haftasonu sabahları erken kalkmak içn bir motivasyon aracı olduğunu düşündüğüm çizgifilm. herhangi bir alarm kullanmadan mucizevi bir şekilde uyanıyor ve televizyonu açıyorum.her nasılsa 30. kanalı tuşluyorum. hafta içi şöyle saat 8:30-900 civarı olsa da işe geç kalmasam.

bu kadar sakar ve beceriksiz bir yaratığın kahraman olması, bana kendi çocukluğumu hatırlatıyor; ulan o vakitler böyle bir kahraman olacaktı ki, biz de özdeşlecektik diyorum ister istemez. he-man'ler, voltronlar falan kahramanlar hep kusursuzdu biz çocukken anasını satayım. oysa biz fena halde kusurluyduk. ne bileyim altımıza yapıyor, ayakkabımızı bağlayamıyor,doumuzu toplayamıyor, yemeği üstümüze başımıza döküyorduk; sümüklüydük mütemadiyen. özgüvenimizi kaybedeyazdık o kusursuz kahramanlar yüzünden. ancak rehabilete oluyoruz sünger bob ile...

(ama arkadaslar iyidir - 6 Ocak 2008 11:46)

memati ile birlikte ekranların en sevilen karakteri..

(solu - 14 Nisan 2008 11:52)

"kapı kolu yalamak diğer gezegenlerde yasadışıdır" ve "ben korkularımla yüzleşmek istemiyorum, ben onlardan korkuyorum" gibi şahane sözlerin sahibi, evde olsa bütün gün oynasam deniz anası avlasam falan dediğim süper bi sünger..

(sayilarin kontu - 6 Ağustos 2009 18:20)

küfürlerinin yunus sesiyle sansürlendiği bölümle gülmekten kırıp geçirmiştir.

(jason305 - 12 Şubat 2011 16:04)

hafta sonları sucuklu yumurta, tahin-pekmez ve taze ekmekle beraber güzel bir kahvaltının olmazsa olmazıdır. sırıtarak izliyoruz.

(nabulimut - 14 Mayıs 2011 11:50)

iddia ediyorum bu dizi kapitalizmin the smurfs'a cevabıdır.
şöyle ki;
izlediğim bölümlerden birinde bay yengeç'in gözünü para hırsı iyice bürüyor ve yengeç restorantı 24 saat çalıştırma kararı veriyor.
salak sünger bob ise hiç bir itirazda bulunmadan, işini sevdiğini söyleyerek hatta iitirazdan ziyade sevinerek 43 gün uykusuz çalışıyor.
o anda squidward ne yapıyor? itiraz ediyor. çalışma koşulunun saçmalığından bahsediyor.
ama hiç kaale alınmıyor, geçiştiriliyor, dinlenmiyor.
çünkü neden? squidward komünizmi sembolize etmektedir.
kapitalizmin gözünde kaale alınmayan değersiz itirazlardan başka bir şey değildir.
sünger bob dediğimiz gerizekalı, kapitalizmin istediği işçi tipini sembolize eder. salaktır ama bunu saflık olarak bize yutturur.
bay yengeç ise zaten kapitalizmdir. dizinin en sempatik tipi rolüne bürünmektedir.
ama 100 çocuğa sorup bir anket yapsanız bu dizinin en sevilmeyen yüzü kesinlikle squidward olur.
işte böyle başarılı bir kapitalizm propagandasıdır.

(mka - 24 Temmuz 2011 12:12)

zararlı olduğuna %100 katıldığım çizgi film karakteri.. izlemesin çocuklar sünger bob.. misal benim ufaklık doğduğundan beri izliyor.. geçen marketteyiz, annesine bişi diyor ama annesi o an raflara bakıyor, adamın kurduğu cümle şu "anne neden bana odaklanmıyorsun? hep böyle yapıyorsun sen odaklanma problemi var sende!!" 7 yaşında adam bunu dedi. hep sünger bobdan oluyor bunnar..

yasaklansın bu. herkes yarrak dökümü izlesin olmadı tırtlar vadisi izlesin.. ilim irfan öğrensin biraz.

(larden loughness - 13 Eylül 2011 12:14)

--- spoiler ---

squidward: (spongie'ye doğru) sende olmayan her beyin için kenara 1$ koysaydım, şimdiye kadar 1$'ım olmuştu. ^*

--- spoiler ---

(domestos - 14 Eylül 2011 18:17)

love is handing someone a gun and letting it point to your head believing that he wont pull the trigger diyebilmiş sünger.

(muti - 14 Ekim 2011 01:01)

dizideki karakterler yaşadıkları denizin dışına, karaya çıktıklarında tüm özelliklerini kaybederler, komik ya da ilginç değillerdir, sadece bizim bildiğimiz gibi sıradan bir sünger, sıradan bir denizyıldızı, sıradan bir yengeç, sıradan bir ahtapot, sıradan bir sincap olurlar. tüm o eğlenceli, renkli dünyaları, gerçek insanların, biz izleyicilerin, gerçekten dokunamayacakları bir alanda oluşur. bizim onlara dokunabileceğimiz bir noktaya, karaya, geldiklerinde kendileri değil, bizim bildiğimizdirler.

http://img240.imageshack.us/…0/1588/13679381gk1.jpg

(adornookuyankimkaldibeyildirimbisenbiben - 8 Kasım 2011 22:11)

bunu izlerken kapitalizm güzellemesini bir tek ben mi görüyorum diyorum kendime, öyle bir çizgifilm. ya da ben öyle, gelişine bi insanım da bugüne kadar haberim yokmuş. yıllarca ezber edene kadar şirinler izlemiş, ama şirin babadan komünizme dair bir şey çıkaracağına adamcağızı bir mahalle muhtarı, bir encümen azası, tgrt yayın akışında göze çarpabilecek bir türkiye gazetesi reklamı amcası gibi algılamış olan ben, spongebob'da bir kapitalizm alegorisi görüyor, gördüğüme de kahrediyorum bir yandan. gerçi ben çizgi dünyayla siyaset bilimi arasında bilinçaltından altından bağlar kurmaktayım bu aralar ama (bkz: #26613809), burada kapitalizm güzellemesi var yahu. spongebob'ın o şuursuz mutluluğu aslında sarı ve delik beyinlerimize yapılan bir gönderme (yuh).

mr.krabs mesela, artı değer/surplus value sağlamak için spongebob'ı karın tokluğuna, üç kuruşa çalıştırmıyor mu? bi sigortası var mı garibin? ha?

spongebob ızgarasına, maşasına, ürettiği köftelere, kendine ve bikini bottom'ın geri kalanına yabancılaşmış bir biçare, bir sistem mağduru değil mi?

peki spongebob içinde bulunduğu koşulların ve yapının farkında olmayan, ağzı açık bir lümpen proleterya değil de nedir?

squidward mesela, her gün gırtlağına çökmek istediğiniz yavşak ve rekabetçi iş arkadaşınıza benzemiyor mu? benziyor diyorsanız, siz de bir süngerbobsunuz, karepantolonsunuz. birleşin!

(sinus grafigi - 4 Ocak 2012 02:38)

iddia edilene göre her karakteri 7 ölümcül günahtan esinlenilerek yaratılmış olan, hastası olduğum çizgi film karakteri ve çizgi filmin genel adı.

buraya upuzun kopyalamak yerine kısacık çevireyim dedim aşağıdaki web sitesinde yer alan 7 günah muhabbetli yazıyı:

http://www.omg-facts.com/view/facts/13033

*açgözlülük: bay yengeç
her şeyi para dönüştürmeye çalışan, hep daha fazlasını isteyen, hatta bir bölümde "parayla konuşabilseydim, onlara arkadaşlarınızı da çağırın" diyecek kadar para canlısı karakter.

*kıskançlık: plankton
bay yengeç'i serveti ve başarısı için kıskanan, ona bunları kazandıran formülü çalmak için kırk takla atan minik karakter.

*tembellik: patrick
bir diyalog yeterli:
- merhaba patrick, bugün ne yapacaksın?
- hiçbir şey.
8 saat boyunca yerinden bir kez bile kıpırdamayan patrick üzerinde "hiçbir şey" yazan yapılacaklar listesini çıkarır ve tik atar. hiçbir şey yapmayarak yapılacaklar listesini tamamlar.

*kibir: sandy
bu biraz tespiti zor bir özelliğiymiş sandy'nin ama özellikle karate maçlarında veya diğer güç gösterisi yapabileceği alanlarda kendini ortaya atması fazla gururundan kaynaklanıyor. ha bir de bikini kasabasında yaşayan tek kara canlısı olduğu için de kendisine tapıyor da diyebiliriz.

*öfke: squidward
hep şikayet etsin işinden, komşularından filan falan, hep böyle bir sevmesin, beğenmesin hiçbir şeyi, ha bire benim kıymetimi kimse bilmiyor diye kızsın millete öyle bir haller işte. türkçe seslendirmeni köksal engür'ün bağırmaktan sıkıldığına eminim; sinirli ve huysuz bir karakteri seslendirmek zor olsa gerek.

*oburluk: gary
ilk bakışta görünmeyen bir özelliği bu gary'nin. ama süngerbob onu beslemeyi unutunca, ya evdeki koltuğu yer ya da evden kaçar. hatta bir bölümünde süngerbob hafızasını yitirmiş ve gary de bunu fırsat bilip bir yıl yetecek kadar mamayı bir oturuşta yiyip oburluk sınırlarını zorlamıştı.

*şehvet: süngerbob
"bir şeye karşı aşırı istek duymak" diye açabiliriz bunu. işine karşı, dostu patrick'e karşı, etrafında olan onu seven sevmeyen, onu önemseyen önemsemeyen her şeye karşı aşırı isteği yedinci günahı tamamlıyor.

google'da görsellerde spongebob seven deadly sins diye aratınca da ilginç resimler çıkıyor, belirteyim.

ha ben çok severim bu sarı süngeri, çok çok çok severim. kaçırmam. izlerim her cumartesi pazar. tekrarı olsun yine izlerim. hep izlerim. çok severim. en sevdiğim çizgidir. silgisi, peluşu, not defterleri ne varsa toplarım. benim saf süngerim. çok severim ben onu.

sandy için "gurur" kelimesini kullanmıştım, doğrusu "kibir" olucakmış. uyarısı için bir tane daha yiyeyim sonra birakicam a teşekkür.

(negroja - 3 Mart 2012 19:41)

dizinin veteran süper kahramanları "denizkızı adam ve midye oğlan", "deniz adam ve midye çocuk" oldu sonradan. nickelodeon türkiye'nin "hele çocukların kafasını bulandırmayalım" hesabı geri basması değilse bu, olsa olsa rtük'ün işgüzarlığıdır. valla ben söyleyeyim, kesin böyle bir durum var. yani ciddi ciddi birilerinin aklından şöyle bir şey geçmiş; "bu ihtiyarın üzerinde bikinisi, ayağında pembe terlikleri var, öbürü de bununla takılıyor, kesin top bunlar. bari isimleri düzgün bir şey olsun ki sıkıntı çıkmasın". aynen böyle düşünülmediyse ben de denizkızı oğlan olayım.

(goldfield - 31 Mayıs 2012 00:33)

epeydir cnbc-e'dedir.

(barisunver - 10 Temmuz 2012 18:17)

bu sabah sıkıntıdan izleyeyeyim dedim de dublajı değişmiş.

lan... lan....

süngerbob'un dublajı değişir mi oğlum! değişir mi lan! başındaki şarkıyı da türkçe'ye çevirmişler...

(biri gitti kaldi 300 spartali - 29 Eylül 2012 11:00)

cnbc-e nasıl bir çıkmaza düştü ya da sorunla karşı karşıya kaldı da dublajını yapanları değiştirdi bilmiyorum ama bok gibi bir şey ortaya çıktığının farkındadırlar umarım. ender mutluluk kaynaklarımdan biri olan sünger bob, sünger bob değil sünger arif olmuş sanki. patrick de hüsamettin. umarım en yakın zamanda yaptıkları bu yanlıştan dönerler.

(oyokbuyoknevar - 29 Eylül 2012 17:08)

yeni seslendirenlerin dizi karakterlerine farkli ruh katmak yerine ruhlarini alip yok ettikleri birer dizeye evrilmiş!
cnbc-e seslendirenleri/dublajcıları haberimiz olmadan greve mi girdi? ve cnbc-e de thy'ye ozenip hepsini işten çıkarıp yerlerine kahveden elemanlar mı topladı nedir! bir hafta sonu zevkimiz vardi icine ettin cnbc-e tesekkurler!
*adamım patrick n'oldu o sesine öyle...

(omerce - 11 Kasım 2012 11:04)

şu an cnbc-e'de seyrediyorum ve acı bir şekilde bütün dublaj ekibinin değiştiğini gördüm. dublaj sanatçılarına haksızlık etmek istemiyorum ama izlenemez olmuş. sinirden bölüme yoğunlaşamıyorum. aslından daha iyi bir dublaj ekibi yakalamışken, bunu tümden değiştirmek hangi izana sığar anlaşılır gibi değil.

(gattsu - 26 Kasım 2012 18:37)

'eski bölümleri ve eski seslendirmesi ile' bayıla bayıla izlediğim çizgi film. o haliyle söyledikleri her şeye gülüyordum ciddi ciddi, isterse en bayat ilkokul esprileri gibi olsun yine de gülüyordum. yani şu yaşımda hala nickelodeon izleme sebeplerimden biriydi kendisi ta ki o berbat seslendirme olana kadar. eski bölümleri de aynı şekilde seslendirmişler bir de, yemin ediyorum eskiden katıla katıla güldüğüm espri nasıl iğrenç geliyor kulağıma tahammül dahi edemeyip kapatıyorum. eski bölümleriyle yetişkinlerin de izleyebileceği bir çizgi film derdim ama şuanki haliyle anca küçük çocukların izleyebileceği bir hal almış. o ne dandik bir şey olmuş öyle ya. neyse eski videolarla idare ediyoruz.

''hey patrick, evcil hayvan dükkanına eleman arıyorlarmış, kedi kumu olarak.'' ^*

(yuee - 14 Nisan 2013 01:58)

-are you ready kids?
-aye, aye captain!
-i can't hear you!
-aye, aye captain!
-ooooohhhhh:

who lives in a pineapple under the sea?
spongebob squarepants!
absorbent and yellow and porous is he!
spongebob squarepants!
if nautical nonsense be something you wish...
spongebob squarepants!
then hop on the deck and flop like a fish!
spongebob squarepants!
ready?
spongebob squarepants!
spongebob squarepants!
spongebob squarepants!
spongebooob squarepaaaaaaaaaants!
aaaahh-huh-haaaa
arrggghh!

(supernova - 19 Haziran 2004 18:14)