. kel alaka şeyler deneyerek tutturmaya çalışacaksın. yukarıdaki aydınlatmanın camı + denyo herifin (ceo çıktı) gözlüğüyle bakınca kağıttaki yazı okunuyormuş. oyun manyağı bir velet tüm adaylardan önce çözerdi bu meseleyi. ama bir bilgisayar oyununda değil ciddi bir iş görüşmesinde olduğunun bilincindeki bir adayın yapacağı şey, mülakat salonunun ışıklarını kırmak falan değil, kağıda "risk budur" cinliğinde bir şeyler yazıp kazanmayı ummak olurdu.

    ve bir grup aday, öyle adaylar ki altı üstü maaşlı çalışmak üzere bir şirkette yeni bir işe başvurmayagörsünler, kendilerine çizilen sınırları, mülakatın deneysel kurallarını pavlov'un köpeklerinden bile daha içten benimsiyorlar ve yarışma heyecanını, kazanma hırsını her türlü şerefsizliği mübah sayacak derecede derinde besliyorlar. la oğlum hayatınızda hiç mi başka bir şey yok? aç mısınız, evsiz misiniz? o şirkete giremeyince kıyamet mi kopacak? daha iyi pozisyondur, bonusları iyidir, eyvallah da, öne çıkmak için göstere göstere puştluk yapmanın, denk getirdiğinin ayağını kaydırmanın, hatta kaba kuvvete başvurmanın, adam dövmenin nasıl bir açıklaması var? zaten böyle böyle sivrilen adayı işe alan şirketten bir hayır gelmez. ki olayın iş görüşmesinden şebeklik yarışı-ihanet çemberi karışımı hibrit bir toplantıya kaymaya başladığını zamanında tespit edebilmen lazım ve o noktada onurlu bir insana düşen tek şey "sikeyim yapacağınız işi" deyip çıkmaktır. şirket için babasını satacak insanlar, şık giyiniyorlar ama, o kadar itici görünüyorlar ki, o kadar olur. bu tipler kendilerine olduğu kadar filme bakışı da olumsuz etkiliyor (genel bir yergi içermediği için).
    ---
    spoiler ---

    neyse, kızdım epeyi ama fena film değil yine. izleyin.


    (jvvd - 10 Temmuz 2013 21:22)

  • comment image

    izlemenin bir şey kaybettirmeyeceği film. ancak bu tür beyin kaşındıran filmlere aşinaysanız bu biraz hafif kaçabilir.

    --- spoiler ---

    konusunu okuduktan sonra filmi biraz beklentiyle izlemeye başladım. etkileyici bir başlangıcın ardından tahmin edilebilir bir seyre girdi. karakterlerin bir süre "mantık" çerçevesinde hareket ettikten sonra birbirlerine saracaklarını ve işi şiddete dökeceklerini tahmin edilebilir bir şeydi, nitekim de öyle oldu. bu süreçte bence filmin en önemli eksiği karakterlerden hiçbirinin "fransızca konuşan garip adama" herhangi bir ilgi göstermemesiydi. öyle ya yaratılan senaryoya göre önünüzde öyle bir iş olanağı var ki bütün hayatınız değişecek, hatta hayatınız kurtulacak... kurum size "önünüzdeki 80 yılı" öneriyor, yani ortalama ömrünüzü uzatacaklar. hepiniz bir şekilde seçilmiş insanlarsınız; bunu en başta sınav sorumlusu amca da söylüyor ama ne hikmetse kimse kendince bir şeyler geveleyen, kimseyle konuşmayan ve hatta ağlayan, inleyen adama "ulan hepimizi anladım da bu herif kim, nasıl buraya geldi" demiyor.

    diğer yandan karakterlerin şiddete eğilimi ise ani ortaya çıkıyor ve inandırıcılıktan uzak. narsist arkadaşın diğerini hileyle dışarı attırması dışında ne siyah'ın ne de kahverengi'nin şiddetlerine dayanak olabilecek bir uyaran var. dolayısıyla bu durum filmi etkileyici olmaktan uzaklaştırıyor ve ister istemez "e ama yok artık" dedirtiyor.

    filmin sonuna doğru beyaz'ın çileden çıkması ve silahı alıp insanları ölümle tehdit etmesi ise aslında filmin kendi yarattığı gerçeklik algısını bir nevi kendisinin bozması anlamına geliyor. zira hedefe ulaşmak için "cinayet" işlenmesi, hedefin iş elde etmek olduğu durumda fazlasıyla ağır kalıyor. ortada hayat, hastalık tedavisi vb. sebepler de olsa film bizlere bundan bahsetmediği, bu derinliği katmadığı için bu açıdan da yırtamıyor.

    filmin sonu ise "güzel fikir bulduk, fena da işlemedik ama bunu bir sonuca bağlamak lazım" şeklinde hareket edilmiş izlenimi veriyor. son, izleyiciye hemen hemen bütün cevapları veriyor ama bu cevaplar daha çok soru yaratmaktan başka bir işe yaramıyorlar. özellikle de kağıdın üzerindeki kırık cam parçası ve gözlük merceği ile okunabilen yazı gerçekten anlamsız ve efsane "risk nedir" sorusu kadar tatmin edici olmuş.

    işi ise -en başta direkt elenen hanımefendiyi saymazsak- en erdemli ve masum olan kazanıyor ki bu da yapmacık zira filmi izlerken sarışın'ın neredeyse kasten olayların dışında kaldığını ya da bırakıldığını hissediyorsunuz. karakterler adeta bilerek onunla iletişime girmiyor. zaten en az onun hikayesini öğreniyoruz.

    nihayetinde oldukça orijinal bir fikirden yola çıkılmış ancak o kadar da orijinal olamamış bir film karşımıza çıkıyor. en son olarak da the cube ile benzerlikleri de gözden kaçırmamak lazım.

    ---
    spoiler ---


    (salihdt - 16 Aralık 2013 23:43)

  • comment image

    girişi, gelişmesi güzel sonu da eh meh olan bir film. açık nokta bulmak isterseniz cevaplanmamış ya da saçma sayılacak çok yer var ancak sürükleyici bir tarafı var, izleyin, onay verdim.


    (struct - 9 Eylül 2014 16:55)

  • comment image

    güzel hoş film ancak film boyunca hep bir eksiklik var. ne olduğunu da bulabilmiş değilim ancak o eksiklik hissi hiç bırakmıyor izleyiciyi film süresince.


    (oziloz - 20 Ekim 2014 23:41)

  • comment image

    her korku filmi gerilim değildir. her gerilim de korku değildir. bu film de "korku" olmayan güzel gerilimlerden biri çıktı.

    tek mekanda az sayıda oyuncu ile geçen filmlerden hoşlanıyorsanız çok seveceksiniz.

    filmden saw serisinin ilki (diğerleri bana göre hiçbir halta yaramaz ama ilki efsanedir), the cube (aynı şekilde serinin ilk filmi), man from earth, 12 angry man ayarında keyif aldım.

    --- spoiler ---

    kısaca özetlemek gerekirse içeriğini bilmediğimiz bir şirket 80 dakika sürecek bir sınavla 8 adayı sınava alıyor. 8 adayımız da değişik bir odada sınava giriyorlar. tek bir soru var ama o sorunun ne olduğunu bilmiyorlar. ama uymaları gereken kurallar sınav gözetmenince bildiriliyor. hikaye bu yönde devam ediyor.
    ---
    spoiler ---

    böyle anlatınca "amaan böyle film mi olurmuş" demeyin. dediğim kriterler size uyuyorsa beğeneceğinizi düşünüyorum.

    ımdb 6.9 vermiş ama bence 8/10


    (peacer r - 17 Ocak 2015 11:15)

Yorum Kaynak Link : exam